Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), başta İzmir’in körfez bölgesi olmak üzere birçok ilde mevzuata göre ‘depreme dayanıklı’ yapılacak yeni binaların dahi ilk depremde yıkılabileceğini söyledi.
Türkiye’de binalar Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerleri Hakkında Karar’da yer alan hükümleri dikkate alan mevzuat hükümlerine göre inşa ediliyor.
Ancak ‘mevzuata uygun’ binaların bile ilk depremde yıkılma riskiyle karşı karşıya kalacağı belirtildi.
Bu uyarısını Danıştay 6’ncı Daire Başkanlığı’na hem yazılı hem de sözlü olarak sunan JMO, kararın iptal edilmesini talep etti.
Ama mahkeme, bu uyarıya rağmen talebi reddetti. JMO, kararın iptali için bir üst mahkemeye başvuracak.
JMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan deprem mevzuatlarının temelini oluşturan kararın gerçek deprem riskini yansıtmadığını, deprem ivme değerlerinin olduğundan daha düşük alındığını söyledi.
Alan, Sözcü’den Erdoğan Süzer’e şunları söyledi: “Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerlerine göre İzmir Körfezi gibi bazı bölgelerin topografik, morfolojik ve jeolojik özelliklerinden dolayı, yapılacak yapıların deprem güvenli inşa edilmesini sağlamak mümkün değil. Bu bölgelerde mevcut yönetmeliğe göre bina yapılırsa o binalar yıkılabilir. Ağır can ve mal kayıpları yaşanabilir. Buralarda yapılacak binalar için daha yüksek ivme değerlerine göre proje hazırlanması gerekir. Oysa şu anda mevzuata uyumlu olarak daha düşük değerlere göre binalar yapılıyor. Yüksek ivme değerlerine göre bina yapılırsa depreme dayanacaktır. Ancak bu da olağanüstü pahalı olacağı için kamu yararına aykırı olacaktır. Sadece İzmir Körfezi değil, başka kentlerde de benzer sıkıntılar var.”
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), başta İzmir’in körfez bölgesi olmak üzere birçok ilde mevzuata göre ‘depreme dayanıklı’ yapılacak yeni binaların dahi ilk depremde yıkılabileceğini söyledi.
Türkiye’de binalar Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerleri Hakkında Karar’da yer alan hükümleri dikkate alan mevzuat hükümlerine göre inşa ediliyor.
Ancak ‘mevzuata uygun’ binaların bile ilk depremde yıkılma riskiyle karşı karşıya kalacağı belirtildi.
Bu uyarısını Danıştay 6’ncı Daire Başkanlığı’na hem yazılı hem de sözlü olarak sunan JMO, kararın iptal edilmesini talep etti.
Ama mahkeme, bu uyarıya rağmen talebi reddetti. JMO, kararın iptali için bir üst mahkemeye başvuracak.
JMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan deprem mevzuatlarının temelini oluşturan kararın gerçek deprem riskini yansıtmadığını, deprem ivme değerlerinin olduğundan daha düşük alındığını söyledi.
Alan, Sözcü’den Erdoğan Süzer’e şunları söyledi: “Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerlerine göre İzmir Körfezi gibi bazı bölgelerin topografik, morfolojik ve jeolojik özelliklerinden dolayı, yapılacak yapıların deprem güvenli inşa edilmesini sağlamak mümkün değil. Bu bölgelerde mevcut yönetmeliğe göre bina yapılırsa o binalar yıkılabilir. Ağır can ve mal kayıpları yaşanabilir. Buralarda yapılacak binalar için daha yüksek ivme değerlerine göre proje hazırlanması gerekir. Oysa şu anda mevzuata uyumlu olarak daha düşük değerlere göre binalar yapılıyor. Yüksek ivme değerlerine göre bina yapılırsa depreme dayanacaktır. Ancak bu da olağanüstü pahalı olacağı için kamu yararına aykırı olacaktır. Sadece İzmir Körfezi değil, başka kentlerde de benzer sıkıntılar var.”
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), başta İzmir’in körfez bölgesi olmak üzere birçok ilde mevzuata göre ‘depreme dayanıklı’ yapılacak yeni binaların dahi ilk depremde yıkılabileceğini söyledi.
Türkiye’de binalar Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerleri Hakkında Karar’da yer alan hükümleri dikkate alan mevzuat hükümlerine göre inşa ediliyor.
Ancak ‘mevzuata uygun’ binaların bile ilk depremde yıkılma riskiyle karşı karşıya kalacağı belirtildi.
Bu uyarısını Danıştay 6’ncı Daire Başkanlığı’na hem yazılı hem de sözlü olarak sunan JMO, kararın iptal edilmesini talep etti.
Ama mahkeme, bu uyarıya rağmen talebi reddetti. JMO, kararın iptali için bir üst mahkemeye başvuracak.
JMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan deprem mevzuatlarının temelini oluşturan kararın gerçek deprem riskini yansıtmadığını, deprem ivme değerlerinin olduğundan daha düşük alındığını söyledi.
Alan, Sözcü’den Erdoğan Süzer’e şunları söyledi: “Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerlerine göre İzmir Körfezi gibi bazı bölgelerin topografik, morfolojik ve jeolojik özelliklerinden dolayı, yapılacak yapıların deprem güvenli inşa edilmesini sağlamak mümkün değil. Bu bölgelerde mevcut yönetmeliğe göre bina yapılırsa o binalar yıkılabilir. Ağır can ve mal kayıpları yaşanabilir. Buralarda yapılacak binalar için daha yüksek ivme değerlerine göre proje hazırlanması gerekir. Oysa şu anda mevzuata uyumlu olarak daha düşük değerlere göre binalar yapılıyor. Yüksek ivme değerlerine göre bina yapılırsa depreme dayanacaktır. Ancak bu da olağanüstü pahalı olacağı için kamu yararına aykırı olacaktır. Sadece İzmir Körfezi değil, başka kentlerde de benzer sıkıntılar var.”
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), başta İzmir’in körfez bölgesi olmak üzere birçok ilde mevzuata göre ‘depreme dayanıklı’ yapılacak yeni binaların dahi ilk depremde yıkılabileceğini söyledi.
Türkiye’de binalar Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerleri Hakkında Karar’da yer alan hükümleri dikkate alan mevzuat hükümlerine göre inşa ediliyor.
Ancak ‘mevzuata uygun’ binaların bile ilk depremde yıkılma riskiyle karşı karşıya kalacağı belirtildi.
Bu uyarısını Danıştay 6’ncı Daire Başkanlığı’na hem yazılı hem de sözlü olarak sunan JMO, kararın iptal edilmesini talep etti.
Ama mahkeme, bu uyarıya rağmen talebi reddetti. JMO, kararın iptali için bir üst mahkemeye başvuracak.
JMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan deprem mevzuatlarının temelini oluşturan kararın gerçek deprem riskini yansıtmadığını, deprem ivme değerlerinin olduğundan daha düşük alındığını söyledi.
Alan, Sözcü’den Erdoğan Süzer’e şunları söyledi: “Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerlerine göre İzmir Körfezi gibi bazı bölgelerin topografik, morfolojik ve jeolojik özelliklerinden dolayı, yapılacak yapıların deprem güvenli inşa edilmesini sağlamak mümkün değil. Bu bölgelerde mevcut yönetmeliğe göre bina yapılırsa o binalar yıkılabilir. Ağır can ve mal kayıpları yaşanabilir. Buralarda yapılacak binalar için daha yüksek ivme değerlerine göre proje hazırlanması gerekir. Oysa şu anda mevzuata uyumlu olarak daha düşük değerlere göre binalar yapılıyor. Yüksek ivme değerlerine göre bina yapılırsa depreme dayanacaktır. Ancak bu da olağanüstü pahalı olacağı için kamu yararına aykırı olacaktır. Sadece İzmir Körfezi değil, başka kentlerde de benzer sıkıntılar var.”