Ali Yeşildağ videolarında,
-Erdoğan için dünyanın en büyük çetesini kurdu,
-Hukuk adına işlenen bütün insanlık dışı işlerin arkasındaki isim Fahri Kasırga’dır gibi önemli ifşaatlar da bulundu.
Özal’dan sonra kaybettikleri vesayet alanlarını geri kazanmak isteyen art niyetli kesimlerin bütün hukuk dışı pis işlerini Kasırga aracılığıyla yürüttüklerini anlıyoruz.
Bold medya Ali Yeşildağ’ın ifşalarından harika bir ip ucu yakalamış
Kasırga ile Erdoğan ve Hasan Yeşildağ ilişkisi 80 öncesinde Milli Gençlik hareketi içinde önünün açılmasına kadar dayanıyor.
Fahri Kasırga’nın sihirli eliyle bu ikilinin hayatlarının her aşamasında sorunlardan sıyrılıp çıkarıldığı anlaşılıyor.
O günlerin meşhur bombacılarından Hasan Yeşildağ’ı kullanarak Metin Yüksel ve Sedat Yenigün gibi Kürt kimliğine saygılı Akıncı gençlik arasında yıldızı parlayan ve istikbal vaat eden isimlerin temizletildiğini, Erdoğan’ın önünün açıldığı anlatılıyor.
Cevheri Güven ve diğer araştırmacı gazeteciler, onların sıkıştıkları her dönemde bir şekilde korunup kollandığını ve tıkandıkları yerde önlerindeki engellerin kaldırıldığını ve adeta bir hırsızlık çetesi kurmalarına izin verildiğinden bahsettiler.
Bütün bu işlerin neredeyse tamamında Veli Küçük gibilerle ses kayıtları ortaya çıkan Fahri Kasırga’nın rolünün olduğu, 80 öncesinde ihtilalcilerden darbe zemini hazırlama görevi almış Kasırga’nın kendisi ortada görünmeden kirli ekiplerden aldığı işleri onlar adına daha sonra da yürüttüğünü aktardılar.
Ortaya konan gerçeklere baktığınızda muhafazakâr Türk toplumunun,
-Erdoğan gibi kullanışlı bir aparat eliyle tüm değerlerinin içini boşaltıldığını ve
-Halkın en kutsal değerlere karşı şüphe edecek hale getirildiğini görüyorsunuz.
Bu tespitten sonra onun bilerek veya bilmeyerek önünün açıldığını gösteren olayları alt alta sıralarsak ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Yükselen bir değer olan dindarlığın, o kullanılarak neden ve nasıl çürütüldüğü daha net anlaşılıyor.
Cevheri Güven de sekiz ay önce yayınladığı bir videoda;
Erdoğan ve Hasan Yeşildağ ikilisinin arkasındaki koruyucu meleğinin Hablemitoğlu cinayeti gibi ülkedeki bütün karanlık işlerin üstünü örtmede görev almış şimdilerde Saray’da Erdoğan’a başdanışmanlık yapan Fahri Kasırga olduğunu aktarmıştı.
Derin yapılar Ülkücü ve Akıncı gençlik içinde zaafını tespit ettikleri iki ismi öne çıkarıp onlar üzerinden proje yürüttüğü;
-Hasan Yeşildağ Ülkücü gençlerin hapisteki arkadaşları için topladıkları haraçları,
-Erdoğan, Milli Gençlik hareketinde mağdurları için toplanan yardımları cebe indirdikleri için zaaflarından yakalanıp kullanılışlı aparat olarak seçildikleri anlaşılıyor.
Onu öne çıkarmak isteyen derin yapılar, o günlerde Akıncı Gençlik liderlerinden Metin Yüksel’i, Erdoğan’ın toplanan yardım paralarını çalmasını araştırdığı için hedef seçmişler. 1977 yılında yaptırdıkları ilk silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtulmuş, daha sonra aynı konuyu kurcalayınca 1979’da Cuma namazı çıkışı Fatih cami avlusunda bir suikastla öldürülerek Erdoğan’ın önündeki çok önemli bir engel kaldırılmış.
Ardından yine Akıncı gençlik içinde sivrilen 2. bir isim olan Sedat İyigün,
-1980 Temmuz’unda aynı plan çerçevesinde öldürülerek dindar gençliğin önüne geçirilmesindeki diğer bir engel temizlenmiş.
Dini yaşantısı zayıf olduğu hatta namaz kılmadığı için, Milli Selamet Partisi’nde çok itibar göremeyince, parti kongrelerini silahlı adamlarla basıp öne çıkarmaya çalışmışlar. Bu sırada da kendisine o günlerde Akıncı gruba düşman olduğu bilinen yine Ülkücü Hasan Yeşildağ’ın yardım ettiğini öğreniyoruz.
Metin Yüksel’in kardeşi Edip Yüksel de Gazete Duvara verdiği söyleşide,
“-Abisinin öldürülmesine karışan katillerden ikisi yakalandığı halde
-Azmettirici olduğu bilinen o dönemde Ümraniye bombacısı olarak ün yapmış Hasan Yeşildağ’ın yakalanamadığını ve her nasılsa onunla Erdoğan’ın yollarının kesiştiğini” aktarması da konuya benzer açıdan yaklaştığını gösteriyor.
Ülkücüler içinde eylemelere katılmışlar yıllarca hapiste çürütülürken, Akıncı gençlik içinde yer almışlar mağduriyet yaşarken bu ikiliye hiçbir şey olmadı. Çünkü Sedat Peker’in videolarında aktardığına göre,
-Ülkücüler arasında eylemelere katılan Hasan Yeşildağ’ı o günlerde asteğmen olarak askerlik görevini yapan Fahri Kasırga’nın olay yerinden askeri araçla alıp uzaklaştırdığı bizzat emri verip koruma görevi üstlendiği.
-Ümraniye’deki bombalamayı Hasan Yeşildağ yaptığı halde kurtarıldığı ortaya çıktı.
Yani 80 darbesine zemin hazırlama görevi verilmiş Kasırga’nın bu aparatları kullanan kişi olduğu artık biliniyor.
Konuyu araştıranlar 80 öncesinde,
-Abdi İpekçi’nin öldürülmesi ve Papa suikastına adı karışmış Hasan Yeşildağ işten sıyrılmışken
-Mehmet Ali Ağca’nın yıllarca tutuklu kalmasının garipliğine dikkat çektiler.
Çünkü Hasan Yeşildağ her suçtan sonra bazıları tarafından korundu ve İsviçre’ye kaçırıldı.
Orada Ermeni Asala örgütüne karşı yapılacak eylemlerde devlet tarafından kullanılacağı İsviçre makamları tarafından öğrenilince tutuklandı, Türkiye devleti adına yaptıklarını itiraf etti ve vatandaşlık hakkı kazandı.
Ali Yeşildağ ve Cevheri Güven’in anlattıklarından hareketle,
“İstanbul belediye başkanlığı döneminde de Tayyip Erdoğan’ın yanına yeniden Hasan Yeşildağ gibi bir kullanışlı bir eleman yerleştirilerek bu ikilinin her türlü suça bulaşmasının önünün açıldığı, çok düşük kira bedelleri karşılığı verilen kafeler restoranlar eğlence mekanlarında karanlık işlerin çevrilmesine imkân verildiği, iş adamlarıyla pazarlıkların yapılacağı mekanlar ayarlandığı devletin ballı börekli işlerinin paylaşıldığı” görülüyor.
Erdoğan ve Hasan Yeşildağ ikilisinin Yapı Yapı Holding denen Zafer Yıldırım’a ait gibi görünen bir şirket aracılığıyla
(%25 Zafer Yıldırım, %25 Hasan Yeşildağ, %50 Erdoğan ortaklığı)
-Devletin oldukça büyük ölçekli ihalelerine ortak olmaya başladığını,
-Etiler’de kalan tek arazi olan polis okulunu devlet gücünü kullanıp taşıyarak, oraya 40 katlı iki dev blok dikmeyi yaklaşık 1 milyar dolar kazanmayı planladıklarını,
-Atatürk Hava Limanı’nın taşıma bahanesiyle şehir merkezinde kalmış Yeşilköy deki dev büyüklükte bir araziyi bu şirketi kullanarak kendi üzerlerine geçirdiğini,
-Yani devlete ait çok kıymetli bu arazilerin yeni sahibinin Erdoğan olduğunu,
-Miyarlarca dolarlık birçok ihalenin bu firma aracılığıyla Erdoğan’ın cebine aktarıldığını” öğreniyoruz.
Belediye başkanıyken ceza alıp Pınarhisar’da cezaevine konan Erdoğan’ın yanına,
-Hasan Yeşildağ çek senet suçu işlediği bahanesiyle yerleştirilmesi,
-Yani asla yan yanan gelmeyecek siyasi ve adli suç grubunun aynı odaya konulması işini yine Kasırga ayarlıyor.
-Cezaevi savcısı Yüksel Kocaman’a onları emanet ediyor.
-Ona yatması, misafirleri ağırlaması ve çalışması için 3 ayrı oda tahsis ediliyor.
-Cezaevine dışarıdan servis elemanları getirtip bahçesinde mangalla balık bile yaptırıyorlar.
Cep telefonu ile herkesle iletişime devam ediyor.
28 Şubat sürecinde Refah Partisi’ne kapatma davası açılmasının arka planında;
-Erdoğan’ın önündeki bir engelin daha kaldırılması,
-Erbakan’ı itibarsızlaştırıp Erdoğan’ın öne çıkarılması,
-Millî Görüşçüler kenara itilirken yerine onun parlatılması olduğu ve bu davayı açan savcı ile Kasırga’nın kanka olduğu anlatılıyor.
15 Temmuz’da Yargıda Birlik Platformu’nu kurup Hizmet Hareketi’ne sempatiyle bakan hukuk adamlarının temizletilmesi işini ayarlayanın Kasırga olduğu, Ülkücü ve solcu hâkim ve savcıları bir araya getirip Erdoğan gibi suça bulaşmış kullanışlı bir aparat eliyle 5 bine yakın hukuk adımının temizletildiğini, adalet sisteminin suç yapılanmaları için kullanışlı hale getirildiğini öğreniyoruz. Hayatlarında hiç suça bulaşmamış cemaat mensuplarına suç uydurulmasını da Kasırga’nın organize ettiği biliniyor.
Erdoğan’ın Pınarhisar’da işini kolaylaştıran Yüksel Kocaman’ı önce Ankara Cumhuriyet başsavcılığına getirdiler.
O da Kasırga’dan aldığı talimat doğrultusunda.
-Selahaddin Demirtaş’ın AİHM kararına rağmen tekrar tutuklanması işini üstlendi.
-Cemaat hakkında “irtibat ve iltisak” gibi yeni bir suç icat etti, yasal eylemleri yüzünden çoluk çocuk demeden masum insanlar hakkında tutuklanma gerekçesi üretti.
-Yargıtayın iptal ettiği “irtibat iltisak suçu” kararını tekrar geri alınmasını yine o sağladı.
Bütün bunlara ödül olarak da genç yaşta Yargıtay üyesi yapıldı ve kritik 15 Temmuz davalarına müdahale rolü verildi.
Derin yapılar Erdoğan gibi maddi zaaflarından yakaladıkları birinin yanına Kasırga gibi hemşerilik ilişkisiyle yakınlaşmış bir Rizeliyi koyarak ellerini hiç kire bulaştırmadan ülkenin önünü açacak kadrolardan temizlediler, vesayetçi suça bulaşmış kadrolara yeniden ülkeyi teslim ettiler. 17-25 Aralık’ta, Ergenekon ekibini imdada çağıranın da 15 Temmuz’dan sonra, kurgusunda yer aldıkları bir darbe ile yetkiyi her emri uygulamaya mecbur Erdoğan’ın eline verip yıllar boyu üstesinden gelemeyecekleri tüm kirli işlerini ona yaptıranın da ülkenin gelecek vaat eden insan gücüne soykırım uygulatan da Kasırga.
-Kirli odaklarla birlikte hazırladıkları listeler üzerinden adaletle hüküm verecek binlerce hukuk adamını ihraç ettiler.
-Orduyu darbeyle yönetime el koyma anlayışından uzaklaştırıp rasyonel zeminde göreve çekenlerden temizlediler.
-Emniyette insani değerleriyle öne çıkaranları atıp yerine suça bulaşmışlarla doldurdular.
-Devleti ülkenin önünü açacak gelişmeye müsait kadrolar yerine tutucu her türlü kötülüğe açık insanlara teslim ettiler.
Dindarlar eliyle vesayet rejimlerini yeniden kurdular.
-Hem dünya hem din işlerini kirletip, Müslümanlığı itibarsızlaştırdı halkı kendi değerlerinden soğuttular.
-Dini, dünyaya örnek gösterilecek hale getireceklerden alıp, onu mali çıkarlarına zaaflarına göre eğip bükeceklere bıraktılar.
Samimi dindar kadroları, terörist ilan edip temizletti ellerini hiç kirletmeden devleti yeniden suça bulaşmışlarla pay ettiler.
Bugün 14 Mayıs 2023 ve ülke çok tarihi bir seçime girdi, sağcısı solcusu tüm kesimler bir araya gelerek derin yapıların zaafından yakalanmış dindarları kullanarak kirlettiği sistemi temizlemeye çalışıyor. Şimdilik seçim ikinci tura kalmış gibi görünüyor.
Umarız karanlık odaklar planlarını devam ettirmek isterken ülkemiz üzerinde yeni oyun kurgulama cesareti gösteremez.
İsmail S. Gülümser