İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Oğhan ve Çolak’ın ilk ifadelerinin ardından serbest bırakılma kararı verildiği ancak daha sonra yeniden emniyete alındıkları öğrenildi. Kısa süre sonra Oğhan ve Sevinç serbest bırakıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında altı gazeteci hakkında “yalan bilgiyi alenen yayma” ve “suç örgütüne yardım” iddialarıyla işlem başlatıldı.
Başsavcılığın talimatıyla gazeteciler Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak ifadeye çağrıldı.
Önce Şaban Sevinç ve CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan, ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube’ye götürüldü.
Saat 06:00 sıralarında yapılan operasyon kapsamında Sevinç ve Oğhan’ın ifadeleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki Mali Şube tarafından alındı.
Öte yandan gazeteci Soner Yalçın ve Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak’ın da Emniyet ekipleri tarafından ifadesi alınmak üzere Emniyet’e götürüldüğü öğrenildi.
Ruşen Çakır, saat 09:08’de sosyal medyadan yaptığı açıklamada “gözaltına alınmadığını” belirtti. Çakır gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ın da ABD’de olduğunu yazdı.
İfade işlemleri başladı
Sabah saatlerinden bu yana Emniyet’te tutulan gazetecilerin ifade işlemleri saat 12:15 sıralarında başladı.
Çakır’ın oğlu Ali Deniz Çakır, saat 12:13’te sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada babası Ruşen Çakır’ın Emniyet’e ifade vermeye götürüldüğü bilgisini paylaştı.
Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak serbest bırakılmıştı ancak Emniyet’e geri çağrıldılar
CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan ve Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak’ın Emniyet’te verdiği ifadenin ardından serbest bırakılacakları öğrenildi.
Ancak Oğhan ile Çolak’ın ifadesinin ardından bırakıldıktan sonra yeniden emniyete alındıkları öğrenildi.
Yavuz Oğhan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, “Yavuz Oğhan hakkında Serbest Bırakılma Tutanağı dahi düzenlenmişti. Emniyet Müdürlüğü’nden çıkmak üzereyken ‘Savcılık yeniden değerlendirme yapıyor’ şeklinde bilgi verilerek cep telefonuna ‘yeniden el konuldu.’ Şuana kadar açıklama ya da bildirim yapılmazken, bir adliyeye sevk işlemi yapılacak gibi görünüyor. Hukuken izahı olmayan bir durumla karşı karşıyayız” dedi.
Yavuz Oğhan serbest bırakıldı
Saat 14:12 civarında avukat Hüseyin Ersöz canlı yayında açıklamada bulunurken Oğhan yayına katıldı ve ifadesinin ardından telefonuna el konulduğunu, serbest bırakıldığını aktardı.
Oğhan serbest kalmasının ardından şunları söyledi: “Kapımız çalındı ve gözaltına alınmadık. İfade vermeye geldik. Avukatlar yanımızdaydı. ‘Serbestsiniz’ deyip kağıt imzalattılar. Sonra beklememizi söylediler. Daha sonra bana ‘Telefonunuz kalacak deyip siz gidin’ dediler. Üzücü bir durum. Yapacak bir şey yok. Herkese geçmiş olsun.”
Savcılıkta sorulan sorulara ilişkin bir soru üzerine ise Oğhan şunları söyledi: “Meczup birisi Murat Ongun’un bize para verildiğini söyledi. Onlar soruldu. HTS kayıtları soruldu. Bütün HTS kayıtları Beşiktaş’ta ve Dikilitaş’ta. Ben de orada oturuyorum. Aslı astarı olmayan suçlamalar.”

Şaban Sevinç de serbest bırakıldı
Gazeteci Şaban Sevinç de serbest bırakıldı. Sevinç, serbest kalmasının ardından yaptığı açıklamada telefonunun Emniyet’te kaldığını ve inceleneceğini söyledi.

Başsavcılık’tan açıklama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sabah saatlerinde yapılan açıklamada, tutuklu Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gazeteciler Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak’ın ifadeye çağrıldığı açıkladı.
Gazetecilerin, “yalan bilgiyi alenen yayma” ve “suç örgütüne yardım etme” iddialarıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadelerinin alınacağı kaydedildi.
Başsavcılık’tan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Cumhuriyet Başsavcılığımızca İmamoğlu Çıkar Amaçlı suç örgütüne yönelik yürütülmekte olan soruşturma kapsamında Şüpheliler Soner YALÇIN, Şaban SEVİNÇ, Aslı AYDINTAŞBAŞ, Ruşen ÇAKIR, Yavuz OĞHAN ve Batuhan ÇOLAK’ın üzerilerine atılı Yalan Bilgiyi Alenen Yayma, Suç Örgütüne Yardım Etme suçlarından savunmalarının alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir. İfade alma işlemleri Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleşecektir. Kamuoyunun bilgisine duyurulur.”
CHP’den 6 gazetecinin İmamoğlu soruşturmasında ifadeye çağrılmasına tepki: Basın üzerindeki sistematik baskı, cadı avına dönüştü
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmur Tanal ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut; CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturma kapsamında gazeteciler Şaban Sevinç, gazeteci ve CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan, Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak ve gazeteciler Soner Yalçın, Ruşen Çakır ve Aslı Aydıntaşbaş’ın “yalan bilgiyi alenen yayma” ve “suç örgütüne yardım etme” suçlamasıyla savunmalarının alınması talimatının verilmesine tepki gösterdi. Bulut, basın üzerindeki sistematik baskının cadı avına dönüştüğünü söylerken, Tanal da “Gazeteciler değil, gerçeği gizleyenler yargılanmalı. Gazetecilik suç değildir. Bu gözaltılar adalete değil, otoriterliğe hizmet ediyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 6 gazetecinin “yalan bilgiyi alenen yayma, suç örgütüne yardım etme” suçlarından savunmalarının alınmasını istedi. Bu isimler arasında, Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Batuhan Çolak ve aynı zamanda CHP İletişim Koordinatörü olan Yavuz Oğhan yer aldı. “İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü” ifadesinin kullanıldığı savcılık açıklamasında, ifade alma işlemlerinin Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleştirileceği bilgisi paylaşıldı.
Burhanettin Bulut, sosyal medyadan gazetecilerin savunmalarının alınması kararına şöyle tepki gösterdi:
“Gazeteciler Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak sabahın erken saatlerinde yapılan bir operasyonla, polisler eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Madem gözaltı yok, sabahın köründe polislerin evlerinde ne işi var? Telefonlarına neden el konuldu? Gazeteciler emniyete davet edilemez miydi? Bu ‘fiili gözaltı’ bütün bir muhalefeti, özgür basını sindirmeye, susturmaya yönelik açık bir gözdağıdır. Türkiye’de basın üzerindeki bu sistematik baskı, artık bir cadı avına dönüşmüştür.”
Mahmut Tanal ise gazetecilere ilişkin talimat kararı hakkında şunları kaydetti:
“Gazeteciler değil, gerçeği gizleyenler yargılanmalı.
CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan ve gazeteci Şaban Sevinç’in gözaltına alınması, basına yönelik baskıların son halkasıdır.
Gazetecilik suç değildir.
İfade özgürlüğü suç değildir.
Bu gözaltılar adalete değil, otoriterliğe hizmet ediyor.
BasınÖzgürlüğü #GazetecilikSuçDeğildir”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şöyle yazdı:
“Gazeteciler Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak yine bir şafak operasyonuyla, polisler eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Ne yaparsanız yapın, hakikatten kaçamazsınız. Halk ile gerçeklerin arasına duvar öremeyeceksiniz. Gerçekleri susturamazsınız.”






















