İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisini “İstanbul iyi yönetilmedi. Bu adam yan gelip yattı” diye eleştiren AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a verdiği yanıtta “Bu sözü kim söyler? Bu sözü 40 yaşını geçmiş, hâlâ baba eline bakan, işsiz güçsüz biri söyler. ‘Gitsin, işine baksın’ diyeceğim ama işi de yok ki” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, “Bu sözü kim söyler? Bu sözü 40 yaşını geçmiş, hâlâ baba eline bakan, işsiz güçsüz biri söyler. ‘Gitsin, işine baksın’ diyeceğim ama işi de yok ki” dedi.
İmamoğlu, Sözcü’ye yaptığı açıklamada yedi yaşından bu yana hayat mücadelesini bilerek büyüdüğünü belirterek “Ben şanslıyım. Çünkü hayat mücadelesini öğreten bir babayla hayata tutundum ve çok şey öğrendim. Bu sözü kim söyler? Bu sözü 40 yaşını geçmiş, hâlâ baba eline bakan, işsiz güçsüz biri söyler” dedi.
“İBB YÖNETTİĞİ BİR KISIM VAKIF VE KURULUŞLARIN ARKA BAHÇESİYDİ, ŞİMDİ O YOK”
Bilal Erdoğan’ın anlamsız bir itibar gördüğünü vurgulayan İBB Başkanı İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Ben bunu yaşadım, gördüm. Hatta hakkımda suç duyurusunda da bulundu. Konya’da bir camide Cuma namazında onun ismiyle cumanın bekletildiğini söylemiştim televizyonda. O benimle aynı camide olmadığını söyledi. Ben Beylikdüzü Belediye Başkanıydım, 2018’de. Orada olduğumu nereden bilecek Allah aşkına.
O cami 30-40 dakikaya yakın bekletildi. Bu anlamsız itibarı gören, bu lafları eder. Yok efendim, ‘Ne zaman başı sıkışsa Bodrum’da çıkıyor’ gibi anlamsız lafları söyleyen bir insan, 40 yaşını geçmiş, hâlâ baba eline bakan, onun itibarı ve varlığıyla hayata tutunmaya çalışan, hatta o itibar üzerinden insanları ezmeye, makam tayin etmeye kalkan bir kişinin ortaya koyacağı usul ve üslup.”
‘‘İBB’DEN BİLAL ERDOĞAN’A BAĞLI VAKIFLARA AKTARILAN KAYNAKLAR KESİLDİ’’
İBB’den Bilal Erdoğan’a bağlı vakıflara aktarılan kaynakların kesildiğini anlatan İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Yönettiği bir kısım vakıf ve kuruluşların arka bahçesiydi İBB. Şimdi o yok. Yurtlar yok. Hatta içini yap, vakfına ver, o da işletsin, o da yok. Merkezler, binalar yok. Artık ne varsa İBB’de, 16 milyon İstanbullu kullanıyor. O yüzden böyle bir karakteri ve anlayışı ortaya koyan bir şahsı ciddiye almıyorum.”
“BABASININ MAKAMI, TEK VARLIK SEBEBİ”
Bilal Erdoğan’ın, babasının konum ve makamını kullandığını anlatan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu konuşmayı yapan kim? Bir babanın konum ve makamını kendine tek varlık sebebi olarak bulmuş ve öyle yaşamış insan. Siyaseti hayatının tek varlık sebebi olarak görmüş bir insandan bahsediyoruz. Bu üzücü. Ben zaten şiddetle baba-oğul, karı-koca siyaset meselesini reddetmişimdir.
Hatta birinci ve ikinci derece eğer makam sahibi bir insan varsa, siyaset yapıyorsa bir ailede, asla yanından bile geçmemelidir. Aksi takdirde bütün itibarını kaybediyor. Siyaset ve o makamlar şu anda bu ettiği sözlerle, babasına, ailesine zarar verici sözler. ‘Gitsin, işine baksın’ diyeceğim ama işi de yok ki.”
BİLAL ERDOĞAN ‘YAN GELİP YATIYOR’ DEMİŞTİ?
AKP teşkilatlarının çeşitli kademelerinde daha önce görev almış ancak şu an da aktif olarak bir görevi olmayan gönüllülerden oluşan ‘Nöbetçiler’ topluluğu Bahçelievler’de İstanbul Buluşmaları toplantısına konuşan Bilal Erdoğan, İmamoğlu’nu şu sözlerle eleştirmişti:
“Türkiye’de adeta bir hak ile batıl mücadelesini andıran bu kamplaşma, bu şekilde sürdüğü müddetçe nöbetteyiz, nöbette olmaya Allah’ın izniyle devam edeceğiz. Hakikaten bu 5 yıla da yaklaştık, 4 buçuk yıl. Bu 4 buçuk yıl maalesef İstanbul iyi yönetilmedi. İyi yönetemediklerini biliyorlardı ki, birçok konularda dediler ki ‘Ankara bize köstek oluyor. İktidar bize engel olduğu için yapamıyoruz. Yoksa neler yaparız?’ Bunu niye kullandılar? Sözüm ona Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaklardı ya, 8-9 kişi birden Beştepe’de görev alacaklardı. Sözüm ona senaryo oydu, argümanları da bu. ‘Ankara bize engel olduğu için yapamıyor. Hele iktidarı bize verin o zaman görün’ Şimdi sana millet yine vermedi iktidarı. O zaman şunu deyin, diyebilirseniz. ‘Ya iktidar bizde değil, biz sözlerimizi yine yerine getiremeyeceğiz.’ Bunu deyin o zaman. Öyle değil mi? Dolayısıyla eğer Ankara size engel oluyorduysa niye geliyorsunuz bu göreve talip oluyorsunuz?.
“İSTANBUL’U SEVEN ADAM BÖYLE GÖZÜ DIŞARILARDA OLMAZ”
Borç harç yok, ekonomi bu kadar güçlü, İstanbul’un birçok temel sorunu halledilmiş ama beyefendi hala sözlerini yerine getiremiyor. Birçok bahanenin arkasında saklanıyor. ‘Tatil bana yakışıyor. Uyumak bana yakışıyor’ diyor. Ne zaman bir başı sıkışsa, işte Bodrum’dan çıkıyor, bilmem nereden çıkıyor. Böyle İstanbul yönetilmez. İstanbul’a sevdası olan, İstanbul’u seven adam böyle gözü dışarılarda olmaz. Onun için her zaman, İstanbul’a kim belediye başkanı olursa onu biz 94 yılında İstanbul’a belediye başkanı olan Tayyip Erdoğan’la kıyaslayacağız. Çıtayı oraya koyacağız. ‘Verdiğin sözleri tutuyor musun? İstanbul’la yatıp İstanbul’la kalkıyor musun?’ diye soracağız. Dolayısıyla bu adam bu işi yapmadı. Bu adam yan gelip yattı. Bu adam gözünü Ankara’ya dikti. Bu adam CHP’nin başına mı geçecek? Cumhurbaşkanı mı olacak? Bunları beklemekten ömrümüz geçecek. Bari İstanbul’u kurtaralım”