CHP’nin cumhurbaşkanı aday adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara’da konuştu.
İmamoğlu, şunları kaydetti:
* 35 yıl önce yapılan bir geçiş ve 31 yıl önce alınmış bir diplomayı iptal etme aklı ne biliyor musunuz. Bunların aklı yarın sizin tarlanıza çöker, yarın sizin tapunuzu elinizden alır, yarın sizin de diplomanızı alır malınıza çöker. Bu akıl öyle bir akıl.
* Erdoğan ne dedi? Emeklilerin bayram ikramiyeleri daha fazla arttırılabilir mi diye soran gazetecilere ‘Siz beni dolmuşa mı getiriyorsunuz?’ dedi. Bu akıl, bu akıl ne biliyor musunuz? Milletin parasını millete vermek değil, sanki kendi parasını millete dağıtıyormuşçasına yapılan bir hareketin tezahürü. O soruyu gazeteci değil, sana soran millet.
* Zaten dönemi doldu. Vakti bitti. Yaşı geçti. Bir de söyleyeyim, Ekrem ağrıları başladı. Ekrem ağrıları. Ekrem ağrıları başladı. Onların yerine, onların yerine umut verenler, tuttuğunu koparanlar, kendini millete adayanlar gelsin istiyor muyuz?
* Bugün Türkiye’de iki ayrı hukuk geçerli. Birilerinin kanatları altındakiler en ağır suçları da işleseler yargılanmıyorlar, sorgulayan bile yok. Ama başta CHP’liler olmak üzere iktidarı eleştirenlere, hakkını arayanlara, adalet isteyenlere düşman hukuku uygulanıyor. İktidarın eli de kolu da yargının içinde. Bu durumdan şikayetçi olan hâkimler, savcılar üzgün, onlar da büyük baskı altında. O nedenle yargı ülkenin en az güvenilen kurumlarından biri. Yargıya; CHP, Türkiye’nin birinci partisi olduğu günden bu yana fazla mesai yaptırıyorlar. Bu yargı taarruzunun altında tek bir savcı var aslında.
* Kötü akıl, TBMM’yi hiçe sayan bir rejimi bu ülkenin başına bela etti. Devlet kurumları, tek adama bağlandı. Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdılar. Onlara en güzel cevabı da önümüzdeki ilk genel seçimlerde vereceğiz. Kişiye özel düzene son vereceğiz. Bu ülke Saray’dan değil, Meclis’ten yönetilsin istiyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazara, çarşıya gittiğini gördünüz mü? Ekranlara çıkıp, rakipleriyle tartışma cesaretini gösterdi mi? Milletle buluşmaya asla sıcak bakmıyorlar. Çünkü karşı karşıya gelseler, bütün foyaları ortaya çıkacak.
* Türkiye’de kamunun ihalelerine giren tüm firmaları, o kurumların yöneticilerini de zan altında bırakıyor ve onları da örgüt şeklinde bir tasarımın içine dahil ediyorsunuz. Bu hukuksuzluk son bulmazsa ne bir kamu yetkilisi ne de hiçbir iş insanı başına ne geleceğini bilemediği günlere gebeyiz.