Hizmet Hareketinin ilklerinden işadamı Hasan Yılmaz (Libas) sürgünde Hakk’a yürüdü

Tr724’ten Tuncer Çetinkaya’nın haberine göre 1970’li yıllardan itibaren Antalya’da Hizmet Hareketi’nin öncü isimlerinden ‘Libas’ olarak bilinen Hasan Yılmaz 2015 yılında baskı ve zulümler başlayınca Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. Tunus ve Mozambik’te 6 yıl münzevi bir hayat sürdükten sonra geçen yıl ABD’ye çocuklarının yanına yerleşti. Hasan Yılmaz’ın cenazesi bugün (Cuma) Pensilvanya’daki Gurbet Mezarlığı’na defnedilecek.

Hasan Yılmaz, kalp krizi geçirip vefat ettiğinde odası… Kur’an-ı Kerimi üzerinde gözlükleri böyle kaldı…‘Allah Allah diyerek Mevlası’na kavuştu’

Damadı Hasan Turan, kalp krizi geçirdiği anlaşılınca ambulans gelene kadar müdahale etmeye çalıştıklarını belirtti. “Maalesef tüm çabalara rağmen olmadı. Ömrünü Allah yolunda harcadı, vefat ederken de ‘Allah Allah’ diyerek salavatlar getirerek Mevlasına kavuştu.” dedi.

‘Terörist yaftası ve milletin duyarsızlığı çok yıprattı’

Oğlu Ammar Yılmaz ise babasının yaşananlara çok üzüldüğüne dikkat çekerek, TR724’e şunları anlattı: “Çok üzülüyordu. Terörist yaftası ve milletin buna inanması onu hakikaten çok yıprattı. Bir şekilde Türkiye’ye, Antalya’ya, yaşadığı yerlere dönmeyi çok istiyordu. Abileri ve ablasını dünya gözü ile görmek istiyordu. Yanlış bir şey yapmadık! Malımızla, canımızla, vaktimizi harcayarak bu milletin evlatlarının okuması için, düzgün ahlaklı insanların çoğalması için mücadele ettik, derdi.”

Gurbet Mezarlığına defnedilmeyi vasiyet etti

Hasan Yılmaz’ın (Libas) iki hafta önce “Öldüğümde beni buraya defnedin” diyerek Pensilvanya’daki Gurbet Mezarlığı’ndan yer ayırttığını hatırlatan damadı Hasan Turan, “Son dönemlerde hüzünlüydü ama hep mütevekkildi. Hiçbir zaman başına gelenlerden şikayetçi olmadı. Allah bunu böyle dilemiş, bize de bunu yaşamak düştü, derdi. Türkiye’deki mağdur ve mazlumlara çok üzülüyordu” ifadelerini kullandı.

İmam Hatipten Milli takıma futbol hayatı

75 yaşında mağdur ve mazlum olarak Rabbinin huzuruna giden Hasan Yılmaz, 1947’de Antalya’nın Çakırlar köyünde dünyaya geldi. Antalya İmam Hatip Lisesi’nde okuduğu dönemde Antalyaspor’da kaleci olarak profesyonel futbola başlayan Yılmaz, lise son sınıfta İzmir Yüksek İslam Enstitüsü’nü kazanmasına rağmen Arapça hocası tarafından futbol oynadığı için dersten sınıfta bırakır. O yıl Göztepe’ye transfer olan Yılmaz, Göztepe’nin Avrupa’da çeyrek final oynadığı dönem takımın ikinci kalecisi olarak görev yapar. Daha sonra askere giden ve Ordu Milli Takımında oynamaya başlayan Yılmaz geçirdiği bir rahatsızlık sonucu futbolu bırakmak zorunda kalır.

Risale-i Nur’lar ve Fethullah Gülen’le tanışması

Ankara’da askerlik yaptığı garnizondaki cami hocasının hutbesini beğenmeyen Yılmaz, komutanının yanına giderek onu ikna eder ve camide cuma günleri hutbe vermeye başlar. O sırada Mustafa isminde bir asker Yılmaz’a, Bediüzzaman’ın Gençlik Rehberi isimli kitabını okuması için verir. Böylece Bediüzzaman’ın eserlerini okumaya başlar. Asker dönüşü Bediüzzaman Said Nursi’nin avukatlarından Antalyalı Gültekin Sarıgül ile dost olan Yılmaz, bu sayede İzmir’de görev yapan Fethullah Gülen hocaefendiyle de tanışır. Her perşembe akşamı işyerini kapatıp İzmir’e vaaz dinlemeye gider.

Kur’an’ı suç delili gösterdiler

1977 yılında 7 arkadaşıyla Antalya’da Rasanet Vakfı’nı kuran Hasan Yılmaz, mali güçlükler sebebiyle okuyamayan öğrencilere yıllarca kucak açtı. Burslar vererek öğrenci okutan Yılmaz ve arkadaşları, vakıf aracılığı ile açtıkları yurtlarda öğrencilere barınma hizmeti verdi. Daha sonraları Yılmaz Koleji’ni açan Hasan Yılmaz ve arkadaşları yurt, okul ve dershane hizmetleri yaptı.

2013 yılındaki 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra 2015 yılında Hasan Yılmaz’ın evine ve kurucusu olduğu Rasanet Vakfı’na polis baskınları oldu. Polis, Yılmaz’ın evinde bulduğu Kur’an-ı Kerim ve Fethullah Gülen Hocaefendiye ait kitaplara suç delili olarak el koydu. Baskılar ve baskınlar artınca durumun daha da kötüye gideceğini düşünen Yılmaz, yurtdışına çıkmaya karar verdi. Önce Tunus sonra Mozambik’e giden Yılmaz’ın Hicret yolculuğu böylece başladı. 15 Temmuz’dan önce Nisan ayında hakkında dava açılan ve ‘örgüt yöneticisi’ olmakla suçlanan Yılmaz’ın tüm mal varlıklarına el konuldu, işyeri çalışamaz hale getirildi ve batırıldı.