Hava Harp Okulu öğrencilerinin 15 Temmuz davasından: Darbeden haberimiz yoktu.
Silivri Cezaevi’nin karşısında bulunan duruşma salonunda 75 sanık hâkim karşısına çıkarak savunma yaptı. Tutuklu öğrencilerden Ahmet Acar ifadesinde, “Plansız eğitim adı altında içtima alanında topladılar. Darbeyle ilgili hiçbir bilgimiz yoktu. Zaten kamp alanına girdiğimde telefonlarımız alınmıştı dışarıda olup bitenden haberimiz yoktu. Bizim vatan sevgimizle oynadılar bizi oyuna getirdiler” dedi.
“Polisler gelince teslim olduk; hiçbir zorluk çıkarmadık”
Ahmet Bedir Alpaslan Kızılyer de şunu söyledi:
“Uçus eğitimi nedeniyle Yalova’daki kamptaydık. Akşam -acil içtima- deyip bizi topladılar. Yüzbaşı Metin Kazancı ve Üsteğmen Halil isimleri okuyarak, bizi gruplara ayırdılar. Metin Kazancı ‘Plansız eğitim var’ dedi. Daha sonra bizi otobüse bindirdiler. Otobüse binince zaten uyudum. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne geldiğimiz”de şoförün konuşmasından Hava Harp Okuluna gittiğimizi öğrendim. Hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Halk toplanmıştı, halka askeri öğrenci olduğumuz söylenince alkış koptu ve ‘En büyük asker bizim asker ‘diye slogan attılar.
Polisler geldi, teslim olduk hiçbir zorluk çıkarmadık. Gece boyunca ne olduğunu bilmiyorduk. Darbeden haberimiz yoktu. Karakolda öğrendik. Öğrencilerin hiçbirinde telefon yoktu, sadece komutanımızda vardı” diye konuştu.
“Kamp alanında çıkmadan önce mermi dağıttılar”
Ahmet Hamdi Göçer ise savunmasında, “Olay günü içtima oldu. Hızlı hazırlanmamız yönünde emir aldık. Tam teçhizatlı içtima alanında bulunduk. Kamp alanından çıkmadan önce mermiler dağıtıldı. Otobüse bindirildik, nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde durdurulduğumuzda, Hava Harp Okulu’na gittiğimiz söylendi biz de duyduk. Komutanımız plansız eğitim olduğu söyledi. Katılmama gibi bir inisiyatifim olamaz. 2 yıllık eğitimimde daima ve mutlak itaat öğretildi. Kanuna aykırı bir emir almadık. Daha öncede gece eğitimine çıkarılmıştık. Gece eğitimleri rutin değildir. Komutanların istediği vakitte yapılır. Acil hazırlanma çağrısına Metin Kazancı çağırdı. İsim listelerini okudu. Araçlara bindik ve uyumamız emredildi. Polis otobüslerin yanında ilerliyordu. Bu durumdan bir darbe olduğunu çıkaramadık. Aramızda nereye gittiğimizi konuşuyorduk, merak ediyorduk” dedi.
“Pişman olacak bir şey yapmadım”
“F…. okuluna gitmedim” diyen sanık Göçer, “Pişman olacak bir şey yapmadım. Vatanım, ailem karşısında yüzümü kızartacak bir suç işlemedim. 8 aydır tutukluyum. Tahliyemi istiyorum” diye konuştu. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, savunmasını yapan her sanığa örgütle ilgili bildikleri varsa söylemelerini etkin pişmanlıktan yararlanabileceklerini belirtti. Savunmasını yapan sanıklar da örgütle herhangi bir bağlantılarının olmadığını bu nedenle de bilgileri olmadığını belirtti.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hikmet Pak ile Bülent Başer tarafından hazırlanan 180 sayfalık iddianamede, soruşturma kapsamında 69 öğrenci ile 3 rütbelinin tutuklandığı, bir öğrenci ile 2 erin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtiliyor.
Sanıkların “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”, ”cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek” ve “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
İddianamede ayrıca öğrenci ve rütbeli askerlerin “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla, diğer 2 erin ise “örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek” suçundan 5 yıldan onar yıla kadar hapsi talep ediliyor.
Hava Harp Okulu öğrencilerinin 15 Temmuz davasından: Darbeden haberimiz yoktu.
Silivri Cezaevi’nin karşısında bulunan duruşma salonunda 75 sanık hâkim karşısına çıkarak savunma yaptı. Tutuklu öğrencilerden Ahmet Acar ifadesinde, “Plansız eğitim adı altında içtima alanında topladılar. Darbeyle ilgili hiçbir bilgimiz yoktu. Zaten kamp alanına girdiğimde telefonlarımız alınmıştı dışarıda olup bitenden haberimiz yoktu. Bizim vatan sevgimizle oynadılar bizi oyuna getirdiler” dedi.
“Polisler gelince teslim olduk; hiçbir zorluk çıkarmadık”
Ahmet Bedir Alpaslan Kızılyer de şunu söyledi:
“Uçus eğitimi nedeniyle Yalova’daki kamptaydık. Akşam -acil içtima- deyip bizi topladılar. Yüzbaşı Metin Kazancı ve Üsteğmen Halil isimleri okuyarak, bizi gruplara ayırdılar. Metin Kazancı ‘Plansız eğitim var’ dedi. Daha sonra bizi otobüse bindirdiler. Otobüse binince zaten uyudum. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne geldiğimiz”de şoförün konuşmasından Hava Harp Okuluna gittiğimizi öğrendim. Hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Halk toplanmıştı, halka askeri öğrenci olduğumuz söylenince alkış koptu ve ‘En büyük asker bizim asker ‘diye slogan attılar.
Polisler geldi, teslim olduk hiçbir zorluk çıkarmadık. Gece boyunca ne olduğunu bilmiyorduk. Darbeden haberimiz yoktu. Karakolda öğrendik. Öğrencilerin hiçbirinde telefon yoktu, sadece komutanımızda vardı” diye konuştu.
“Kamp alanında çıkmadan önce mermi dağıttılar”
Ahmet Hamdi Göçer ise savunmasında, “Olay günü içtima oldu. Hızlı hazırlanmamız yönünde emir aldık. Tam teçhizatlı içtima alanında bulunduk. Kamp alanından çıkmadan önce mermiler dağıtıldı. Otobüse bindirildik, nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde durdurulduğumuzda, Hava Harp Okulu’na gittiğimiz söylendi biz de duyduk. Komutanımız plansız eğitim olduğu söyledi. Katılmama gibi bir inisiyatifim olamaz. 2 yıllık eğitimimde daima ve mutlak itaat öğretildi. Kanuna aykırı bir emir almadık. Daha öncede gece eğitimine çıkarılmıştık. Gece eğitimleri rutin değildir. Komutanların istediği vakitte yapılır. Acil hazırlanma çağrısına Metin Kazancı çağırdı. İsim listelerini okudu. Araçlara bindik ve uyumamız emredildi. Polis otobüslerin yanında ilerliyordu. Bu durumdan bir darbe olduğunu çıkaramadık. Aramızda nereye gittiğimizi konuşuyorduk, merak ediyorduk” dedi.
“Pişman olacak bir şey yapmadım”
“F…. okuluna gitmedim” diyen sanık Göçer, “Pişman olacak bir şey yapmadım. Vatanım, ailem karşısında yüzümü kızartacak bir suç işlemedim. 8 aydır tutukluyum. Tahliyemi istiyorum” diye konuştu. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, savunmasını yapan her sanığa örgütle ilgili bildikleri varsa söylemelerini etkin pişmanlıktan yararlanabileceklerini belirtti. Savunmasını yapan sanıklar da örgütle herhangi bir bağlantılarının olmadığını bu nedenle de bilgileri olmadığını belirtti.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hikmet Pak ile Bülent Başer tarafından hazırlanan 180 sayfalık iddianamede, soruşturma kapsamında 69 öğrenci ile 3 rütbelinin tutuklandığı, bir öğrenci ile 2 erin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtiliyor.
Sanıkların “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”, ”cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek” ve “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
İddianamede ayrıca öğrenci ve rütbeli askerlerin “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla, diğer 2 erin ise “örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek” suçundan 5 yıldan onar yıla kadar hapsi talep ediliyor.
Hava Harp Okulu öğrencilerinin 15 Temmuz davasından: Darbeden haberimiz yoktu.
Silivri Cezaevi’nin karşısında bulunan duruşma salonunda 75 sanık hâkim karşısına çıkarak savunma yaptı. Tutuklu öğrencilerden Ahmet Acar ifadesinde, “Plansız eğitim adı altında içtima alanında topladılar. Darbeyle ilgili hiçbir bilgimiz yoktu. Zaten kamp alanına girdiğimde telefonlarımız alınmıştı dışarıda olup bitenden haberimiz yoktu. Bizim vatan sevgimizle oynadılar bizi oyuna getirdiler” dedi.
“Polisler gelince teslim olduk; hiçbir zorluk çıkarmadık”
Ahmet Bedir Alpaslan Kızılyer de şunu söyledi:
“Uçus eğitimi nedeniyle Yalova’daki kamptaydık. Akşam -acil içtima- deyip bizi topladılar. Yüzbaşı Metin Kazancı ve Üsteğmen Halil isimleri okuyarak, bizi gruplara ayırdılar. Metin Kazancı ‘Plansız eğitim var’ dedi. Daha sonra bizi otobüse bindirdiler. Otobüse binince zaten uyudum. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne geldiğimiz”de şoförün konuşmasından Hava Harp Okuluna gittiğimizi öğrendim. Hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Halk toplanmıştı, halka askeri öğrenci olduğumuz söylenince alkış koptu ve ‘En büyük asker bizim asker ‘diye slogan attılar.
Polisler geldi, teslim olduk hiçbir zorluk çıkarmadık. Gece boyunca ne olduğunu bilmiyorduk. Darbeden haberimiz yoktu. Karakolda öğrendik. Öğrencilerin hiçbirinde telefon yoktu, sadece komutanımızda vardı” diye konuştu.
“Kamp alanında çıkmadan önce mermi dağıttılar”
Ahmet Hamdi Göçer ise savunmasında, “Olay günü içtima oldu. Hızlı hazırlanmamız yönünde emir aldık. Tam teçhizatlı içtima alanında bulunduk. Kamp alanından çıkmadan önce mermiler dağıtıldı. Otobüse bindirildik, nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde durdurulduğumuzda, Hava Harp Okulu’na gittiğimiz söylendi biz de duyduk. Komutanımız plansız eğitim olduğu söyledi. Katılmama gibi bir inisiyatifim olamaz. 2 yıllık eğitimimde daima ve mutlak itaat öğretildi. Kanuna aykırı bir emir almadık. Daha öncede gece eğitimine çıkarılmıştık. Gece eğitimleri rutin değildir. Komutanların istediği vakitte yapılır. Acil hazırlanma çağrısına Metin Kazancı çağırdı. İsim listelerini okudu. Araçlara bindik ve uyumamız emredildi. Polis otobüslerin yanında ilerliyordu. Bu durumdan bir darbe olduğunu çıkaramadık. Aramızda nereye gittiğimizi konuşuyorduk, merak ediyorduk” dedi.
“Pişman olacak bir şey yapmadım”
“F…. okuluna gitmedim” diyen sanık Göçer, “Pişman olacak bir şey yapmadım. Vatanım, ailem karşısında yüzümü kızartacak bir suç işlemedim. 8 aydır tutukluyum. Tahliyemi istiyorum” diye konuştu. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, savunmasını yapan her sanığa örgütle ilgili bildikleri varsa söylemelerini etkin pişmanlıktan yararlanabileceklerini belirtti. Savunmasını yapan sanıklar da örgütle herhangi bir bağlantılarının olmadığını bu nedenle de bilgileri olmadığını belirtti.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hikmet Pak ile Bülent Başer tarafından hazırlanan 180 sayfalık iddianamede, soruşturma kapsamında 69 öğrenci ile 3 rütbelinin tutuklandığı, bir öğrenci ile 2 erin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtiliyor.
Sanıkların “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”, ”cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek” ve “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
İddianamede ayrıca öğrenci ve rütbeli askerlerin “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla, diğer 2 erin ise “örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek” suçundan 5 yıldan onar yıla kadar hapsi talep ediliyor.
Hava Harp Okulu öğrencilerinin 15 Temmuz davasından: Darbeden haberimiz yoktu.
Silivri Cezaevi’nin karşısında bulunan duruşma salonunda 75 sanık hâkim karşısına çıkarak savunma yaptı. Tutuklu öğrencilerden Ahmet Acar ifadesinde, “Plansız eğitim adı altında içtima alanında topladılar. Darbeyle ilgili hiçbir bilgimiz yoktu. Zaten kamp alanına girdiğimde telefonlarımız alınmıştı dışarıda olup bitenden haberimiz yoktu. Bizim vatan sevgimizle oynadılar bizi oyuna getirdiler” dedi.
“Polisler gelince teslim olduk; hiçbir zorluk çıkarmadık”
Ahmet Bedir Alpaslan Kızılyer de şunu söyledi:
“Uçus eğitimi nedeniyle Yalova’daki kamptaydık. Akşam -acil içtima- deyip bizi topladılar. Yüzbaşı Metin Kazancı ve Üsteğmen Halil isimleri okuyarak, bizi gruplara ayırdılar. Metin Kazancı ‘Plansız eğitim var’ dedi. Daha sonra bizi otobüse bindirdiler. Otobüse binince zaten uyudum. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne geldiğimiz”de şoförün konuşmasından Hava Harp Okuluna gittiğimizi öğrendim. Hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Halk toplanmıştı, halka askeri öğrenci olduğumuz söylenince alkış koptu ve ‘En büyük asker bizim asker ‘diye slogan attılar.
Polisler geldi, teslim olduk hiçbir zorluk çıkarmadık. Gece boyunca ne olduğunu bilmiyorduk. Darbeden haberimiz yoktu. Karakolda öğrendik. Öğrencilerin hiçbirinde telefon yoktu, sadece komutanımızda vardı” diye konuştu.
“Kamp alanında çıkmadan önce mermi dağıttılar”
Ahmet Hamdi Göçer ise savunmasında, “Olay günü içtima oldu. Hızlı hazırlanmamız yönünde emir aldık. Tam teçhizatlı içtima alanında bulunduk. Kamp alanından çıkmadan önce mermiler dağıtıldı. Otobüse bindirildik, nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde durdurulduğumuzda, Hava Harp Okulu’na gittiğimiz söylendi biz de duyduk. Komutanımız plansız eğitim olduğu söyledi. Katılmama gibi bir inisiyatifim olamaz. 2 yıllık eğitimimde daima ve mutlak itaat öğretildi. Kanuna aykırı bir emir almadık. Daha öncede gece eğitimine çıkarılmıştık. Gece eğitimleri rutin değildir. Komutanların istediği vakitte yapılır. Acil hazırlanma çağrısına Metin Kazancı çağırdı. İsim listelerini okudu. Araçlara bindik ve uyumamız emredildi. Polis otobüslerin yanında ilerliyordu. Bu durumdan bir darbe olduğunu çıkaramadık. Aramızda nereye gittiğimizi konuşuyorduk, merak ediyorduk” dedi.
“Pişman olacak bir şey yapmadım”
“F…. okuluna gitmedim” diyen sanık Göçer, “Pişman olacak bir şey yapmadım. Vatanım, ailem karşısında yüzümü kızartacak bir suç işlemedim. 8 aydır tutukluyum. Tahliyemi istiyorum” diye konuştu. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, savunmasını yapan her sanığa örgütle ilgili bildikleri varsa söylemelerini etkin pişmanlıktan yararlanabileceklerini belirtti. Savunmasını yapan sanıklar da örgütle herhangi bir bağlantılarının olmadığını bu nedenle de bilgileri olmadığını belirtti.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hikmet Pak ile Bülent Başer tarafından hazırlanan 180 sayfalık iddianamede, soruşturma kapsamında 69 öğrenci ile 3 rütbelinin tutuklandığı, bir öğrenci ile 2 erin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtiliyor.
Sanıkların “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”, ”cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek” ve “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
İddianamede ayrıca öğrenci ve rütbeli askerlerin “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla, diğer 2 erin ise “örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek” suçundan 5 yıldan onar yıla kadar hapsi talep ediliyor.