“Kürt gazeteciler özgür olmadıkça Türk gazeteciler de özgür olmaz!”
Hakkında 7,5 yıl istemiyle dava açılan Cemal, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya avukatı Fikret İlkiz ile birlikte katıldı. Cemal, esas hakkındaki savunmasında “Ben burada özgür ve bağımsız medyayı savunmak için bulunuyorum. Gazeteciliğin suç olmadığını savunmak için de buradayım. Kürt gazetecilerin özgür olmadığı bir ortamda Türk gazetecilerin de özgür olamayacağını savunmak için buradayım” dedi. “73 yaşındayım, 47 yıllık gazeteciyim. Kürt sorununun şiddetten uzak barış içinde çözülebileğine inanıyorum” diyen Cemal, şunları söyledi:
“Kürt meslektaşlarımla dayanışma için Özgür Gündem gazetesinde de genel yayın yönetmenliği yaptım. Bugüne kadar Kürt sorununa yönelik 4 kitap yazdım, sayısız makale kaleme aldım.Bekaa’da Öcalan’la da görüştüm. Kandil’e de gittim, PKK’nın lider kadrosuyla görüştüm. Ama bugüne kadar hakkımda ‘terör örgütü propagandası’ veya ‘propagandaya alet olmak’ iddiasıyla soruşturma açılmadı. Amacımın özgür ve bağımsız medyayı savunmak olduğunu bir kez daha yinelemek istiyorum.”
Fikret İlkiz: Bu dava anayasaya aykırı;
dosya AYM’ye gönderilmeli
Cemal’in avukatı Fikret İlkiz de, “Bu dava, Basın Kanunu bağlamında anayasaya aykırıdır. Bu görüşü ciddiye almalısınız” diyerek, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Mahkeme, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetti.
İlkiz’in açıklamaları şöyle:
“Basın Kanunu 11. maddedeki sorumluluğu önemli. Mülga Basın Kanunu hükmünde, sorumlular yazıyor yazan, karikatürü yapan vs idi. Özgür Gündem Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü’nün sorumluluğu tartışılmadı. Ceza hukukunda fiil artı kasıt sistemine dair sorumluluk esastır. Durum; cezaların şahsiliği anayasal kuralıyla çelişmektedir. Basın Kanunu’nun 11. maddesinin ulaştığı bir nokta var. Sürelice süresiz yayınlardaki suçlardan eser sahibi sorumludur. Dolayısıyla objektif sorumluluk yerine subjektif sorumluluk dikkate alınmadır.
Genel yayın yönetmeni ya da nöbetçi genel yayın yönetmeni de bir günlük yayın yönetmeninin durumu; cezai sorumluluğu gerektirmez.
Bugün siz Basın Kanunu’nun 11/3 maddesine aykırı bir yorum yapıyorsunuz. Bu anayasanın ‘ceza sorumluluğunun şahsiliği’ ilkesine aykırıdır. TCK 21. maddesine göre, bir suçun işlenmesi için fiil artı kasıt gereklidir. Anayasa ayrıca, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulamaz, demektir. Sınırlandırma kanunla yapılır, sınırlandıran kanun da anayasaya aykırı olmamalıdır. Bu ilkeye aykırı özel kanun hükümleri anayasaya aykırıdır, iptali gerekir. Dosyanın bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Bu talebimizi mahkemenizce ciddi bulunarak dosyanın AYM’ye gönderilmesini talep ediyoruz.”
“Ceza reformu içeren yargı paketlerinden
sonra bu kadar mı geriledik?”
Fikret İlkiz, mahkemenin, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetmesinin ardından savunmasına şöyle devam etti:
“Dava konusu haber ve yazılar ‘açık ve yakın tehlike’ kavramıyla Terörle Mücadele Kanunu’na taşınıyor ve siz bu gerekçeyle mahkûmiyet kararı vereceksiniz. Ceza reformu içeren yargı paketlerinden sonra bu kadar mı geriledik?”
AİHM’in Castel davası örneği…
“Dava konusu üç haber ve yazı sizi rahatsız edebilir, provoke edici bulabilir, nefret edebilirsiniz. Ama acaba cezalandırmalı mıyız” diyen İlkiz, AİHM kararlarından örnekler verdi.
İlkiz, İspanya’nın BASK bölgesine ilişkin olarak yapılan bşr yayın hakkındaki AİHM’nin Castel davası kararını özetledikten sonra, Hasan Cemal hakkında dava konusu edilen yayının basın özgürlüğü kapsamında görülmesi gerektiğine vurgu yaparak beraat talep etti.
Avukat Özcan Keskin: Bir günlük nöbetçi
yayın müdürlerine açılan davalar dayanaksız
Avukat Özcan Keskin de; bir yayına başlanırken kamu otoritesinin adres vs’nin yanı sıra “sorumlu müdür”ün kişisel bilgilerini talep ettiği süreci özetledi, bir günlük nöbetçi yayın müdürlerine açılan davaların dayanaksız olduğunu vurguladı.
“Kürt gazeteciler özgür olmadıkça Türk gazeteciler de özgür olmaz!”
Hakkında 7,5 yıl istemiyle dava açılan Cemal, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya avukatı Fikret İlkiz ile birlikte katıldı. Cemal, esas hakkındaki savunmasında “Ben burada özgür ve bağımsız medyayı savunmak için bulunuyorum. Gazeteciliğin suç olmadığını savunmak için de buradayım. Kürt gazetecilerin özgür olmadığı bir ortamda Türk gazetecilerin de özgür olamayacağını savunmak için buradayım” dedi. “73 yaşındayım, 47 yıllık gazeteciyim. Kürt sorununun şiddetten uzak barış içinde çözülebileğine inanıyorum” diyen Cemal, şunları söyledi:
“Kürt meslektaşlarımla dayanışma için Özgür Gündem gazetesinde de genel yayın yönetmenliği yaptım. Bugüne kadar Kürt sorununa yönelik 4 kitap yazdım, sayısız makale kaleme aldım.Bekaa’da Öcalan’la da görüştüm. Kandil’e de gittim, PKK’nın lider kadrosuyla görüştüm. Ama bugüne kadar hakkımda ‘terör örgütü propagandası’ veya ‘propagandaya alet olmak’ iddiasıyla soruşturma açılmadı. Amacımın özgür ve bağımsız medyayı savunmak olduğunu bir kez daha yinelemek istiyorum.”
Fikret İlkiz: Bu dava anayasaya aykırı;
dosya AYM’ye gönderilmeli
Cemal’in avukatı Fikret İlkiz de, “Bu dava, Basın Kanunu bağlamında anayasaya aykırıdır. Bu görüşü ciddiye almalısınız” diyerek, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Mahkeme, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetti.
İlkiz’in açıklamaları şöyle:
“Basın Kanunu 11. maddedeki sorumluluğu önemli. Mülga Basın Kanunu hükmünde, sorumlular yazıyor yazan, karikatürü yapan vs idi. Özgür Gündem Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü’nün sorumluluğu tartışılmadı. Ceza hukukunda fiil artı kasıt sistemine dair sorumluluk esastır. Durum; cezaların şahsiliği anayasal kuralıyla çelişmektedir. Basın Kanunu’nun 11. maddesinin ulaştığı bir nokta var. Sürelice süresiz yayınlardaki suçlardan eser sahibi sorumludur. Dolayısıyla objektif sorumluluk yerine subjektif sorumluluk dikkate alınmadır.
Genel yayın yönetmeni ya da nöbetçi genel yayın yönetmeni de bir günlük yayın yönetmeninin durumu; cezai sorumluluğu gerektirmez.
Bugün siz Basın Kanunu’nun 11/3 maddesine aykırı bir yorum yapıyorsunuz. Bu anayasanın ‘ceza sorumluluğunun şahsiliği’ ilkesine aykırıdır. TCK 21. maddesine göre, bir suçun işlenmesi için fiil artı kasıt gereklidir. Anayasa ayrıca, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulamaz, demektir. Sınırlandırma kanunla yapılır, sınırlandıran kanun da anayasaya aykırı olmamalıdır. Bu ilkeye aykırı özel kanun hükümleri anayasaya aykırıdır, iptali gerekir. Dosyanın bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Bu talebimizi mahkemenizce ciddi bulunarak dosyanın AYM’ye gönderilmesini talep ediyoruz.”
“Ceza reformu içeren yargı paketlerinden
sonra bu kadar mı geriledik?”
Fikret İlkiz, mahkemenin, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetmesinin ardından savunmasına şöyle devam etti:
“Dava konusu haber ve yazılar ‘açık ve yakın tehlike’ kavramıyla Terörle Mücadele Kanunu’na taşınıyor ve siz bu gerekçeyle mahkûmiyet kararı vereceksiniz. Ceza reformu içeren yargı paketlerinden sonra bu kadar mı geriledik?”
AİHM’in Castel davası örneği…
“Dava konusu üç haber ve yazı sizi rahatsız edebilir, provoke edici bulabilir, nefret edebilirsiniz. Ama acaba cezalandırmalı mıyız” diyen İlkiz, AİHM kararlarından örnekler verdi.
İlkiz, İspanya’nın BASK bölgesine ilişkin olarak yapılan bşr yayın hakkındaki AİHM’nin Castel davası kararını özetledikten sonra, Hasan Cemal hakkında dava konusu edilen yayının basın özgürlüğü kapsamında görülmesi gerektiğine vurgu yaparak beraat talep etti.
Avukat Özcan Keskin: Bir günlük nöbetçi
yayın müdürlerine açılan davalar dayanaksız
Avukat Özcan Keskin de; bir yayına başlanırken kamu otoritesinin adres vs’nin yanı sıra “sorumlu müdür”ün kişisel bilgilerini talep ettiği süreci özetledi, bir günlük nöbetçi yayın müdürlerine açılan davaların dayanaksız olduğunu vurguladı.
“Kürt gazeteciler özgür olmadıkça Türk gazeteciler de özgür olmaz!”
Hakkında 7,5 yıl istemiyle dava açılan Cemal, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya avukatı Fikret İlkiz ile birlikte katıldı. Cemal, esas hakkındaki savunmasında “Ben burada özgür ve bağımsız medyayı savunmak için bulunuyorum. Gazeteciliğin suç olmadığını savunmak için de buradayım. Kürt gazetecilerin özgür olmadığı bir ortamda Türk gazetecilerin de özgür olamayacağını savunmak için buradayım” dedi. “73 yaşındayım, 47 yıllık gazeteciyim. Kürt sorununun şiddetten uzak barış içinde çözülebileğine inanıyorum” diyen Cemal, şunları söyledi:
“Kürt meslektaşlarımla dayanışma için Özgür Gündem gazetesinde de genel yayın yönetmenliği yaptım. Bugüne kadar Kürt sorununa yönelik 4 kitap yazdım, sayısız makale kaleme aldım.Bekaa’da Öcalan’la da görüştüm. Kandil’e de gittim, PKK’nın lider kadrosuyla görüştüm. Ama bugüne kadar hakkımda ‘terör örgütü propagandası’ veya ‘propagandaya alet olmak’ iddiasıyla soruşturma açılmadı. Amacımın özgür ve bağımsız medyayı savunmak olduğunu bir kez daha yinelemek istiyorum.”
Fikret İlkiz: Bu dava anayasaya aykırı;
dosya AYM’ye gönderilmeli
Cemal’in avukatı Fikret İlkiz de, “Bu dava, Basın Kanunu bağlamında anayasaya aykırıdır. Bu görüşü ciddiye almalısınız” diyerek, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Mahkeme, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetti.
İlkiz’in açıklamaları şöyle:
“Basın Kanunu 11. maddedeki sorumluluğu önemli. Mülga Basın Kanunu hükmünde, sorumlular yazıyor yazan, karikatürü yapan vs idi. Özgür Gündem Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü’nün sorumluluğu tartışılmadı. Ceza hukukunda fiil artı kasıt sistemine dair sorumluluk esastır. Durum; cezaların şahsiliği anayasal kuralıyla çelişmektedir. Basın Kanunu’nun 11. maddesinin ulaştığı bir nokta var. Sürelice süresiz yayınlardaki suçlardan eser sahibi sorumludur. Dolayısıyla objektif sorumluluk yerine subjektif sorumluluk dikkate alınmadır.
Genel yayın yönetmeni ya da nöbetçi genel yayın yönetmeni de bir günlük yayın yönetmeninin durumu; cezai sorumluluğu gerektirmez.
Bugün siz Basın Kanunu’nun 11/3 maddesine aykırı bir yorum yapıyorsunuz. Bu anayasanın ‘ceza sorumluluğunun şahsiliği’ ilkesine aykırıdır. TCK 21. maddesine göre, bir suçun işlenmesi için fiil artı kasıt gereklidir. Anayasa ayrıca, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulamaz, demektir. Sınırlandırma kanunla yapılır, sınırlandıran kanun da anayasaya aykırı olmamalıdır. Bu ilkeye aykırı özel kanun hükümleri anayasaya aykırıdır, iptali gerekir. Dosyanın bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Bu talebimizi mahkemenizce ciddi bulunarak dosyanın AYM’ye gönderilmesini talep ediyoruz.”
“Ceza reformu içeren yargı paketlerinden
sonra bu kadar mı geriledik?”
Fikret İlkiz, mahkemenin, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetmesinin ardından savunmasına şöyle devam etti:
“Dava konusu haber ve yazılar ‘açık ve yakın tehlike’ kavramıyla Terörle Mücadele Kanunu’na taşınıyor ve siz bu gerekçeyle mahkûmiyet kararı vereceksiniz. Ceza reformu içeren yargı paketlerinden sonra bu kadar mı geriledik?”
AİHM’in Castel davası örneği…
“Dava konusu üç haber ve yazı sizi rahatsız edebilir, provoke edici bulabilir, nefret edebilirsiniz. Ama acaba cezalandırmalı mıyız” diyen İlkiz, AİHM kararlarından örnekler verdi.
İlkiz, İspanya’nın BASK bölgesine ilişkin olarak yapılan bşr yayın hakkındaki AİHM’nin Castel davası kararını özetledikten sonra, Hasan Cemal hakkında dava konusu edilen yayının basın özgürlüğü kapsamında görülmesi gerektiğine vurgu yaparak beraat talep etti.
Avukat Özcan Keskin: Bir günlük nöbetçi
yayın müdürlerine açılan davalar dayanaksız
Avukat Özcan Keskin de; bir yayına başlanırken kamu otoritesinin adres vs’nin yanı sıra “sorumlu müdür”ün kişisel bilgilerini talep ettiği süreci özetledi, bir günlük nöbetçi yayın müdürlerine açılan davaların dayanaksız olduğunu vurguladı.
“Kürt gazeteciler özgür olmadıkça Türk gazeteciler de özgür olmaz!”
Hakkında 7,5 yıl istemiyle dava açılan Cemal, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya avukatı Fikret İlkiz ile birlikte katıldı. Cemal, esas hakkındaki savunmasında “Ben burada özgür ve bağımsız medyayı savunmak için bulunuyorum. Gazeteciliğin suç olmadığını savunmak için de buradayım. Kürt gazetecilerin özgür olmadığı bir ortamda Türk gazetecilerin de özgür olamayacağını savunmak için buradayım” dedi. “73 yaşındayım, 47 yıllık gazeteciyim. Kürt sorununun şiddetten uzak barış içinde çözülebileğine inanıyorum” diyen Cemal, şunları söyledi:
“Kürt meslektaşlarımla dayanışma için Özgür Gündem gazetesinde de genel yayın yönetmenliği yaptım. Bugüne kadar Kürt sorununa yönelik 4 kitap yazdım, sayısız makale kaleme aldım.Bekaa’da Öcalan’la da görüştüm. Kandil’e de gittim, PKK’nın lider kadrosuyla görüştüm. Ama bugüne kadar hakkımda ‘terör örgütü propagandası’ veya ‘propagandaya alet olmak’ iddiasıyla soruşturma açılmadı. Amacımın özgür ve bağımsız medyayı savunmak olduğunu bir kez daha yinelemek istiyorum.”
Fikret İlkiz: Bu dava anayasaya aykırı;
dosya AYM’ye gönderilmeli
Cemal’in avukatı Fikret İlkiz de, “Bu dava, Basın Kanunu bağlamında anayasaya aykırıdır. Bu görüşü ciddiye almalısınız” diyerek, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Mahkeme, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetti.
İlkiz’in açıklamaları şöyle:
“Basın Kanunu 11. maddedeki sorumluluğu önemli. Mülga Basın Kanunu hükmünde, sorumlular yazıyor yazan, karikatürü yapan vs idi. Özgür Gündem Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü’nün sorumluluğu tartışılmadı. Ceza hukukunda fiil artı kasıt sistemine dair sorumluluk esastır. Durum; cezaların şahsiliği anayasal kuralıyla çelişmektedir. Basın Kanunu’nun 11. maddesinin ulaştığı bir nokta var. Sürelice süresiz yayınlardaki suçlardan eser sahibi sorumludur. Dolayısıyla objektif sorumluluk yerine subjektif sorumluluk dikkate alınmadır.
Genel yayın yönetmeni ya da nöbetçi genel yayın yönetmeni de bir günlük yayın yönetmeninin durumu; cezai sorumluluğu gerektirmez.
Bugün siz Basın Kanunu’nun 11/3 maddesine aykırı bir yorum yapıyorsunuz. Bu anayasanın ‘ceza sorumluluğunun şahsiliği’ ilkesine aykırıdır. TCK 21. maddesine göre, bir suçun işlenmesi için fiil artı kasıt gereklidir. Anayasa ayrıca, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulamaz, demektir. Sınırlandırma kanunla yapılır, sınırlandıran kanun da anayasaya aykırı olmamalıdır. Bu ilkeye aykırı özel kanun hükümleri anayasaya aykırıdır, iptali gerekir. Dosyanın bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Bu talebimizi mahkemenizce ciddi bulunarak dosyanın AYM’ye gönderilmesini talep ediyoruz.”
“Ceza reformu içeren yargı paketlerinden
sonra bu kadar mı geriledik?”
Fikret İlkiz, mahkemenin, dosyanın AYM’ye gönderilmesi talebini reddetmesinin ardından savunmasına şöyle devam etti:
“Dava konusu haber ve yazılar ‘açık ve yakın tehlike’ kavramıyla Terörle Mücadele Kanunu’na taşınıyor ve siz bu gerekçeyle mahkûmiyet kararı vereceksiniz. Ceza reformu içeren yargı paketlerinden sonra bu kadar mı geriledik?”
AİHM’in Castel davası örneği…
“Dava konusu üç haber ve yazı sizi rahatsız edebilir, provoke edici bulabilir, nefret edebilirsiniz. Ama acaba cezalandırmalı mıyız” diyen İlkiz, AİHM kararlarından örnekler verdi.
İlkiz, İspanya’nın BASK bölgesine ilişkin olarak yapılan bşr yayın hakkındaki AİHM’nin Castel davası kararını özetledikten sonra, Hasan Cemal hakkında dava konusu edilen yayının basın özgürlüğü kapsamında görülmesi gerektiğine vurgu yaparak beraat talep etti.
Avukat Özcan Keskin: Bir günlük nöbetçi
yayın müdürlerine açılan davalar dayanaksız
Avukat Özcan Keskin de; bir yayına başlanırken kamu otoritesinin adres vs’nin yanı sıra “sorumlu müdür”ün kişisel bilgilerini talep ettiği süreci özetledi, bir günlük nöbetçi yayın müdürlerine açılan davaların dayanaksız olduğunu vurguladı.