İran’a yönelik yaptırımların delinmesi sürecinde rol oynadığı iddiasıyla ABD’de yargılanıp 28 ay tutuklu kalan, ardından Türkiye’ye dönen eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, pasaportunun iptal edilmesi sonrası yeni açıklamalarda bulundu.
1 Mayıs günü sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ailenle Kıbrıs’a gitmek isterken alanda pasaporta el konmak isteniyor, çıkış yasağı tebliğ edilmek üzere karakola götürülüyorsun” diyen Atilla, bir diğer paylaşımında, “Ülkemize yıllarca hizmet ettik, onu el üstünde tuttuk savunduk koruduk, karşılığında gördüğümüz muamele alanlarda alıkonma. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” yazdı.
Hakan Atilla’nın pasaportuna İçişleri Bakanlığı kararıyla tahdid konulduğu öğrenilirken, tahdidin neden konulduğu merak konusu oldu. İddiaya göre Atilla’nın ABD’de görülen Halkbank davasında “itirafçı” olduğu ve Türkiye’yi zora sokacak beyanlar verdiği AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a iletildi. Saray’da tedirginlik yaratan bu bilgi neticesinde Atilla’nın pasaportuna tahdit konuldu.
halktv.com.tr’den Seyhan Avşar’ın haberine göre; söz konusu iddianın sorulduğu Hakan Atilla, “Yalan, dolan bunlar. Talimatın tepeden geldiğine eminim. Madem öyleydi beni neden Borsa İstanbul’un başına getirdiler ya da neden görevden almadılar” dedi.
‘TÜRKİYE KENDİNİ ZORA SOKUYOR’
Atilla, “Türkiye‘yi zora sokacak beyanlarda bulundunuz mu?” sorusu üzerine “Ben Türkiye’yi zora sokmam. Türkiye kendini zora sokuyor. Bu bir gazetecinin uydurmasıydı. ABD’de öyle bir sistem yok. Kapalı kapılar arkasından konuşayım da beni serbest bırakın gibi bir şey yok. Ya anlaşırsınız ya da anlaşmazsınız” diye konuştu.
‘NEDEN BU DEĞİLDİR DEMİYORUM’
“Ben size neden bu değildir demiyorum” diyen Atilla, “Bu gerekçeye dayanarak tahdit konulmuş olabilir. Ama onların iddia ettiği hikaye gerçek değil” ifadelerini kullandı.
– ‘Sizin itirafçı olduğunuzu Cumhurbaşkanı’na istihbaratın haber verdiği’ iddialar arasında.
Ne istihbaratından bilgi alacaklar. ABD’deki tek muhatapları Rıza Sarraf.
‘SOYLU’YA ULAŞMAYA ÇALIŞTIM’
– Peki neden tahdit konulduğunu sormak için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ulaşmaya çalıştınız mı?
Evet. Ulaşmaya çalıştım. Müsait değilmiş. ‘Seçimden sonra görüşelim’ demiş.