Şarkıcı Gülşen’in “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Gülşen ve avukatları hazır bulunurken, 14 şikayetçi de duruşmaya katıldı. Ayrıca Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada savunmasını yapan Gülşen, beraat edeceğine inandığını belirterek, “bütün olayın sahnede arkadaşıyla şakalaşmasından ibaret” olduğunu dile getirdi.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek suçu işlemediğini belirten Gülşen, “Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Sadece iki kişi arasında geçen bu diyalog sebebiyle hedefe oturtuldum. Ben yine de değerlerini incitmiş olabileceğini düşündüğüm herkesten özür diledim” ifadelerine yer verdi.
“BÜTÜN KONU SAHNE İÇİNDE BİR ARKADAŞIMLA ŞAKALAŞMADAN İBARETTİR”
Savunma yapan Gülşen şunları söyledi:
“Bu konuda daha önce de ifadeler verdim. Tekrar ederim suçsuzum. Yargılama sonunda beraat edeceğime inanıyorum. Bütün konu sahne içinde bir arkadaşımla şakalaşmadan ibarettir. Sahnedeyken dinleyicilerin arasına katılmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olmadığından sahnedeki arkadaşlarımdan birini beni seyircilerin arasına taşımasını istedim. Bir arkadaşım şaka olarak seni imam taşısın dedi. İmam da aramızda bu lakapla anılan Miraç Çelenktir. Bu lakabın özel bir anlamı yok. Sahne şovlarında sıklıkla şakalaştığımız bir arkadaşımızdır. Sahne heyecanının getirmiş olduğu refleksle, sahne üzerindeki iki kişi arasındaki diyalogtur. Hatta diyalog kendisi diye bitmektedir. Bunu söylerken ne üçüncü bir şahıs ne bir sosyal sınıf ve kesimi hedefledim. Tekrarlamadım altını çizmedim alkışlatmadım sonra tanıtım amacıyla kullanmadım dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik tavrı sergilemedim. Niyetim asla bu olamaz, üzerime atılı suçu işlemedim.
“ZAMANLAMASI VE YAYILMASI MANİDAR”
Gülşen savunmasının devamında “İki kişi arasında geçen bu diyalog nedense hedefe oturtuldu. Değerlerini incitmiş olabileceğim herkesten özür de diledim. Mesleki kimliğim ve duruşumun bir bedeli olarak mağdurum. Kadınlığım, bedenim, eşliğim anneliğim üzerinden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradım hatta hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi yeri geldiğinde ifade eden biriyim. Sahnedeki şaka, toplumsal duyarlılığımım bir uzantısı tezahürü değildi. Sadece iki kişi arasındaki şakaydı. Açıklama demeç bildirme amacı yoktu. Ama nedense öyleymiş gibi bir yere çekildi. Ayrıca zamanlaması ve yayılması bana göre manidar ve manipülatiftir. Konser 30 nisan videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos’tur. Arada 4 ay vardır.
“MANEVİ OLARAK ÇOK ORANTISIZ BEDELLERE MARUZ KALDIM”
Videonun 4 ay sonra ortaya çıkarılması yayılması ertesi gün linç kampanyası başlatılması ve cezaevine girmem bir gün sürdü. Ben bütün bunları hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum. Manevi olarak çok orantısız bedellere maruz kaldım. 5 gün Bakırköy cezaevi 15 gün evde olmak üzere 20 gün hapis cezası aldım. En kötüsü oğlum İspanya’dadır. 5 yaşındaki çocuğumdan uzak kaldım. Eşimin işleri nedeniyle ben ondan, o benden mahrumdur. 50 kadar konser iptal oldu. Bunların tazminleri gerekiyordu ve ödendi. Sahnede ve arkasında kalan arkadaşlarımın da mağduriyetlerini karşıladım. Yurt dışı yasağı nedeniyle oradaki konserlerime gidemiyorum. Yeni konserler planlayamıyorum. Bu mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Bunu ailem, iş arkadaşlarım için de istiyorum.”
Gülşen’in Avukatı Emek Emre de müvekkili hakkında beraat talep etti. Savcı, derhal beraat talebinin reddini, olaya ilişkin görüntüleri içeren CD’nin bilirkişi marifetiyle çözümünün yaptırılmasını, müştekilerin suçtan zarar gördükleri ihtimaline binaen katılma taleplerinin kabulünü ve adli kontrol tedbirinin devamını istedi.
BERAAT TALEBİ REDDEDİLDİ
Gülşen’in yargılandığı davada verilen ara kararla ‘en yakın karakola imza verme’ şeklindeki adli kontrol kaldırılırken yurt dışına çıkış yasağının devamına karar verildi.
Tanık dinlenmesinin ve müdahillik taleplerinin bir sonraki duruşma değerlendirilmesine karar veren mahkeme, davayı 21 Aralık saat 10.00’a erteledi.