Sağlık durumunun cezaevinde kalmaya müsait olmadığını gösteren raporlara rağmen tahliye edilmeyen ve dün cezaevinde vefat eden bilim insanı Prof. Dr Sabri Çolak için Fethullah Gülen taziye yayınladı.
Gülen taziye mesajında Prof. Dr. Çolak için şunları söyledi:
Tanıdığım günden beri samimiyeti, tevazu ve mahviyeti ile gözümde hep nurdan bir abide gibi var oldu. Son yıllarını Medrese-i Yusufiye ile taçlandırdı. En zor şartlarda sadakat ve vefasının gereğini yapmaktan geri durmadı. Duruşuyla “Baş eğmezüz edâniye dünyâ-ı dûn içün/Allahadur tevekkülümüz i’timâdımız” beytini zulmün yüzüne haykırdı ve bir mihnet kahramanı olarak Hakka yürüdü.
Prof. Dr. Sabri Çolak Hoca’ya Cenab-ı Hak’tan mağfiret niyaz eder;
Ailesi ve yakınlarına, Medrese-i Yusufiye’deki arkadaşlarına ve emsallerine sabrı cemil dilerim.
‘ALLAH’IN SADIK KULU; SABRİ ÇOLAK’
Prof Sabri Sabri Çolak ile tutuklu olup daha sonra tahliye olan koğuş arkadaşı, Sabri Hoca için şunları yazdı;
Allah’ın Sadık Kulu; Sabri Çolak
15 Temmuz sonrası Erzurum’da gözaltına alınıp tutuklanan ve 7,5 yıl hapis cezasına çarptırılan 69 yaşındaki Prof. Dr. Sabri Çolak Ağabey cezaevinde Hakka yürüdü. Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi emekli Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Çolak , 25 aydır tutukluydu ve Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunuyordu. Yaşadığı kalp rahatsızlığına mazlum ve mağdurların yüküde binince ihtimal ki daha fazla taşıyamadı.İnandığı gibi yaşadı; yaşadıklarınında en büyük temsilcilerinden biri oldu.
Ömrünün ilk yıllarından itibaren milletine ve inandığı değerlere hizmeti bir borç bilen bu değerli bilim insanı pek çok yer ve zamanda genç dimağların ve âicenap insanların ufukların açmaya calışmış ve geçmişten gelen izlerle tecrübelerini aktarmıştır. Bunu bir vazife kabul eden Sabri hocam ; onca yaşına rağmen hiç bir bahaneye sığınmadan davet edildiği yerlerde ibadet neşvesi içinde görevini yapmıştır.
Korkakların Gözü Uyku Görmesin..
Erzurum’daki varlığından endişe eden zalim bir ekip; Van cezaevine göndermişlerdi.Tüm zalimlik karşısında kulluk duruşunu bozmamış ve asla halinden şikayet etmemiştir.
Şahit olanların anlatımlarına.göre ; koridorlarda tüm mazlumların masumiyetini o kendine has uslubu ile haykırarak moral verirdi:
–Dayanın kardaşlar… Sizler masumsunuz.
ve yine onların gozlemleri ile;
– Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim, gezmedim, gezdirdim : Ula uşaklar Allah sizleri bir yerlere hazırlıyor. Daha güzel hizmet etmeniz için burayı fırsat bilin”
Elbette korkaların halini en iyi o anlatacaktı;
-Ula uşaklar sizler burda emniyette ve rahat yatırsiz. Bu haramiler var ya sabaha kadar dört çarşaf yırtırlar. Rahat yatamirler ben bir çarşafınan idare edirem.”
Civanmert insalar için mekan ve zaman farketmezdi.Medrese-i Yusufiye’de her kantin dağıtımında bütün koğuşlara ayrım yapmadan meyve gönderir; ekonomik sıkıntısı olanlara kantin alışveriş yapar dağıtırdı. ihtimal ki; kendisine zulum yapan zalimlerde hasbelkader orda olsa idi onlarda nasiblenecekti.
Bu yolda ölsem benim için şereftir.
Hocafendi ile beraber çekilmiş fotoğrafların bulunduğu gazete küpürlerini ele geçiriren despot rejim 22,5 yıl ile yargılamaktan iftihar ederken; kendisi o yolda ölmeyi bir şeref bilmiş ve O Muhterem hocasına “gardaşım” diyecek kadar insibağ kurmuştu.
Evet… İyi insalar iyi atlara binip gittiler. Sabri Çolak Hocam ruhunun ufkuna yürüdü. Ama; “Geçmişten izlerin” silinmez hatıralarını gelecek nesillere emanet etti. Belki de halen görevinin başındadır.
Ruhun Şâd olsun…