Konya’da Kürt aileye yönelik gerçekleşen ve yedi kişinin hayatının kaybettiği katliamın protesto edildiği eylemde saldırıya uğradıktan sonra gözaltına alınan gazeteciler yaşadıklarını anlattı.
Saldırıya uğrayanlar arasında Mezopotamya Ajansı muhabiri Enes Sezgin, Özgür Gelecek muhabiri Taylan Öztaş, Sendiga.org muhabirleri Ceylan Bulut ve Derya Saadet vardı. Saldırı sonrasında Enes Sezgin ve Taylan Öztaş gözaltına alındı.
Özgür Gelecek muhabiri Taylan Öztaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Taksim Araştırma Hastanesi’nde gözaltına alındım. ‘Enes’e işkence yapmayın’ demem gerekçesiyle gözaltına alındım. Sonra polisler beni birçok yerde gördüklerini ve her yerde fotoğraflarımın olduğunu belirterek araçta işkence etmeye başladılar. İşkence sonrasında beni Taksim Asayiş Büro’ya götürdüler. İşkence boyunca ters kelepçeliydim. Asıl maruz kaldığım ağır işkence Taksim’den Vatan’a götürülürken oldu. İşkenceyi uzatmak için hem yolu uzattılar hem arabayı yavaş sürdüler. İstiklal Marşı okutmaya zorladılar. Yarım saatten fazla tekmeli yumruklu saldırıya maruz kaldım. Sürekli küfür ve hakaretlere maruz kaldım. Vatan’a gittiğimizde şunu farkettik, bize hazırlanan dosya müştekilerin ifadeleriyle hazırlanmıştı. Daha önce planlanmış bir saldırı olduğunu fark ettik.”
Mezopotamya Ajansı muhabiri Enes Sezgin de şunları söyledi:
“Faşist bir grup yürüyen kitleye saldırdı. Saldırganlar bize de saldırdı. Oradaki sivil polis doğrudan beni hedef gösterdi ve kitleyi üzerime saldırttı. Daha sonra üzerimize 20-30 kişilik bir polis grubu geldi. GBT yapacağız dedi ama bu GBT tam bir işkenceye dönüştü. Biz bir odaya çekildik. Bu odada işkenceler gördük. Dakikalarca, askeri uygulamalarda karşılaştık. Orada insan, insanlığını unutuyor. ‘Bizler Mustafa Kemal’in askerleriyiz, sizler Apo’nun itlersiniz’ diye hastane yolunda işkence devam etti. Polis bu işkence emrini amirden aldığını söyledi. ‘Amirin özel emri var, onların yüzünü yıkamaya vakit bırakmayın’ dediler. Peki amir bu emri kimden aldı? Amirin emri kimden aldığı ortadadır. Basına dönük bu saldırı devletin bir politikası halini almış.”
HDP Milletvekili Musa Piroğlu, “Bütün baskıcı rejimler ilk önce basını kontrol altına alarak işe başlarlar. Basının temel görevi gerçeğin bilgisini halka ulaştırmaktır. Bu tarihsel bir deneyimdir. Ve basın ilkelerine bağlı çalıştığı bütün ülkelerde baskı altına alınmış ve bunun bedeliyle yüzleşmek durumunda kalmıştır” dedi.