Siyasi faktörler, baskıcı rejim ve ekonomik faktörlerle birlikte yüksekokul ve üzeri eğitim seviyesine sahip Türkiye vatandaşı göçmenler, son 30 yılda üçe katlanmış durumda.
Uzmanlara göre beyin göçünün sonucu olarak ekonomik, sosyal ve kültürel bu kayıplar Türkiye’yi geriletecek ve bunlar ileride ciddi bir eğitim krizi yaşanacağını gösteriyor. Beyin göçünün etkilerinden biri de ekonomiye verdiği tahribat. Türkiye’den beyin göçünün maliyetinin 200 milyar doların üzerine çıktığı belirtiliyor.
Peki, gençler Türkiye’yi neden terk ediyor?
Bülent Mumay, Alman Faz gazetesinde kaleme aldığı makalesinde, geçmiş yıllardan da örnek vererek bir düşman olarak ABD’nin seçildiğini söylüyor. Halk zamlarla boğuşurken Saray’daki resepsiyonlarda ikram edilen ‘ejder meyveli smoothie’ gündem oluyor.
“Türkiye, batarken bile orkestrası çalan Titanik gibi felakete doğru sürüklenirken, tehlikeyi fark edenler kendilerine güvenli limanlar aramaya başladı” diyen Mumay, TÜİK rakamlarına göre yaklaşık 254 bin vatandaşın Türkiye’yi terk ettiğine dikkat çekiyor. Bir önceki yıla orana başka ülkelerde kendine gelecek arayanların oranı yüzde 42 artmış. Gidenlerin yüzde 42’si, 20-34 yaşları arasında. Ya yeni mezun olmuş gençler ya da parlak genç profesyoneller terk etmiş Türkiye’yi. En çok göç veren iller: İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa.
Mumay, “Yani Türkiye’de gelir düzeyi, sanayileşme ve eğitim ortalaması en yüksek kentleri bırakıp gitmişler” diyor ve ekliyor:
“Gitmelerine kimse şaşırmıyor elbette. Ekonomik tabloyu yukarıda özetlemeye çalıştım. Ülkenin demokrasisinin ne halde olduğunu da gayet iyi biliyorsunuz. Ülkede adaletin nasıl çalıştığını geçtiğimiz günlerde Almanya Başbakanı Merkel tek bir cümle ile özetledi zaten. Türkiye’de yargının kararlarını kendisinin değil, siyasetin verdiğini itiraf etti. Merkel, Türkiye’nin bazı Alman vatandaşlarını serbest bırakmasını şöyle özetledi: ‘Israrlı konuşmalarımız sonucu Alman vatandaşları serbest kaldı.'”
Türkiye’de 1 yıl iddianamesiz tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Deniz Yücel’in “Tutuklanmam gibi serbest bırakılmamın da hukukla bir ilgisi yok” sözlerini hatırlatan Mumay, “Bütün bu tablonun ardından gidenlere nasıl kızabiliriz ki hem? Ekonomik refah, demokrasi ve adalet yokken nasıl tutabiliriz ki zaten onları burada?” diye soruyor.
