Türkiye’de muhalif medyada çalıştıkları gerekçesiyle yargılanan gazetecilerle ilgili son karar duruşmasında bugün neler yaşandı. Karar öncesi gazetecilerin tarihe geçecek o son sözleri…
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanıklar mütalaa karşı savunmalarını yaptılar.
KARAR AÇIKLANDI
15 Temmuz darbe girişimi sonrası AKP iktidarının hedef göstermesiyle aralarında şarkıcı Attila Taş’ın da olduğu 29 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı. Atilla Taş’a örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi.
Sanıklardan Murat Aksoy’a 2 yıl 1 ay hapis cezası çıktı. Yine sanıklardan Cuma Ulus silahlı terör örgütü üyeliğinden 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ayrıca, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Muhammed Sait Kuloğlu, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Ufuk Şanlı, Yetkin Yıldız, Cuma Ulus ve Davut Aydın hakkında “örgüt üyeliğinden” 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Gökçe Fırat Çulhaoğlu ve Büşra Erdal ise 6’şar yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı.
ATİLLA TAŞ’TAN AÇIKLAMA
Karar sonrası açıklama yapan Atilla Taş, “Yargı kararıdır, sonuçta saygı duyacağız. Ben her zaman söylüyorum, adalete her zaman güvendim, her zaman inanıyorum. Ben muhalefet ettim, başka hiçbir şey yapmadım. Bir ülkede muhalefet etmek suçsa, ben o kadar suçluyum. Başka bir şey söylemek istemiyorum” dedi.
SAVUNMALAR
Ufuk Şanlı: İddianame 22 sene önce mezun olduğum okulda eğitim görmemi delil olarak sunmuştur. Aksiyon’da 8 yıl çalıştım. Ahmet Davutoğlu ve Nihal Bengisu Karaca da yazıyordu. Ankara ofisi AKP milletvekillerinin uğrak yeriydi. Algı operasyonu yaptığım iddia edilen Aksiyon dergisi tarafından tazminatsız işten çıkarılarak mağdur edildim.
Ünal Tanık: Suç olarak gösterilen fotoğraflarda AKP sözcüsü Yasin Aktay var. Davet edildiğim bir toplantıda neden davet eden suçlu değil? Bilirkişi sosyal medyada Taha Ün ile bir yazışmamı delil olarak almış. Bilgi yanlışlığını kontrol ettiğim bir yazışma. Bu sanki bir ast-üst ilişkisi olarak ele alınmış. Taha Ün’ün nikahı Cumhurbaşkanı tarafından kıyılmıştı. Eşi de Emine Erdoğan ile çalışıyordu. Haber 7’de Ersoy Dede, Hüseyin Yayman, Cem Küçük gibi isimlerin yazı yazmalarını ilk ben teşvik ettim. Rotahaber’de ilk kez yazanlar arasında Halime Kökçe, Meryem Gayberi, Yaşar Taşkın Koç, gibi isimler vardı.
Yakup Çetin: Zaman’da muhabir olarak 5 yıl çalıştım. Ben devletin gözetimi ve denetimi altında bir kurumda çalıştığımı sanıyordum. İddianamede Zaman’a kayyum atandığı gün attığım 6 tweet var. O zaman işsiz kalacağımı düşünmüştüm. Şimdi bakınca önemsiz geliyor. Cezaevine girmeden konuşmadığım insanlar var. Bünyamin Köseli ile 1 kez, Cihan Acar ile telefonda 2 kez konuşmuşum. Bu nasıl bir örgütsel faaliyet olabilir? Sosyal medyayı örgüt stratejisi yönünde değil, aksi yönde kullanmışım. 20 aydır benimle ilgisi olmayan olayların bedelini ödemekten tükendim. Başkası için örgüt üyeliği oluşturmayan bir ölçünün benim için de oluşturmaması gerektiği kanaatindeyim. Zaman’da çalışmam bir önyargıdır. Ama hukuken bir karşılığı var mıdır? Hayır.
SANIKLARIN SON SÖZLERİ
Abdullah Kılıç: Adnan Menderes “bir milletin sığınabileceği en adil liman hakimlerin pak vicdanıdır” demişti.
Ahmet Memiş: Ailem gerçekten mağdur. Beraatimi talep ediyorum.
Ali Akkuş: F.. örgüt kriterlerinin hiçbiri bende mevcut değildir. Aklanmak istiyorum.
Atilla Taş: Şöhret maddiyattan çok bela ve kötü şans getirdi. Ben suçsuzum, beraatimi istiyorum.
Bayrak Kaya: Sadece muhabirlik yaptım, algı varsa algının sorumlusu ben değilim. Dönemin yöneticilerine tanınan haktan ben de yararlanmak istiyorum.
Muhammed Sait Kuloğlu: Ben bugün eşim için belki hediye olurum, o da evlilik yüzüğümü geri takar.
Cihan Acar: Kendi hatalarım ve hayallerimle yaşadım. Tek istediğim özgürlük.
Cemal Azmi Kalyoncu: Terör örgütü üyesi değilim, suçsuzum. Tahliyemi talep ediyorum.
Bünyamin Köseli: Vereceğiniz karara razıyım.
Cuma Ulus: Sadece gazeteciyim. Yargılanmaktan hiçbir zaman kaçmadım. Beraatimi istiyorum.
Habip Güler: Masumiyetimi her yönden ispatladım. 20 aydır yavrularıma hasretim. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum.
Gökçe Fırat Çulhaoğlu: Hayatta korunması gereken en önemli şey masumiyettir. Bugün benim doğum günüm. Bir bebek masumiyetiyle çıkmak istiyorum.
Halil İbrahim Balta: Hapiste değilim, ölsem de evde öleceğim. Beraatimi talep ediyorum.
Hanım Büşra Erdal: Ben hep gazetecilik yaptım. Düşüncelerimi hukuki çerçevede ifade ettim. Bir bedel ödedim. Umarım aileme ve sevdiklerime kavuşurum.
Hüseyin Aydın: Şimdi vereceğiniz karar hapishanede kalan insanlar için ölüm demek. Eşim çok acı çekiyor. Bu çukurdan beni kurtarın.
Muhterem Tanık: Kendim ve eşim adına beraat istiyorum.
Murat Aksoy: Ben gazeteciyim. Muhalif ve eleştirel olabilirim. Suçsuzum. Beraatimi ve üzerimizdeki lekenin çıkarılmasını istiyorum.
Mustafa Erkan Acar: Beraatimi istiyorum. Çalıştığım tüm kurumlarda işimi yasalara uygun bir şekilde yapmaya çalıştım.
Mutlu Çölgeçen: 23 yıllık gazeteciyim. Önce hep iş dedim, bundan dolayı eşimden özür dilemek istiyorum. Artık yoğurdu bırakın üflemeyi, dondurarak yiyoruz.
Oğuz Usluer: 20 yıllık gazeteciyim. Darbeci olmadığım gibi darbe karşıtı belgeseller yayınladım. Tüm gazetecilerin serbest kalmasını talep ediyorum.
Seyid Kılıç: Hayatta kusurlarım oldu. Ailemin çok vaktini çaldım. Ama terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul edemem. Ülkem için adaletin tecellisini talep ediyorum.
Ufuk Şanlı: 37 yaşımda işsiz, 38 yaşımda terörist oldum. Zor bir süreç ama bir gün olsun adaletten kaçmadım. Kendimle ilgili tüm gerçeklerle yüzleşmekten vazgeçmedim.
Ünal Tanık: Bütün hayatım bütün şeffaflığıyla önünüzde. Ben gazetecilik yaptım.
Yakup Çetin: Son 20 ayda beni en çok üzen şeyleden biri bana bir sayı muamelesi yapılması oldu. Benim bir insan olduğumu görmenizi istiyorum.
Yetkin Yıldız: Eşime evlenme teklif ederken ona bir söz vermiştim: Onu yalnız bırakmayacaktım. 20 aydır onu yalnız bıraktım. Ben sadece gazetecilik yaptım.
Son sözler tamamlandı, yargılama sona erdi. Karar saat 17:30’da açıklanacak.
KARAR AÇIKLANDI
Atilla Taş 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi.
SAVCI CEZALANDIRILMALARINI İSTEDİ
Gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş’ın aralarında yer aldığı 19’u tutuklu toplam 29 sanık hakkında savcı ceza talebinde bulunmuştu. Mütalaada savcı, Murat Aksoy, Gökçe Fırat ve Muhterem Tanık’ın örgüte yardım suçlamasıyla cezalandırılmasını, Fırat’ın da tahliye edilmesini istedi. Taş’ın aralarında bulunduğu 23 sanığın ise örgüte üyelik suçlamasından cezalandırılmasını talep etti. Taş ve Aksoy’un aralarında bulunduğu 13 sanık 31 Mart 2017’de tahliye edildikten sonra darbeye teşebbüs ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlamalarıyla yeniden tutuklanmıştı. Haklarında yeni soruşturma da yürüyen dava ile birleştirilmişti. Savcı bu suçlamaların yöneltildiği sanıkların bu suçtan beraatine karar verilmesini de talep etti. Dosya kapsamında firari 2 sanığın dosyasının da ayrılmasını istemişti.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31 Mart tarihindeki duruşmasında Savcı Göksel Turan, 13 sanığın tahliyesine karar verilmesini istemişti. Ancak mahkeme, Atilla Taş’ın aralarında bulunduğu 21 sanığın tahliyesine karar vermişti. Bunun üzerine savcı, 8 sanığın yeniden tutuklanması için itirazda bulunmuştu. Üst mahkeme, savcının itirazını kabul ederek sanıkların yeniden tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ayrı bir soruşturma kapsamında, tahliyelerine karar verilen diğer 13 sanık Ali Akkuş, Atilla Taş, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Seyid Kılıç, Yetkin Yıldız, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç ve Oğuz Usluer hakkında “Darbeye teşebbüs” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından gözaltı kararı çıkarılmıştı. İki hafta emniyette gözaltında tutulduktan sonra mahkemeye çıkarılan 13 kişiden Ali Akkuş serbest bırakılırken; 12 sanık ise tutuklanmıştı. Öte yandan bu mahkemenin heyeti ve duruşma savcısı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından açığa alınmıştı.