The Independent’ın kıdemli muhabiri Robert Fisk: Erdoğan’ın yeni bir Kaşıkçı kaydını ortaya çıkarmaması karşılığında, Suudi Arabistan İdlib’deki cihatçıları ülkeye almayı kabul edebilir.
‘İDLİB’DEKİ CİHATÇILARI ÜLKESİNE ALMA’ KARŞILIĞINDA
Fisk, Suudi Arabistan’ın İdlib’deki cihatçıları ülkeye kabul etmesi karşılığında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın cinayete ilişkin yeni bir ses kaydını Batılı istihbarat kurumlarına vermeyeceğini öne sürdü.
‘KAŞIKÇI’ CİNAYETİNİN ŞİFRELERİNİ ÇÖZMEK İÇİN SURİYE’YE BAKIN
Robert Fisk, “Cemal Kaşıkçı cinayetinin arkasındaki diplomatik gizemlerin şifresini çözmek için Suriye’ye bakın” başlıklı makalesine, “Suudiler paçayı kurtaracak. Muhammed bin Selman da. Bir bedel ödeyebilirler ama Suudi Arabistan’ın giderek kötücül hale gelen dışişleri bakanının deyimiyle, İran’ın ‘karanlık vizyonu’nun karşısında ‘aydınlık vizyonu’ olarak kalmaya devam edecekler. Hepimiz, o eski Ortadoğu hatasına düşüyoruz: Kötü adamların cinayetleri ve ihlalleri nedeniyle devrilip cezalandırılacağını, iyi adamların da (onlar artık her kimse) üstün geleceğini zannediyoruz” ifadeleriyle başlıyor.
‘ERDOĞAN’IN BAŞKA PLANLARI OLMALI’
ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Prens Selman cinayetten haberdar olsa bile Riyad’a destek vereceklerini’ açıklamasını ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr’in medyayı Kaşıkçı konusunda ‘histeriye kapılmakla’suçlamasını eleştiren Fisk, sözü buradan Türkiye’nin tavrına getirerek şu ifadeleri kullanıyor:
ORTADOĞU’DA DEMOKRASİNİN HALİNİ ANLAMAK İÇİN
“Şimdi kısaca İstanbul’a ve sevgili Kral Selman’ı suçlamayan fakat cesedi bulmayı çok istediğini söyleyen ve dünyadaki istihbarat servislerini yollayacak bir Kaşıkçı kaydına daha sahip olma ihtimali bulunan Sultan’a [Erdoğan’ı kast ediyor] dönelim. Bizim siyasi liderlerimizin bu kaydı dinleyerek kulaklarını kirletmeyeceğinden emin olabilirsiniz; Trump ilk kayıt hakkında “acı verici” ifadelerini kullandı. Kanada Başbakanı Trudeau dinlememeyi tercih etti. Fakat esasında kafalarını hoparlöre sokmalılar. Bir Arap gazetecinin katillerine boğulmakta olduğunu söylemesini dinlemek, bugün Ortadoğu’da demokrasinin halini anlatmak açısından gayet doğru bir sembol olurdu.