Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Fincancı: Bu ülkenin kanayan yarası hapishanelerdir

by aktifhabercom
March 29, 2022
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir diyen Fincancı, ‘Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor’ dedi.


Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, cezaevinde yaşanan ölümlere, ATK’nin kararları ve tutukluların sağlığa erişiminin engellenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilere göre, 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta hasta tutuklu bulunuyor. Cezaevlerindeki hasta tutukluların yaşadığı birçok sorundan haberdar olduklarını belirten Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıya kalındığını vurguladı. Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Fincancı, “ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘İNSANLARA KELEPÇELİ MUAYENENİN DAYATILDI’


Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıyayız. Ne yazık ki bununla ilgili bazen etik ihlallerle de karşılaştığımız oluyor. İnsanlara kelepçeli muayenenin dayatıldığını görüyoruz. Bunun ciddi anlamda hem insanlık onuruna aykırı bir durum hem de hasta mahremiyetini etkileyen bir yanı var. Bu durumdan kaynaklı da tutuklular hastanelere gitmekten kaçınıyor” dedi.

‘TARAF OLMAYAN, BAĞIMSIZ BİR YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR’

Tutukluların hastalık durumlarının değerlendirilmesinde ATK’nin adres olarak gösterilmesini eleştiren Fincancı, “Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorundur. ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz. Aysel Tuğluk örneğinde olduğu gibi aslında bilimsel anlamda değerlendirmede ciddi eksiklikle karşı karşıya kaldık. Taraf olmayan, bağımsız bir yapılanmaya ihtiyaç var” diye belirtti.

‘BU ÜLKENİN KANAYAN YARASI HAPİSHANELERDİR’

Sağlığa erişimin bir hak olduğunun altını çizen Fincancı, “Ne yazık ki Türkiye’de, özgür insanların bile sağlığa erişimiyle ilgili sorunlar yaşandığını bugün artık biliyoruz. Bu ülkenin kanayan yarası hapishanelerdir. Üstelik insan hakları örgütlerinin, alandaki mesleki örgütlerin bu konuda gözlem, değerlendirme yapabilmesi ve veriler sunabilmesinin önü kesilmiş durumda. Yıllardır, insan hakları örgütleri ve meslek örgütleri cezaevlerine giremiyor. Cezaevlerinde, insanların sağlık sorunlarıyla ilgili değerlendirmeler yapmakta sıkıntı yaşanıyor. Böylesi bir durumdayız” ifadelerini kullandı.

 Cezaevlerinde sık sık gündeme gelen ölümlere de değinen Fincancı, “Cezaevinde ölüm meydana geldiğinde her koşulda şüpheli olarak kabul edilir. Çünkü devletin koruması altındaki insanların ölümünden söz ediyoruz. Demek ki koruma yükümlülüğüyle ilgili bir iddia ortaya çıkabilir. Devletin bir iddiayı bertaraf edebilmesinin yolu ise etkili ve kapsamlı bir soruşturma ve belgeleme süreci işletmesidir. Bunu da bağımsız heyetlerle yapması gerekir. Ama ne yazık ki böyle olmuyor. Sonrasında bu durum kamuoyunda ciddi tartışmalara neden oluyor” dedi.

 MİNNESOTA PROTOKOLÜ

Şüpheli ölümlerin özellikle de bir devletin sorumluluğundan şüphelenilen ölümlerinbelgelenmesi ve etkili bir şekilde soruşturulmasına ilişkin Minnesota Protokolü’nün olduğunu belirten Fincancı, şöyle devam etti: “Defalarca bununla ilgili eğitimler yapıldı. Avrupa Birliği’nden (AB) kaynaklar baz alındı ancak bunların hiçbir şekilde hayata yansıması olmadı. Böyle bir sorunla karşıya karşıyayız. Cezaevlerinde son dönemde gerçekten sağlıksız bir ortamla karşı karşıyayız. Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, bu insanların sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir. Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor. Bağımsız heyetlere denetleme izni verilmesi gerekiyor ki böylesi bir süreç işleyebilsin. Bir de bu insanların hastalıklarıyla ilgili değerlendirmelerin bağımsız ve bilimsel ortamda yapılması gerekiyor. Üniversiteler diyorum ama üniversitelerin bağımsızlığı kaldı mı? Yani 130 binin üzerinde kamu görevlisinin bir gecede Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile atıldığı, hala o KHK’lerle insanların işlerinden atılmaya devam ettiği koşullarda kamu çalışanlarının bağımsızlığı da zedelemiştir.”

Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir diyen Fincancı, ‘Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor’ dedi.


Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, cezaevinde yaşanan ölümlere, ATK’nin kararları ve tutukluların sağlığa erişiminin engellenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilere göre, 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta hasta tutuklu bulunuyor. Cezaevlerindeki hasta tutukluların yaşadığı birçok sorundan haberdar olduklarını belirten Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıya kalındığını vurguladı. Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Fincancı, “ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘İNSANLARA KELEPÇELİ MUAYENENİN DAYATILDI’


Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıyayız. Ne yazık ki bununla ilgili bazen etik ihlallerle de karşılaştığımız oluyor. İnsanlara kelepçeli muayenenin dayatıldığını görüyoruz. Bunun ciddi anlamda hem insanlık onuruna aykırı bir durum hem de hasta mahremiyetini etkileyen bir yanı var. Bu durumdan kaynaklı da tutuklular hastanelere gitmekten kaçınıyor” dedi.

‘TARAF OLMAYAN, BAĞIMSIZ BİR YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR’

Tutukluların hastalık durumlarının değerlendirilmesinde ATK’nin adres olarak gösterilmesini eleştiren Fincancı, “Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorundur. ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz. Aysel Tuğluk örneğinde olduğu gibi aslında bilimsel anlamda değerlendirmede ciddi eksiklikle karşı karşıya kaldık. Taraf olmayan, bağımsız bir yapılanmaya ihtiyaç var” diye belirtti.

‘BU ÜLKENİN KANAYAN YARASI HAPİSHANELERDİR’

Sağlığa erişimin bir hak olduğunun altını çizen Fincancı, “Ne yazık ki Türkiye’de, özgür insanların bile sağlığa erişimiyle ilgili sorunlar yaşandığını bugün artık biliyoruz. Bu ülkenin kanayan yarası hapishanelerdir. Üstelik insan hakları örgütlerinin, alandaki mesleki örgütlerin bu konuda gözlem, değerlendirme yapabilmesi ve veriler sunabilmesinin önü kesilmiş durumda. Yıllardır, insan hakları örgütleri ve meslek örgütleri cezaevlerine giremiyor. Cezaevlerinde, insanların sağlık sorunlarıyla ilgili değerlendirmeler yapmakta sıkıntı yaşanıyor. Böylesi bir durumdayız” ifadelerini kullandı.

 Cezaevlerinde sık sık gündeme gelen ölümlere de değinen Fincancı, “Cezaevinde ölüm meydana geldiğinde her koşulda şüpheli olarak kabul edilir. Çünkü devletin koruması altındaki insanların ölümünden söz ediyoruz. Demek ki koruma yükümlülüğüyle ilgili bir iddia ortaya çıkabilir. Devletin bir iddiayı bertaraf edebilmesinin yolu ise etkili ve kapsamlı bir soruşturma ve belgeleme süreci işletmesidir. Bunu da bağımsız heyetlerle yapması gerekir. Ama ne yazık ki böyle olmuyor. Sonrasında bu durum kamuoyunda ciddi tartışmalara neden oluyor” dedi.

 MİNNESOTA PROTOKOLÜ

Şüpheli ölümlerin özellikle de bir devletin sorumluluğundan şüphelenilen ölümlerinbelgelenmesi ve etkili bir şekilde soruşturulmasına ilişkin Minnesota Protokolü’nün olduğunu belirten Fincancı, şöyle devam etti: “Defalarca bununla ilgili eğitimler yapıldı. Avrupa Birliği’nden (AB) kaynaklar baz alındı ancak bunların hiçbir şekilde hayata yansıması olmadı. Böyle bir sorunla karşıya karşıyayız. Cezaevlerinde son dönemde gerçekten sağlıksız bir ortamla karşı karşıyayız. Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, bu insanların sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir. Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor. Bağımsız heyetlere denetleme izni verilmesi gerekiyor ki böylesi bir süreç işleyebilsin. Bir de bu insanların hastalıklarıyla ilgili değerlendirmelerin bağımsız ve bilimsel ortamda yapılması gerekiyor. Üniversiteler diyorum ama üniversitelerin bağımsızlığı kaldı mı? Yani 130 binin üzerinde kamu görevlisinin bir gecede Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile atıldığı, hala o KHK’lerle insanların işlerinden atılmaya devam ettiği koşullarda kamu çalışanlarının bağımsızlığı da zedelemiştir.”

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

Respect ile… Ruhumuzun heykelini dikelim

Respect ile… Ruhumuzun heykelini dikelim

March 25, 2023
5k
Erdoğan’ın İskenderun’daki hastane temel atma töreni mizansen çıktı

Erdoğan’ın İskenderun’daki hastane temel atma töreni mizansen çıktı

March 25, 2023
5.1k

Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir diyen Fincancı, ‘Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor’ dedi.


Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, cezaevinde yaşanan ölümlere, ATK’nin kararları ve tutukluların sağlığa erişiminin engellenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilere göre, 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta hasta tutuklu bulunuyor. Cezaevlerindeki hasta tutukluların yaşadığı birçok sorundan haberdar olduklarını belirten Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıya kalındığını vurguladı. Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Fincancı, “ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘İNSANLARA KELEPÇELİ MUAYENENİN DAYATILDI’


Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıyayız. Ne yazık ki bununla ilgili bazen etik ihlallerle de karşılaştığımız oluyor. İnsanlara kelepçeli muayenenin dayatıldığını görüyoruz. Bunun ciddi anlamda hem insanlık onuruna aykırı bir durum hem de hasta mahremiyetini etkileyen bir yanı var. Bu durumdan kaynaklı da tutuklular hastanelere gitmekten kaçınıyor” dedi.

‘TARAF OLMAYAN, BAĞIMSIZ BİR YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR’

Tutukluların hastalık durumlarının değerlendirilmesinde ATK’nin adres olarak gösterilmesini eleştiren Fincancı, “Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorundur. ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz. Aysel Tuğluk örneğinde olduğu gibi aslında bilimsel anlamda değerlendirmede ciddi eksiklikle karşı karşıya kaldık. Taraf olmayan, bağımsız bir yapılanmaya ihtiyaç var” diye belirtti.

‘BU ÜLKENİN KANAYAN YARASI HAPİSHANELERDİR’

Sağlığa erişimin bir hak olduğunun altını çizen Fincancı, “Ne yazık ki Türkiye’de, özgür insanların bile sağlığa erişimiyle ilgili sorunlar yaşandığını bugün artık biliyoruz. Bu ülkenin kanayan yarası hapishanelerdir. Üstelik insan hakları örgütlerinin, alandaki mesleki örgütlerin bu konuda gözlem, değerlendirme yapabilmesi ve veriler sunabilmesinin önü kesilmiş durumda. Yıllardır, insan hakları örgütleri ve meslek örgütleri cezaevlerine giremiyor. Cezaevlerinde, insanların sağlık sorunlarıyla ilgili değerlendirmeler yapmakta sıkıntı yaşanıyor. Böylesi bir durumdayız” ifadelerini kullandı.

 Cezaevlerinde sık sık gündeme gelen ölümlere de değinen Fincancı, “Cezaevinde ölüm meydana geldiğinde her koşulda şüpheli olarak kabul edilir. Çünkü devletin koruması altındaki insanların ölümünden söz ediyoruz. Demek ki koruma yükümlülüğüyle ilgili bir iddia ortaya çıkabilir. Devletin bir iddiayı bertaraf edebilmesinin yolu ise etkili ve kapsamlı bir soruşturma ve belgeleme süreci işletmesidir. Bunu da bağımsız heyetlerle yapması gerekir. Ama ne yazık ki böyle olmuyor. Sonrasında bu durum kamuoyunda ciddi tartışmalara neden oluyor” dedi.

 MİNNESOTA PROTOKOLÜ

Şüpheli ölümlerin özellikle de bir devletin sorumluluğundan şüphelenilen ölümlerinbelgelenmesi ve etkili bir şekilde soruşturulmasına ilişkin Minnesota Protokolü’nün olduğunu belirten Fincancı, şöyle devam etti: “Defalarca bununla ilgili eğitimler yapıldı. Avrupa Birliği’nden (AB) kaynaklar baz alındı ancak bunların hiçbir şekilde hayata yansıması olmadı. Böyle bir sorunla karşıya karşıyayız. Cezaevlerinde son dönemde gerçekten sağlıksız bir ortamla karşı karşıyayız. Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, bu insanların sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir. Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor. Bağımsız heyetlere denetleme izni verilmesi gerekiyor ki böylesi bir süreç işleyebilsin. Bir de bu insanların hastalıklarıyla ilgili değerlendirmelerin bağımsız ve bilimsel ortamda yapılması gerekiyor. Üniversiteler diyorum ama üniversitelerin bağımsızlığı kaldı mı? Yani 130 binin üzerinde kamu görevlisinin bir gecede Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile atıldığı, hala o KHK’lerle insanların işlerinden atılmaya devam ettiği koşullarda kamu çalışanlarının bağımsızlığı da zedelemiştir.”

Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir diyen Fincancı, ‘Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor’ dedi.


Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, cezaevinde yaşanan ölümlere, ATK’nin kararları ve tutukluların sağlığa erişiminin engellenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilere göre, 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta hasta tutuklu bulunuyor. Cezaevlerindeki hasta tutukluların yaşadığı birçok sorundan haberdar olduklarını belirten Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıya kalındığını vurguladı. Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Fincancı, “ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘İNSANLARA KELEPÇELİ MUAYENENİN DAYATILDI’


Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Fincancı, “Cezaevi idareleri gibi hastanelerden de kaynaklı sorunlarla karşı karşıyayız. Ne yazık ki bununla ilgili bazen etik ihlallerle de karşılaştığımız oluyor. İnsanlara kelepçeli muayenenin dayatıldığını görüyoruz. Bunun ciddi anlamda hem insanlık onuruna aykırı bir durum hem de hasta mahremiyetini etkileyen bir yanı var. Bu durumdan kaynaklı da tutuklular hastanelere gitmekten kaçınıyor” dedi.

‘TARAF OLMAYAN, BAĞIMSIZ BİR YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR’

Tutukluların hastalık durumlarının değerlendirilmesinde ATK’nin adres olarak gösterilmesini eleştiren Fincancı, “Yerellerden bilimsel ortamlar ve üniversiteler kullanılabilecekken ATK’lerin tek adres olarak gösterilmesi ciddi bir sorundur. ATK, ne yazık ki Adalet Bakanlığı’nın bağlı bir kuruluşudur. O yüzden tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeleyen bir yerde durduğunu biliyoruz. Aysel Tuğluk örneğinde olduğu gibi aslında bilimsel anlamda değerlendirmede ciddi eksiklikle karşı karşıya kaldık. Taraf olmayan, bağımsız bir yapılanmaya ihtiyaç var” diye belirtti.

‘BU ÜLKENİN KANAYAN YARASI HAPİSHANELERDİR’

Sağlığa erişimin bir hak olduğunun altını çizen Fincancı, “Ne yazık ki Türkiye’de, özgür insanların bile sağlığa erişimiyle ilgili sorunlar yaşandığını bugün artık biliyoruz. Bu ülkenin kanayan yarası hapishanelerdir. Üstelik insan hakları örgütlerinin, alandaki mesleki örgütlerin bu konuda gözlem, değerlendirme yapabilmesi ve veriler sunabilmesinin önü kesilmiş durumda. Yıllardır, insan hakları örgütleri ve meslek örgütleri cezaevlerine giremiyor. Cezaevlerinde, insanların sağlık sorunlarıyla ilgili değerlendirmeler yapmakta sıkıntı yaşanıyor. Böylesi bir durumdayız” ifadelerini kullandı.

 Cezaevlerinde sık sık gündeme gelen ölümlere de değinen Fincancı, “Cezaevinde ölüm meydana geldiğinde her koşulda şüpheli olarak kabul edilir. Çünkü devletin koruması altındaki insanların ölümünden söz ediyoruz. Demek ki koruma yükümlülüğüyle ilgili bir iddia ortaya çıkabilir. Devletin bir iddiayı bertaraf edebilmesinin yolu ise etkili ve kapsamlı bir soruşturma ve belgeleme süreci işletmesidir. Bunu da bağımsız heyetlerle yapması gerekir. Ama ne yazık ki böyle olmuyor. Sonrasında bu durum kamuoyunda ciddi tartışmalara neden oluyor” dedi.

 MİNNESOTA PROTOKOLÜ

Şüpheli ölümlerin özellikle de bir devletin sorumluluğundan şüphelenilen ölümlerinbelgelenmesi ve etkili bir şekilde soruşturulmasına ilişkin Minnesota Protokolü’nün olduğunu belirten Fincancı, şöyle devam etti: “Defalarca bununla ilgili eğitimler yapıldı. Avrupa Birliği’nden (AB) kaynaklar baz alındı ancak bunların hiçbir şekilde hayata yansıması olmadı. Böyle bir sorunla karşıya karşıyayız. Cezaevlerinde son dönemde gerçekten sağlıksız bir ortamla karşı karşıyayız. Cezaevlerinden ardı ardına ölümlerin gelmesi, bu insanların sağlığa erişimleriyle ilgili sorunların olduğunun göstergesidir. Bağımsız kurumların kurulması gerekiyor. Bağımsız heyetlere denetleme izni verilmesi gerekiyor ki böylesi bir süreç işleyebilsin. Bir de bu insanların hastalıklarıyla ilgili değerlendirmelerin bağımsız ve bilimsel ortamda yapılması gerekiyor. Üniversiteler diyorum ama üniversitelerin bağımsızlığı kaldı mı? Yani 130 binin üzerinde kamu görevlisinin bir gecede Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile atıldığı, hala o KHK’lerle insanların işlerinden atılmaya devam ettiği koşullarda kamu çalışanlarının bağımsızlığı da zedelemiştir.”

ShareTweetShare
Previous Post

CHP Avrupa Konseyi'nde kayyımları savundu: İçeride başka dışarıda başka

Next Post

Kanser ilaçları dahi ödenmeyen KHK’lılar devlete küstürülüyor

İLGİLİ HABERLER

Respect ile… Ruhumuzun heykelini dikelim
GÜNDEM

Respect ile… Ruhumuzun heykelini dikelim

March 25, 2023
5k
Erdoğan’ın İskenderun’daki hastane temel atma töreni mizansen çıktı
GÜNDEM

Erdoğan’ın İskenderun’daki hastane temel atma töreni mizansen çıktı

March 25, 2023
5.1k
HDP’den Hasan Cemal’e vekillik teklifi
GÜNDEM

HDP’den Hasan Cemal’e vekillik teklifi

March 25, 2023
5k
The Independent: Diktatörler Türkiye’deki seçimleri manipüle ediyor
GÜNDEM

The Independent: Diktatörler Türkiye’deki seçimleri manipüle ediyor

March 25, 2023
5.1k
Bakan Soylu ‘dava’sını sürdürüyor!
GÜNDEM

Bakan Soylu ‘dava’sını sürdürüyor!

March 25, 2023
5k
15 numuneden 14’ü… Türkiye’den AB’ye ihraç edilen ballar hileli çıktı
GÜNDEM

15 numuneden 14’ü… Türkiye’den AB’ye ihraç edilen ballar hileli çıktı

March 25, 2023
5.2k
Daha Fazla Haber

Respect ile… Ruhumuzun heykelini dikelim

Respect ile… Ruhumuzun heykelini dikelim
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5k

Devamını oku

Devlet helalleşmek zorunda: Gaffar Okkan’ın mezarını ziyaret etti

Devlet helalleşmek zorunda: Gaffar Okkan’ın mezarını ziyaret etti
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Adaylığı garantiledi planı açık etti! İstesek ilk gün 100 bin imza toplardık

Adaylığı garantiledi planı açık etti! İstesek ilk gün 100 bin imza toplardık
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.3k

Devamını oku

The Independent: Diktatörler Türkiye’deki seçimleri manipüle ediyor

The Independent: Diktatörler Türkiye’deki seçimleri manipüle ediyor
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

15 numuneden 14’ü… Türkiye’den AB’ye ihraç edilen ballar hileli çıktı

15 numuneden 14’ü… Türkiye’den AB’ye ihraç edilen ballar hileli çıktı
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Uzun bir aradan sonra: Yabancı finans yöneticileri Türkiye’de

Uzun bir aradan sonra: Yabancı finans yöneticileri Türkiye’de
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Yazıcıoğlu’nun oğluyla görüştü: Soruşturmayı sonuca vardıracağız

Yazıcıoğlu’nun oğluyla görüştü: Soruşturmayı sonuca vardıracağız
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

HÜDA-PAR konusunu ‘halletmişler’: MHP’li kurmaylar ‘beyan esastır’ dedi

HÜDA-PAR konusunu ‘halletmişler’: MHP’li kurmaylar ‘beyan esastır’ dedi
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Akıl almayacak miktarda! Guatemala’da Türkiye’den gönderilen fentanil ele geçirildi

Akıl almayacak miktarda! Guatemala’da Türkiye’den gönderilen fentanil ele geçirildi
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.2k

Devamını oku

‘Yine başaracağız!’ Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu, Ecevit ve Erbakan’ı hatırlattı

‘Yine başaracağız!’ Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu, Ecevit ve Erbakan’ı hatırlattı
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5k

Devamını oku

‘Vergi kaçırma faaliyeti’: Kızılay’dan ikinci Ensar skandalı!

‘Vergi kaçırma faaliyeti’: Kızılay’dan ikinci Ensar skandalı!
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Demirtaş’tan açıklama: AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler ifşa olacak

Demirtaş’tan açıklama: AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler ifşa olacak
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Yeniden Refah Partisi’nde ‘cumhur krizi’: Elif Erbakan bekleniyor!

Yeniden Refah Partisi’nde ‘cumhur krizi’: Elif Erbakan bekleniyor!
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.3k

Devamını oku

İYİ Partili Erdem’den açıklama: Ağıralioğlu bildiğini okumuş!

İYİ Partili Erdem’den açıklama: Ağıralioğlu bildiğini okumuş!
by aktifhabercom
March 25, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İşkence ile gözaltına alan polislere takipsizlik, gazeteci Kılıç’a ‘memura hakaret’ davası

İşkence ile gözaltına alan polislere takipsizlik, gazeteci Kılıç’a ‘memura hakaret’ davası
by Özkan yazar
March 24, 2023
0
5.1k

Devamını oku

HÜDA PAR duyurdu: Seçime AKP listelerinden gireceğiz

HÜDA PAR duyurdu: Seçime AKP listelerinden gireceğiz
by Özkan yazar
March 24, 2023
0
5k

Devamını oku

Uluslararası topluma çağrı: Türkiye’de en temel hukuk ilkeleri bile çiğneniyor.

Uluslararası topluma çağrı: Türkiye’de en temel hukuk ilkeleri bile çiğneniyor.
by Özkan yazar
March 24, 2023
0
5.1k

Devamını oku

KHK’lı öğretmeni infazı bittiği halde cezaevinden tahliye etmemek için gerekçe uydurdular: Psikolojik olarak sosyal hayata hazır değil

KHK’lı öğretmeni infazı bittiği halde cezaevinden tahliye etmemek için gerekçe uydurdular: Psikolojik olarak sosyal hayata hazır değil
by Özkan yazar
March 24, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Depremde eşini ve çocuklarını kaybeden gazeteciye yakalama kararı

Depremde eşini ve çocuklarını kaybeden gazeteciye yakalama kararı
by Özkan yazar
March 24, 2023
0
5.2k

Devamını oku

‘Kumpas’ değilmiş; Balyoz’dan Çetin Doğan dahil 7 kişiye hapis cezası

‘Kumpas’ değilmiş; Balyoz’dan Çetin Doğan dahil 7 kişiye hapis cezası
by Özkan yazar
March 24, 2023
0
5.3k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.