Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Farkında mısınız 200 gün oldu

by aktifhabercom
September 1, 2017
Farkında mısınız 200 gün oldu
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Tutuklu gazeteci Deniz Yücel’in eşi kamuoyuna açık bir mektup yazdı.

Dilek Mayatürk Yücel, eşi Deniz Yücel’in 200 gündür özgürlüğünden yoksun olması nedeniyle bir açık mektup kaleme aldı.

Türkiye’de 200 gündür hapiste olan Die Welt gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel’in eşi Dilek Mayatürk Yücel’in yazdığı açık mektup:

AÇ KAPIYI, BENİM.


Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir

Gergerlioğlu ”Bu çile neden çektiriliyor?” diye sordu: Fatma Öztimur, otizmli çocuğu ve 20 aylık bebeğiyle cezaevinde

Gergerlioğlu ”Bu çile neden çektiriliyor?” diye sordu: Fatma Öztimur, otizmli çocuğu ve 20 aylık bebeğiyle cezaevinde

July 30, 2025
5k
Yavaş, Ankara’daki ‘kent hakkını hiçe sayan anlayış’ı anlattı

Yavaş, Ankara’daki ‘kent hakkını hiçe sayan anlayış’ı anlattı

July 30, 2025
5k

Biraz vaktin var mı? Sana bir şey anlatacağım.

Sağırlık duvarını delmek için attığım çığlık bu. Kulaklarını kapama. Duy beni.

Önce söz ver; sıyrıl önyargılarından, körü körüne inandırılmışlıklarından kurtar kendini de kulak ver. Korkma benden, nefret etme, öfkelenme, dinle. Sev ya da sevme önemli değil, sadece dinle. Duy beni.

İsimsiz yayımlama şansım olsaydı bu yazıyı, isimsiz yazmak isterdim. Beni, kafanda sadece Deniz Yücel’in eşi olarak kodlama diye. Zira yazının, yazarından ötürü; ne kemikleşmiş önyargılara maruz kalmasını, ne de önkabullu desteğe ihtiyacı olmasını isterim. Deniz’den azade, benden bağımsız bir yazı bırakıyorum buraya…

Kimliğimi unut. Sosyoloji, felsefe eğitimi almış, belki gurbette senin çok özlediğin Türkiye’nin her şehrine hemen hemen ayak basmış, sana Karadeniz’deki ağaçları, Akdeniz’deki çiçekleri ezbere sayabilecek, Paris’te, Brüksel’de çalıştığı gibi Katar’da, Kuveyt’te de yaşamış, on yıldır medyada çalışan, İstanbul’dan daha güzel bir kent görmemiş İstanbullu bir insanın yazdıkları olarak oku bu yazıyı.

EMANET DOLABINA HÜZÜN KİLİTLEMEK

Bu yazıya her pazartesi sabah 06.30’da yoluna düştüğüm ve  hayatımıza zorla giren yere giderken başlamıştım. Yani hapishaneye. O kadar isterdim ki, oraya bir kez ziyaretçi olarak gitmeyi tecrübe etmiş olmanı. Ama her kimsen,  kalbin anlamsız nefretten taş kesmiş bile olsa; yine de sevdiğinin içeride “haksızca” tutulmasını istemezdim.  Sadece beni anlaman için bir kez tecrübe etmiş olmanı dilerdim. Fazlası değil. Çünkü o zaman anlardın haksızlık ne demek. O zaman anlardın, hayatta başka dert yokmuş gibi, hapishane yönetimiyle renkli bir nevresimi içeri verebilmek için mücadele etmek (ve sonunda verememek) ne demek. O zaman anlardın, adalet kişiden kişiye göre değişen keyfi bir uygulama olamaz.

Emanet dolabına hüzün kilitlemek nedir, bilir misiniz?

Hapishanede, kayıt yapılan ve ziyaretçi kartının alındığı, Deniz’e ulaşmak için sondan bir önceki göz taramasını yaptırdığım yerde emanet dolapları var. Cep telefonu, anahtar vs, onlar zaten daha ilk girişte bırakılıyor. Bu emanet dolapları, üzerinizdeki bozuklukları, saati vs bırakmanız için var. Ben dolaba, Deniz’i ziyaretten sonra içmek için bir sigara bırakıyorum hep. Bu görünen. Bir de görünmeyen emanetlerim var. Uykusuzluğumu, yorgunluğumu, hastaysam hastalığımı, kendi canımın sıkkınlığını kilitliyorum o dolaba Deniz’i görmeden önce. Ki onun karşısına önceki iki gece uyumamış bile olsam, iyi çıkayım.

Ve Deniz’i benden, Deniz’i özgürlüğünden ayıran aramızdaki cama, parmak izimi bırakıp geri dönüyor, uyuyorum. Aylardır tüm pazartesiler benim için böyle geçiyor. Bir kereliğine, kendini benim yerime koyabilir mısın?

HUKUK, DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ, ADALET…

Sizi biriyle tanıştırmak istiyorum, ismi “Masumiyet Karinesi”.  Bakın ne diyor:

“Kesinleşmiş bir mahkumiyet kararıyla suçluluğu sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz, kimseye suçlu muamelesi yapılamaz.”

Masumiyet karinesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 15. ve 38. Maddeleri ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. Maddesi’nde ve Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 14. Maddesi’nde açıkça düzenlenmiştir. “Hukuk Devleti” ilkesinden kaynaklanan masumiyet karinesinin, kişinin “şeref ve itibarının” korunması ile “adil yargılamanın” sağlanması olmak üzere iki yönü vardır.

1982 Anayasası’nda düşünce özgürlüğü ile ilişkili iki madde bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Anayasa’nın 25. maddesi olup; “Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” şeklindeki düzenleme ile, ifade özgürlüğünü güvenceye almıştır.

26. madde, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti başlığı altında şu şekildedir: “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”

Hukuk, hukuk devleti, adil yargılama, düşünce özgürlüğü, adalet.. Bunlara sadece Deniz’in değil, hepimizin her zaman ihtiyacı olacak.

Deniz 200 gündür tutuklu. Tecritte, yalnız kalıyor. Tecrit yani, insanın fiziki-ruhsal bütünlüğünü uzun vadede mahvetmeye hizmet eden insanlık dışı uygulama. İnsanın doğasına, kendisine, dış dünyaya yabancılaşması, kendi içinde bölünmesi için tasarlanmış düzenek. Bireyin, doğasına aykırı kurulan ve sınırlarla, kısıtlamalarla beslenen bu düzen, sadece ve sadece insanda tahribat bırakır.

Politik görüşünle, cinsiyetinle, milliyetinle, tuttuğun takımla, sevdiğin yemekle ilgilenmiyorum. İnsan olmanla ilgileniyorum sadece. Deniz de, benim eşim ya da gazeteci olmasından öte, önce bir “insan”. Sen de, ben de “insanlık” denen çatının altında birleşiyoruz. Tecrit, insanlığımıza aykırı bir uygulama. Farkında mısın? İsimlerini duymaya aşina olduğun insanların gazeteci olması bu süreci daha fiyakalı, daha cazip, bu haksızlığı diğerlerinden daha az ya da çok kabullenilir kılmıyor. Sesini duyuramayan binlerce insan var hapishanelerde, haksızca tutulan. Mesela sizler hep Cumhuriyet gazetesinin “gazetecilerinin tutukluluğunu” duydunuz, öyle değil mi? Bu yazıda bir noktayı hatırlatmak isterim, Cumhuriyet gazetesinin muhasebecisi de aylardır tutuklu, aylardır tek başına, tecritte kalıyor. Tutukluları mesleğine göre öncelik sırasına dizmeyin. Uzaydan karınca kadar bile görünmeyen, insanlarız hepimiz. Birimizin özgürlüğü, diğerinin özgürlüğünden az ya da çok kıymetli değil. Birimiz diğerimizden daha az ya da çok kıymetli değiliz. Aynıyız. Eşitiz.

Basın kanununa göre zaman aşımına uğramış haberleri, yazdığı makaleleri (yanlış tercümeler de cabası) yani tamamen “gazetecilik” faaliyetleri Deniz’in tutukluluğuna sebep gösterildi. Hâlâ iddianamesi yazılmamış, henüz mahkeme önüne çıkmamışken, hedef haline getirildi, hakkında gerçeklik dışı, fantezi ürünü suçlamalar yapıldı. Hafızanı tazelemek isterim, Deniz 14 Şubat günü  “kendi iradesiyle” ifade vermeye gitmişti.

Kalemi sivridir, kıvraktır, bazen belki şımarıktır evet. Ama sevsen de sevmesen de Deniz’i, Deniz gazetecidir. Deniz gazetecidir. Muazzam temiz bir kalp taşır, soyu tükenmekte olan kocaman bir iyilik taşır yüreğinde. Kulaklarını kapama. Duy beni!

ÇÜNKÜ DENİZ GAZETECİDİR!

Dışarısı çok kalabalık, dışarısı çok sesli. Oysa bunca sese hiç gerek yoktu, Deniz  burada, hiçbir yere gitmiyor, kendi iradesiyle ifade vermeye gittiği gibi, adil yargılanmaktan başka bir talebi de yoktur. Pekala tutuksuz yargılanabilir. 

“Deniz neden önemli, Deniz’in arkasında bireysel veya örgütlü neden bu kadar destek var, neden Almanya’da bu kadar kamuoyu oluştu?” Bunu bir türlü anlayamayanların olduğunu görüyorum. Cevabı çok basit:

Deniz Almanya’nın saygın gazetelerinden birinin, die Welt’in Türkiye temsilcisi. Mesleğine deli gibi aşık bir gazeteci. Almanya’da Türkiye’ye nazaran daha çok tanınıyordu. Ancak Türkiye, tutuklanana kadar Deniz’in Almanya’da bu denli tanınan ve önemli bir gazeteci olduğunu bilmezdi.

Hukuk ve demokrasinin olduğu ülkelerde, sadece gazetecilik yapmaktan ötürü tutuklanmak bir çocuğun bile anlayabileceği bir durum değildir. Dolayısıyla, Almanya’daki tepkiler, insanların ya da devletin “vatandaşlığını taşıyan gazetecilerine sahip çıkmaları” olarak okunabilir sadece ve sadece. Bundan fazlası değil.

Deniz hem Almanya, hem de Türkiye vatandaşı. Ve devletlerin vatandaşlarına sorumlulukları vardır. Almanya’nın, vatandaşının haksızca özgürlüğünden mahrum edilişini sonuna kadar takip etmek, Türkiye’nin de bir an önce hukuka uygun davranmak, nihai bir iddianame sunmak; keyfi değil, insani şartlar, insan onuruna uygun tutukluluk koşulları sağlamak gibi yükümlülükleri bulunmaktadır.

Politik oyunlarla, inatlaşmalarla, kâh Türkiye’deki referandumla, kâh Almanya’daki seçimle;  bir insan hayatının ve özgürlüğünün birbirine karıştırılması, bahsi geçen tüm tarafları da artlarında sadece küllerini bırakacak bir yangına götürür, benim gözümde.

Aç kapıyı, benim. Benim, sana tekrar şunları söylemek için:

Bahçemdeki en nadide çiçek hunharca koparılalı 200 gün oldu. Ancak hâlâ dışarıdaki bu çok seslilikte, kulak verdiğim tek ses, hâlâ ve sadece Deniz’in gülüşüdür. Her şeye rağmen , biz bu süreçten çiçek gibi güzel çıkacağız.

Mağarandan çık artık lütfen, lütfen kafanı dışarı uzat. Gölgelerin esiri olma, sana gösterilene inanma sadece.  Duy beni.

Kolay mı sanıyorsun 200 gündür içeride olmak?

Kolay mı sanıyorsun 200 gündür dışarıda olmak?

200 gün oldu. Mevsimler geçiyor, kış geçti, bahar, şimdi yaz bitiyor. Duy beni.

Bir insanın hayatından günler, aylar gidiyor tecritte. Haksızca. Sadece işini yaptı diye. Sadece makale yazdı diye. Sadece röportaj yaptı diye.

Yuvarlanmış sayılarda, üzüntümüzü, uğradığımız haksızlığı daha çok haykırmak gibi absürt alışkanlıklar edindik bu süreçte. Sorarsanız 200’üncü gün ile 78’inci günün farkı ne diye, bir farkı yok. Günler aynı.

Bilir misiniz bazen ruhen taşıdığınız bir yük, fiziksel yaranızdan daha çok yorar, yakar sizi. Vücudumda görünür bir yara taşımayı, Silivri’ye ruhen kelepçelenmiş olmaya bin kez yeğlerdim.

Tecritin olası olumsuz etkilerini,  bir saatlik görüşte; tüm nefesimle, var gücümle üfleyerek Deniz’den uzaklaştırmaya çalışıyorum.  Ve isminde “insan hakları” geçen her kurum/kuruluş, benim amatör nefesimden daha profesyonel bir nefes bekliyorum sizden.

200 gün oldu. Farkında mısınız?
 

ShareTweet
Previous Post

Sinan Oğan: MHP Kapatılabilir

Next Post

Casuslukla suçlanan Türk’ün yargılanmasına başlanıyor

İLGİLİHABERLER

Gergerlioğlu ”Bu çile neden çektiriliyor?” diye sordu: Fatma Öztimur, otizmli çocuğu ve 20 aylık bebeğiyle cezaevinde
GÜNDEM

Gergerlioğlu ”Bu çile neden çektiriliyor?” diye sordu: Fatma Öztimur, otizmli çocuğu ve 20 aylık bebeğiyle cezaevinde

July 30, 2025
5k
Yavaş, Ankara’daki ‘kent hakkını hiçe sayan anlayış’ı anlattı
GÜNDEM

Yavaş, Ankara’daki ‘kent hakkını hiçe sayan anlayış’ı anlattı

July 30, 2025
5k
Katar’dan ithal edilen bazı ürünlerden gümrük vergisi alınmayacak
GÜNDEM

Katar’dan ithal edilen bazı ürünlerden gümrük vergisi alınmayacak

July 30, 2025
5k
Taliban iş gücü göndermek için Ankara ile görüşüyor
GÜNDEM

Taliban iş gücü göndermek için Ankara ile görüşüyor

July 30, 2025
5.1k
Karakolda kaymakam ve oğlundan dayak yiyen çocuklar anlattı: Bize ‘sizi öldürürüm’ dedi
GÜNDEM

Karakolda kaymakam ve oğlundan dayak yiyen çocuklar anlattı: Bize ‘sizi öldürürüm’ dedi

July 30, 2025
5.1k
Yargıtay’dan Berkin Elvan kararı: Sanık, ateş ederken kalabalıkta çocuk olduğunu bilemezdi
GÜNDEM

Yargıtay’dan Berkin Elvan kararı: Sanık, ateş ederken kalabalıkta çocuk olduğunu bilemezdi

July 30, 2025
5k
Daha Fazla Haber
Diploması iptal edilmişti; Ekrem İmamoğlu’nun yürütmeyi durdurma talebi reddedildi

Diploması iptal edilmişti; Ekrem İmamoğlu’nun yürütmeyi durdurma talebi reddedildi

July 30, 2025
5k
Muhabirin 7 milyonluk lüks aracı Çeşme’de perte çıktı

Muhabirin 7 milyonluk lüks aracı Çeşme’de perte çıktı

July 30, 2025
5.1k
Tsunamiden korkan gemi, yolcularını almadan kaçtı

Tsunamiden korkan gemi, yolcularını almadan kaçtı

July 30, 2025
5.1k
Canlı yayına giren muhabir gaspçının hedefi oldu

Canlı yayına giren muhabir gaspçının hedefi oldu

July 30, 2025
5k
Kimse bilmiyordu E-Devlet’te fark etti: Binlerce lirasını geri aldı

Kimse bilmiyordu E-Devlet’te fark etti: Binlerce lirasını geri aldı

July 30, 2025
5.1k
Rusya’da 8.8’lik depremden sonra yanardağ patladı

Rusya’da 8.8’lik depremden sonra yanardağ patladı

July 30, 2025
5k
Fenerbahçe ve Chobani’den dev iş birliği: Hamdi Ulukaya, Saray’a çıktı

Fenerbahçe ve Chobani’den dev iş birliği: Hamdi Ulukaya, Saray’a çıktı

July 30, 2025
5.1k
Bartınlı işçiler Rusya’da depreme yakalandı

Bartınlı işçiler Rusya’da depreme yakalandı

July 30, 2025
5k
Orman Genel Müdürlüğü, Kuzey Makedonya’ya bir helikopter ve iki uçak hibe etmiş

Orman Genel Müdürlüğü, Kuzey Makedonya’ya bir helikopter ve iki uçak hibe etmiş

July 30, 2025
5k
Deneysel tedavi, İtalya’da genetik göz hastalığı olan bir kişiye görme yetisini geri kazandırdı

Deneysel tedavi, İtalya’da genetik göz hastalığı olan bir kişiye görme yetisini geri kazandırdı

July 30, 2025
5k
Alangoya’ya şok suçlama: Suç örgütü kurdu

Alangoya’ya şok suçlama: Suç örgütü kurdu

July 30, 2025
5k
Van’da kayyım 223 belediye çalışanını işten çıkardı: Gerekçe “arşiv kaydı”

Van’da kayyım 223 belediye çalışanını işten çıkardı: Gerekçe “arşiv kaydı”

July 30, 2025
5k
Gurbetçiden tatil kıyası: “Biz orada 11 ay, bir ay tatil için çalışıyoruz. Burada herkesin her hafta sonu tatili var”

Gurbetçiden tatil kıyası: “Biz orada 11 ay, bir ay tatil için çalışıyoruz. Burada herkesin her hafta sonu tatili var”

July 30, 2025
5k
Yangında gizli kahraman: Bahçesini nasıl korudu?

Yangında gizli kahraman: Bahçesini nasıl korudu?

July 30, 2025
5.1k
Cem Küçük’ün babası ölü bulundu

Cem Küçük’ün babası ölü bulundu

July 30, 2025
5.1k
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.