Kılıçdaroğlu, CHP Yoksulluk Ofisi kurucusu Hacer Foggo’yla geçen hafta Türkiye’de kullanımı hızla artan metanfetamine karşı halkı uyardığı bir video yayınlamıştı.
CHP lideri bu videoda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya şöyle seslenmişti: “O da fotoromancı ya.. Saray da çok iyi biliyor ki bu uyuşturucuları kendileri davet ettiler bu ülkeye. ‘Paralarınızı getirin, her şeye göz yumacağız’ dediler ve göz yumdular. Bunlar onunla bununla poz veren, Breaking Bad Süleyman, ülkenin çocuklarının zehirlenmesine göz yummuştur. Belediye başkanlarımızla da konuştuk gencecik evlatlarımız için mücadele vereceğiz. Bu çetelere, rezil adamlara asla sokaklarımızı teslim etmeyeceğiz.”
Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı halen gündemde.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’a konuşan eski MİT müsteşar yardımcısı Cevat Öneş, Türkiye’de devlet-siyaset-mafya ilişkileri konusunda birçok iddia ortaya atıldığını ama bunun üzerine gidilmediğini belirtti.
Öneş, şunları kaydetti: “Yargı, emniyet olsun veyahut da diğer bürokratlarla bağlantılı olsun, arzu etmediğimiz şartlar Türkiye’de gelişti. Ve denetlenemeyen hesap sorulamayan bir yapı ile karşı karşıyayız. Bunu genel olarak ifade ettiğimiz zaman demokratik sistemin zayıflaması, yargı sistemi üzerindeki siyasal baskılar, bürokrasi ile olan bu tip suç örgütlerinin liderlerinin bağlantıları ve Türkiye’de özellikle ekonomik açıdan ortaya çıkan sonuçlar, genel buhran durumu, kayıt dışı ekonomi; kara paranın sisteme girmesi durumunu yarattı. Bu konuda Meclis’e verilen araştırmalardan sonuçlar elde edilemedi. Devletin kurumsal yapıları, itirafların takibini yapmadı. Hukuksuzluğun, adaletsizin derinlik kazandığı bir ortamda, son günlerde örneklerini gördüğümüz gibi mafya grupları Türkiye’yi çatışma alanı gördü. Bu suç örgütü grupları, özellikle uyuşturucu konusunda Türkiye’yi yalnızca bir köprü olarak, geçiş yolu olarak değil pazar bakımından, üretim bakımından yerleşilen bir yer olduğu görüyor.”