Eski HDP Milletvekili Altan Tan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözlerinin ardından başlayan tartışmayı yorumladı.
Tan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 17 Mart 2015’te çözüm sürecinde döneminde Erdoğan için “Seni başkan yaptırmayacağız” sözünü kullanmasına Abdullah Öcalan’ın şiddetli tepki gösterdiğini söyledi.
Tan, Medyascope’tan Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı. Tan, “Masaya HDP ile hükûmet oturmadı. Bazı şeylerin konuşulması lazım. Masaya Öcalan ile hükûmet oturdu. HDP’nin pozisyonu aracı. Birinci görüşmeden sonra itiraz ettim. ‘Biz postacı değiliz. Söyleyecek bir sözüm varsa kendim, partim ve temsil ettiğim halk adına müzakereciysem varım, postacıysam PTT’ye gidin’ dedim. Birinci toplantıdan sonra heyetten çıkarıldım. Arkadaşlarım da bana sahip çıkmadı, Selahattin Bey de sahip çıkmadı. Niye çıkarıyorsunuz demedi kimse. O pozisyonu kabul eden arkadaşlar devam etti müzakereye. Selahattin Bey’in de o dönemde lafları var işte ‘Öcalan’ın heykelini dikeceğiz’ diye. Senin iraden önderliğin iradesiyse masada da şu an muhatap Öcalan’dır, o halde Öcalan o masadan kalkarsa, bu iş bitti derse biter, devam ediyorsa devam ediyor.
Benim için bu geçerli değil. Ben bunu deklare ettim ve çekildim. Ama sen Öcalan o masadan kalkmadan, onu boşa çıkaracak adımlar atmışsan, Öcalan bundan rahatsızlık duymuştur.
Başta, ‘Seni başkan yaptırmayacağız’. Şeffaflık, demokratikleştirme, halkı bilgilendirme, kapılar arkasında gizli işler yapmama… Açıklayın, ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ lafı nereden geldi, nasıl oldu, nereye gitti, Öcalan’ın tepkisi buna ne oldu? Çıkın söyleyin. Onu da ben mi söyleyeyim. Şiddetli tepkisi var. Bunun detaylarını da biliyorum. İcap ederse anlatırım bir gün. Öcalan şiddetli tepki koyuyor. Bu işi gücü düzeltin deniliyor. Bir hafta sonra daha sert bir açıklama yapılıyor. Bunların kayıtları var.
Öcalan’ın bu işten bir rahatsızlık duyduğu sağır sultanın bildiği bir şey, gizli saklı bir şey değil yani. Bilgilerin hepsi devletin elinde var. Hadi diyelim bir taraf açıklamıyor, sen niye açıklamıyorsun? Sen açıkla, görüşme notları, görüntüler, ses kayıtları var. Öcalan o masadan “Ben bu işi bitirdim, oynamıyorum” diyerek kalkmadı. Ama sen iradeni oraya bağlamışsın, kabul etmişsin ama onu boşa çıkarmışsın. Bu görüşmeler boştu, doluydu, hükümet oyalıyordu bunlar başka tartışmalar. Çözüm sürecinin geldiği son noktada Öcalan’ın rahatsızlıkları vardı.”
