AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) içerisindeki sır küplerinden biri olan Sabahattin Asal sık sık gündeme gelmeye başladı. Paris cinayeti ve 15 Temmuz’da Adil Öksüz ile olan ilişkisi işi ilginleştiriyor.
Erman Yalaz’ın yazısı şu şekilde devam ediyor;
Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) başkanlığına getirdiği Hakan Fidan için 17 Aralık sürecinden sonra ‘sır küpüm’ ifadesini kullanmıştı. Efkan Ala, İbrahim Kalın, Damat Berat Albayrak, vakti zamanında Nabi Avcı, Ahmet Davutoğlu sır küplerinin farklı versiyonlarıydı. PKK’nın derdest ettiği iki üst düzey MİT’çinin ifadeleriyle istihbarat, Paris cinayeti ve 15 Temmuz denkleminde başlayan yeni tartışmada bir başka ‘sır küpü’nün ismi geçiyor: Sebahattin Asal. MİT bürokrasisinden. Nam-ı diğer; Ozan. İmralı’da MİT adına Muhammed Dervişoğlu’nun yanında Abdullah Öcalan ile masada olan isimlerden biri kendisi.
İLK FUAT AVNİ DİKKAT ÇEKTİ
Sosyal medya fenomeni Fuat Avni’nin, “MİT’çi Sabahattin, Fidan hakkında bilgi ve belge topluyor. Fidan’ın İran’la çevirdiği tüm dolapları Sabahattin ve ekibi arşivliyor. Faşist, (Erdoğan’ı kastediyor) Fidan’ın MİT’teki gücünün erimiş olduğunun farkında. Teşkilatın Sabahattin Asal ve adamlarının kontrolüne geçtiğini biliyor.” yazdığı kişi.
Asal, son olarak PKK’nın kaçırdığı MİT’çilerin görüntüleri ve iddia edilen ifadelerinde geçti. PKK, kaynakları, Asal için MİT yöneticileri Erhan Pekçetin, ve Aydın Günel’in 5 aylık sorgularından sonra 8 Ocak 2013’te suikaste uğrayan Sakine Cansız ve iki arkadaşının infazını organize ettiği suçlamasını yönelttiler.
İMRALI’DA MASADAKİ İKİ İSİMDEN BİRİ
PKK, Avrupa Kanadı, İmralı, Erdoğan Hakan Fidan dörtlüsünün etrafından döndüğünü sandığımız ‘Çözüm Süreci’ olarak anılan örgüt ile silah bırakma pazarlıklarının yapıldığı barış görüşmelerinde kendilerinin sırtlarından hançerleyen kişi olarak kayıtlara geçirmişler Asal’ı. Önceki yazımda bahsetmiştim, Sakine Cansız örgüt için silahlı mücadele ve PKK tezlerinin Avrupa’ya taşınmasında adeta ‘İkinci Öcalan’ gibi görülüyordu. Onun suikasta uğraması, üstelik Avrupa’nın başkentlerinden birinde örgüt için kuşkusuz büyük şoktu.
PARİS SUİKASTİNİN ‘LEJYONERİ’NE ÖDEME VE GÖREVLENDİRME
Paris cinayetinden bir yıl sonra Sol Gazetesi’nin manşetlere taşıdığı bir resmi belgede de Sebahattin Asal ismi yer aldı. Bu belge, Sakine Cansız ile ilgiliydi. “Gizli” ibareli ve “arz notu” başlıklı belge MİT’in cinayetlerdeki rolünün ifşa ediyordu. Yayınlandığı günden bu yana yalanlanmayan söz konusu belge, suikastın tetikçisi olarak tutuklanan ancak yargılama aşamasına gelmeden esrarengiz bir şekilde Fransa’da cezaevinde ölen, tetikçi Ömer Güney ile ilgiliydi. MİT, PKK kurucularından Sakine Cansız’a yönelik olası eylemler için 6 bin Euro ödemişti Güney’e.
18 Kasım 2012’de yani cinayetten yaklaşık 1.5 ay önce paraflandığı görülen ‘Arz Notu’nda bütün ayrıntılar sıralanmıştı. PKK’nın Fransa/Paris faaliyetlerinin deşifre edilmesi, ayrıca üst düzey örgüt mensuplarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla buluşulan ve kaynak haline getirilen bir isimdi Ömer Güney. İsmi Lejyoner olarak yazılmıştı. Ekim’de MİT’e mail göndermiş, Sara Kod isimli Sakine Cansız’ın Paris Villers Le Bel’e geldiği, oturum izni aldığı, pasaport yenilediğini iletmişti Lejyoner.
BELGELERDE ONUN PARAFI VAR
Asal ile birlikte 4 MİT yöneticisinin parafladığı o nottaki asıl kritik cümleler ise şunlardı: “Kaynak, tarafımızla görüşmek üzere ülkemize son gelişinde, AVRUPA’daki örgüt hedeflerine yönelik saldırı/sabotaj/suikast tarzı operatif imkan/kabiliyetleri çerçevesinde belirlenen kişilere yönelik hazırlık yapması, çalışma esnasında gerekli ekipmanı temin etmesi, tarafımızla gerçekleştirdiği her türlü haberleşmeye azami derecede özen göstermesi yönünde talimatlandırılmış, olası harcamaları için 6.000 Avro ödeme yapılmıştır.”
Açıkça Sakine Cansız’ın yakın takibe alındığı ve kaynak marifetiyle etkisiz hale getirilmek üzere planlanan operasyonun içinde yer alacağı yazılmıştı. Arz notu şöyle bitiyordu: “Bu bağlamda, Kaynak ve faaliyet güvenliği de gözetilerek, LEJYONER’in önceden belirlenen kodlu ifadelerle Sara Kod Sakine CANSIZ’a yönelik girişimde bulunması kapsamında talimatlandırılması planlanmaktadır.”
ÖMER GÜNEY’İN SIR ÖLÜMÜ
PKK’nın esir MİT’çilerle ilgili haberleri duyurduğu ANF’de MİT’çi Asal’ın marifetleri üzerine bir yazı yayınlandı. Maxime Azadi imzasıyla yayınlanan yazıda, 5 yıl sonra ortaya çıkan yeni bilgilerin MİT’in Paris suikastlarındaki rolünün netleştiği anlatılıyor. Hatırlanacağı üzere olayın şüphelisi olarak yakalanan ve yargılanan tek isim olan Ömer Güney, davanın başlamasından birkaç hafta önce ölmüştü. Onun ölümünün gizemi, en az suikast kadar belirsizliklerle dolu. Paris’te PKK’a kurucusu Cansız’ın, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in kafasına 3 kurşun sıkılıyor. Bu ekiple son kez görüşen ve olay yerine en yakın kameralara yakalanan isim Güney, sanık olarak tutuklanıyor. Yargılamadan bir hafta önce gizemli şekilde ölüyor.
FRANSIZ HAKİMİ GÜLDÜREN DEVLET ADAMLARINI KİM BİLGİLENDİRDİ?
12 Kasım 2012 ile 17 Aralık 2016 arasında 4 yıla sıkışmış bir sırlar serisi. Ömer Güney gerçekten Lejyoner denen kişi miydi? Yoksa PKK’nın bu üst düzey üç kadın ismine ulaşmanın anahtarı mı? Açık bilgiler, eski derin devlet operasyonlarını andırırcasına Güney’e işaret ediyor. Paris’teki sorgu hâkimi Jeanne Duye’nin suikastın hemen bir gün sonrası sabah Türkiye televizyonlarından yayınlanan ‘Bu PKK’nin bir iç hesaplaşması’ açıklamalarına gülmüştü. Hakim Duye’ye göre, hiçbir şey ortada yok iken Türk yetkililerin bu kadar net açıklamalar yapması, faili bildiklerini gösteriyordu. Siyasilere bu açıklamaları yaptıranlar kuşkusuz Hakan Fidan, Sebahattin Asal gibi isimlerdi.
PARİS SUİKASTI BAŞKA BOYUTA TAŞINABİLİR
PKK, şimdi bu seriyi çözdüğünü söylüyor. Paris’te Erdoğan yargılansın gösterisinde 25 bin kişi toplandı geçen hafta. Öldürülen üç ismin avukatı Antoine Comte, “KCK’nin elinde bulunan MİT yöneticilerinin ifadeleri Fransız savcısının elindeki belgeleri kanıtlıyorsa dava için çok önemlidir” diye açıklama yaptı. Dava açma gündemi, gösteriler, MİT’çi itirafları… Paris cinayeti her halükarda Avrupa’daki Kürt lobisinin birinci gündeminde. Fransa’daki gösterilere iki siyasi parti liderinin katılması, konunun farklı mahfillerde de konuşulacağının göstergesi.
Asal, Paris suikastı denkleminde bir başka ilginç yazı da önceki gün Yeni Özgür Politika sitesinde Çıyager Nuçan imzasıyla yayınlandı. Nuçan’ın köşe yazısında Sebahattin Asal, Hakan Fidan, Tayyip Erdoğan üçlüsüne ağır ithamlar yöneltiliyor. .Yazıda Asal, ‘Tayyip Erdoğan’ın has adamı’ olarak tanımlanırken, 30 Ekim 2014’te Kürt meselesini çözümsüzlüğe götüren ‘Çöktürme Planı’ hazırlandığı anlatılıyor. 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarının yok sayılıp 1 Kasım seçimlerine gitme kararıyla Erdoğan’ın bir ‘soykırım savaşı’ başlattığı; bu kirli savaşın baş aktörlerinin Fidan ve Asal olduğu iddia ediliyor.
MİT İÇİNDE MİT, ERDOĞAN’IN KİRLİ İŞLERİNİ YAPAN ADAM!
Nuçan’ın yazısı, Sebahattin Asal’ın bilinenlerini kamuoyuna deşifre ediyor. Asal bu suikasttan sonra terfi ettirilerek MİT Stratejik İstihbarat Başkan Yardımcılığı’na getirilmiş. O yazı şöyle devam ediyor: “Stratejik istihbarat, devlet içinde çok sınırlı, birkaç kişinin bileceği istihbarattır. Bu, Erdoğan ve birkaç kişi tarafından bilinen istihbarat anlamına geliyor. Evrensel normlar ve yasalara ters, hatta suç olan operasyonlar bu bölüm tarafından yapılır. Stratejik istihbarat bölümü aynı zamanda çok az kişinin bilebileceği operasyon görevleriyle de görevlendirilmiştir. Sabahattin Asal aynı zamanda Tayyip Erdoğan’ın MİT içindeki MİT’i oluyor. Her türlü kirli iş bu bölüm tarafından yapılıyor. Daha doğrusu Tayyip Erdoğan en kirli işlerini bu adama yaptırıyor.”
Kirli işler yapan çetelerin Erdoğan eliyle tekrar iktidara geldiği, kirli ve karanlık işler yaptığı tespiti de kanaatimce doğru. Örgüt’ün haber siteleri ve gazetelerinde ‘Tayyip Erdoğan kesinlikle herhangi bir siyasetçi ve yönetici değildir; kendine göre düşündüğü faşist soykırımcı sistemi kurmak isteyen bir diktatör ve despottur’ yazılması kızgınlığın da büyüklüğünün göstergesi.
ASAL’IN 15 TEMMUZ’DAKİ GÖREVİ VE ADİL ÖKSÜZ İLİŞKİSİ
Bütün bu gelişmeler ve yeni bilgilerin üstüne Sebahattin Asal’ın ismini gerçek yerine oturtan açıklamalardan biri ise HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen’den geldi. Bilgen, “Paris cinayetlerinin katil zanlısı ile Adil Öksüz’ü kontrol eden MİT Müsteşar Yardımcısı aynı isim” dedi. Fırat Haber Ajansı’na konuşan Bilgen, MİT’e ait olduğu belirtilen “arz notu” başlıklı, katil zanlısı Ömer Güney’e MİT tarafından 6 bin Euro para ödenmesine ilişkin belgeyi hatırlattıktan sonra, MİT müsteşar yardımcısı Asal’ın, aynı zamanda Adil Öksüz’le birlikte darbe girişimini olgunlaştıran isim olarak anıldığını söyledi. Bunun somut bir iddia olduğunu ancak teyit etme imkanlarının bulunmadığını belirtti.
Bilgen, adı geçen MİT müsteşar yardımcısının sözde F…’cü olup olmadığı yönündeki soruya ise, “Ben tam tersini düşünüyorum. Ben 15 Temmuz’u hazırlayan çevrenin başka bir çevre olduğu kanaatindeyim. O ismin de bir ekibi tasfiye için o süreçte işbirliği yaptığını ve darbeyi olgunlaştırıp sonra da Adil Öksüz’ün nasıl çekip gitmesine fırsat verildiyse, aynı çevrenin himayesinde bulunuyorlar” değerlendirmesini yaptı.
15 TEMMUZ BİNBAŞISINI RESMİ KAYITLARA GEÇİRDİ
Asal’ın 15 Temmuz kurgu darbesi ile ilişkileri dair bilgiler bununla sınırlı değil. Kurgu darbenin en kritik olaylarından birisi ‘darbenin MİT’e ihbar edilmesi’ydi. Erdoğan’ın eniştemden öğrendim dediği darbe girişiminin 15 Temmuz günü 9 saat önce bir Binbaşı (Osman Karacan) tarafından ihbar edildiği ortaya çıkmıştı. MİT Müsteşar Yardımcısı kimliğiyle Sebahattin Asal’ın verdiği ifadelere göre o binbaşı öğle saatlerine doğru MİT’e gelerek darbe ihbarı yapmıştı. Kamuoyu kayıtlarına, komisyon tutanaklarına giren bu ifadeler Asal’ın saflığıyla söylediği sözler değildi elbette. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Erdoğan’ın elindeki kartlara oynanmıştı. Beni bu düşünceye sevk eden şey ise Asal’ın isminin 15 Temmuz’dan hemen önce Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’ndan alınacağı haberlerinde yerine gelecek isimlerden biri olarak geçmesi.
En başta hatırlattığım Fuat Avni’nin Asal ile ilgili yazdıkları da Haziran 2016’da gündeme gelmiş, halen sosyal medyada kayıtlı. Darbeden hemen önce Asal’ın MİT’te yönetimi ele geçirdiği iddiası bugün daha kıymetli. Erdoğan’ın kurgu darbe girişimi ile yüzbinleri mağdur ettiği, Hizmet Hareketi ve muhalifleri tasfiye için gerçek darbe sürecini başlattığı isimlerden biri kuşkusuz Asal gibi isimlerdi.
FİDAN’DAN SONRA GELECEK İKİ İSİM
O dönemde 24 Haziran 2016’da yayınlanan bir haberde Fidan’a atıfla, “MİT’ten ayrılmak istediğini Erdoğan’a iletti..Sabahattin Asal ve Levent Göktaş grubu hareketli” deniyordu. Levent Göktaş, malum Perinçek ekibinden. Ergenekon davalarının en kritik isimlerinden. Levent Göktaş ve Ergenekon çevresi Erdoğan’ın o günkü işbirliğini daha derinlere taşıyıp, bir piyonu daha devirip MİT’e kritik hamle yapmak istemişti. Fidan’ın yerine iki alternatiften biri olarak ikinci ismin Sebahattin Asal olması ‘MİT içinde sır küpü’ iddialarının da bir göstergesi.
SİYAH TRANSPORTER’LAR VE KAÇIRMALARIN ARDINDA ONUN EKİBİ Mİ VAR?
Bugün Kürt silahlı hareketi ve siyasilerinin ortak dili haline gelen ‘Paris cinayetlerinin koordinatörü Sebahattin Asal’ değerlendirmeleri bu ismin daha çok gündemde olduğunu gösteriyor. Asal’ın konuşulmayan bir başka yanı ise 15 Temmuz sonrası MİT’in siyah Transporter’lar karıştığı kaçırma ve işkence olayları. Başkent Ankara’nın göbeğinde kurulmuş özel bir ekip Hizmet Hareketi ile irtibatlı öğretmen, sivil bazı eski MİT’çi ve polislere yönelik tam bir sürek avı yürütüyor. İşkence ve kaçırmaların sayısı bilinmiyor. MİT’in, Ankara Emniyetinin dehlizlerinde ve gizli binalarında insanlık suçu işlemeye devam ediyor bu ekip. Korku imparatorluğunda bilgiler geç de olsa ortaya çıkacak. Bu kirli işlerin Sebahattin Asal’ın da aralarında yer aldığı isimlerce organize edildiğini tarih çok vakit geçmeden gösterecek.