AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya’daki Toplu Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Konuşmasının büyük kısmında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefeti hedef alan Erdoğan, CHP’nin başörtüsü teklifi üzerinden Kılıçdaroğlu’na seslendi.
Başörtüsüne ilişkin Anayasa değişikliği teklifini yineleyen Erdoğan, referandum çağrısı da yaptı. Erdoğan, “Meclis’e sunacağımız teklif kabul edilirse Türkiye için önemli bir kazanım olacak. Aksi yönde bir durum ortaya çıkarsa ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü bir Anayasa’ya kazandırma mücadelemizi seçimden sonra da sürdüreceğiz. Hatta sıkıyorsa gel bu işi referanduma götürelim” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde “Onlar diyorlar, ‘Gel tartışalım’. Hay hay, buyurun gelin. Sizin dünya kadar televizyonlarınız var. Yüreğiniz, cesaretiniz varsa, millet de seyreder, gel tartışalım. Çünkü ben bilgime, vizyonuma, inancıma, kimliğime güveniyorum” ifadeleriyle yaptığı çağrıya yanıt veren Erdoğan, “Geceleri sosyal medya videosu yayınlaya yayınlaya siyaseti de ekrandaki görüntüden ibaret sanmaya başladı. Siyaset iddia işidir, vizyon işidir, cesaret işidir. Ya aday olup karşımıza çık ya da adayın kimse söyle onu bilelim” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Bay Kemal, yanındaki hanımefendi bunlar buraya geldiği zaman herhalde turist olarak geliyorlar. Var mı bir yatırımınız? Yok. Milletimizin günlük kalitesini eser ve hizmet siyasetiyle yükselttik. Eskiden saat 9-10’dan sonra sokaklara çıkılabiliyor muydu? Diyarbakır’da akşamları herkes restoranlarda kafelerde. Sabaha kadar oralarda eğleniyor. Her kesimden insanımızın hak ve özgürlük taleplerini gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle karşıladık. Evinin annesi hanım kardeşlerimizin var olma çabalarını tüm imkanları önlerine sererek destekledik. Milletimizin her bireyini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı haline getirecek alt yapıyı kurduk. Üniversitesi olmayan şehrimiz kalmadı. Artık benim Ahmet’im, Mehmet’im, Ayşem, İstanbul’a gitmiyor.
‘BİZ KADINLARIMIZI ‘BAŞI AÇIK’ DİYE AYIRMADIK’
Bay Kemal kabuk bağlamış başörtüsü tartışmasını yeniden açtı. Eğitim ve kamudaki başörtüsü özgürlüğünü hazmedemeyenlerin yüzlerindeki sahte maskenin aralandığını gördük. Biz kadınlarımızı asla başı açık diye ayırmadık. Birileri kafasında bu ayrımcılığı hala aşabilmiş değil. Bay Kemal senin yanındakiler üniversitelerimizde ikna odaları kurdular. Bu ikna odalarına girerken o yavrularımızın başörtülerini başlarından çekerek aldılar. O ikna odalarında hesaba çektiler kızlarımızı. Ben kızlarımızdan bir tanesini aldım imam hatip okuluna gönderdim İstanbul’dan bir başka şehre. Sizi biz iyi biliriz. Sizin bu noktada ciğerinizi iyi biliriz. Artık bunları yapamıyorsunuz. Şu anda devletin tüm kurumlarında başı açık ya da örtülü ayrımı var mı? Bu kardeşliğin simgesidir. Bunu biz başardık. Başörtüsü özgürlüğünü ‘Anayasa güvencesi altına alalım’ dedim. Bakalım gelebilecek mi? Bu Anayasa değişikliğini Meclis’e göndereceğiz. Gelir veya gelmez. Maksat, tüm milletimiz bunu görsün, tanısın. 6’lı Masa’yı da tanısın. Meclis’e sunacağımız teklif kabul edilirse Türkiye için önemli bir kazanım olacak. Aksi yönde bir durum ortaya çıkarsa ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü bir Anayasa’ya kazandırma mücadelemizi seçimden sonra da sürdüreceğiz. Hatta sıkıyorsa gel bu işi referanduma götürelim.
‘ÜLKE BUNLARIN ELİNDE OLSAYDI BU KIŞI NASIL GEÇİRİRDİK?’
Pandemide her yeri kapatanların halini gördünüz. Rusya-Ukrayna savaşında bizi taraf olmamakla suçluyorlardı. Tarafsız olanları da gördük. Bütün dünya dengeli politikamızı takdir ederken bunların derdi ülkemizi krizin tarafı yapmaktı. Ülke bunların elinde olsaydı bu kışı nasıl geçirirdik bilmiyorum. Doğal gaz falan bulamazdık. Şu anda bizim böyle bir derdimiz yok. Ekonomik krizin ülkemize yansımalarının bir ürünü olan dünyada korkunç hayat pahalılığı. Faizi tek haneli rakama da inecek. Faiz zulmünden yatırımcılarımızı kurtaracağız. Biz faizi 4.6’ya kadar düşürdük. Enflasyon da o zaman 5,6’ya düşmüştü. Her kesimden insanımızın gelir seviyesini yükselteceğiz. Bakalım o zaman ne diyecekler? Bunların ne hayat pahalılığının önüne geçecek, ne enflasyonu düşürecek ne üretimi sürdürecek herhangi bir projelerinin olmadığını söylemeye bile gerek duymuyoruz. 7 ay kapı kapı dolaşmaya var mıyız?