BirGün yazarı Timur Soykan’ın ‘TÜGVA’nın taciz sırları‘ başlıklı yazısı şöyle;
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucuları arasında olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) devlet destekli büyük bir örgütlenmeye dönüştü. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokollerle TÜGVA’ya okullar tahsis ediliyor, ortak projelerle sınıf sınıf örgütlenmelerinin önü açılıyor. Kimi zaman AKP’li belediyelerin, kamu kurumlarının çok değerli varlıkları onlara tahsis ediliyor, kimi zaman yüklü bağışların adresi oluyor. Hatta Metin Cihan’ın yayınladığı TÜGVA belgelerinden orduya, polise, yargıya, pek çok kuruma vakıftan kişilerin yerleştirildiğini gördük.
TÜGVA, geçen hafta sonu Gebze Teknik Üniversitesi’nin haremlik selamlık bahar pikniğiyle gündeme geldi. TÜGVA’nın desteklediği öğrenci derneklerinin piknik duyurusunda ‘erkek ve kızların oturma düzeni hususunda ayrı şekilde yer almasına özen gösterileceği’ belirtilmişti.
Meğer…
Dini temelli eğitim için okulları kuşatan TÜGVA’da 2016- 2017 yıllarında bir taciz skandalı yaşanmış ve üzeri örtülmüş.
Baştan anlatalım:
Ebubekir Öztürk, 22 Aralık 2016’da TÜGVA Iğdır İl Temsilciliği’ne getirildi. Dönemin TÜGVA Başkanı İsmail Emanet bunu Twitter hesabından bir fotoğrafla duyurdu.
Pek çok şehirde olduğu gibi Iğdır’daki üniversite ile TÜGVA iç içe geçmiş, birlikte çalışıyordu. İlahiyat Fakültesi’nde TÜGVA’nın odası vardı. Öğretim üyeleri öğrencileri TÜGVA’ya yönlendiriyordu. Ama bir süre sonra vakıfta sadece kadın öğrenciler olması, Iğdır Üniversitesi Rektörlüğü’nün bile dikkatini çekti. 2017’deki TÜGVA’nın İstanbul Gençlik Buluşması’na da sadece kadın öğrenciler götürülmüştü. Rektörlük vakfa, “Neden sadece kız öğrenciler gitti, erkek öğrenci yok mu” diye tepki gösterdi.
TÜGVA’nın İstanbul Gençlik Buluşması etkinliğinde çekilen fotoğrafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elleri Ebubekir Öztürk’ün omzundaydı.
2017’de Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi 3 kadın öğrenci, üniversitede öğretim üyesi olan rektör danışmanı Yrd. Doç. Dr. Osman Bayraktutan’un kapısını çaldı ve yaşadıklarını anlattılar. Delil olarak ses kayıtları, Ebubekir Öztürk ile yazışmalarının ekran görüntülerini verdiler.
‘ERKEK ÖĞRENCİ HİÇ YOKTU’
Öğrenci B.Ç. o dönem şunları söyledi:
“Bizi TÜGVA’ya Iğdır Üniversitesindeki hocalarımız yönlendirdi… vakıfta sadece bayan arkadaşlar görev yapıyordu. Kâğıt üzerinde isimleri olan erkek arkadaşları biz hiç görmedik. Ebubekir Öztürk kendisinin MİT personeli olduğunu ve Iğdır’da gizli bir görevde olduğu, bekâr olduğunu, vakıfta sadece perde görev yaptığını, kızlarla iletişim kurarak bilgi topladığını anlatıyordu. Bu şahıs kod adlarıyla hesaplar açarak bizlerle konuştu. Bana karşı ilgisinin olduğunu söyledi. Birçok arkadaşımız bu kişinin korkusundan yatay geçiş yapıp il değiştirmek zorunda kaldı… Birçok kız hakkında ilişkide bulunduğunu bizlere söyledi.”
Kendilerini kimsenin dinlemediğini anlatan B.Ç. “Bu kişi herkesin özel hayatıyla ilgili bilgilere sahip olduğu için kimse bize yardım etmedi. Osman Hoca’nın yanına gittik” dedi.
‘DOĞUŞTAN REİSÇİ AKADEMİSYEN’
Osman Bayraktutan, 2017’de öğrencilerle görüştükten sonra TÜGVA genel merkezine şikayet dilekçesi gönderdi. Dilekçede Osman Bayraktutan kendisini şöyle tanımlıyordu:
“Doğuştan reis destekçisi, AK Parti’ye olan ilgi ve alakamı da fakültemizdeki öğrencilerimizden ve öğretim elemanlarımızdan da gizlemeyen bir akademisyenim.”
Osman Bayraktutan yazısında TÜGVA Iğdır Temsilcisi Ebubekir Öztürk’ün ilahiyat fakültesindeki ve fakülte dışındaki ‘bayan öğrencileri’ nasıl istismar ettiğini bilgi ve belgelerle anlatacağını ifade ediyordu. İl temsilcisinin kendisini MİT elemanı olarak göstererek öğrenciler üzerinde etki ve korku yarattığını anlatarak öğrencileri taciz ederken kullandığı yöntemleri ise şöyle sıraladı:
1- TÜGVA’nın maddi gücünü kullanarak burs verme yoluyla,
2- Yazılım mühendisi olması nedeniyle üniversitedeki başarısız notlara uzaktan erişim sağlayarak değiştirebileceği vaadiyle,
3- İstihbarattan veya gizli görevde olduğunu belirterek karşısındakilere korku iklimi oluşturarak.
4- Ağına düşürmek istediği kişilerin arkadaşlarından öğrendiği sırları kullanarak şantaj yoluyla,
5- Psikolojik baskı ve yöntemleri kullanarak etkileme yoluna gidip, düşünme ve akletme yöntemlerini tıkama yoluyla ağına düşürüp, çıkmasını da engellemektedir.
‘VATAN MİLLET BAYRAK, CANIMFEDATÜRKİYEM’
Osman Bayraktutan öğrencilerden öğrendiği Ebubekir Öztürk’ün sosyal medyada kullandığı kod adlarını şöyle sıraladı:
‘Ensar Tunç, Yavuz Erdoğan, Koray Ak, Vatan Millet, Vatan Millet Bayrak, Canimfedatürkiyem.’
DIŞ GÖRÜNÜŞÜ GÜZELSE…
Öğrencilerden temin ettiği yazışmaların ekran görüntülerini de yazısına ekleyen Osman Bayraktutan şunları yazdı:
“Bu arkadaş evli ve iki çocuk babası olmasına rağmen kendisini bekar olarak göstermekte olduğunu ve her bir TÜGVA üyesi bayanı farklı açılardan kullandığını gördüm. Eğer dış görünüşü güzel bayansa bizzat kendisini kullanmakta.”
Osman Bayraktutan buna kanıt olarak ‘Koray Ak’ kod adını kullanan Ebubekir Öztürk ile B.Ç. isimli öğrencinin yazışmasının ekran görüntüsünü ekledi. İddiasına göre; bu mesajlarda Ebubekir Öztürk (Koray Ak adıyla), öğrenciye ‘Bak senden hoşlanıyorum’ yazıyor. ‘Uff abi dalga geçme’ diye yanıt alınca ‘Ne dalgası ya. Bunun dalgası mı olur. Seni gerçekten çok beğeniyorum. Aklımdasın hep’ yazarak ısrar ediyor. Bu öğrenci, daha sonra Ebubekir Öztürk’e gönderdiği mesajda evli ve çocuğu olduğunu öğrendiğini anlatıyor. ‘Seni tanıdığım, abi dediğim güne lanet ediyorum’ yazıyor.
‘EĞER BAYANLAR GÜZEL DEĞİLSE…’
Osman Bayraktutan şikayet yazısına şöyle devam etti:
“Eğer üye bayanlar güzel değilse, başka hoşlandığı güzel bayanları ayarlaması için aracı olarak kullandığına şahit oldum.”
Bayraktutan’ın dilekçeye eklediği yazışmada Ebubekir Öztürk, bir kadın öğrenciye isimler sıralayarak kendisine ayarlamasını istiyor.
Bu öğrencinin nasıl etki altına alındığı mesajında anlaşılıyor:
“… kızdın abi bana yapmaya çalışacağım dedim. Sen büyük insansın, büyük kayıplar vermiş olabilirsin, biz umurunda olmayabiliriz. Ama bizim gibi küçük insanlar için çok değerlisin. Ve hepimizin hayatında kocaman yer edindin.”
‘BİRAZ KAFA DAĞITAYIM ONUNLA’
Dilekçedeki iddiaya göre; Ebubekir Öztürk ile öğrenci arasındaki yazışma özetle şöyle:
Ebubekir Öztürk: “Biraz kafamı dağıtmam lazım. Onun için K. de ısrar ediyorum.”
Öğrenci: “… Ama içim el vermiyor abi. Sen ve K.”
Öğrenci: Yapamadım ya.
Ebubekir Öztürk: Saçmalama kardeşim gerek yok. Z.S. nasıl sence. Olur mu. Ya da M.
Öğrenci: Sevgilisi var abi… M. nasıl olacak ki…
Ebubekir Öztürk: Seni teşkilatta görmüş filan dersin…
Ayrıca dilekçeyle birlikte ses kayıtları da TÜGVA Genel Merkezi’ne gönderildi. Bir ses kaydında öğrenci S.T., Ebubekir Öztürk’e Iğdır’ı terk edeceğini söylüyor. Ebubekir Öztürk “Seni seviyorum… Eğer memlekete erken gidersen ben çok üzülürüm” diyor.
KANLI YALANLAR
Ebubekir Öztürk, ‘Dava Arkadaşı’ isimli Whatsapp grubunda yazdıkları öğrencileri nasıl etkisi altına aldığını ortaya koyuyor:
“En sevdiğin arkadaşın başına bir kurşun ve kucağınızda son nefesini verirken ölüyor muyum la demesi ya da şahadet getirmeye çalışması ama ağzı kanla dolu olması… Size soruyorum ne yapardınız…”
Osman Bayraktutan şikayetinde kısa bir araştırmayla Ebubekir Öztürk’ün musallat olduğunu tespit ettiği 10 öğrencinin adını sıraladı. Bu öğrencilerden 3’ünün kendisine yazışmaları ve bilgileri verdiğini anlattı. Çok daha fazla mağdur olabileceğini ifade etti.
‘ÇOK TATLI YA, BAYILDIM BUNA’
Bu dönemde dilekçenin ulaştığı TÜGVA Genel Merkezi’nde Teşkilat Koordinatör Yardımcısı olan Ramazan Aydoğdu disiplin incelemesi başlattı. Osman Bayraktutan’ın verdiği belgeler dışında başka bir yazışmanın ekran görüntüsüne ulaşmıştı. Bilinmeyen bir numaradan Ebubekir Öztürk’ün kullandığı telefon numarasına iki başörtülü öğrencinin fotoğrafı gönderilmişti. Fotoğrafı gönderen kişi “S.K. Bizim sınıfta. Erzurumlu. Hemşon” yazmıştı. Ebubekir Öztürk ise “Çok tatlı ya… Bayıldım ya buna” diye yanıt vermiş ve gözü kalp şeklinde emojiler göndermişti.
Ramazan Aydoğdu, öğrenciler, Erzurum İmam Hatipler Koordinatörü Tekin Pınar ile telefonla görüştü ve bunları inceleme raporuna yazdı. Hepsi iddiaları doğruluyordu.
‘ENSAR VAKFI GİBİ OLMASIN’
Ancak bu görüşmelerin tutanakları skandalın nasıl örtbas edildiğini ve bir sır olarak kaldığını da ortaya koyuyor.
Öğrenci B.Ç. şöyle diyordu:
“Biz bu olayı, Ensar’daki gibi bir durum olmaması için sustuk ve bastırmaya çalıştık. Ancak, yeni gelen öğrencilere de aynı şekilde bir girişimde bulununca biz bunları anlatmaya başladık.”
İnceleme raporu için görüşme yapılan Erzurum İmam Hatipler Koordinatörü Tekin Pınar da skandaldan haberdardı ve özetle şunları söylemişti:
“Osman Bayraktutan’dan olayı öğrendim. Bu işin basına çıkması durumunda vakfın başındaki Bilal bey de zarar görür. Belgelere inanmayarak mağdur olan kişilerle konuştum. Bu kişi birçok kız öğrencimizi kullanmış ve flört etmiştir… Iğdır küçük bir yer mağdur kız çocukları korkularından kimseye durumu anlatamamışlar. Üniversite de görev yapan hocalar Ebubekir Öztürk’ten korktukları için çekiniyorlar.”
‘BASINA YANSIMADAN ÇÖZÜLSÜN’
Osman Bayraktutan da yazdığı şikayet dilekçesinin sonunda Ensar Vakfı olayını hatırlatarak yaşananların sır kalması gerektiğini şu sözlerle anlatıyordu:
“Endişemiz şu ki, ‘Ensar Vakfı’nın bir kendini bilmezi tarafından yapılan eylem’ neticesinde hem Vakfa hem de Cumhurbaşkanımıza söylenenler ortadayken, TÜGVA gibi, Cumhurbaşkanımızın bizzat oğlunun kurduğu ve kendisinin de azami derece önem verip desteklediği bu vakfın adının ahlaki zafiyet noktasında dibe vurmuş bir insan tarafından lekelenmesidir. Kısa vadede, bu konunun basına ve diğer art niyetli kişilerin bilgisine yansımadan çözüme kavuşturulması elzemdir.”
‘ARAZİMİZİ TÜGVA’YA VERİRİZ’
Osman Bayraktutan’ın dilekçesinin sonunda şoke eden bir teklif vardı.
“Konu halledildikten sonra İlahiyat Fakültesi derneğimiz bünyesinde bulunan ve şuan Yurt yapması için Diyanetten yardım talebinde bulunduğumuz altı (6) dönüm arazimizi protokol çerçevesinde TÜGVA’ya vereceğimizi beyan eder saygılar sunarım.”
Ancak tüm bu bilgiler, belgeler, raporlar, yazışmalar yıllarca bir sır olarak kaldı ve üstü örtüldü. Bir dönem sonra Ebubekir Öztürk’ün yerine başkası atandı. Olay soruşturulmadı, yargıya intikal etmedi.
Bu dilekçeyle ilgili ulaştığımız Doç. Dr. Osman Bayraktutan’a Ebubebekir Öztürk hakkında dava açılıp açılmadığını sorduk. Bayraktutan “Sizi niye ilgilendiriyor. Gizli mahrem bir şeylerdi. Devlet, millet ne yapması gerekiyorsa yapsın. Oldubitti. Gereken yapıldığını biliyorum. Dava açılıp açılmadığını bilmiyorum. Ama oradan alındı” diye yanıt verdi.
Gazeteci Metin Cihan, Ekim 2021’de TÜGVA’dan sızan belgeleri yayınladı. Bir belgede TÜGVA’nın il temsilcileri hakkında bilgi notları vardı. O listede Ebubekir Öztürk’ün karşısına şu not düşülmüştü: “Hakkında gayri ahlaki duyumlar vardır.”
Metin Cihan’a TÜGVA belgelerini sızdırdığı iddiasıyla eski TÜGVA yöneticisi Ramazan Aydoğdu tutuklandı. Onun bilgi sızdırmadığını savunduğu davada da Iğdır’da yaşananların ipuçları vardı. Flash belleğinde bulunan ‘IĞDIR DOSYASI’ isimli belgeyi TÜGVA bilgisayarlarından almakla suçlanıyordu. Bu dosyanın kendi yaptığı inceleme olduğunu ve hiçbir yere sızdırılmadığını anlatmıştı.
Ramazan Aydoğdu, evindeki aramada el konulan dijital verilere dikkat çekmiş ve şöyle konuşmuştu:
“(Metin Cihan’ın yayınladığı belgelerle kıyaslama yaparak) Dijital verilerim içinde çok daha büyük sansasyon oluşturacak veriler vardı, bunların hiçbiri sızmamış, yayınlanmamıştır. TÜGVA yönetimini rezil etmek için yapmak istesem çok daha fazla yüz kızartıcı disiplin soruşturmalarını ve şikayetleri aktarmam gerekirdi.”
Iğdır Dosyası şimdi ortaya çıktı. Acaba yıllardır üzeri örtülen, dava konusu olmayan başka olaylar var mı?