Ergenekon’dan 4,5 yıl cezaevinde kalan emekli Albay Dursun Çiçek, devletin adil olması gerektiğini söyledi ve hakim ve savcılara yönelen yoğun baskının kaldırılması çağrısında bulundu.
Sözcü Gazetesi’nden Nil Soysal’a konuşan Çiçek, hakim ve savcıların siyasi baskıyı iliklerine kadar hissettiklerine dikkat çekti ve ekledi: Adalet Yürüyüşü tam olarak bu baskıyı hafifletmek istiyor.
Devletin adil olması gerektiğini söyleyen Çiçek, kimsenin şu anki konumuna güvenmemesi gerektiğini ve sadece hukuk ve adalete göre hareket edilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Adaletin ekmek ve su kadar önemli olduğuna değinen Çiçek, geçmişte haklarında karalama kampanyası yürütülenlerin bugün kendisine “haklıymışsınız” dediklerini aktardı. CHP milletvekili de olan Çiçek, Adalet Yürüyüşle de ilgili şunları söyledi:
Biz de şimdi bir yandan yürüyoruz, bir yandan da milletimize diyoruz ki; adalet olmadan devlet olmaz. Adalet yoksa eğer o devlet baskıcıdır. O nedenle devlet adil olmalı. Yargı, yürütme ve yasama bağımsız olmalı. Yasama ve yargı üzerinde sarayın baskısı sıfırlanmalı. Türk Milleti, temeli adalet ve hukuk olan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti istiyorsa geçmişteki gibi eksikleri giderilmiş bir anayasayla bu iktidardan kurtulunmalı. Çünkü bu iktidarın hukuk ve adalet diye bir niyeti yok. İşte bu Adalet Yürüyüşü’nün esas maksadı da 2019 seçimlerine kadar sarayın yargı üzerindeki baskısını en azından hafifletmek ve savcıların hukuka göre karar vermesi için gerekli olan siyasi ortamı yaratmaktır.
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne dair Çiçek, iktidarın işlediği suçlar nedeniyle OHAL ve yeni Anayasa ile kendisini korumakla meşgul olduğu yorumunu yaptı. Yargılanmaktan korkan iktidarın, bakan ve vekilleri yargılama sayısı 276 olan milletvekili için şimdi 400 sayısı zorunluluğu getirdiğini, bunun da korkunun bir ürünü olduğunu kaydeden Çiçek, “yargılanmaktan korkuyor. Yani gece başlarını yastığa koyduklarında yargılandıklarını, Silivri ve Sincan’da cezaevine atıldıklarını görüyorlar. OHAL’i uzatmalarının nedeni de bu. Tek dertleri kendilerini korumak ve işledikleri suçlardan dolayı hesap vermemek” diye konuştu.
Ergenekon’dan 4,5 yıl cezaevinde kalan emekli Albay Dursun Çiçek, devletin adil olması gerektiğini söyledi ve hakim ve savcılara yönelen yoğun baskının kaldırılması çağrısında bulundu.
Sözcü Gazetesi’nden Nil Soysal’a konuşan Çiçek, hakim ve savcıların siyasi baskıyı iliklerine kadar hissettiklerine dikkat çekti ve ekledi: Adalet Yürüyüşü tam olarak bu baskıyı hafifletmek istiyor.
Devletin adil olması gerektiğini söyleyen Çiçek, kimsenin şu anki konumuna güvenmemesi gerektiğini ve sadece hukuk ve adalete göre hareket edilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Adaletin ekmek ve su kadar önemli olduğuna değinen Çiçek, geçmişte haklarında karalama kampanyası yürütülenlerin bugün kendisine “haklıymışsınız” dediklerini aktardı. CHP milletvekili de olan Çiçek, Adalet Yürüyüşle de ilgili şunları söyledi:
Biz de şimdi bir yandan yürüyoruz, bir yandan da milletimize diyoruz ki; adalet olmadan devlet olmaz. Adalet yoksa eğer o devlet baskıcıdır. O nedenle devlet adil olmalı. Yargı, yürütme ve yasama bağımsız olmalı. Yasama ve yargı üzerinde sarayın baskısı sıfırlanmalı. Türk Milleti, temeli adalet ve hukuk olan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti istiyorsa geçmişteki gibi eksikleri giderilmiş bir anayasayla bu iktidardan kurtulunmalı. Çünkü bu iktidarın hukuk ve adalet diye bir niyeti yok. İşte bu Adalet Yürüyüşü’nün esas maksadı da 2019 seçimlerine kadar sarayın yargı üzerindeki baskısını en azından hafifletmek ve savcıların hukuka göre karar vermesi için gerekli olan siyasi ortamı yaratmaktır.
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne dair Çiçek, iktidarın işlediği suçlar nedeniyle OHAL ve yeni Anayasa ile kendisini korumakla meşgul olduğu yorumunu yaptı. Yargılanmaktan korkan iktidarın, bakan ve vekilleri yargılama sayısı 276 olan milletvekili için şimdi 400 sayısı zorunluluğu getirdiğini, bunun da korkunun bir ürünü olduğunu kaydeden Çiçek, “yargılanmaktan korkuyor. Yani gece başlarını yastığa koyduklarında yargılandıklarını, Silivri ve Sincan’da cezaevine atıldıklarını görüyorlar. OHAL’i uzatmalarının nedeni de bu. Tek dertleri kendilerini korumak ve işledikleri suçlardan dolayı hesap vermemek” diye konuştu.
Ergenekon’dan 4,5 yıl cezaevinde kalan emekli Albay Dursun Çiçek, devletin adil olması gerektiğini söyledi ve hakim ve savcılara yönelen yoğun baskının kaldırılması çağrısında bulundu.
Sözcü Gazetesi’nden Nil Soysal’a konuşan Çiçek, hakim ve savcıların siyasi baskıyı iliklerine kadar hissettiklerine dikkat çekti ve ekledi: Adalet Yürüyüşü tam olarak bu baskıyı hafifletmek istiyor.
Devletin adil olması gerektiğini söyleyen Çiçek, kimsenin şu anki konumuna güvenmemesi gerektiğini ve sadece hukuk ve adalete göre hareket edilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Adaletin ekmek ve su kadar önemli olduğuna değinen Çiçek, geçmişte haklarında karalama kampanyası yürütülenlerin bugün kendisine “haklıymışsınız” dediklerini aktardı. CHP milletvekili de olan Çiçek, Adalet Yürüyüşle de ilgili şunları söyledi:
Biz de şimdi bir yandan yürüyoruz, bir yandan da milletimize diyoruz ki; adalet olmadan devlet olmaz. Adalet yoksa eğer o devlet baskıcıdır. O nedenle devlet adil olmalı. Yargı, yürütme ve yasama bağımsız olmalı. Yasama ve yargı üzerinde sarayın baskısı sıfırlanmalı. Türk Milleti, temeli adalet ve hukuk olan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti istiyorsa geçmişteki gibi eksikleri giderilmiş bir anayasayla bu iktidardan kurtulunmalı. Çünkü bu iktidarın hukuk ve adalet diye bir niyeti yok. İşte bu Adalet Yürüyüşü’nün esas maksadı da 2019 seçimlerine kadar sarayın yargı üzerindeki baskısını en azından hafifletmek ve savcıların hukuka göre karar vermesi için gerekli olan siyasi ortamı yaratmaktır.
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne dair Çiçek, iktidarın işlediği suçlar nedeniyle OHAL ve yeni Anayasa ile kendisini korumakla meşgul olduğu yorumunu yaptı. Yargılanmaktan korkan iktidarın, bakan ve vekilleri yargılama sayısı 276 olan milletvekili için şimdi 400 sayısı zorunluluğu getirdiğini, bunun da korkunun bir ürünü olduğunu kaydeden Çiçek, “yargılanmaktan korkuyor. Yani gece başlarını yastığa koyduklarında yargılandıklarını, Silivri ve Sincan’da cezaevine atıldıklarını görüyorlar. OHAL’i uzatmalarının nedeni de bu. Tek dertleri kendilerini korumak ve işledikleri suçlardan dolayı hesap vermemek” diye konuştu.
Ergenekon’dan 4,5 yıl cezaevinde kalan emekli Albay Dursun Çiçek, devletin adil olması gerektiğini söyledi ve hakim ve savcılara yönelen yoğun baskının kaldırılması çağrısında bulundu.
Sözcü Gazetesi’nden Nil Soysal’a konuşan Çiçek, hakim ve savcıların siyasi baskıyı iliklerine kadar hissettiklerine dikkat çekti ve ekledi: Adalet Yürüyüşü tam olarak bu baskıyı hafifletmek istiyor.
Devletin adil olması gerektiğini söyleyen Çiçek, kimsenin şu anki konumuna güvenmemesi gerektiğini ve sadece hukuk ve adalete göre hareket edilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Adaletin ekmek ve su kadar önemli olduğuna değinen Çiçek, geçmişte haklarında karalama kampanyası yürütülenlerin bugün kendisine “haklıymışsınız” dediklerini aktardı. CHP milletvekili de olan Çiçek, Adalet Yürüyüşle de ilgili şunları söyledi:
Biz de şimdi bir yandan yürüyoruz, bir yandan da milletimize diyoruz ki; adalet olmadan devlet olmaz. Adalet yoksa eğer o devlet baskıcıdır. O nedenle devlet adil olmalı. Yargı, yürütme ve yasama bağımsız olmalı. Yasama ve yargı üzerinde sarayın baskısı sıfırlanmalı. Türk Milleti, temeli adalet ve hukuk olan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti istiyorsa geçmişteki gibi eksikleri giderilmiş bir anayasayla bu iktidardan kurtulunmalı. Çünkü bu iktidarın hukuk ve adalet diye bir niyeti yok. İşte bu Adalet Yürüyüşü’nün esas maksadı da 2019 seçimlerine kadar sarayın yargı üzerindeki baskısını en azından hafifletmek ve savcıların hukuka göre karar vermesi için gerekli olan siyasi ortamı yaratmaktır.
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne dair Çiçek, iktidarın işlediği suçlar nedeniyle OHAL ve yeni Anayasa ile kendisini korumakla meşgul olduğu yorumunu yaptı. Yargılanmaktan korkan iktidarın, bakan ve vekilleri yargılama sayısı 276 olan milletvekili için şimdi 400 sayısı zorunluluğu getirdiğini, bunun da korkunun bir ürünü olduğunu kaydeden Çiçek, “yargılanmaktan korkuyor. Yani gece başlarını yastığa koyduklarında yargılandıklarını, Silivri ve Sincan’da cezaevine atıldıklarını görüyorlar. OHAL’i uzatmalarının nedeni de bu. Tek dertleri kendilerini korumak ve işledikleri suçlardan dolayı hesap vermemek” diye konuştu.