Financial Times gazetesinin haberinde “Sonuç Erdoğan için kritik öneme sahipti. Sonuçlar kesinleştiğinde Erdoğan yalnızca beş yıl daha cumhurbaşkanı olmayacak, aynı zamanda başbakanın yerini alan güçlü bir yürütmeyi elinde tutacak” dedi.
Laura Pitel ve Funja Guler imzalı haberde Erdoğan’ın “Türkiye demokratik bir devrim gerçekleştiriyor, çıtayı muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarıyor” sözlerine yer verildi.
The Times gazetesi ise birinci sayfasında “Tartışmalı seçim zaferi Erdoğan’a devletin bağımsız kalan son aygıtlarının da neredeyse tam kontrolünü verdi” diye yazdı.
Seçime dünya haberleri sayfasının manşetinde yer veren The Times, pek çok kişinin Erdoğan’ın otoriterleşmesinin artmasından endişe ettiğini aktardı.
Hannah Lucinda Smith imzalı haberde “Erdoğan gibi popülist yöntemler kullanmakla suçlanan Macaristan Başbakanı Victor Orban’ın” Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik eden ilk AB ülkesi lideri olduğu belirtildi.
‘Türkiye 1930’lar Almanyası’nı andırıyor’
Gazetenin seçimle ilgili analiz yazısında ise cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olağanüstü hal yönetimiyle sivil toplumun baskılandığı, Türkiye’nin “Son iki yılda sık sık 1930’lar Almanyasını andırdığı” ifade edildi:
“Sivil toplum kuruluşları, gazeteler, sanat merkezleri kapatıldı. İtaat etmeyenlerin kara listeye alınması ve Osmanlı tarihini anlatan dizilerle popüler kültür de iktidar partisinin hizmetine sokuldu.
“Erdoğan’ın muhalifleri zorbalığa maruz kaldı, şantaja uğradı ve susturuldu.
“Buna karşılık muhalefet partileri aralarındaki farklılıklara son verdi, CHP tabanda etkili bir kampanya yürüttü.
“TRT İnce’ye 15 saat ayırırken Erdoğan’a 181 saat yer verdi. Erdoğan’ın reytingleri ise hava durumunun bile gerisinde kaldı.
“Sonuçlar Erdoğan’ın çok sayıda Türk’ü yabancılaştırdığını gösteriyor. Eskiden Erdoğan’ın ekibinde olan kişiler, bunu danışmanların eğitimli ve bağımsız kişilerden sadece itaat eden kişilere dönüşmesine bağlıyor.
“İktidara gerçekleri söyleyebilecek kimse kalmadı. Hükümette saygı gören Mehmet Şimşek gibi nadir isimler de bir kenara itildi.”
Seçimi ilk sayfasında gören bir diğer gazete de The Daily Telegraph’tı.
Gazete dünya haberleri sayfasının manşetinde yer verdiği haberin başlığına muhalefetin oylar sayılmaya başladıktan sonra yaptığı “manipülasyon” eleştirilerini taşıdı.
Türkiye’nin 1950’lere kadar uzanan bir adil seçim geleneği olduğunu belirten Telegraph, geçen yılki referanduma mühürsüz oy tartışmasının damga vurduğunu hatırlattı.
’15 yıllık iktidar Erdoğan’ın paşavari kaprislerini besledi’
Raf Sanchez ve Burhan Yüksekkaş imzalı haberde şu ifadeler yer aldı:
“Seçim 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal koşulları altında gerçekleşti. Hükümet olağanüstü yetkilerini kullanarak 50 binden fazla kişiyi gözaltına aldı.
“Hem devlet medyası hem de özel medya seçim döneminde Erdoğan’ı pozitif bir şekilde işlerken muhalefeti genelde görmezden geldi. CHP Erdoğan’a kendi adaylarından 12 kat daha fazla yer verildiğini açıkladı.”
Mark Almond imzalı ve “Küçük farkla gelen zafer cumhurbaşkanının kulağını çekmiş olabilir ama bu onun yönetim tarzını etkilemeyecek” başlıkla analizde ise Erdoğan’ın otoriter bir siyasetçi olduğu aktarıldı:
“Erdoğan bir zamanlar İslam, demokrasi ve refahın mutlu bir şekilde bir arada var olabileceğini uman Batılıların poster çocuğuydu. Ama 15 yıl boyunca iktidarda kalması otoriterliğini ve paşavari kaprislerini besledi.
“Ekonomiye istikrar getirdiği ve Türkiye’nin Kürtler gibi azınlıklara yönelik resmi tutumunu değiştirdiği için onu destekleyen milyonlarca Türk ekonominin bozulması ve Erdoğan’ın 2016’daki darbe girişiminin ardından yalnızca darbecileri değil muhalifleri de yargılaması nedeniyle kendini aldatılmış hissediyor.
“Erdoğan Türkiye’nin daha güçlü bir başkanlığa ihtiyacı olduğunu söylese de kendisi güçlendikçe ülkenin ekonomisi ve NATO ortakları ile ilişkisi zarar gördü.
“Erdoğan krizlerden beslendi. Fakat ekonominin durumu kötüleşirse parlamenterler Erdoğan’a karşı koymak için cesaret bulabilir.
‘Batılılar muhtemelen memnun olacaktır’
“Erdoğan cömert bir sultan gibi, kendisinin yetkilerini artırırken görevdeki cumhurbaşkanını yargıya götürerek görevden alma yetkisini de Meclis’e verdi. Bunu yaparken partisinin Meclis’i domine edeceğini düşünüyordu ama sonuç beklediği gibi çıkmadı.
“Ailesi etrafında yolsuzluk ve kendisi hakkında da görevi kötüye kullanma suçlamaları varken Erdoğan’ın zaferi, kendi gücünü artıran anayasa değişikliğinin bu yönü sayesinde geri çevrilebilir.
“Batılılar muhtemelen Erdoğan’ın bir işe yaramayan zaferinden memnun olacaktır ama muhalifleri ABD ve AB’nin onu bu kadar süre desteklemesinden mutsuz.
“İronik bir şekilde Erdoğan NATO’dan uzaklaşarak Rusya ve İran’a yakınlaştı. Muhalifleri de Türkiye’nin NATO’nun Esad karşıtı tutumundan uzaklaşması gerektiğini savunuyor.
“Maalesef Türkler ülkelerinde derin bir şekilde bölünmüş durumda ve oy verdikleri politikacıları birleştiren tek şey Türkiye’nin geleneksel Batılı ortaklarıyla ilişkisine dair duydukları hayal kırıklığı.”
Seçim sonuçları i gazetesinin birinci sayfasında yer almasa da dünya haberleri sayfasında aktarıldı. Haberde sonuçların hemen ardından CHP’nin cumhurbaşkanıadayı Muharrem İnce’nin sonuçlara itiraz ettiği belirtilirken, muhalefetin Erdoğan’ın zaferinin Türkiye’de demokrasiyi zedeleyeceği ve tek adam rejimi kurulacağı eleştirilerinde bulunduğu ifade edildi.
Gazete bir de Muharrem İnce profili yayımladı. Profilde İnce’nin kendisini “Erdoğan’ın otoriter yönetimini sonlandıracak reformcu bir demokrat” olarak tanıttığı aktarıldı.
Guardian gazetesi ise basılı versiyonunda Türkiye’deki seçimleri yazmadı.
Gazete internet sitesinde ise “Muzaffer Erdoğan zafer konuşmasında savaşçı bir tondaydı” başlığını kullandı.
Guardian’ın haberinde “Erdoğan tekrar seçilmesi durumunda 2028’e kadar iktidarda kalabilir” ifadeleri yer aldı.