Erdoğan’ın üniversite diploması yepyeni boyutlarıyla gündemde.
Diploma meselesinde derine indikçe!..
Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, pazar günü CHP’li Devrimci Demokratlar’ın düzenlediği Aydın toplantısında çok ilginç, bir o kadar da önemli bir konuşma yaptı.
Tam da bir kişi için, TBMM’de “Laik demokratik Cumhuriyeti yok eden” ve “Rejimi değiştiren” anayasa çalışmaları yapıldığı sırada gerçekten ülkemiz için adına hayati bir konuya parmak bastı!..
Konu; RTE’nin yüksekokul diplomasının varlığı.
Bu konuda Biçer derin bir araştırma yapmış, elde ettiği bilgiler ışığında TBMM’ye araştırma önergesi vermiş, ancak TBMM Başkanı bu çalışmaları geri çevirmiş. Yandaş basın görmezlikten gelmiş…
•••
Bu kadar inkârcı bir durum olunca Biçer’in kuşkuları daha artmış… Daha gerilere giderek bazı sonuçlar elde etmiş. Burasını Tur Yıldız Biçer’den dinleyelim;
“Üniversiteye giriş sınavları; ilk kez 1973 yılında iptal edildi.
6 Temmuz 1973’te yapılacak olan sınavdan 2 gün önce; sağ, siyasal İslamcı, cemaat bağlantılı bir dershanede dağıtılan çalıntı sorular ve yanıt anahtarı; orada çalışan ve bu adaletsizliği vicdanen kabul edemeyen bir öğretmen tarafından sorular Cumhuriyet gazetesine ulaştırılır ve gazete çalışanları tarafından da notere onaylatılır.
Sınavdan bir gün sonra skandal patlar, olay ortaya çıkar. Sorular gerçekten aynıdır.
8 Temmuz günü soruşturma başlatılır. Soruları çalan şebekeye ulaşılır. Bu şebeke İstanbul Hırka-i Şerif Camii, Balat Camii, İstanbul İmam Hatip Lisesi, Eyüp Lisesi ve Milli Türk Talebe Birliği arasında oluşturulmuştur.
İsmi geçen bu yapılar; tam da 1973 yılında; İstanbul İmam Hatip Lisesi’ni bitirerek, Eyüp Lisesi’nde fark derslerini verip diplomasını alarak o yıl üniversite sınavına girmeye hak kazanan Recep Tayyip Erdoğan’la bir şekilde bağlantılı olan yapılardır.
Sonuçta sınav iptal olur ve 15 Eylül 1973’te tekrarlanır.
Bu sınavda da benzer şaibeler dolaşır ancak bir kere sınavı daha iptal etmeye kimse cesaret edemez.
•••
Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın böyle soru işaretleriyle dolu bir üniversite giriş sınavından sonra, ne zaman başladığı, ne zaman bittiği, kaç yıl sürdüğü belli olmayan, diplomasının aslını bir noter katibinden başka gören hiç kimsenin bulunmadığı, tam kanunsuzluk kapsamında yapılan başvurularda bütün hukuk yollarının kapatıldığı, TBMM’de bütün soru önergelerimize verilmeyen, verilemeyen yanıtlarla giderek daha çelişkili, daha karmaşık bir noktaya gelen üniversite yaşam öyküsünden bir kesiti sundum.
Burada şu soruya yanıt bulmamız gerekiyor? ‘Recep T. Erdoğan’ı en başından beri koruyup kollayarak, o günlerden bu günlere getiren Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan ve şimdi de ‘ya başkanlık ya kaos’ dedirterek başkanlığa taşımak isteyen başka bir el, başka bir güç mü var?’ diye kendime sordum.
Kuşkularım daha da arttı. Çünkü bu konunun üstünün örtülmesi için illegal yöntemler de dahil olmak üzere her yola başvurulduğunu gördüm…
Artık kamu vicdanı rahat değildi!.. Toplumun ikna edilmesi ve kafalardaki kuşkuların yanıtlanmasını sağlamak adına TBMM’ye arkadaşlarımla birlikte bir araştırma önergesi verdik… Önergemiz;
1 – Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1981 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine bağlı Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulundan mezun olduğunu ifade etmektedir.
2 – Elimizdeki mezuniyet belgesinde fotoğraf ve soğuk damga mührü bulunmamakla beraber, geçici çıkış belgesi yazması gerekirken belgede mezuniyet belgesi yazmaktadır. Belgede iki adet belge numarasının olması da tuhaf karşılanan başka bir husustur. Erdoğan, “mezuniyet belgesi” olarak ifade ettiği bu belgeyi 1981 yılından 1991 yılına kadar kullanmıştır.
Oysa Marmara Üniversitesi 1982 yılında kurulmuştur.
3 – Erdoğan, 1991 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden bir diploma almıştır.
Oysa öğrencinin okuldan mezun olmaya hak kazandığı tarihte okul tarafından verilen geçici mezuniyet belgesi ile diploma aynı dönemde hazırlanmaktadır ve o gün itibariyle arşivlenmektedir.
Yani; kişinin isteği üzerine okul diploma hazırlamamaktadır.
4 – Erdoğan, bu diplomayı 1991 yılından 2011 yılına kadar kullanmıştır.
5 – 1995 yılında notere onaylattığı örneğini 2002’den itibaren her seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu’na ibraz etmiştir.
6 – Marmara Üniversitesi Rektörü Mehmet Emin Arat’ın 3 Haziran 2016’da yaptığı açıklamada ifade ettiği şekliyle; “İlgilinin 2011 yılının 1 Nisan günü ‘talepleri üzerine’ dublikata hazırlanmıştır.” demektedir.
7 – Dublikatanın alındığı bu tarih çok önemlidir!..
Dublikata 19.01.2012 tarih ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası öncesinde alınmıştır. Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıldan 5 yıla indirilmekle Anayasa’da o tarihteki Cumhurbaşkanı’nın görev süresi konusunda geçici bir maddeye yer verilmemesi karşısında o tarihteki cumhurbaşkanı’nın görev süresinin de kısaldığı ve 5 yıl olduğu görüşleri öne çıkmıştır. Buna göre 2012 yılında seçim konusu gündeme gelmiştir. Bu şekilde dublikatanın alınmasıyla 2012’de olması muhtemel bir seçime karşı hazırlık yapılmıştır.
8 – 27 Haziran 2014’te, 1995 yılındaki noter onaylı diploma tekrar İstanbul 15. Noterliği’nde onaylatılmıştır. Onaylamaya neden gerek duyulmuştur?
Üstelik onayda “aslı gibidir” ibaresi de bulunmamaktadır.
9 – 18 Temmuz 2014’te yani 10 Ağustos 2014’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde, Marmara Üniversitesi Diploma Arşiv Erişim Sistemi’ne; “İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla erişim yasağı getirilmiştir.”
10 – 25 Nisan 2014 yılında CHP Mersin Mv. Ali Öztürk’ün, 21 Nisan 2016’da İstanbul Mv. Barış Yarkadaş’ın, 23 Nisan 2016 tarihinde CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin soru önergesi yanıtsız bırakılmıştır.
11 – Ayrıca, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’ne yaptığı bilgi edinme başvurusu yanıtsız bırakılmıştır.
12 – Cumhurbaşkanı’nın diplomasıyla ilgili; 9 Kasım 2016’da TBMM Başkanı İsmail Karaman’a, Milli Savunma Bakanı’na ve Başbakan Binali Yıldırım’a yönelttiğimiz soru önergeleri, TBMM iç tüzüğünün ihlal edildiği gerekçesi ile tarafımıza iade edilmiştir.
Dikkatinizi çekmek istediğim bir konu ise;
17 Haziran 2016 tarihinde Milli Savunma Bakanı’na verdiğim soru önergesi, ‘belgeler imha edilmiştir!’ şeklinde bir ifade ile yanıtlanmıştır.
Erdoğan’ın mezuniyet belgesi yalnızca askerliğini yedek subay olarak yapabilmesi için mi düzenlendiği sorusunu kaçınılmaz kılmaktadır
Gelinen bu noktada önemli olan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir diplomasının olup olmaması ya da eğitimli olup olmaması değil, diplomanın gerçek olup olmadığıdır!..
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamın söz konusu olması ve böyle bir konunun hiçbir kuşku kaldırmadan ve biçimsel gerçeklere sığınmadan maddi gerçekliğin ortaya çıkartılmasını zorunlu kılmaktadır.
Eğer Cumhurbaşkanı’nın diploması hususu gerçeklik taşımıyor ise ki çelişkili tarihler, veriler, ifadeler, açıklamalar da bunu göstermektedir! Erdoğan ve kendisini korumaya çalışan her kişi Anayasa’yı ve hukukun ilgili tüm maddelerini açıkça ihlal etmektedirler.”
•••
Yukarıdaki iddialar çok vahimdir. Yalanlar ve sahtekarlıklar arasında kalan bir ülke konumundayız!.. Şaibeli biri için ülkede rejim değiştirilmeye çalışılıyor!.. AKP’liler büyük bir telaşla kendi geleceklerini yok edecek bir intihara hazırlanıyor…
Durup da düşünelim demiyorlar… Oysa bir etraflarına baksalar her şeyi görecekler. Ama şimdi anayasa değişikliği sonrasında ülkeye ve insanlığa yaptıkları ihanetten dolayı torunları bile onlara kahredecek!..
Erdoğan’ın üniversite diploması yepyeni boyutlarıyla gündemde.
Diploma meselesinde derine indikçe!..
Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, pazar günü CHP’li Devrimci Demokratlar’ın düzenlediği Aydın toplantısında çok ilginç, bir o kadar da önemli bir konuşma yaptı.
Tam da bir kişi için, TBMM’de “Laik demokratik Cumhuriyeti yok eden” ve “Rejimi değiştiren” anayasa çalışmaları yapıldığı sırada gerçekten ülkemiz için adına hayati bir konuya parmak bastı!..
Konu; RTE’nin yüksekokul diplomasının varlığı.
Bu konuda Biçer derin bir araştırma yapmış, elde ettiği bilgiler ışığında TBMM’ye araştırma önergesi vermiş, ancak TBMM Başkanı bu çalışmaları geri çevirmiş. Yandaş basın görmezlikten gelmiş…
•••
Bu kadar inkârcı bir durum olunca Biçer’in kuşkuları daha artmış… Daha gerilere giderek bazı sonuçlar elde etmiş. Burasını Tur Yıldız Biçer’den dinleyelim;
“Üniversiteye giriş sınavları; ilk kez 1973 yılında iptal edildi.
6 Temmuz 1973’te yapılacak olan sınavdan 2 gün önce; sağ, siyasal İslamcı, cemaat bağlantılı bir dershanede dağıtılan çalıntı sorular ve yanıt anahtarı; orada çalışan ve bu adaletsizliği vicdanen kabul edemeyen bir öğretmen tarafından sorular Cumhuriyet gazetesine ulaştırılır ve gazete çalışanları tarafından da notere onaylatılır.
Sınavdan bir gün sonra skandal patlar, olay ortaya çıkar. Sorular gerçekten aynıdır.
8 Temmuz günü soruşturma başlatılır. Soruları çalan şebekeye ulaşılır. Bu şebeke İstanbul Hırka-i Şerif Camii, Balat Camii, İstanbul İmam Hatip Lisesi, Eyüp Lisesi ve Milli Türk Talebe Birliği arasında oluşturulmuştur.
İsmi geçen bu yapılar; tam da 1973 yılında; İstanbul İmam Hatip Lisesi’ni bitirerek, Eyüp Lisesi’nde fark derslerini verip diplomasını alarak o yıl üniversite sınavına girmeye hak kazanan Recep Tayyip Erdoğan’la bir şekilde bağlantılı olan yapılardır.
Sonuçta sınav iptal olur ve 15 Eylül 1973’te tekrarlanır.
Bu sınavda da benzer şaibeler dolaşır ancak bir kere sınavı daha iptal etmeye kimse cesaret edemez.
•••
Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın böyle soru işaretleriyle dolu bir üniversite giriş sınavından sonra, ne zaman başladığı, ne zaman bittiği, kaç yıl sürdüğü belli olmayan, diplomasının aslını bir noter katibinden başka gören hiç kimsenin bulunmadığı, tam kanunsuzluk kapsamında yapılan başvurularda bütün hukuk yollarının kapatıldığı, TBMM’de bütün soru önergelerimize verilmeyen, verilemeyen yanıtlarla giderek daha çelişkili, daha karmaşık bir noktaya gelen üniversite yaşam öyküsünden bir kesiti sundum.
Burada şu soruya yanıt bulmamız gerekiyor? ‘Recep T. Erdoğan’ı en başından beri koruyup kollayarak, o günlerden bu günlere getiren Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan ve şimdi de ‘ya başkanlık ya kaos’ dedirterek başkanlığa taşımak isteyen başka bir el, başka bir güç mü var?’ diye kendime sordum.
Kuşkularım daha da arttı. Çünkü bu konunun üstünün örtülmesi için illegal yöntemler de dahil olmak üzere her yola başvurulduğunu gördüm…
Artık kamu vicdanı rahat değildi!.. Toplumun ikna edilmesi ve kafalardaki kuşkuların yanıtlanmasını sağlamak adına TBMM’ye arkadaşlarımla birlikte bir araştırma önergesi verdik… Önergemiz;
1 – Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1981 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine bağlı Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulundan mezun olduğunu ifade etmektedir.
2 – Elimizdeki mezuniyet belgesinde fotoğraf ve soğuk damga mührü bulunmamakla beraber, geçici çıkış belgesi yazması gerekirken belgede mezuniyet belgesi yazmaktadır. Belgede iki adet belge numarasının olması da tuhaf karşılanan başka bir husustur. Erdoğan, “mezuniyet belgesi” olarak ifade ettiği bu belgeyi 1981 yılından 1991 yılına kadar kullanmıştır.
Oysa Marmara Üniversitesi 1982 yılında kurulmuştur.
3 – Erdoğan, 1991 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden bir diploma almıştır.
Oysa öğrencinin okuldan mezun olmaya hak kazandığı tarihte okul tarafından verilen geçici mezuniyet belgesi ile diploma aynı dönemde hazırlanmaktadır ve o gün itibariyle arşivlenmektedir.
Yani; kişinin isteği üzerine okul diploma hazırlamamaktadır.
4 – Erdoğan, bu diplomayı 1991 yılından 2011 yılına kadar kullanmıştır.
5 – 1995 yılında notere onaylattığı örneğini 2002’den itibaren her seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu’na ibraz etmiştir.
6 – Marmara Üniversitesi Rektörü Mehmet Emin Arat’ın 3 Haziran 2016’da yaptığı açıklamada ifade ettiği şekliyle; “İlgilinin 2011 yılının 1 Nisan günü ‘talepleri üzerine’ dublikata hazırlanmıştır.” demektedir.
7 – Dublikatanın alındığı bu tarih çok önemlidir!..
Dublikata 19.01.2012 tarih ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası öncesinde alınmıştır. Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıldan 5 yıla indirilmekle Anayasa’da o tarihteki Cumhurbaşkanı’nın görev süresi konusunda geçici bir maddeye yer verilmemesi karşısında o tarihteki cumhurbaşkanı’nın görev süresinin de kısaldığı ve 5 yıl olduğu görüşleri öne çıkmıştır. Buna göre 2012 yılında seçim konusu gündeme gelmiştir. Bu şekilde dublikatanın alınmasıyla 2012’de olması muhtemel bir seçime karşı hazırlık yapılmıştır.
8 – 27 Haziran 2014’te, 1995 yılındaki noter onaylı diploma tekrar İstanbul 15. Noterliği’nde onaylatılmıştır. Onaylamaya neden gerek duyulmuştur?
Üstelik onayda “aslı gibidir” ibaresi de bulunmamaktadır.
9 – 18 Temmuz 2014’te yani 10 Ağustos 2014’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde, Marmara Üniversitesi Diploma Arşiv Erişim Sistemi’ne; “İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla erişim yasağı getirilmiştir.”
10 – 25 Nisan 2014 yılında CHP Mersin Mv. Ali Öztürk’ün, 21 Nisan 2016’da İstanbul Mv. Barış Yarkadaş’ın, 23 Nisan 2016 tarihinde CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin soru önergesi yanıtsız bırakılmıştır.
11 – Ayrıca, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’ne yaptığı bilgi edinme başvurusu yanıtsız bırakılmıştır.
12 – Cumhurbaşkanı’nın diplomasıyla ilgili; 9 Kasım 2016’da TBMM Başkanı İsmail Karaman’a, Milli Savunma Bakanı’na ve Başbakan Binali Yıldırım’a yönelttiğimiz soru önergeleri, TBMM iç tüzüğünün ihlal edildiği gerekçesi ile tarafımıza iade edilmiştir.
Dikkatinizi çekmek istediğim bir konu ise;
17 Haziran 2016 tarihinde Milli Savunma Bakanı’na verdiğim soru önergesi, ‘belgeler imha edilmiştir!’ şeklinde bir ifade ile yanıtlanmıştır.
Erdoğan’ın mezuniyet belgesi yalnızca askerliğini yedek subay olarak yapabilmesi için mi düzenlendiği sorusunu kaçınılmaz kılmaktadır
Gelinen bu noktada önemli olan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir diplomasının olup olmaması ya da eğitimli olup olmaması değil, diplomanın gerçek olup olmadığıdır!..
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamın söz konusu olması ve böyle bir konunun hiçbir kuşku kaldırmadan ve biçimsel gerçeklere sığınmadan maddi gerçekliğin ortaya çıkartılmasını zorunlu kılmaktadır.
Eğer Cumhurbaşkanı’nın diploması hususu gerçeklik taşımıyor ise ki çelişkili tarihler, veriler, ifadeler, açıklamalar da bunu göstermektedir! Erdoğan ve kendisini korumaya çalışan her kişi Anayasa’yı ve hukukun ilgili tüm maddelerini açıkça ihlal etmektedirler.”
•••
Yukarıdaki iddialar çok vahimdir. Yalanlar ve sahtekarlıklar arasında kalan bir ülke konumundayız!.. Şaibeli biri için ülkede rejim değiştirilmeye çalışılıyor!.. AKP’liler büyük bir telaşla kendi geleceklerini yok edecek bir intihara hazırlanıyor…
Durup da düşünelim demiyorlar… Oysa bir etraflarına baksalar her şeyi görecekler. Ama şimdi anayasa değişikliği sonrasında ülkeye ve insanlığa yaptıkları ihanetten dolayı torunları bile onlara kahredecek!..
Erdoğan’ın üniversite diploması yepyeni boyutlarıyla gündemde.
Diploma meselesinde derine indikçe!..
Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, pazar günü CHP’li Devrimci Demokratlar’ın düzenlediği Aydın toplantısında çok ilginç, bir o kadar da önemli bir konuşma yaptı.
Tam da bir kişi için, TBMM’de “Laik demokratik Cumhuriyeti yok eden” ve “Rejimi değiştiren” anayasa çalışmaları yapıldığı sırada gerçekten ülkemiz için adına hayati bir konuya parmak bastı!..
Konu; RTE’nin yüksekokul diplomasının varlığı.
Bu konuda Biçer derin bir araştırma yapmış, elde ettiği bilgiler ışığında TBMM’ye araştırma önergesi vermiş, ancak TBMM Başkanı bu çalışmaları geri çevirmiş. Yandaş basın görmezlikten gelmiş…
•••
Bu kadar inkârcı bir durum olunca Biçer’in kuşkuları daha artmış… Daha gerilere giderek bazı sonuçlar elde etmiş. Burasını Tur Yıldız Biçer’den dinleyelim;
“Üniversiteye giriş sınavları; ilk kez 1973 yılında iptal edildi.
6 Temmuz 1973’te yapılacak olan sınavdan 2 gün önce; sağ, siyasal İslamcı, cemaat bağlantılı bir dershanede dağıtılan çalıntı sorular ve yanıt anahtarı; orada çalışan ve bu adaletsizliği vicdanen kabul edemeyen bir öğretmen tarafından sorular Cumhuriyet gazetesine ulaştırılır ve gazete çalışanları tarafından da notere onaylatılır.
Sınavdan bir gün sonra skandal patlar, olay ortaya çıkar. Sorular gerçekten aynıdır.
8 Temmuz günü soruşturma başlatılır. Soruları çalan şebekeye ulaşılır. Bu şebeke İstanbul Hırka-i Şerif Camii, Balat Camii, İstanbul İmam Hatip Lisesi, Eyüp Lisesi ve Milli Türk Talebe Birliği arasında oluşturulmuştur.
İsmi geçen bu yapılar; tam da 1973 yılında; İstanbul İmam Hatip Lisesi’ni bitirerek, Eyüp Lisesi’nde fark derslerini verip diplomasını alarak o yıl üniversite sınavına girmeye hak kazanan Recep Tayyip Erdoğan’la bir şekilde bağlantılı olan yapılardır.
Sonuçta sınav iptal olur ve 15 Eylül 1973’te tekrarlanır.
Bu sınavda da benzer şaibeler dolaşır ancak bir kere sınavı daha iptal etmeye kimse cesaret edemez.
•••
Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın böyle soru işaretleriyle dolu bir üniversite giriş sınavından sonra, ne zaman başladığı, ne zaman bittiği, kaç yıl sürdüğü belli olmayan, diplomasının aslını bir noter katibinden başka gören hiç kimsenin bulunmadığı, tam kanunsuzluk kapsamında yapılan başvurularda bütün hukuk yollarının kapatıldığı, TBMM’de bütün soru önergelerimize verilmeyen, verilemeyen yanıtlarla giderek daha çelişkili, daha karmaşık bir noktaya gelen üniversite yaşam öyküsünden bir kesiti sundum.
Burada şu soruya yanıt bulmamız gerekiyor? ‘Recep T. Erdoğan’ı en başından beri koruyup kollayarak, o günlerden bu günlere getiren Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan ve şimdi de ‘ya başkanlık ya kaos’ dedirterek başkanlığa taşımak isteyen başka bir el, başka bir güç mü var?’ diye kendime sordum.
Kuşkularım daha da arttı. Çünkü bu konunun üstünün örtülmesi için illegal yöntemler de dahil olmak üzere her yola başvurulduğunu gördüm…
Artık kamu vicdanı rahat değildi!.. Toplumun ikna edilmesi ve kafalardaki kuşkuların yanıtlanmasını sağlamak adına TBMM’ye arkadaşlarımla birlikte bir araştırma önergesi verdik… Önergemiz;
1 – Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1981 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine bağlı Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulundan mezun olduğunu ifade etmektedir.
2 – Elimizdeki mezuniyet belgesinde fotoğraf ve soğuk damga mührü bulunmamakla beraber, geçici çıkış belgesi yazması gerekirken belgede mezuniyet belgesi yazmaktadır. Belgede iki adet belge numarasının olması da tuhaf karşılanan başka bir husustur. Erdoğan, “mezuniyet belgesi” olarak ifade ettiği bu belgeyi 1981 yılından 1991 yılına kadar kullanmıştır.
Oysa Marmara Üniversitesi 1982 yılında kurulmuştur.
3 – Erdoğan, 1991 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden bir diploma almıştır.
Oysa öğrencinin okuldan mezun olmaya hak kazandığı tarihte okul tarafından verilen geçici mezuniyet belgesi ile diploma aynı dönemde hazırlanmaktadır ve o gün itibariyle arşivlenmektedir.
Yani; kişinin isteği üzerine okul diploma hazırlamamaktadır.
4 – Erdoğan, bu diplomayı 1991 yılından 2011 yılına kadar kullanmıştır.
5 – 1995 yılında notere onaylattığı örneğini 2002’den itibaren her seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu’na ibraz etmiştir.
6 – Marmara Üniversitesi Rektörü Mehmet Emin Arat’ın 3 Haziran 2016’da yaptığı açıklamada ifade ettiği şekliyle; “İlgilinin 2011 yılının 1 Nisan günü ‘talepleri üzerine’ dublikata hazırlanmıştır.” demektedir.
7 – Dublikatanın alındığı bu tarih çok önemlidir!..
Dublikata 19.01.2012 tarih ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası öncesinde alınmıştır. Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıldan 5 yıla indirilmekle Anayasa’da o tarihteki Cumhurbaşkanı’nın görev süresi konusunda geçici bir maddeye yer verilmemesi karşısında o tarihteki cumhurbaşkanı’nın görev süresinin de kısaldığı ve 5 yıl olduğu görüşleri öne çıkmıştır. Buna göre 2012 yılında seçim konusu gündeme gelmiştir. Bu şekilde dublikatanın alınmasıyla 2012’de olması muhtemel bir seçime karşı hazırlık yapılmıştır.
8 – 27 Haziran 2014’te, 1995 yılındaki noter onaylı diploma tekrar İstanbul 15. Noterliği’nde onaylatılmıştır. Onaylamaya neden gerek duyulmuştur?
Üstelik onayda “aslı gibidir” ibaresi de bulunmamaktadır.
9 – 18 Temmuz 2014’te yani 10 Ağustos 2014’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde, Marmara Üniversitesi Diploma Arşiv Erişim Sistemi’ne; “İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla erişim yasağı getirilmiştir.”
10 – 25 Nisan 2014 yılında CHP Mersin Mv. Ali Öztürk’ün, 21 Nisan 2016’da İstanbul Mv. Barış Yarkadaş’ın, 23 Nisan 2016 tarihinde CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin soru önergesi yanıtsız bırakılmıştır.
11 – Ayrıca, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’ne yaptığı bilgi edinme başvurusu yanıtsız bırakılmıştır.
12 – Cumhurbaşkanı’nın diplomasıyla ilgili; 9 Kasım 2016’da TBMM Başkanı İsmail Karaman’a, Milli Savunma Bakanı’na ve Başbakan Binali Yıldırım’a yönelttiğimiz soru önergeleri, TBMM iç tüzüğünün ihlal edildiği gerekçesi ile tarafımıza iade edilmiştir.
Dikkatinizi çekmek istediğim bir konu ise;
17 Haziran 2016 tarihinde Milli Savunma Bakanı’na verdiğim soru önergesi, ‘belgeler imha edilmiştir!’ şeklinde bir ifade ile yanıtlanmıştır.
Erdoğan’ın mezuniyet belgesi yalnızca askerliğini yedek subay olarak yapabilmesi için mi düzenlendiği sorusunu kaçınılmaz kılmaktadır
Gelinen bu noktada önemli olan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir diplomasının olup olmaması ya da eğitimli olup olmaması değil, diplomanın gerçek olup olmadığıdır!..
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamın söz konusu olması ve böyle bir konunun hiçbir kuşku kaldırmadan ve biçimsel gerçeklere sığınmadan maddi gerçekliğin ortaya çıkartılmasını zorunlu kılmaktadır.
Eğer Cumhurbaşkanı’nın diploması hususu gerçeklik taşımıyor ise ki çelişkili tarihler, veriler, ifadeler, açıklamalar da bunu göstermektedir! Erdoğan ve kendisini korumaya çalışan her kişi Anayasa’yı ve hukukun ilgili tüm maddelerini açıkça ihlal etmektedirler.”
•••
Yukarıdaki iddialar çok vahimdir. Yalanlar ve sahtekarlıklar arasında kalan bir ülke konumundayız!.. Şaibeli biri için ülkede rejim değiştirilmeye çalışılıyor!.. AKP’liler büyük bir telaşla kendi geleceklerini yok edecek bir intihara hazırlanıyor…
Durup da düşünelim demiyorlar… Oysa bir etraflarına baksalar her şeyi görecekler. Ama şimdi anayasa değişikliği sonrasında ülkeye ve insanlığa yaptıkları ihanetten dolayı torunları bile onlara kahredecek!..
Erdoğan’ın üniversite diploması yepyeni boyutlarıyla gündemde.
Diploma meselesinde derine indikçe!..
Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, pazar günü CHP’li Devrimci Demokratlar’ın düzenlediği Aydın toplantısında çok ilginç, bir o kadar da önemli bir konuşma yaptı.
Tam da bir kişi için, TBMM’de “Laik demokratik Cumhuriyeti yok eden” ve “Rejimi değiştiren” anayasa çalışmaları yapıldığı sırada gerçekten ülkemiz için adına hayati bir konuya parmak bastı!..
Konu; RTE’nin yüksekokul diplomasının varlığı.
Bu konuda Biçer derin bir araştırma yapmış, elde ettiği bilgiler ışığında TBMM’ye araştırma önergesi vermiş, ancak TBMM Başkanı bu çalışmaları geri çevirmiş. Yandaş basın görmezlikten gelmiş…
•••
Bu kadar inkârcı bir durum olunca Biçer’in kuşkuları daha artmış… Daha gerilere giderek bazı sonuçlar elde etmiş. Burasını Tur Yıldız Biçer’den dinleyelim;
“Üniversiteye giriş sınavları; ilk kez 1973 yılında iptal edildi.
6 Temmuz 1973’te yapılacak olan sınavdan 2 gün önce; sağ, siyasal İslamcı, cemaat bağlantılı bir dershanede dağıtılan çalıntı sorular ve yanıt anahtarı; orada çalışan ve bu adaletsizliği vicdanen kabul edemeyen bir öğretmen tarafından sorular Cumhuriyet gazetesine ulaştırılır ve gazete çalışanları tarafından da notere onaylatılır.
Sınavdan bir gün sonra skandal patlar, olay ortaya çıkar. Sorular gerçekten aynıdır.
8 Temmuz günü soruşturma başlatılır. Soruları çalan şebekeye ulaşılır. Bu şebeke İstanbul Hırka-i Şerif Camii, Balat Camii, İstanbul İmam Hatip Lisesi, Eyüp Lisesi ve Milli Türk Talebe Birliği arasında oluşturulmuştur.
İsmi geçen bu yapılar; tam da 1973 yılında; İstanbul İmam Hatip Lisesi’ni bitirerek, Eyüp Lisesi’nde fark derslerini verip diplomasını alarak o yıl üniversite sınavına girmeye hak kazanan Recep Tayyip Erdoğan’la bir şekilde bağlantılı olan yapılardır.
Sonuçta sınav iptal olur ve 15 Eylül 1973’te tekrarlanır.
Bu sınavda da benzer şaibeler dolaşır ancak bir kere sınavı daha iptal etmeye kimse cesaret edemez.
•••
Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın böyle soru işaretleriyle dolu bir üniversite giriş sınavından sonra, ne zaman başladığı, ne zaman bittiği, kaç yıl sürdüğü belli olmayan, diplomasının aslını bir noter katibinden başka gören hiç kimsenin bulunmadığı, tam kanunsuzluk kapsamında yapılan başvurularda bütün hukuk yollarının kapatıldığı, TBMM’de bütün soru önergelerimize verilmeyen, verilemeyen yanıtlarla giderek daha çelişkili, daha karmaşık bir noktaya gelen üniversite yaşam öyküsünden bir kesiti sundum.
Burada şu soruya yanıt bulmamız gerekiyor? ‘Recep T. Erdoğan’ı en başından beri koruyup kollayarak, o günlerden bu günlere getiren Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan ve şimdi de ‘ya başkanlık ya kaos’ dedirterek başkanlığa taşımak isteyen başka bir el, başka bir güç mü var?’ diye kendime sordum.
Kuşkularım daha da arttı. Çünkü bu konunun üstünün örtülmesi için illegal yöntemler de dahil olmak üzere her yola başvurulduğunu gördüm…
Artık kamu vicdanı rahat değildi!.. Toplumun ikna edilmesi ve kafalardaki kuşkuların yanıtlanmasını sağlamak adına TBMM’ye arkadaşlarımla birlikte bir araştırma önergesi verdik… Önergemiz;
1 – Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1981 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine bağlı Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulundan mezun olduğunu ifade etmektedir.
2 – Elimizdeki mezuniyet belgesinde fotoğraf ve soğuk damga mührü bulunmamakla beraber, geçici çıkış belgesi yazması gerekirken belgede mezuniyet belgesi yazmaktadır. Belgede iki adet belge numarasının olması da tuhaf karşılanan başka bir husustur. Erdoğan, “mezuniyet belgesi” olarak ifade ettiği bu belgeyi 1981 yılından 1991 yılına kadar kullanmıştır.
Oysa Marmara Üniversitesi 1982 yılında kurulmuştur.
3 – Erdoğan, 1991 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden bir diploma almıştır.
Oysa öğrencinin okuldan mezun olmaya hak kazandığı tarihte okul tarafından verilen geçici mezuniyet belgesi ile diploma aynı dönemde hazırlanmaktadır ve o gün itibariyle arşivlenmektedir.
Yani; kişinin isteği üzerine okul diploma hazırlamamaktadır.
4 – Erdoğan, bu diplomayı 1991 yılından 2011 yılına kadar kullanmıştır.
5 – 1995 yılında notere onaylattığı örneğini 2002’den itibaren her seçim döneminde Yüksek Seçim Kurulu’na ibraz etmiştir.
6 – Marmara Üniversitesi Rektörü Mehmet Emin Arat’ın 3 Haziran 2016’da yaptığı açıklamada ifade ettiği şekliyle; “İlgilinin 2011 yılının 1 Nisan günü ‘talepleri üzerine’ dublikata hazırlanmıştır.” demektedir.
7 – Dublikatanın alındığı bu tarih çok önemlidir!..
Dublikata 19.01.2012 tarih ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası öncesinde alınmıştır. Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıldan 5 yıla indirilmekle Anayasa’da o tarihteki Cumhurbaşkanı’nın görev süresi konusunda geçici bir maddeye yer verilmemesi karşısında o tarihteki cumhurbaşkanı’nın görev süresinin de kısaldığı ve 5 yıl olduğu görüşleri öne çıkmıştır. Buna göre 2012 yılında seçim konusu gündeme gelmiştir. Bu şekilde dublikatanın alınmasıyla 2012’de olması muhtemel bir seçime karşı hazırlık yapılmıştır.
8 – 27 Haziran 2014’te, 1995 yılındaki noter onaylı diploma tekrar İstanbul 15. Noterliği’nde onaylatılmıştır. Onaylamaya neden gerek duyulmuştur?
Üstelik onayda “aslı gibidir” ibaresi de bulunmamaktadır.
9 – 18 Temmuz 2014’te yani 10 Ağustos 2014’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde, Marmara Üniversitesi Diploma Arşiv Erişim Sistemi’ne; “İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla erişim yasağı getirilmiştir.”
10 – 25 Nisan 2014 yılında CHP Mersin Mv. Ali Öztürk’ün, 21 Nisan 2016’da İstanbul Mv. Barış Yarkadaş’ın, 23 Nisan 2016 tarihinde CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin soru önergesi yanıtsız bırakılmıştır.
11 – Ayrıca, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’ne yaptığı bilgi edinme başvurusu yanıtsız bırakılmıştır.
12 – Cumhurbaşkanı’nın diplomasıyla ilgili; 9 Kasım 2016’da TBMM Başkanı İsmail Karaman’a, Milli Savunma Bakanı’na ve Başbakan Binali Yıldırım’a yönelttiğimiz soru önergeleri, TBMM iç tüzüğünün ihlal edildiği gerekçesi ile tarafımıza iade edilmiştir.
Dikkatinizi çekmek istediğim bir konu ise;
17 Haziran 2016 tarihinde Milli Savunma Bakanı’na verdiğim soru önergesi, ‘belgeler imha edilmiştir!’ şeklinde bir ifade ile yanıtlanmıştır.
Erdoğan’ın mezuniyet belgesi yalnızca askerliğini yedek subay olarak yapabilmesi için mi düzenlendiği sorusunu kaçınılmaz kılmaktadır
Gelinen bu noktada önemli olan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir diplomasının olup olmaması ya da eğitimli olup olmaması değil, diplomanın gerçek olup olmadığıdır!..
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamın söz konusu olması ve böyle bir konunun hiçbir kuşku kaldırmadan ve biçimsel gerçeklere sığınmadan maddi gerçekliğin ortaya çıkartılmasını zorunlu kılmaktadır.
Eğer Cumhurbaşkanı’nın diploması hususu gerçeklik taşımıyor ise ki çelişkili tarihler, veriler, ifadeler, açıklamalar da bunu göstermektedir! Erdoğan ve kendisini korumaya çalışan her kişi Anayasa’yı ve hukukun ilgili tüm maddelerini açıkça ihlal etmektedirler.”
•••
Yukarıdaki iddialar çok vahimdir. Yalanlar ve sahtekarlıklar arasında kalan bir ülke konumundayız!.. Şaibeli biri için ülkede rejim değiştirilmeye çalışılıyor!.. AKP’liler büyük bir telaşla kendi geleceklerini yok edecek bir intihara hazırlanıyor…
Durup da düşünelim demiyorlar… Oysa bir etraflarına baksalar her şeyi görecekler. Ama şimdi anayasa değişikliği sonrasında ülkeye ve insanlığa yaptıkları ihanetten dolayı torunları bile onlara kahredecek!..