Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul: İnanın, 10 sene önce AKP’lilere ‘bakın bu noktaya geleceksiniz’ ya da cemaatlere ‘siz ilerde böyle olursunuz’ denseydi ‘hayır biz asla böyle olmayız’ derlerdi.
Furkan Vakfı Kurucusu Alparslan Kuytul ile yaptığı röportajın ikinci bölümünü yayınlayan Kronos’tan Fikri Doğan, “Kuytul ile sadece dava sürecini ve güncel politika konuşmadık. Mısır’da İslam fıkhı eğitimi almış Kuytul, kendi Tevhid ve İslam anlayışı, Furkan Vakfı ile Türkiye’deki başka cemaat ve tarikatların farkları üzerine de ilginç değerlendirmelerde bulundu.” diyor.
DEVLET KULAĞINI ÇEKTİ, TAYYİP ERDOĞAN ARTIK ‘DİNDAR NESİL’ DEMİYOR
AKP iktidarı için neden bu kadar önemli imam hatipler? Seçmen mi yetiştiriyorlar?
Bilemem ne amaçlıyorlar; ama iyi düşünürsek, elimde devlet gücüyle belki bir şekilde dindar bir nesil meydana getirebilirim gibi en iyi ihtimalle böyle düşünmüş olabilir. Aynı zamanda tabi kendisine oy verecekler bunu da düşünmüştür mutlaka. Ama senin bir kadron yok hiç Bu okullar sonuçta devletin elinde hükümetin değil. Aslında devlet denilen yapı okulların içini boşalttı sen mademki bu konuda ısrarcısın ‘açacağım’ diyorsun, imam hatip aç, ben içini boşaltırım, dedi. Durum bu, bu okullarda dindar bir nesil meydana gelmedi zaten. Gülencilerle arası açıldıktan sonra dindar nesil kavramını da bıraktı Tayyip Erdoğan. Bu kavramı kullanmıyor artık, ben hiç duymadım ağzından. O devlet denilen güç kulağını çekti herhalde, ‘bir daha bu lafı duymayacağız’ dedi. ‘Dindar nesil lafını falan istemiyoruz, cemaatleri bitireceğiz, zayıflatacağız. HDP’yi de bunları da’, dedi. ‘Dindar nesil kavramını bir daha kullanmayacaksın yoksa bırakırız seni Gülenciler seni bitirir’ diye tehdit ettiler gibi geliyor bana.
AKP iktidarı ve İslami camia gelinen bu noktayı, çürümeyi öngördü mü sizce?
İnanın ki belki AKP’lilerin de birçoğu ‘bu noktaya geleceksiniz’ denseydi ya da bazı cemaatler ‘siz ilerde böyle olursunuz’ deselerdi belki de ‘hayır biz böyle olmayız’ derlerdi. 10 sene 20 sene evvel söyleseniz ‘biz öyle olmayız’ derlerdi ama oldular. Aslında dik durmayınca, taviz verince, başka davalar öne sürünce zamanla bu noktaya geliyorsunuz. Yoksa belki onlar da bu noktaya gelmeyi istemezlerdi. Aslında sistem sizi içine çekiyor, sistemin içine girmemeniz gerekiyor, içine çekip sizi orada öğütüyor sistem. Sistemin en büyük gücü de sizi çamuruna çekip orada boğmasıdır. Tayyip Erdoğan’a yaptığı gibi.