Altı yaşında kız çocuğunun yıllarca istismara maruz bırakılması skandalı sonrası kurulan TBMM Araştırma Komisyonu’nda deprem ve çocuk istismarı ilişkisi tartışıldı.
BirGün’den Hüseyin Şimşek’in aktardığına göre, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Koçtürk, erken yaşta zorla evlilikler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Okullaşma oranının konuyla doğrudan ilgisinin bulunduğunu bildiren Koçtürk, “Erken evlendirme konusunda en önemli şey okullaşmanın olması. 4+4’te çocukları açık liselere gönderdiğimizde istismara açık bir hale getiriyoruz. Kesinlikle o çocukların örgün eğitime gitmesi lazım” dedi.
FARKINDA DEĞİLLER
“İhmal ve istimara maruz kalan çocuğun aile içinde değer görmeye ihtiyacı var” diyen Doç. Dr. Koçtürk, komisyonda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Erken evlilik çocuğa ‘Ayrı bir evim olacak, değerli olacağım, birisi beni sevecek’ fikirlerini düşündürüyor. Çocuğun derdi sevilmek. Özellikle ergenlik dönemindeki bu istismarlarda gördüğümüz, özellikle faillerin itiraz ettiği nokta da bu. Fail, ‘O da istedi’ ya da ‘Rızası vardı’ diye gerekçe üretiyor. Halbuki çocuğun tek derdi sevilmek çünkü cinsellikle ilgili bir eğitim almamış, çocuk onun cinsellik olduğunu dahi bilmeyebiliyor ama sırf karşısındaki kişi failler tarafından o amaçla kullanılabiliyor.”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı bölümünden Prof. Dr. Betül Ulukol, deprem ve afet bölgelerinde çocukların daha fazla istismar edilebileceğini ifade ederek şu görüşü paylaştı: “Çocukların bir kısmı anne babasından uzakta. Eskiden evi vardı, odası vardı, kendi yatağı vardı, kapısını kapatabiliyordu. Şimdi ya çadırda ya konteynerlerde kalıyor. Birisi gelip çocuğa yardım için telefon veriyor. Böyle şey olur mu? Bir çocuğa yardım edilecekse bu anne babası ya da yakını üzerinden yapılmalı. Çocuğa doğrudan yapılan bir yardımda ondan bir beklenti olacağı düşünülmeli. Çocukları gözümüzün önünde tutmalıyız.”
***
Zorla evlendirme riski büyüdü
UNICEF Çocuk Koruma Uzmanı Pınar Öktem Arıkan ise BM’nin depremin yaşandığı 11 il ve 120 ilçede yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Arıkan “Çocuk yaşta evlendirilme, Suriyeli sığınmacılar arasında yüzde 44’e kadar çıkıyor, Türkiye yurttaşlarında da yüzde 14,7 oranında. Hem çocuğun ev işlerinde ya da bakım hizmetlerinde ya da tarımda çalıştırılmak üzere evlendirilmesi hem namus algısı ya da yoksulluk dolayısıyla evlendirilmesi söz konusu ama aileler çocuğu eğer evde şiddet ortamı varsa ‘korumak’ için de evlendirdiklerini ifade edebiliyor” dedi.
Tüm dünyada afet ve acil durumlar sonrasında cinsel istismar vakalarında artış olduğunu söyleyen Arıkan, şöyle dedi: “BM depremin vurduğu 11 ilde 120 ilçede bir araştırma gerçekleştirdi. Erken ve zorla evliliklerin artacağına dair bir risk tespit edildi. Afet ve acil durumlarda risk taşıyan bir başka konu insani yardım koşullarında gerçekleşen cinsel istismar ve sömürü olayları. Bir de araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 25’i, 15 yaşından sonra bir kız çocuğunun artık çocuk olarak değerlendirilmeyeceğini ifade etmiş. Yüzde 10’u bir kız çocuğunun adet görmeye başladıktan sonra evliliğe hazır olduğunu söylemiş.”