Gazeteci Bülent Korucu, TR724’te yayımlanan “Demirhan mı, Demirtaş mı?” başlıklı yazısında, Türkiye’deki adalet sistemindeki çifte standardı ve mağdurlar arasındaki ayrımcılığa dikkat çekti.
Korucu, Kartalkaya Oteli yangınında imtiyazlı kişilerin ve onların araçlarının öncelikli olarak kurtarılmasını, ülkedeki genel adaletsizliğin bir sembolü olarak nitelendirdi. “Kartalkaya ülkenin bir özeti” diyen Korucu, Türkiye’nin bir “korku cumhuriyeti”ne dönüştüğünü ve yeni mağdur kitleler yaratarak ayakta durduğunu savundu.
“Yargı ülkesi” değil, “hükümdarların ülkesi”
Korucu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aynı gün açıkladığı “Demirtaş” ve “Demirhan ve diğerleri” kararlarını karşılaştırarak, toplumun ve medyanın Demirtaş kararına gösterdiği ilgiyi diğer davalardan esirgediğini vurguladı.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 9 yıldır hukuksuz biçimde cezaevinde tutulduğunu hatırlatan Korucu, “Bu bir siyasi dava ve siyasi gerekçelerle Demirtaş rehin tutuluyor” ifadelerine yer verdi.
Ancak aynı gün kararı kesinleşen Kütahyalı Metin Demirhan ve onunla birlikte hak ihlali tespit edilen 239 kişi için kamuoyunun sessiz kaldığını belirterek, “Mağdurlar arasında ayrım yapmak, hele de bunu zayıfa karşı yapmak ahlaksızlıktır. Kartalkaya’da önemli kişileri ve arabalarını kurtarmaya benziyor” dedi.
“Zalimin ortağı haline geliyoruz”
Bülent Korucu, CHP lideri Özgür Özel’in “Size helal olan bize neden haram ve suç olsun” sözlerini hatırlatarak, Türkiye’de suç tanımının kişiye göre değiştiğini söyledi. “Demirhan’a Demirtaş’tan ayrı tavır belirlediğinizde zalimin ortağı haline geliyorsunuz” diyen Korucu, dayanışma eksikliğini hem stratejik hem ahlaki bir hata olarak niteledi.
“Rahatsızlık verdiğimiz için özür dilemeyeceğiz”
Yazısında bağımsız gazeteciler ve hukukçulara yönelik baskılara da değinen Korucu, Erdoğan rejiminin “sabıkasının” bu kişilerin çabalarıyla belgelendiğini belirtti:
“İğneyle kuyu kazar gibi bilgi toplayan gazeteciler ve hukukçular olmasa, bu ihlaller görünmezdi. İşkencecilerin rahatı bozuluyor. Verdiğimiz rahatsızlık için özür dileyecek değiliz.”























