Ahmet Davutoğlu imzalı 16 Şubat 2016 tarihli belge 2015’te başlayan operasyonların devamı niteliğinde. Operasyonların propoganda boyutunda TRT’den bölgede görev yapmak üzere spiker, kameraman ve fotoğrafçının da hazır bulundurulması isteniyor.
Türkiye’nin yakın tarihindeki en kanlı dönemlerden biri olarak bilinen Hendek Operasyonları ile ilgili bir belge gün yüzüne çıktı. Nordic Monitor haber sitesinin yayınladığı “gizli” belgede dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu Genelkurmay Başkanlığı’na Şırnak, Nusaybin ve Hakkari’deki “terör olaylarını” bastırmak için “her türlü imkan ve kabiliyetin” kullanılması talimatı verdiği görülüyor.
16 Şubat 2016 tarihli belge “Birlik, Huzur ve Demokrasi Operasyonları” adı verilen ve 2015 tarihinde başlayan operasyonların devamı niteliğinde. Davutoğlu’nun talimatı ile valiliklerin koordinasyonunda düzenlenmesi öngörülen faaliyete Emniyet Genel Müdürlüğü olmak üzere tüm güvenlik güçlerinin katılması öngörülüyor.
OPERASYONDA SPİKER, KAMERAMAN VE FOTOĞRAFÇI DA VAR!
Sivil kayıplarla gündeme gelen operasyonun propaganda kısmı da ihmal edilmemiş. Kamu Diploması Koordinatörlüğü tarafından stratejik iletişim ve basın-halkla ilişkiler faaliyetlerinin yürütülmesi karara bağlanmış. Ayrıca TRT’den bölgede görev yapmak üzere spiker, kameraman ve fotoğrafçının da hazır bulundurulması isteniyor.
Bölgedeki tüm havaalanlarının operasyonun emrine tahsis edildiğinin yer aldığı belgede tüm devlet kurumlarının 24 saat esasına göre çalışması, yeterli sayıda hakim ve savcının bölgeye gönderilmesi emrediliyor.
“VATANDAŞI DEVLETTEN SOĞUTMAYIN”
17 maddelik belgede, geçmiş operasyonlarda yaşanan insan hakları ihlallerine karşı uyarılarda bulunuyor. “Vatandaşları devletten soğutacak ve teröre müzahir kesimlerin istismarına yol açacak uygulamalara izin verilmemesi” vurgulanırken, “Devletin şefkatinin gösterilmesi suretiyle devletimizin her zaman vatandaşlarımızın yanında olduğunun hissettirilmesi” isteniyor.
ATEŞKES BOZULDU, HENDEK EYLEMLERİ BAŞLADI
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimlerde AKP meclis çoğunluğunu kaybetmiş, hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan Davutoğlu herhangi bir koalisyon kurmak için ciddi girişimlerde bulunmamıştı. Tekrar seçim yapılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalafete hükümeti kurma görevi vermeyerek seçim hükümeti kurulması ve yeniden seçimlere gidilmesi kararı almıştı. yeni seçimlerin tarihi olarak 1 kasım 2015 olarak belirlenmişti.
7 Haziran-1 Kasım tarihleri arasında Türkiye’nin en büyük terör eylemi olan Gar Katlamı olmak üzere onlarca eylem gerçekleşmişti. PKK’nın Ceylanpınar’da 2 polisi evinde öldürdüğü iddiası ile bir süredir devam eden ateşkes bozulmuş ve güvenlik güçleri ile PKK yeniden silahlı çatışmalara başlamıştı. Hendek eylemleri olarak bilinen ve “Özyönetim” adı altında yerleşim yerlerinin girişlerine barikatlar kuran “örgüt üyeleriyle” yerleşim alanlarında şiddetli çatışmalar yaşanmıştı. Aylar süren sokağa çıkma yasakları yaşanmıştı. Örgüt üyeleri tarafından iş makineleri dahi kullanılarak hendeklerin kazıldığının görülmesine rağmen müdahale edilmemiş olması tepkilere yol açmıştı.
“VERİN 400 VEKİLİ HUZUR İÇİNDE ÇÖZELİM”
Yaşanan şiddet olayları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Haziran seçimleri öncesi anayasa değişikliğini işaret ederek “Verin 400 vekili, bu işi huzur içinde çözelim sözleri”ni doğrulamıştı.
İki seçim arasındaki süreçte 242 sivil, 167 güvenlik görevlisi olmak üzere 862 kişi hayatını kaybetmişti. 1,5 milyondan fazla insanın hayatının etkilendiği sil toplum kuruluşlarının raporlarlarına yansımıştı. Yüzbinlerce insan başka yerlere göç etmiş, onbinlerce evin kullanılmaz hale gelmesi ile şehirler ve ilçeler harabeye dönmüştü.
Yenilenen seçimlerde AKP tekrar meclis çoğuluğunu kazanarak tek başına hükümet kurmuş ancak anayasayı tek başına değiştirecek bir çoğunluğa ulaşamamıştı.
AİHM, İÇ HUKUK DEDİ
Öte yandan, Hendek operasyonlarında mağdur olanların hukuki mücadelesi ise sürüyor. Cizre’de hayatını kaybeden 137 kişiden Oran Tunç’un akrabalarının açmış olduğu dava geçtiğimiz Şubat ayında iç hukuk yolları tükenmediği gerekçesiyle AİHM tarafından ret edildi. Başvuruda görev yapan hakim ve savcıların güvenlik güçleri ile birlikte hareket ettiği ve ölümlerle ilgili herhangi bir adli soruşturmanın başlatılmadığı belirtilmişti.
“BİZ GİDERSEK BEYAZ TOROSLAR GELİR” DEMİŞTİ
Yenilenen seçimlerden önce Van mitinginde konuşma yapan Başbakan Davutoğlu eğer tekrar AKP seçilmezse bölgenin karışacağını ima etmiş ve “AK Parti iktidardan indirilirse ya bu terör çeteleri dolaşacak ya da eskiden olduğu gibi ‘Beyaz Toroslar’ dolaşacak.” demişti. 90’lı yılların faili meçhullerini ve JİTEM’in karanlık operasyonlarını hatırlatan ifadeleri tepki toplamıştı.