Karar’ın haberine göre, Davutoğlu gündeme ilişkin görüş ve önerilerini YouTube üzerinden paylaştı. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki ilişkinin ast üst olmaktan çıktığını belirten Davutoğlu, “Taksim’deki hain terör saldırısı sonrasında devlet adabına uymayan bu ilişki daha açık bir şekilde ortaya çıktı.” dedi. Soylu’nun fiili başbakan konumu kazanma peşinde olduğunu iddia eden Davutoğlu, “İçişleri Bakanı önce kendisini MİT Başkanı yerine koyup dış istihbarat ile de yetkili görerek terörün arkasındaki dış odaklarla ilgili bir iddiayı sokakta kamuoyu ile paylaştı. Sonra Dışişleri Bakanı görevini de üstlenip kendisi dışişleri bakanıymış gibi ABD’yi itham etti ve nihayet Cumhurbaşkanı rolünü de çalıp taziyelerini kabul etmeyeceğini cümle aleme duyurdu.” ifadelerini kullandı. Konuşmasında Erdoğan’a tavsiyede bulunan Davutoğlu, “Erdoğan devlet mimarisinde gerçekten liderlik gösterecekse ve bir güven ilişkisi kuracaksa Soylu kamburundan ve Bahçeli vesayetinden kendisini kurtarmalıdır” diye konuştu.
Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“CUMHURBAŞKANI İLE İÇİŞLERİ BAKANI ARASINDAKİ İLİŞKİ AST ÜST OLMAKTAN ÇIKTI”
“Son dönemde Cumhurbaşkanı ile İçişleri Bakanı arasındaki ilişki ast üst olmaktan çoktan çıktı. Taksim’deki hain terör saldırısı sonrasında devlet adabına uymayan bu ilişki daha açık bir şekilde ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı’nı istiskar edercesine doğrudan validen bilgi aldığını söylüyor. İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı 2 gün sonra Amerikan Başkanı’yla görüşeceğini bile bile terör saldırısının faili olarak Amerika’yı göstererek Cumhurbaşkanı’nın görüşmedeki diplomatik alanını daraltıyor.
“SOYLU BAŞBAKAN KONUMU KAZANMA PEŞİNDE”
Bugün İçişleri Bakanı Soylu’nun görev alanının başladığı ve bittiği yerde kime karşı sorumlu olduğu belirsizdir. Soylu daha önce damat Bakan Berat Albayrak’ın heveslendiği gibi fiili başbakan konumu kazanma peşinde. Terör saldırısıyla ilgili gerçekten bir dış bağlantı söz konusu ise devlet geleneğine sahip ve demokratik hukuk işleyişine uygun bir yönetimin işleyiş biçimi açıktır.
İçişleri Bakanı önce kendisini MİT Başkanı yerine koyup dış istihbarat ile de yetkili görerek terörün arkasındaki dış odaklarla ilgili bir iddiayı sokakta kamuoyu ile paylaştı. Sonra Dışişleri Bakanı görevini de üstlenip kendisi dışişleri bakanıymış gibi ABD’yi itham etti ve nihayet Cumhurbaşkanı rolünü de çalıp taziyelerini kabul etmeyeceğini cümle aleme duyurdu. Peki Dışişleri Bakanı’nın attığı bir adım oldu mu? Hayır. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı üst düzey bir toplantısı oldu mu? Hayır. Bu konuda İçişleri Bakanı’na destek kimden geldi? Devlet mimarisinde hiçbir görevi olmayan Bahçeli, Cumhurbaşkanı’nın Biden ile görüşme süreci içinde bir eş cumhurbaşkanı edasıyla ABD’yi en ağır ifadelerle suçladı. Cumhurbaşkanı; İçişleri Başkanı ve Bahçeli’nin açıklamaları yokmuş gibi ve hiçbir şey olmamış gibi Biden’la poz verip taziye kabul etti. Sanki Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2 ayrı hiyerarşi ile yönetiliyor.
“ERDOĞAN, SOYLU KAMBURUNDAN VE BAHÇELİ VESAYETİNDEN KENDİSİNİ KURTARMALI”
İçişleri Bakanı elinde bilgi ve belge olmadan her zaman olduğu gibi show yaparak kendisi hakkındaki iddiaları örtmeye çalışmışsa ve vazifesini ihmal ve Türkiye Cumhuriyeti’nin dış ilişkilerine zarar vermesi söz konusu olmuşsa derhal görevden alınmalıdır. Hiçbir sorumluluk sahibi olmadan devlet adına açıklama yapma hakkını kendinde gören Bahçeli de derhal cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanmalı ve Türkiye Cumhuriyeti üzerindeki sorumsuz ama yetkili Bahçeli görüntüsü ortadan kaldırılmalıdır. Erdoğan devlet mimarisinde gerçekten liderlik gösterecekse ve bir güven ilişkisi kuracaksa Soylu kamburundan ve Bahçeli vesayetinden kendisini kurtarmalıdır. “