Ülkü Ocakları’nın eski başkanı Sinan Ateş cinayeti davasında yargılanan isimler arasında olan avukat Serdar Öktem, İstanbul’daki silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Peki Serdar Öktem neden Sinan Ateş cinayetinin kilit isimlerinden biriydi? Cinayet davasından nasıl tahliye edildi?
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili cinayet davasının sanıklarından Avukat Serdar Öktem, İstanbul’da aracında uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.
“Sinan Ateş’i tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan yargılanan Öktem, cinayetin kilit isimlerinden biri olarak görülüyordu. Hatta Serdar Öktem’le ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 25 Ağustos’ta gönderdiği yazıda, Öktem’e yönelik “Daltonlar Suç Örgütü” tarafından eylem planlandığı yönünde istihbarat bulunduğu uyarısı yapıldığı da ortaya çıktı.
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş de hüküm giyen ya da kovuşturması devam eden şahıslardan özellikle Doğukan Çep, Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem’in can güvenliğinin sağlanması gerektiğini mahkeme heyetine ilettiğini söyledi.
Peki neden Sinan Ateş davasının önemli sanıklarından biriydi? Sinan Ateş cinayetinin tetikçileri ile nasıl bir bağlantısı vardı?
Serdar Öktem’in Sinan Ateş tetikçileriyle bağlantısı
Öktem, soruşturmanın tutuklu üç şüphelisinin geçmişte avukatlığını yapıyordu. Bunlar tetikçi Eray Özyağcı, Özyağcı’nın Ankara’ya getirilmesini organize eden Dodo lakaplı Doğukan Çep ile MHP İstanbul İl yöneticisi Ufuk Köktürk’tü. Savcılık, bu nedenle Özyağcı ve Çep’in Sinan Ateş cinayeti için kullanılmasında Serdar Öktem’in rolü olabileceği üzerinde duruyordu.
Ancak cinayet davasının sanıklarından Tolgahan Demirbaş ve Emre Yüksel ile İstanbul’daki tetikçi grubu arasındaki bağlantıyı sağlamakla suçlanan Serdar Öktem, gözaltına alındığında telefonunun şifresini savcılığa vermekten kaçındı ve bu da aslında şüpheleri daha fazla üzerine çekmesine neden oldu.
Serdar Öktem, savcılık ifadesinde telefon baz kayıtlarının sorulması üzerine “Geçirdiğim ağır Covid sonrası unutkanlık yaşadığım için hatırlamakta güçlük çekiyorum” şeklindeki ifade verdi, telefonunun şifresini de hatırlamadığını söyledi.
Duruşmalarda da Mahkeme Başkanı ile Öktem arasında, henüz incelemesi yapılamayan cep telefonunun şifresiyle ilgili diyaloglar yaşandı. Mahkeme başkanının, telefonunun şifresini hatırlayıp hatırlamadığını sorduğu Öktem, yine şifreyi hatırlamadığını tekrarlayarak “Şifreyi Avukatlık Kanunu 36’ncı madde kapsamında da vermezdim” dedi.
Bir süre tutuklu yargılanan Öktem, duruşmalardaki savunmasında, olayla bağlantısı olmadığını, olaya karışan kişilerin kendisinin müvekkili olduğunu ve aralarında müvekkil-avukat ilişkisi dışında herhangi bir ilişki bulunmadığını anlattı.
Ancak Serdar Öktem’le ilgili şüphe uyandıran tek detay, telefon şifresini vermekten kaçınması değildi.
Sinan Ateş’in PTS’ye takılan aracı dosyaya girdi
Savcılık ayrıca Sinan Ateş tetikçisinin kaçırılması sürecinde Plaka Tanıma Sistemi’ne (PTS) ilişkin kayıtları izlemiş ve bu görüntülerde tetikçiye eskortluk yapan bir araçtan şüphelenmişti. Ve kamera görüntülerini inceleyen savcılık, bu araçtaki kişinin de Serdar Öktem olduğunu belirlemişti.
Serdar Öktem’in kullandığı araçla tetikçinin bırakıldığı Bolu’da MHP Milletvekili İsmail Akgül’ün babasına ait araç peş peşe kameralara takıldı.
Ve Öktem’in Bolu’da gittiği tespit edilen Karacaağaç Yaylası’nda yine MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül’ün babası Mehmet Akgül’ün evi bulunuyordu. Soruşturma kapsamında cinayetten yaklaşık bir ay sonra 26 Ocak 2023 tarihinde bu evde polisler arama yaptı. Aynı zamanda İsmail Akgül’ün babasına ait bu arabada da parmak izi incelemesi yapıldı. İncelemede, Akgül’ün parmak izi tespit edildi.
Ancak tetikçinin bu evde kaldığına ve bu araçta taşındığına ilişkin bir delile ulaşılamadı.
Öktem, savcılıkta yer verilen ifadesinde Sinan Ateş’le bağlantılı olarak “Maktulü şahsen tanımam, ismen tanırım. Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı olduğunu bilirim. Ancak kendisine karşı herhangi bir husumetim veya düşmanlığım yoktur. Kendisi ile yan yana bile gelmedim. Sinan Ateş döneminde Ülkü Ocaklarında bir görevim yoktu” dedi.
Tahliye edildi, telefon şifreleri ABD’den istendi
Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davada karar, 2 Ekim 2024’te açıklandı.
Mahkeme sanıklar Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal hakkında, “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım”, Aykal hakkında ayrıca “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak” suçundan açılan dava dosyasının ayrılmasına karar verdi.
Buna gerekçe olarak, sanıkların cep telefonlarının incelenebilmesi için ABD’ye yazı yazılarak telefon şifrelerinin istenmesi gösterildi.
Mahkeme kararla birlikte 2 Ekim 2024’te Öktem’in adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. Öktem’in tutukluluğuna yapılan itiraz da reddedildi.
Tahliye karşılığında Yargıtay üyeliği vaadi iddiası
DW Türkçe’nin derlediği habere göre, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturma uzun sürmüş ve dosya çok kez el değiştirmişti. Hatta soruşturma iddianame yazım aşamasına gelmişken bir savcı kriziyle karşı karşıya kaldı. Eski soruşturma savcısıAyhan Ay, sürpriz bir şekilde 2 ay sağlık raporu alarak izne çıktı. Dosya ise Başsavcı Vekili Ahmet Altun’a devrildi. Bu sırada dosyanın kritik şüphelilerinden MHP’li avukat Serdar Öktem’in tahliye talebinde bulunması dikkat çekti.
Ahmet Altun’un soruşturmaya koordinatör olarak atanmasının ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ile Ankara’da görüştüğü ortaya çıkmıştı. Bu görüşmede Yönter’in Altun’a “Yargıtay üyeliği karşılığında Serdar Öktem’in tahliyesini istediği” iddia edilmişti. Yönter bu iddiayı yalanlamış ancak Ahmet Altun sessiz kalmıştı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Ayhan Ay ise iki aylık izni sonrası görevine döndüğünde ise Sinan Ateş dosyası elinden alınarak tamemen Ahmet Altun’a devredildi.
Altun’un koordinatörlüğünde hazırlanan iddianamede ise Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın arasında bulunduğu 17 tutuksuz şüpheli yer almadı. Toplam 22 tutuklu şüphelinin bulunduğu iddianamede, cinayette Ülkü Ocakları yöneticilerinin rolüne değinilmedi.
Ayhan Ay’dan önce de soruşturmanın kritik bir aşamaya geldiği sırada Temmuz 2023’te dosya, izne çıkan Cumhuriyet Savcısı Durdu Özer ve diğer savcılardan alınarak yine Başsavcı Vekili Ahmet Altun’a devredilmişti.
Serdar Öktem ile ilgili son gelişme geçen hafta yaşandı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmeden önce hakkındaki bazı bilgileri temin etmek suçlamasıyla yargılanan, aralarında eski Ülkü Ocakları yöneticilerinin de olduğu dava ile Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinde Ateş’in öldürülmesine ilişkin Serdar Öktem ile eski Cinayet Büro Amiri’nin yargılandığı davanın birleştirilmesine karar verdi.