Danıştay, irtibat ve iltisak kavramlarıyla ihraçları da yakından ilgilendiren çok önemli bir karara imza attığı ortaya çıktı. Karara göre; Güncel yargılamalarda dava konusu fiillerin, işlendiği tarihte yürürlükte olmayan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/(E)-(l) bendi ile cezalandırılması mümkün değil.
Uluslararası Ceza Hukukçusu Dr. Gökhan Güneş sosyal medya hesabından, Danıştay 12. Dairesinin 20/12/2021 tarihinde irtibat ve iltisak ihraçlarını yakından ilgilendiren önemli bir kararı olduğunu duyurdu.
Dr. Güneş’in paylaşımı söyle;
Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir
–Kararda, isnat olunan “eylem tarihi itibariyle yürürlükte olmayan” mevzuat hükmünün, “soruşturma ve ceza tarihinde yürürlükte olsa dahi” uygulanması mümkün olmadığına ilişkin yapılan tespit, “irtibat ve iltisak” garabetinin de hukuka aykırı olduğunu göstermektedir.
–Zira, irtibat ve iltisak kavramları daha önce Türk hukuk sisteminde bulunmadığı halde ilk defa 23/7/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 667 sayılı KHK ile ihdas edilmiş ve bu kavramlara dayalı olarak yüz binden fazla kamu görevlisi ihraç edilmiştir.
–Karar gereğince, isnat edilen eylem tarihleri itibariyle yürürlükte olmayan irtibat ve iltisak kavramlarına dayalı olarak işlem tarihinde yürürlükte olsa dahi bu kavramlarla yapılan ihraçların tamamı hukuka aykırıdır.
–Ayrıca karardaki idare mahkemelerinin, idarenin yerine geçerek idari işlem niteliği mahiyetinde işlem tesis edemeyeceği ve sebep ikamesi yapamayacağı vurgusu da çok önemlidir. Bu husus, ihraç tarihinde olmadığı halde sonradan dosyalara sunulan isnatların ve evrakların idare mahkemelerince davanın reddine gerekçe gösterilmesinin de hukuki olmadığını göstermektedir.
–Sonuç olarak; 12. Dairenin, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarına uygun olarak verdiği bu karar, irtibat ve iltisak isnadına ilişkin güncel yargılamalarda idare mahkemeleri ve Danıştay 5. Dairesinin verdikleri kararların hukuka aykırı olduğunu ortaya koymuştur. Güncel yargılamalar kapsamında verilen mahkumiyet kararları gibi meslekten ihraçların tamamı da hukuka aykırıdır ve bu kararların hepsiyle ilgili de AİHM’den ihlal çıkacaktır.
–Bu nedenle, hukuki mücadeleden asla vazgeçmemeli, kesinlikle ümitsizliğe düşülmemeli ve sonuna kadar haklarımızı aramaya devam etmeliyiz.
