CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın ‘İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nde’ yaptığı açıklamalarda, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda içinde olacaklarını söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nda konuştu.
Partililere yönelik talimatlarını ileten Kılıçdaroğlu, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda olmaları gerektiğini ifade etti.
Kendisinin de yorulmayacağını söyleyen CHP lideri, ”Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
”Daha önce bize selam vermeyen insanların bize selam verdiğini görüyorum. Halk kucağını açmış samimi olarak bizi bekliyor. Uzun süredir mücadele ediyoruz. Bu mücadele hak mücadelesidir. Bu mücadele her insanın evinde huzur içinde yatması için verilen mücadeledir. Bu mücadele alın terine değer verme mücadelesidir. Bu mücadele ekmek mücadelesidir.
Çalışıyor muyum? Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar.
Bizim mahallede çalışmayacağız. Oyumuzun düşük olduğu yerlerdeki insanlarla muhattap olacağız. Ben kanaat önderleri ile toplanıyorum. O toplantıda bugüne kadar CHP’ye oy vermemiş insanlarla yapıyorum.
Erdem deseniz var, birikim deseniz var. Eksik olan strateji. Kime anlatacağımız konusunda biraz çekincelerimiz var. Oy vermiyorlarsa sorun oy vermeyende değil, istemeyende.
Afyon’a gidiyoruz seçim için. Bize hiç oy çıkmayan bir köy vardı, gittik oraya. Bir eve girdik, adam çalıştırması gereken motor nedeniyle gerekli vergiyi ödeyememiş bu nedenle kaçak çalışıyor. Köy meydanına gittik, CHP’ye yönelik tüm eleştirileri söylediler. Her türlü eleştiri geldi. Hepsinin sabırla cevabını verdim. O köyde iki oy çıktı. Seçimden sonra o köyden 8 kişi geldi partiye üye oldu.
Herkesin inancına, herkesin kimliğine saygı göstereceğimizi söylüyoruz. Halkın partisi olma yolunda büyük adımlar attığımızı söylüyoruz. Herkesin alın terini bir şekli ile görüyoruz. Bunları anlatmamız lazım ama birbirimize değil. Gidiyorum illere. Suriyeliler konusunda niye bunu söylemediniz? Ama ben bunu 3 yıldır söylüyorum. O partili beni üç yıldır dinlememiş.
Madem bir yemekteyiz, eksikliklerimi görmek zorundayız. İktidar bizi bekliyor. Ama iktidara hazırlıklı olmalıyız. Bu kez illere gittiğinizde doğrudan ister kahveye gidin, ister sanayi odasına şunu söyleyin: İktidara geliyoruz ve sorunlarını söyleyin.
Biz herşeyden önce sorunları saptamak zorundayız. Hep şu söylenirdi: CHP hep eleştirir. Artık şunu tüm dünya biliyor: Var olan sorunları en sağlıklı şekilde saptayan parti CHP’dir, en sağlıklı şekilde çözecek olan da CHP’dir.
Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Eğer biz sorunu yaşayanı dinlersek; sorunu çözeriz.
Çözümlerimizi kararlılıkla anlatmalıyız. Bizi dinleyenler şunu düşünmeli: Bunlar gelecekler ve bu sorunu çözecekler.
Bu yemeğin konusu bu mu olmalıydı bilmiyorum. Ama bunları örgüte anlatmam lazım. Türkiye çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin tüm partililerin ezberlemesi lazım.
Eğer yargı yargı olmaktan çıkmışsa, yürütme organı yasamayı ve yargıyı ipotek altına almışsa ciddi bir sorun vardır o ülkede. Masum insanlar, hapishanelerde ise il başkanlarına cezalar getiriliyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım.
”GÖREVİMİZ AĞIR BİLİYORUM”
Bu ülkeye helalleşmeyi getireceğiz, bu ülkeye siyasi ahlakı getireceğiz. O zaman CHP, gerçek anlamda halkın partisi olacaktır. Görevimiz ağır, biliyorum. Önemli olan kolay işi başarmak değil, zor işi başarmak. Her birimizin üzerinde ağır yük var.
Her alanda sorun var ama her alanda da çözüm var. Umutsuz değiliz, umutsuzluk bir kitabımızda yoktur. Kısır tartışmalar, bundan vazgeçin. Buna asla izin vermeyin. Memleketin bu kadar sorunu var kısır tartışma mı olur? Sorunları çözmek konusunda gerekli iradeyi gösterirsek bütün kesimlerden destek alırız.
Belediye başkanlarımız bu süreçte güzel performan gösterdiler.
O gün görevli kişi sigara içmeyecek. Bana yemek gelmedi gidip yemek yiyeyim, o kişinin derhal partiden atılması lazım.
Sağlıklı işleyen bir demokrasinin ortamında seçime gitmiyoruz. Baskının olduğu, yargının teslim alındığı, TBMM’nin büyük ölçüde teslim alındığı bir ortamda biz seçime gidiyoruz. Biz bu seçim sürecinde çalışmak zorundayız. Bursa’yı, büyükşehiri en rahat alabileceğimiz yerde büyükşehir belediyesi ile il başkanı arasındaki çekişme yüzünden kaybettik orayı. Bütün Bursalılara karşı mahcubiyetimiz var. Parti, bir bürokratik yapı değildir. Hepimiz eşitiz. Ben de partinin üyesiyim. Siz de. Ama partinin kendi organları, belli kişiler görev verir. ‘Sen genel başkan olacaksın’, ‘Sen belediye başkanı olacaksın’ diye görev verir. Ama ben artık burada şu makamdayım, herkes benim altımda, yok öyle bir şey. Burası halkın partisi. Kim olursa olsun, hangi düzeyde olursa olsun, elimizi uzatacağız tokalaşacağız. Siyaseti böyle yaparsak kazanırız.
Parti bir bürokratik yapı değildir arkadaşlar, hepimiz eşitiz. Partinin kendi organları kişilere görev verir.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın ‘İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nde’ yaptığı açıklamalarda, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda içinde olacaklarını söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nda konuştu.
Partililere yönelik talimatlarını ileten Kılıçdaroğlu, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda olmaları gerektiğini ifade etti.
Kendisinin de yorulmayacağını söyleyen CHP lideri, ”Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
”Daha önce bize selam vermeyen insanların bize selam verdiğini görüyorum. Halk kucağını açmış samimi olarak bizi bekliyor. Uzun süredir mücadele ediyoruz. Bu mücadele hak mücadelesidir. Bu mücadele her insanın evinde huzur içinde yatması için verilen mücadeledir. Bu mücadele alın terine değer verme mücadelesidir. Bu mücadele ekmek mücadelesidir.
Çalışıyor muyum? Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar.
Bizim mahallede çalışmayacağız. Oyumuzun düşük olduğu yerlerdeki insanlarla muhattap olacağız. Ben kanaat önderleri ile toplanıyorum. O toplantıda bugüne kadar CHP’ye oy vermemiş insanlarla yapıyorum.
Erdem deseniz var, birikim deseniz var. Eksik olan strateji. Kime anlatacağımız konusunda biraz çekincelerimiz var. Oy vermiyorlarsa sorun oy vermeyende değil, istemeyende.
Afyon’a gidiyoruz seçim için. Bize hiç oy çıkmayan bir köy vardı, gittik oraya. Bir eve girdik, adam çalıştırması gereken motor nedeniyle gerekli vergiyi ödeyememiş bu nedenle kaçak çalışıyor. Köy meydanına gittik, CHP’ye yönelik tüm eleştirileri söylediler. Her türlü eleştiri geldi. Hepsinin sabırla cevabını verdim. O köyde iki oy çıktı. Seçimden sonra o köyden 8 kişi geldi partiye üye oldu.
Herkesin inancına, herkesin kimliğine saygı göstereceğimizi söylüyoruz. Halkın partisi olma yolunda büyük adımlar attığımızı söylüyoruz. Herkesin alın terini bir şekli ile görüyoruz. Bunları anlatmamız lazım ama birbirimize değil. Gidiyorum illere. Suriyeliler konusunda niye bunu söylemediniz? Ama ben bunu 3 yıldır söylüyorum. O partili beni üç yıldır dinlememiş.
Madem bir yemekteyiz, eksikliklerimi görmek zorundayız. İktidar bizi bekliyor. Ama iktidara hazırlıklı olmalıyız. Bu kez illere gittiğinizde doğrudan ister kahveye gidin, ister sanayi odasına şunu söyleyin: İktidara geliyoruz ve sorunlarını söyleyin.
Biz herşeyden önce sorunları saptamak zorundayız. Hep şu söylenirdi: CHP hep eleştirir. Artık şunu tüm dünya biliyor: Var olan sorunları en sağlıklı şekilde saptayan parti CHP’dir, en sağlıklı şekilde çözecek olan da CHP’dir.
Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Eğer biz sorunu yaşayanı dinlersek; sorunu çözeriz.
Çözümlerimizi kararlılıkla anlatmalıyız. Bizi dinleyenler şunu düşünmeli: Bunlar gelecekler ve bu sorunu çözecekler.
Bu yemeğin konusu bu mu olmalıydı bilmiyorum. Ama bunları örgüte anlatmam lazım. Türkiye çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin tüm partililerin ezberlemesi lazım.
Eğer yargı yargı olmaktan çıkmışsa, yürütme organı yasamayı ve yargıyı ipotek altına almışsa ciddi bir sorun vardır o ülkede. Masum insanlar, hapishanelerde ise il başkanlarına cezalar getiriliyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım.
”GÖREVİMİZ AĞIR BİLİYORUM”
Bu ülkeye helalleşmeyi getireceğiz, bu ülkeye siyasi ahlakı getireceğiz. O zaman CHP, gerçek anlamda halkın partisi olacaktır. Görevimiz ağır, biliyorum. Önemli olan kolay işi başarmak değil, zor işi başarmak. Her birimizin üzerinde ağır yük var.
Her alanda sorun var ama her alanda da çözüm var. Umutsuz değiliz, umutsuzluk bir kitabımızda yoktur. Kısır tartışmalar, bundan vazgeçin. Buna asla izin vermeyin. Memleketin bu kadar sorunu var kısır tartışma mı olur? Sorunları çözmek konusunda gerekli iradeyi gösterirsek bütün kesimlerden destek alırız.
Belediye başkanlarımız bu süreçte güzel performan gösterdiler.
O gün görevli kişi sigara içmeyecek. Bana yemek gelmedi gidip yemek yiyeyim, o kişinin derhal partiden atılması lazım.
Sağlıklı işleyen bir demokrasinin ortamında seçime gitmiyoruz. Baskının olduğu, yargının teslim alındığı, TBMM’nin büyük ölçüde teslim alındığı bir ortamda biz seçime gidiyoruz. Biz bu seçim sürecinde çalışmak zorundayız. Bursa’yı, büyükşehiri en rahat alabileceğimiz yerde büyükşehir belediyesi ile il başkanı arasındaki çekişme yüzünden kaybettik orayı. Bütün Bursalılara karşı mahcubiyetimiz var. Parti, bir bürokratik yapı değildir. Hepimiz eşitiz. Ben de partinin üyesiyim. Siz de. Ama partinin kendi organları, belli kişiler görev verir. ‘Sen genel başkan olacaksın’, ‘Sen belediye başkanı olacaksın’ diye görev verir. Ama ben artık burada şu makamdayım, herkes benim altımda, yok öyle bir şey. Burası halkın partisi. Kim olursa olsun, hangi düzeyde olursa olsun, elimizi uzatacağız tokalaşacağız. Siyaseti böyle yaparsak kazanırız.
Parti bir bürokratik yapı değildir arkadaşlar, hepimiz eşitiz. Partinin kendi organları kişilere görev verir.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın ‘İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nde’ yaptığı açıklamalarda, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda içinde olacaklarını söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nda konuştu.
Partililere yönelik talimatlarını ileten Kılıçdaroğlu, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda olmaları gerektiğini ifade etti.
Kendisinin de yorulmayacağını söyleyen CHP lideri, ”Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
”Daha önce bize selam vermeyen insanların bize selam verdiğini görüyorum. Halk kucağını açmış samimi olarak bizi bekliyor. Uzun süredir mücadele ediyoruz. Bu mücadele hak mücadelesidir. Bu mücadele her insanın evinde huzur içinde yatması için verilen mücadeledir. Bu mücadele alın terine değer verme mücadelesidir. Bu mücadele ekmek mücadelesidir.
Çalışıyor muyum? Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar.
Bizim mahallede çalışmayacağız. Oyumuzun düşük olduğu yerlerdeki insanlarla muhattap olacağız. Ben kanaat önderleri ile toplanıyorum. O toplantıda bugüne kadar CHP’ye oy vermemiş insanlarla yapıyorum.
Erdem deseniz var, birikim deseniz var. Eksik olan strateji. Kime anlatacağımız konusunda biraz çekincelerimiz var. Oy vermiyorlarsa sorun oy vermeyende değil, istemeyende.
Afyon’a gidiyoruz seçim için. Bize hiç oy çıkmayan bir köy vardı, gittik oraya. Bir eve girdik, adam çalıştırması gereken motor nedeniyle gerekli vergiyi ödeyememiş bu nedenle kaçak çalışıyor. Köy meydanına gittik, CHP’ye yönelik tüm eleştirileri söylediler. Her türlü eleştiri geldi. Hepsinin sabırla cevabını verdim. O köyde iki oy çıktı. Seçimden sonra o köyden 8 kişi geldi partiye üye oldu.
Herkesin inancına, herkesin kimliğine saygı göstereceğimizi söylüyoruz. Halkın partisi olma yolunda büyük adımlar attığımızı söylüyoruz. Herkesin alın terini bir şekli ile görüyoruz. Bunları anlatmamız lazım ama birbirimize değil. Gidiyorum illere. Suriyeliler konusunda niye bunu söylemediniz? Ama ben bunu 3 yıldır söylüyorum. O partili beni üç yıldır dinlememiş.
Madem bir yemekteyiz, eksikliklerimi görmek zorundayız. İktidar bizi bekliyor. Ama iktidara hazırlıklı olmalıyız. Bu kez illere gittiğinizde doğrudan ister kahveye gidin, ister sanayi odasına şunu söyleyin: İktidara geliyoruz ve sorunlarını söyleyin.
Biz herşeyden önce sorunları saptamak zorundayız. Hep şu söylenirdi: CHP hep eleştirir. Artık şunu tüm dünya biliyor: Var olan sorunları en sağlıklı şekilde saptayan parti CHP’dir, en sağlıklı şekilde çözecek olan da CHP’dir.
Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Eğer biz sorunu yaşayanı dinlersek; sorunu çözeriz.
Çözümlerimizi kararlılıkla anlatmalıyız. Bizi dinleyenler şunu düşünmeli: Bunlar gelecekler ve bu sorunu çözecekler.
Bu yemeğin konusu bu mu olmalıydı bilmiyorum. Ama bunları örgüte anlatmam lazım. Türkiye çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin tüm partililerin ezberlemesi lazım.
Eğer yargı yargı olmaktan çıkmışsa, yürütme organı yasamayı ve yargıyı ipotek altına almışsa ciddi bir sorun vardır o ülkede. Masum insanlar, hapishanelerde ise il başkanlarına cezalar getiriliyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım.
”GÖREVİMİZ AĞIR BİLİYORUM”
Bu ülkeye helalleşmeyi getireceğiz, bu ülkeye siyasi ahlakı getireceğiz. O zaman CHP, gerçek anlamda halkın partisi olacaktır. Görevimiz ağır, biliyorum. Önemli olan kolay işi başarmak değil, zor işi başarmak. Her birimizin üzerinde ağır yük var.
Her alanda sorun var ama her alanda da çözüm var. Umutsuz değiliz, umutsuzluk bir kitabımızda yoktur. Kısır tartışmalar, bundan vazgeçin. Buna asla izin vermeyin. Memleketin bu kadar sorunu var kısır tartışma mı olur? Sorunları çözmek konusunda gerekli iradeyi gösterirsek bütün kesimlerden destek alırız.
Belediye başkanlarımız bu süreçte güzel performan gösterdiler.
O gün görevli kişi sigara içmeyecek. Bana yemek gelmedi gidip yemek yiyeyim, o kişinin derhal partiden atılması lazım.
Sağlıklı işleyen bir demokrasinin ortamında seçime gitmiyoruz. Baskının olduğu, yargının teslim alındığı, TBMM’nin büyük ölçüde teslim alındığı bir ortamda biz seçime gidiyoruz. Biz bu seçim sürecinde çalışmak zorundayız. Bursa’yı, büyükşehiri en rahat alabileceğimiz yerde büyükşehir belediyesi ile il başkanı arasındaki çekişme yüzünden kaybettik orayı. Bütün Bursalılara karşı mahcubiyetimiz var. Parti, bir bürokratik yapı değildir. Hepimiz eşitiz. Ben de partinin üyesiyim. Siz de. Ama partinin kendi organları, belli kişiler görev verir. ‘Sen genel başkan olacaksın’, ‘Sen belediye başkanı olacaksın’ diye görev verir. Ama ben artık burada şu makamdayım, herkes benim altımda, yok öyle bir şey. Burası halkın partisi. Kim olursa olsun, hangi düzeyde olursa olsun, elimizi uzatacağız tokalaşacağız. Siyaseti böyle yaparsak kazanırız.
Parti bir bürokratik yapı değildir arkadaşlar, hepimiz eşitiz. Partinin kendi organları kişilere görev verir.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın ‘İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nde’ yaptığı açıklamalarda, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda içinde olacaklarını söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara İl Başkanlığı’nın İktidar Yolunda Dayanışma Yemeği’nda konuştu.
Partililere yönelik talimatlarını ileten Kılıçdaroğlu, seçimlere kadar yoğun bir çalışma temposunda olmaları gerektiğini ifade etti.
Kendisinin de yorulmayacağını söyleyen CHP lideri, ”Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
”Daha önce bize selam vermeyen insanların bize selam verdiğini görüyorum. Halk kucağını açmış samimi olarak bizi bekliyor. Uzun süredir mücadele ediyoruz. Bu mücadele hak mücadelesidir. Bu mücadele her insanın evinde huzur içinde yatması için verilen mücadeledir. Bu mücadele alın terine değer verme mücadelesidir. Bu mücadele ekmek mücadelesidir.
Çalışıyor muyum? Eksiklerim olabilir, yanlışım olabilir. Ama herkesin şunu bilmesini isterim: Yorulmak bana haramdır, yorulmayacağım iktidara gelene kadar.
Bizim mahallede çalışmayacağız. Oyumuzun düşük olduğu yerlerdeki insanlarla muhattap olacağız. Ben kanaat önderleri ile toplanıyorum. O toplantıda bugüne kadar CHP’ye oy vermemiş insanlarla yapıyorum.
Erdem deseniz var, birikim deseniz var. Eksik olan strateji. Kime anlatacağımız konusunda biraz çekincelerimiz var. Oy vermiyorlarsa sorun oy vermeyende değil, istemeyende.
Afyon’a gidiyoruz seçim için. Bize hiç oy çıkmayan bir köy vardı, gittik oraya. Bir eve girdik, adam çalıştırması gereken motor nedeniyle gerekli vergiyi ödeyememiş bu nedenle kaçak çalışıyor. Köy meydanına gittik, CHP’ye yönelik tüm eleştirileri söylediler. Her türlü eleştiri geldi. Hepsinin sabırla cevabını verdim. O köyde iki oy çıktı. Seçimden sonra o köyden 8 kişi geldi partiye üye oldu.
Herkesin inancına, herkesin kimliğine saygı göstereceğimizi söylüyoruz. Halkın partisi olma yolunda büyük adımlar attığımızı söylüyoruz. Herkesin alın terini bir şekli ile görüyoruz. Bunları anlatmamız lazım ama birbirimize değil. Gidiyorum illere. Suriyeliler konusunda niye bunu söylemediniz? Ama ben bunu 3 yıldır söylüyorum. O partili beni üç yıldır dinlememiş.
Madem bir yemekteyiz, eksikliklerimi görmek zorundayız. İktidar bizi bekliyor. Ama iktidara hazırlıklı olmalıyız. Bu kez illere gittiğinizde doğrudan ister kahveye gidin, ister sanayi odasına şunu söyleyin: İktidara geliyoruz ve sorunlarını söyleyin.
Biz herşeyden önce sorunları saptamak zorundayız. Hep şu söylenirdi: CHP hep eleştirir. Artık şunu tüm dünya biliyor: Var olan sorunları en sağlıklı şekilde saptayan parti CHP’dir, en sağlıklı şekilde çözecek olan da CHP’dir.
Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Eğer biz sorunu yaşayanı dinlersek; sorunu çözeriz.
Çözümlerimizi kararlılıkla anlatmalıyız. Bizi dinleyenler şunu düşünmeli: Bunlar gelecekler ve bu sorunu çözecekler.
Bu yemeğin konusu bu mu olmalıydı bilmiyorum. Ama bunları örgüte anlatmam lazım. Türkiye çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin tüm partililerin ezberlemesi lazım.
Eğer yargı yargı olmaktan çıkmışsa, yürütme organı yasamayı ve yargıyı ipotek altına almışsa ciddi bir sorun vardır o ülkede. Masum insanlar, hapishanelerde ise il başkanlarına cezalar getiriliyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım.
”GÖREVİMİZ AĞIR BİLİYORUM”
Bu ülkeye helalleşmeyi getireceğiz, bu ülkeye siyasi ahlakı getireceğiz. O zaman CHP, gerçek anlamda halkın partisi olacaktır. Görevimiz ağır, biliyorum. Önemli olan kolay işi başarmak değil, zor işi başarmak. Her birimizin üzerinde ağır yük var.
Her alanda sorun var ama her alanda da çözüm var. Umutsuz değiliz, umutsuzluk bir kitabımızda yoktur. Kısır tartışmalar, bundan vazgeçin. Buna asla izin vermeyin. Memleketin bu kadar sorunu var kısır tartışma mı olur? Sorunları çözmek konusunda gerekli iradeyi gösterirsek bütün kesimlerden destek alırız.
Belediye başkanlarımız bu süreçte güzel performan gösterdiler.
O gün görevli kişi sigara içmeyecek. Bana yemek gelmedi gidip yemek yiyeyim, o kişinin derhal partiden atılması lazım.
Sağlıklı işleyen bir demokrasinin ortamında seçime gitmiyoruz. Baskının olduğu, yargının teslim alındığı, TBMM’nin büyük ölçüde teslim alındığı bir ortamda biz seçime gidiyoruz. Biz bu seçim sürecinde çalışmak zorundayız. Bursa’yı, büyükşehiri en rahat alabileceğimiz yerde büyükşehir belediyesi ile il başkanı arasındaki çekişme yüzünden kaybettik orayı. Bütün Bursalılara karşı mahcubiyetimiz var. Parti, bir bürokratik yapı değildir. Hepimiz eşitiz. Ben de partinin üyesiyim. Siz de. Ama partinin kendi organları, belli kişiler görev verir. ‘Sen genel başkan olacaksın’, ‘Sen belediye başkanı olacaksın’ diye görev verir. Ama ben artık burada şu makamdayım, herkes benim altımda, yok öyle bir şey. Burası halkın partisi. Kim olursa olsun, hangi düzeyde olursa olsun, elimizi uzatacağız tokalaşacağız. Siyaseti böyle yaparsak kazanırız.
Parti bir bürokratik yapı değildir arkadaşlar, hepimiz eşitiz. Partinin kendi organları kişilere görev verir.”