Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Karakaş’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliğinde “Herkesi ‘Türkiye Yüzyılı’ masalına inandırmaya çalışanlar… Cumhuriyet’i yok etmeye çalışıyorlar” dediği konuşması sosyal medyada paylaşılarak hedef gösterilmişti.
Antalya başsavcılığı da Karakaş hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlamasıyla soruşturma başlatmış ve Karakaş gözaltına alınmıştı.
Cumhuriyet‘in haberine göre Karakaş’ın 12 Ocak’ta Milli Eğitim Müdürlüğü’nün söz konusu okula gönderdiği yazıyla iş akdinin sona erdirilmesi ve maaşının kesilmesinin istendiği öğrenildi.
Karakaş’ın avukatı Ali Çelik, üç ayrı dava açtıklarını açıkladı: “Milli eğitim müdürlüğünden gelen yazı ile Karakaş’ın iş akdi tek yönlü olarak feshedildi. Kendisinin işe dönüşü ve maaş kesintisinin telafi edilmesine dair süreç ile ilgili üç ayrı dava açtık.”
Ne demişti?
Karakaş konuşmasında şunları söylemişti:
“Onun için canını vermeye hazır olanların yanında onun adını anmaktan imtina edenlerle beraber, Cumhuriyet’in bütün nimetlerinden faydalanıp onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yanda 100 yıl önce anayasaya Cumhuriyet yazdırmak için ömrünü feda edenler, bir yanda bugün onu yok etmeye çalışan, ‘Türkiye Yüzyılı’ masalına herkesi inandırmaya çalışanlar…
Peki tüm bunlar olurken sen neredesin?
Bildin mi 100 yıl önce kurulmuş Cumhuriyeti’nin değerini? Özgürlük kelimesinin anlamını kavrayabildin mi gerçekten? Kula kulluk etmediğin her gün için şükrettin mi yaradana?
Koskoca ülken Araplar için darphane, Bulgarlar için AVM, Suriyeliler için doğumhane, bizim için tımarhaneye dönüştürülmeye çalışılırken sen neredesin?
Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresi sökülürken, milli marşını kağıda bakmadan okuyamayan ya da milli marşı okunurken ayağa kalkmaya tenezzül etmeyen bir güruh, gencecik kadın sporcularını yaftalayıp millilikten söz ederken sen neredesin?
Cumhuriyet’in göz bebeği bütün fabrikaları bir bir yabancılara satılırken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı parası olan herkese çerez gibi dağıtılırken, yabancılar ülkende imtiyazlarla sefa sürerken, parası olan her şeye hüküm verirken, memurun, doktorun, işçin, öğretmenin kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görürken ve ‘en önemli geleceğim’ dediğin gençler umutsuzca ülkeden gitmenin yollarını ararken sen neredesin?”