Cumhuriyet gazetesi davası beşinci duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. 20 sanıklı davada, Cumhuriyet gazetesinden Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık ve Emre İper tutuklu bulunuyor.
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ duruşma başlarken “Eksiklerimiz var. Bilirkişi raporları istemiştim emlak raporu geldi. Talep ettiğimiz tanıkların hepsi hazır olacak. Dijital materyaller konusunda üç ayrı müzekkere yazdık ama inceleme yapılmadı. Dijital materyallerin bazılarının şifreleri bozuk, bazılarının yok denildi. Kemal Aydoğdu için yazılan müzekkereye cevap yok. Mahkememizin geldiği aşamada delil durumu budur. Bizim başka delil oluşturacak talebimiz olmayacak.”
Avukat Bahri Belen: “Başka yargılamalarda da ‘yargılamayı uzatma’ gerekçesiyle taleplerin kabul edilmediğini bildiğimiz için taleplerde bulunmadık. Ama daha sonra taleplerimizi dile getireceğiz.”
Başkan Abdurrahman Orkun Dağ: “Ayrıca bir talep yoksa hazır olan tanık Doğan Satmış’ın beyanıyla devam etmek istiyoruz” dedi. Avukatlar yeni tanık yaratılmasına itiraz etti.
Avukat Fikret İlkiz, “Burada anladığımız, demek ki tanık Mehmet Faraç size gelerek hakkında verilmiş olan zorla getirilme iptalini beyan etmiş. Çünkü tezkerenizin dışında zorla getirilme kararının neden kaldırıldığı konusunda UYAP’ta herhangi bir dilekçe, belge, başvuru göremedim” dedi.
Cumhuriyet gazetesinin avukatları, Doğan Satmış’ın tanık olarak mahkemede bulunduğu halde yazılı tanıklık sunmasına itiraz etti. Bir tanığın savunma yapamayacağını, tanığın sanık psikolojisi taşıdığını belirtti.
Doğan Satmış: Bir röportaj nedeniyle ben bu davaya tanık olarak çağrıldım. Ben birlikte çalıştığım arkadaşların F..’yle ilişkisine inanmıyorum tam tersine onlar bu yapıyla mücadele etmişti. Basında yer alan ifadeler bana ait değildir. gazetecilerin ağır cezalarda yargılanıyor olması, tutuklu yargılanıyor olması bana göre çok ağırdır.
Mahkeme Başkanı: Tanığım diye geldiniz ama mahkemeyi eleştirip gidiyorsunuz.
Avukat Bahri Belen, Doğan Satmış’a “Tanıklıktaki kişi de ‘savunmamı yapacağım’ dedi, sanık psikolojiyle geldi, hakkında da bir soruşturma var. Sanık psikolojisiyle yapacağı tanıklığın ne kadar geçerli olacağını da soruyoruz” dedi.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA YAPILDI
Duruşma öncesi yapılan basın açıklamasını DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren okudu. Açıklamada “Yarın akşam buradan dört arkadaşımızla ayrılmak istiyoruz. Ama asla bununla yetinmeyeceğiz. Tutuklu bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını, ifade özgürlüğü kapsamındaki tüm davaların da düşürülmesini istiyoruz” denildi.
“Bugün ve yarın görülecek olan duruşmalarda gazete çalışanlarının özgürlüklerine kavuşacaklarına inanıyoruz, inanmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi yeni KHK’lerde OHAL ile ilgisi olmayan düzenlemeler yapıldı. Her ikisi de adeta bir torba yasa hükmünde. İki vahim düzenleme var. Birincisi terör olaylarına müdahale eden sivillere yargı muafiyeti getirildi. Diğeri ise tek tip kıyafet uygulaması. Tek tip tulum giyme zorunluluğu getirildi. Geçmişte örneklerini gördük. Tek tip uygulaması insanlık onuruna aykırıdır.”
Adalet Nöbeti adına Mehmet Durakoğlu da “Gazeteci dostlarımızın ve meslektaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.
Cumhuriyet gazetesi davası beşinci duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. 20 sanıklı davada, Cumhuriyet gazetesinden Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık ve Emre İper tutuklu bulunuyor.
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ duruşma başlarken “Eksiklerimiz var. Bilirkişi raporları istemiştim emlak raporu geldi. Talep ettiğimiz tanıkların hepsi hazır olacak. Dijital materyaller konusunda üç ayrı müzekkere yazdık ama inceleme yapılmadı. Dijital materyallerin bazılarının şifreleri bozuk, bazılarının yok denildi. Kemal Aydoğdu için yazılan müzekkereye cevap yok. Mahkememizin geldiği aşamada delil durumu budur. Bizim başka delil oluşturacak talebimiz olmayacak.”
Avukat Bahri Belen: “Başka yargılamalarda da ‘yargılamayı uzatma’ gerekçesiyle taleplerin kabul edilmediğini bildiğimiz için taleplerde bulunmadık. Ama daha sonra taleplerimizi dile getireceğiz.”
Başkan Abdurrahman Orkun Dağ: “Ayrıca bir talep yoksa hazır olan tanık Doğan Satmış’ın beyanıyla devam etmek istiyoruz” dedi. Avukatlar yeni tanık yaratılmasına itiraz etti.
Avukat Fikret İlkiz, “Burada anladığımız, demek ki tanık Mehmet Faraç size gelerek hakkında verilmiş olan zorla getirilme iptalini beyan etmiş. Çünkü tezkerenizin dışında zorla getirilme kararının neden kaldırıldığı konusunda UYAP’ta herhangi bir dilekçe, belge, başvuru göremedim” dedi.
Cumhuriyet gazetesinin avukatları, Doğan Satmış’ın tanık olarak mahkemede bulunduğu halde yazılı tanıklık sunmasına itiraz etti. Bir tanığın savunma yapamayacağını, tanığın sanık psikolojisi taşıdığını belirtti.
Doğan Satmış: Bir röportaj nedeniyle ben bu davaya tanık olarak çağrıldım. Ben birlikte çalıştığım arkadaşların F..’yle ilişkisine inanmıyorum tam tersine onlar bu yapıyla mücadele etmişti. Basında yer alan ifadeler bana ait değildir. gazetecilerin ağır cezalarda yargılanıyor olması, tutuklu yargılanıyor olması bana göre çok ağırdır.
Mahkeme Başkanı: Tanığım diye geldiniz ama mahkemeyi eleştirip gidiyorsunuz.
Avukat Bahri Belen, Doğan Satmış’a “Tanıklıktaki kişi de ‘savunmamı yapacağım’ dedi, sanık psikolojiyle geldi, hakkında da bir soruşturma var. Sanık psikolojisiyle yapacağı tanıklığın ne kadar geçerli olacağını da soruyoruz” dedi.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA YAPILDI
Duruşma öncesi yapılan basın açıklamasını DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren okudu. Açıklamada “Yarın akşam buradan dört arkadaşımızla ayrılmak istiyoruz. Ama asla bununla yetinmeyeceğiz. Tutuklu bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını, ifade özgürlüğü kapsamındaki tüm davaların da düşürülmesini istiyoruz” denildi.
“Bugün ve yarın görülecek olan duruşmalarda gazete çalışanlarının özgürlüklerine kavuşacaklarına inanıyoruz, inanmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi yeni KHK’lerde OHAL ile ilgisi olmayan düzenlemeler yapıldı. Her ikisi de adeta bir torba yasa hükmünde. İki vahim düzenleme var. Birincisi terör olaylarına müdahale eden sivillere yargı muafiyeti getirildi. Diğeri ise tek tip kıyafet uygulaması. Tek tip tulum giyme zorunluluğu getirildi. Geçmişte örneklerini gördük. Tek tip uygulaması insanlık onuruna aykırıdır.”
Adalet Nöbeti adına Mehmet Durakoğlu da “Gazeteci dostlarımızın ve meslektaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.
Cumhuriyet gazetesi davası beşinci duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. 20 sanıklı davada, Cumhuriyet gazetesinden Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık ve Emre İper tutuklu bulunuyor.
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ duruşma başlarken “Eksiklerimiz var. Bilirkişi raporları istemiştim emlak raporu geldi. Talep ettiğimiz tanıkların hepsi hazır olacak. Dijital materyaller konusunda üç ayrı müzekkere yazdık ama inceleme yapılmadı. Dijital materyallerin bazılarının şifreleri bozuk, bazılarının yok denildi. Kemal Aydoğdu için yazılan müzekkereye cevap yok. Mahkememizin geldiği aşamada delil durumu budur. Bizim başka delil oluşturacak talebimiz olmayacak.”
Avukat Bahri Belen: “Başka yargılamalarda da ‘yargılamayı uzatma’ gerekçesiyle taleplerin kabul edilmediğini bildiğimiz için taleplerde bulunmadık. Ama daha sonra taleplerimizi dile getireceğiz.”
Başkan Abdurrahman Orkun Dağ: “Ayrıca bir talep yoksa hazır olan tanık Doğan Satmış’ın beyanıyla devam etmek istiyoruz” dedi. Avukatlar yeni tanık yaratılmasına itiraz etti.
Avukat Fikret İlkiz, “Burada anladığımız, demek ki tanık Mehmet Faraç size gelerek hakkında verilmiş olan zorla getirilme iptalini beyan etmiş. Çünkü tezkerenizin dışında zorla getirilme kararının neden kaldırıldığı konusunda UYAP’ta herhangi bir dilekçe, belge, başvuru göremedim” dedi.
Cumhuriyet gazetesinin avukatları, Doğan Satmış’ın tanık olarak mahkemede bulunduğu halde yazılı tanıklık sunmasına itiraz etti. Bir tanığın savunma yapamayacağını, tanığın sanık psikolojisi taşıdığını belirtti.
Doğan Satmış: Bir röportaj nedeniyle ben bu davaya tanık olarak çağrıldım. Ben birlikte çalıştığım arkadaşların F..’yle ilişkisine inanmıyorum tam tersine onlar bu yapıyla mücadele etmişti. Basında yer alan ifadeler bana ait değildir. gazetecilerin ağır cezalarda yargılanıyor olması, tutuklu yargılanıyor olması bana göre çok ağırdır.
Mahkeme Başkanı: Tanığım diye geldiniz ama mahkemeyi eleştirip gidiyorsunuz.
Avukat Bahri Belen, Doğan Satmış’a “Tanıklıktaki kişi de ‘savunmamı yapacağım’ dedi, sanık psikolojiyle geldi, hakkında da bir soruşturma var. Sanık psikolojisiyle yapacağı tanıklığın ne kadar geçerli olacağını da soruyoruz” dedi.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA YAPILDI
Duruşma öncesi yapılan basın açıklamasını DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren okudu. Açıklamada “Yarın akşam buradan dört arkadaşımızla ayrılmak istiyoruz. Ama asla bununla yetinmeyeceğiz. Tutuklu bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını, ifade özgürlüğü kapsamındaki tüm davaların da düşürülmesini istiyoruz” denildi.
“Bugün ve yarın görülecek olan duruşmalarda gazete çalışanlarının özgürlüklerine kavuşacaklarına inanıyoruz, inanmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi yeni KHK’lerde OHAL ile ilgisi olmayan düzenlemeler yapıldı. Her ikisi de adeta bir torba yasa hükmünde. İki vahim düzenleme var. Birincisi terör olaylarına müdahale eden sivillere yargı muafiyeti getirildi. Diğeri ise tek tip kıyafet uygulaması. Tek tip tulum giyme zorunluluğu getirildi. Geçmişte örneklerini gördük. Tek tip uygulaması insanlık onuruna aykırıdır.”
Adalet Nöbeti adına Mehmet Durakoğlu da “Gazeteci dostlarımızın ve meslektaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.
Cumhuriyet gazetesi davası beşinci duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. 20 sanıklı davada, Cumhuriyet gazetesinden Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık ve Emre İper tutuklu bulunuyor.
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ duruşma başlarken “Eksiklerimiz var. Bilirkişi raporları istemiştim emlak raporu geldi. Talep ettiğimiz tanıkların hepsi hazır olacak. Dijital materyaller konusunda üç ayrı müzekkere yazdık ama inceleme yapılmadı. Dijital materyallerin bazılarının şifreleri bozuk, bazılarının yok denildi. Kemal Aydoğdu için yazılan müzekkereye cevap yok. Mahkememizin geldiği aşamada delil durumu budur. Bizim başka delil oluşturacak talebimiz olmayacak.”
Avukat Bahri Belen: “Başka yargılamalarda da ‘yargılamayı uzatma’ gerekçesiyle taleplerin kabul edilmediğini bildiğimiz için taleplerde bulunmadık. Ama daha sonra taleplerimizi dile getireceğiz.”
Başkan Abdurrahman Orkun Dağ: “Ayrıca bir talep yoksa hazır olan tanık Doğan Satmış’ın beyanıyla devam etmek istiyoruz” dedi. Avukatlar yeni tanık yaratılmasına itiraz etti.
Avukat Fikret İlkiz, “Burada anladığımız, demek ki tanık Mehmet Faraç size gelerek hakkında verilmiş olan zorla getirilme iptalini beyan etmiş. Çünkü tezkerenizin dışında zorla getirilme kararının neden kaldırıldığı konusunda UYAP’ta herhangi bir dilekçe, belge, başvuru göremedim” dedi.
Cumhuriyet gazetesinin avukatları, Doğan Satmış’ın tanık olarak mahkemede bulunduğu halde yazılı tanıklık sunmasına itiraz etti. Bir tanığın savunma yapamayacağını, tanığın sanık psikolojisi taşıdığını belirtti.
Doğan Satmış: Bir röportaj nedeniyle ben bu davaya tanık olarak çağrıldım. Ben birlikte çalıştığım arkadaşların F..’yle ilişkisine inanmıyorum tam tersine onlar bu yapıyla mücadele etmişti. Basında yer alan ifadeler bana ait değildir. gazetecilerin ağır cezalarda yargılanıyor olması, tutuklu yargılanıyor olması bana göre çok ağırdır.
Mahkeme Başkanı: Tanığım diye geldiniz ama mahkemeyi eleştirip gidiyorsunuz.
Avukat Bahri Belen, Doğan Satmış’a “Tanıklıktaki kişi de ‘savunmamı yapacağım’ dedi, sanık psikolojiyle geldi, hakkında da bir soruşturma var. Sanık psikolojisiyle yapacağı tanıklığın ne kadar geçerli olacağını da soruyoruz” dedi.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA YAPILDI
Duruşma öncesi yapılan basın açıklamasını DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren okudu. Açıklamada “Yarın akşam buradan dört arkadaşımızla ayrılmak istiyoruz. Ama asla bununla yetinmeyeceğiz. Tutuklu bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını, ifade özgürlüğü kapsamındaki tüm davaların da düşürülmesini istiyoruz” denildi.
“Bugün ve yarın görülecek olan duruşmalarda gazete çalışanlarının özgürlüklerine kavuşacaklarına inanıyoruz, inanmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi yeni KHK’lerde OHAL ile ilgisi olmayan düzenlemeler yapıldı. Her ikisi de adeta bir torba yasa hükmünde. İki vahim düzenleme var. Birincisi terör olaylarına müdahale eden sivillere yargı muafiyeti getirildi. Diğeri ise tek tip kıyafet uygulaması. Tek tip tulum giyme zorunluluğu getirildi. Geçmişte örneklerini gördük. Tek tip uygulaması insanlık onuruna aykırıdır.”
Adalet Nöbeti adına Mehmet Durakoğlu da “Gazeteci dostlarımızın ve meslektaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.