‘15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilen kamu çalışanlarının işe iade edilip edilmeme kararını vermek üzere altı yıl önce kurulan OHAL Komisyonu’nun görev süresi 22 Ocak’ta dolacak. Faaliyet gösterdiği süre boyunca aldığı kararlar eleştiri konusu olan komisyonun şimdi de bu kararlarının uygulanma süreci tartışılıyor.
Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre, Komisyonun işe iade kararı verdiği ya da yargı kararı ile görevlerine dönme hakkını kazanan KHK’liler, ‘güvenlik soruşturması’ gerekçe gösterilerek görevlerine başlatılmıyor.
OHAL Komisyonu’nun iade kararı verdiği çok sayıda KHK’li yakın döneme kadar arşiv araştırması yapılmadan görevlerine döndü. Yaklaşık son iki aydır ise farklı kentlerdeki kurumlar, işlerine iade kararı verilenleri arşiv araştırması sonuçlanmadan işe başlatmıyor.
OHAL Komisyonu Kanunu’na göre göreve iade edilme kararı verilenlerle ilgili atama işlemlerinin otuz gün içinde kurumlar tarafından gerçekleştirilmesi gerekiyor. Fakat bu süre güvenlik soruşturması sürecinde uzuyor ve bu maddeye uyulmuyor.
Öğretmen olarak kamuda çalıştığı sırada 7 Şubat 2017 tarihinde yayımlanan KHK ile görevinden ihraç edilen öğretmen Aralık 2022 ortasında OHAL Komisyonu’nun kendisini göreve iade ettiğini öğrendi. Adının yayınlanmamasını talep eden KHK’li, göreve iade kararnamesinin altında, ‘Arşiv araştırması yapılması’ ibaresi olduğunu görünce şaşırdığını ifade ederek, “Altı yıldır hiçbir suçumuz olmadan bekledik. Bir defa daha cezalandırılıyoruz” dedi.
‘Benim direkt göreve başlamam lazım’
Sürecin uzadığını ve eş durumu tayinlerini kaçırdığını, tekrar mağdur edildiğini ifade eden Eğitim- Sen üyesi KHK’li, “Güzel bir haber aldık, işime dönüyorum diye düşünüyorsun sonra tekrar bir bekleme sürecine giriyorsun. Bir yandan da belirsiz bir süreç ve güvenlik soruşturmasının ne zaman biteceği de belli değil. Ben yeniden göreve atanmıyorum. Benim elimden altı yıl boyunca elimden alınmış bir hakkı geri aldım. Ben ilk kez memuriyete atanmıyorken neden benimle ilgili tekrardan güvenlik soruşturması yapılıyor? Benim direkt göreve başlamam lazım” ifadelerini kaydetti.
Hiçbir adli dava ya da kovuşturma yaşamadığını, hakkında hiçbir hukuki karar olmadan altı yıl beklediğini söyleyen KHK’li, yaşadıklarına dair, “İlk ihraç olduğunuzda herkese terörist olmadığınızı, darbeyle ve darbecilerle alakanızın olmadığını anlatmak zorunda kaldık. Herkese suçsuzluğumuzu kanıtlamaya çalıştık. Hep bir savunma durumundaydık. En yakınlarımız bile ‘Vardır bir bildikleri’ demeye başladı. Arkadaşlarımızın kimisi korkudan ‘geçmiş olsun’ diyemedi. İçimize kapandık, ortada emek var. Bir anda boşluğa düştüm” diye konuştu.
Mahmut Sümbül de 29 Ekim 2016’da yayımlanan KHK ile ihraç edilen Eğitim-Sen’li öğretmenlerden biri. OHAL Komisyonu’nun ret kararının ardından yargıya başvuran, istinaf mahkemesinin ‘görevine iade edilmeli’ kararının ardından görevine dönmeyi bekleyen Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül de arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması gerekçesiyle işine başlayamadı.
Yaklaşık iki aydır soruşturma sürecinin tamamlanmasını beklediğini ifade eden Sümbül, “Arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasıyla tekrar hukuksuz bir uygulamaya tabi tutuluyoruz. Bizler için büyük bir haksızlık. Haksız ve hukuksuz yere ihraç edildiğimizi biliyoruz. Hakkımızda bir soruşturma ve dava açılmadı ve hiç hak etmediğimiz şeylerle suçlandık” ifadelerini kullandı.
Birçok KHK’linin iade kararının ardından bu durumu yaşamadan kısa sürede görevlerine döndüğünü belirten Sümbül, “Ama bizim hakkımızda güvenlik soruşturması devam ediyor. Haksızlığın katlanarak arttığı bir dönem. Altı yılı aşkın zaten büyük bir haksızlıkla açlığa mahkûm edilerek bir dönem yaşadık. Örgütümüzün dostlarımızın desteğiyle hayatta kaldık ve kalmaya da devam edeceğiz. Bizim insanca yaşam, barış içinde bir Türkiye istemekten başka hiçbir suçumuz yok. Bu suçu işlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Çifte cezalandırma ile karşı karşıyayız’
Görevlerine geri dönme hakkını elde eden KHK’lilerin arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasıyla işlerine dönememesine tepki gösteren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Nejla Kurul, “Sağ popülist otoriter iktidarlar her zaman için bir kez cezalandırdıkları insanları hayat boyu cezalandırmayı sürdürmeyi tercih ederler. Hata olduğunu düşünmezler. Başlangıç kararlarını gözden geçirme, düzeltme yoktur bakış açılarında” dedi.
“Kanun Hükmünde Kararnameler ile, kurum kararlarıyla haksız ve hukuksuz bir biçimde ihraç ettikleri insanlar yedi yıl sonra yine hukuksuz bir tutumla karşı karşıya. İdari bir keyfilikle yeni bir hukuksuzlukla arkadaşlarımızı işlerine döndürmüyorlar” ifadelerini kullanan Eğitim-Sen Başkanı Kurul sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakan değişikliklerinin de bunda etkisi var. Eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ‘Biz beraat kararı almış, takipsizlik kararı almış kişileri derhal görevlerine başlatıyoruz’ diyordu. Sonraki dönemde hem geriye dönüşler azaldı hem de daha zorba diyeceğimiz bir sürece geçtik. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, bir kez cezalandırılan insanları ikinci kez bekleterek cezalandırmaya dönüşüyor. Çifte cezalandırmayla karşı karşıyayız. Mevcut iktidarın derhal arkadaşlarımızı göreve başlatmalarını talep ediyoruz.”