CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) tutukluların 31 Mart yerel seçimlerinde oy kullanmalarına kısıtlama getiren karara ilişkin şikâyette bulundu.
“Yüksek Seçim Kurulu kendi eliyle seçmen hakkını kısıtlayan bir karara imza atarak tarihe geçmiştir ve bu karardan ivedilikle dönülmelidir” diyen Tanal, YSK’nin kendisini TBMM’nin yerine koyarak yeni kanun yaptığını ve bu durumun tam anlamıyla yetki gaspı olduğuna dikkat çekti. Tanal, “AKP, haksız yere cezaevinde yatanların oyundan korkuyor” dedi.
55 bin 574 tutuklunun önemli bölümü oy kullanamayacak
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart yerel seçimlerinde tutuklularla, taksirli suçtan hükümlülerin oy kullanmasını engelleyen bir karara imza attı. YSK’nın 1133 no’lu kararı ile cezaevindeki tutuklu ve taksirli suçtan hükümlüler, ‘kayıtlı oldukları seçim çevresinde ve o seçim türlerinde’ oy kullanabilecek. Cezaevindeki 55 bin 574 tutuklunun çok büyük bölüm seçim bölgesindeki cezaevlerinde kalmadığı için oy kullanamayacak.
“YSK’nın kararı kanun niteliğindedir, bu da yetki gaspıdır”
CHP’li Tanal, YSK’nın 1133 no’lu kararının kanun niteliğinde olduğunun altını çizerek, YSK’nın yetki gaspı yaptığını ve seçme hakkını kısıtladığını kaydetti. Düzenlemeyi Yüksek Seçim Kuruluna, Kamu Denetçiliği Kurumuna ve İnsan Hakları Eşitlik Kurumuna şikâyet eden Tanal, şunları söyledi:
“Yüksek Seçim Kurulu kendi eliyle seçmen hakkını kısıtlayan bir karara imza atarak tarihe geçmiştir ve bu karardan ivedilikle dönülmelidir. YSK’nın 1133 no’lu kararı adeta kanun niteliğindedir. Anayasanın 87. Maddesi uyarınca yasa yapma görevi yasamanın yani TBMM’nin tekelindedir. YSK, kendisini TBMM’nin yerine koyarak yeni kanun yapmaktadır ve söz konusu durum tam anlamıyla yetki gaspıdır.”
“Kimse cezaevine devamlı kalmak için yerleşmiyor”
“4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 19. maddesi; “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz….” der. Cezaevi, tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin devamlı kalma niyetinde olan yerler değildir. Bu sebeple seçme haklarını kısıtlayacak bir sürekli yer değişikliği gibi bir durum söz konusu olmadığına söre oy kullanmaları kısıtlanamaz. Üstelik tam da söylenmek istenen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun kurumlarda bulunma başlıklı 22. Maddesi olan “…..veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz” maddesiyle hüküm altına alınmıştır.”
“Seçim çevresinde cezaevinin bulunmaması vatandaşın kusur değildir ve oy kullanma hakkı bu sebepten dolayı elinden alınamaz. YSK’nın bu kararı, iktidarın haksız olarak cezaevine attığı kişilerden oy alamama korkusu yaşadığı için cezaevlerinin bulunduğu ilçenin ve ilin seçim sonuçlarını etkisiz kılmayı amaçladığı yorumu akıllara gelmektedir. Bu şüphe ise kararı hukuki değil siyasi kılmaya yetmektedir. YSK’nın iş bu kararı, seçim sonuçlarını manipüle etmeye yönelik bir karardır. “
“Hem oy kullanmayana para cezası veriyorsun hem oy kullandırmıyorsun”
“298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümlerı̇ Ve Seçmen Kütüklerı̇ Hakkında Kanunun, Sandık düzeni ve oy verme ile ilişkin suçlar başlıklı 158. maddesi “Sandık başında bu Kanuna göre oy verme yönünden kendisine yükletilmiş̧ olan ödevleri ihtara rağmen yapmayan seçmenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir” der. Oy kullanmayan vatandaşa para cezası kesilmesi anayasaca güvence altına alınmış iken vatandaşın oy kullanma hakkının gasp edilmesi anayasaya da aykırılık teşkil etmektedir. Vatandaşa oy kullandırmayan YSK, 1133 No’lu kararıyla; oy kullanmayan vatandaştan para cezası öngören anayasamız ile de çelişmektedir. Anayasa 11. madde (Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü) YSK’yı da bağlamaktadır.”