Eski CHP grup başkan vekili Akif Hamzaçebi, CHP kurultayında şaibe iddiasının olmadığını duyurdu.
Bursa’da bir CHP’li, kurultayda şaibe iddiasıyla başsavcılığa gitmiş, başsavcılık yetkisizlik kararı vermişti. Dosya bunun üzerine Ankara başsavcılığına gönderilmişti. Başsavcılık da inceleme başlatmıştı, eski CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Hamzaçebi’yi ‘tanık’ sıfatıyla ifadeye çağırmıştı.
Çebi X’ten ‘Gerçek dışı yorumlara cevabımdır’ başlıklı bir açıklama yaptı ve ‘şaibe iddiasının olmadığını’ duyurdu:
Benim, bizim kurultayımızla ilgili şaibe vs gibi herhangi bir iddiam yok. Böyle bir bilgiye de sahip değilim. Bir imada da bulunmadım. Tanık da değilim. Önceki açıklamama bakılırsa bu görülecektir.
Benim dediğim şudur. Sayın Erdoğan, sayın Özgür Özel’in CHP genel başkanı seçildiği kurultayla ilgili olarak benim saydığım dördüncü keredir şaibe iddiasında bulunuyor. Erdoğan’ın her dediğine cevap vermek onun gündeminin peşine takılmaktır. Bunu ben de doğru bulmam. Ancak sürekli olarak delegelerimizin iradesine gölge düşürmeyi amaçlayan bu ifadelere sert bir karşılık verip konuyu kapatmak lazımken bu yapılmıyor. Erdoğan’ın bugüne kadar partimizle ilgili ettiği ağır sözler, hakaretler en sert şekilde karşılığını bulmuştu. Benim söylediğim artık süreklilik arzeden bu iddialar karşısında suskun kalınmamasıdır. Susmak benim kabullenebileceğim bir şey değildir.
Ben parti yönetiminde olsaydım suskun kalmayıp meydan okurdum. En azından şöyle bir cevap verirdim: “Sayın Erdoğan’ın kurultayımıza gölge düşürmeyi amaçlayan ifadelerini ciddiye almıyorum. Biz kurultayımızdan, delegelerimizden eminiz. O bize laf edeceğine kendi partisine baksın. Şaibe deyince akla gelen parti AK Parti’dir, CHP değil.”
Böyle bir cevap niye verilemiyor. Eleştirim böyle bir cevabın verilmeyerek Erdoğan’ın konuyu sürekli gündemde tutmasına meydan verilmesinedir.