Cengiz Çandar’ın gazeteci Hüseyin Güneş’in yönettiği ”Pandora’da Gündem” adlı sohbet odasındaki açıklamalarından bir bölümü şöyle:
‘TÜRKİYE 15 TEMMUZ’LA KARANLIK BİR HALE BÜRÜNDÜ’
“15 Temmuz büyük bir cadı avına dönüştü. Önüne gelen muhaliflere birtakım etiketler yapıştırdı. Bu yolla muhalifler susturulmak istendi. Ülke karanlığa büründü.”
‘KHK, ÜLKEDEKİ EN YAKICI SORUNLARDAN BİRİ’
“Yeni parlamentoda ilk yapacağımız işlerin başında KHK konusu GELİYOR. On binlerce KHK’lı var ve bu, 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan bir AKP-MHP rejiminin açtığı en büyük yaralardan biri. KHK’lılar işlerine iade edilmeden, onlar üzerindeki kısıtlama kaldırılmadan Türkiye’de hiçbir ilerleme sağlanamaz. Demokrasinin dersinden söz edemeyiz biz. O yüzden KHK meselesi son derece hayati ve önemli bir mesele. Hem insan hakları, hem demokrasi, hem adalet ve hukuk sorunu hepsi bir arada. Bunun idrakindeyiz. Buradaki tek zorluk, siz de farkındasınız bu KHK’lara bir f… etiketi yapıştırılıyor. Böylece KHK’lıların hakkını hukukunu savunduğunuz anda sizi birden bire f…’cü ilan ediyorlar. Ülkeye empoze edilen, empoze edilmenin de ötesinde yerleştirilen söylemle müthiş bir tabu bu.
‘Aman f… denmesin bana’ diye o konuya kimse girmiyor. O zaman KHK’dan da söz edilmiyor. Yani bu KHK, bütün o söndürülen aileler, karı koca, çoluk çocuk hepsi birlikte bunların darbeyle 15 Temmuz’la ilişkisine dair bir tek kanıt getir, o zaman ona uygulanan KHK anlaşılabilir olsun. Bu olacak bir şey değil. Bu dediğim gibi hem demokrasi sorunu, hem insan hakları sorunu, hem hukuk sorunu, hem adalet sorunu. Hepsi bir arada ve o bakımdan KHK ülkenin en yakıcı sorunlarından biri.”