Türkiye 24 Haziran’da çok önemli bir seçim yapacak. Aslında bu konuda ilk tercih 16 Nisan referandumunda ortaya konuldu. Parlamenter sistemden adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen sisteme geçiş referandumda onaylandı.
Erken seçime giden yolda ekonomideki derin sarsıntılar etkili oldu.
Alaattin Aktaş, Dünya gazetesindeki yazısında, Türkiye’nin, AKP döneminde geçen son 15 yılda ve öncesindeki 15 yılda ne kadar iç ve dış borç ödediğini yazdı.
Veriler, Hazine Müsteşarlığı tarafından oluşturulan resmi veriler…
AKP iktidarından önceki 15 yılda (1988-2002) iç borç olarak 177 milyar lirası anapara, 123 milyar lirası da faiz için olmak üzere 300 milyar lira ödeyen Türkiye, Bu dönemde ödenen dış borç ise 40 milyar lira ödedi.
Döviz karşılığı 532 milyar dolar iç borç, 95 milyar dolar da dış borç.
AKP iktidarının 15 yılında ise, iç borç olarak 1.5 trilyon lirası anapara, 643 milyar lirası faiz için olmak üzere tam 2.2 trilyon liralık ödeme yapıldı. Bu 2.2 trilyon liranın döviz karşılığı 1.3 trilyon dolara tekabül ediyor.
2003-2017 döneminde ödenen dış borç ise 175 milyar dolara ulaştı. 175 milyar dolarlık dış borç ödemesinin TL karşılığı 314 milyar.
“Neler yapılırdı neler…” diyor Aktaş ve ekliyor:
“Marmaray 5 milyar dolara, Yavuz Sultan Selim Köprüsü 3 milyar dolara, Avrasya Tüneli 1.3 milyar dolara mal oldu, üçüncü havalimanı yaklaşık 35 milyar dolara yapılıyor. Bu projelerin çoğunu cebimizden para çıkmadan yaptırıyoruz diye mutlu oluyoruz ama verdiğimiz garantiler pek sorgulanmıyor.
Ya bu son 30 yılda ödediğimiz 2.5 trilyon lira tutarındaki iç borçla yapılabilecekler? Kaç okul, kaç hastane yapardık değil mi; hasta garantisi vererek şehir hastanesi inşa ettirmemize de gerek kalmazdı.”