Arınç’tan AKP’li Şamil Tayyar’a çok sert yanıt: “Her devrin adamı ve her devrin kalıbına girme becerisini gösteren omurgasızlardan korkmam… Kalemini ve kelâmını para için satan bukalemun tiplerden olmadım.”
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, bir televizyon programında anlattığı fıkranın ardından gelen tepkiler ve AKP’li Şamil Tayyar’ın paylaşımları üzerine açıklama yaptı.
Konya’da yerel yayın yapan Kanal 42’deki bir programa katılan Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaşadığı diyalogları anlatması istenince, “Beni kodese mi tıkacaksınız?” diyerek bir fıkra anlatmıştı. AK Partili Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından Arınç’a, “Muhtereme diyorum ki; liderine güvenmiyorsan, konuşunca kodese tıkacağını düşünüyorsan AK Parti’de niye duruyor?” ifadeleriyle tepki göstermişti.
TBMM yazılı antetli kağıda yazdığı açıklamasında, Sezai Karakoç’un, “Anlamak masraflı iştir; emek, gayret samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa. Biraz kötü niyet biraz da cahillik yeter” ifadelerine atıf yapan Arınç, “Birileri tarafından maaşa bağlanan siyasetçi tiplerden olmadığım gibi kalemini ve kelâmını para için satan bukalemun tiplerden de olmadım” dedi.
‘SORULARIN ÖNÜNE KARADENİZ FIKRASI İLE GEÇTİM’
Yaptığı açıklamaların kasıtlı olarak”çarpıtıldığını ileri süren Arınç, sözlerine ilişkin olarak Twitter’daki paylaşımında şunları söyledi:
Son birkaç yıldır çeşitli vesileler ile yaptığım açıklamaların ardından beyanatlarımın kasıtlı olarak çarpıtılması ve ardından cümlelerime açıklık getirme ihtiyacı hissetmek can sıkıcı bir hal almaya başladı. Geçtiğimiz Pazar günü Kanal 42 ekranlarında merhum Oğuzhan Asiltürk’ü ve Milli Görüş’ün önemli figürlerini yad etmek üzere Yaşayan Hafiza isimli programa katıldım. Program öncesinde çerçevesini belirlediğimiz gündeme olan hassasiyetim ve saygımdan dolayı moderatörün program gündeminin dışına çıkabileceğimiz sorular sormasının önüne bir Karadeniz fıkrası ile geçtim; ardından da karşılıklı gülüşerek programı kapattık.
‘VİCDAN SAHİBİ OLARAK BİLİNMEK BENİM İÇİN YETERLİDİR’
Fıkradaki mizah unsurunu çarpıtarak benim güncel siyaset hakkında konuşmaktan imtina ettiğimi düşünen bazıları beni korkaklıkla suçlamışlar. Çeşitli mecralarda yaptığım siyasi yorum, eleştiri hatta en doğal konuşmaları bile gündem olan biri olarak doğruyu söyleyen, ciddiyet ve vicdan sahibi biri olarak bilinmek benim için yeterlidir.
ŞAMİL TAYYAR’A: ‘HER DEVRİN ADAMI…’
Son 10 yılda gördüğüm bir manzara var. Televizyonlarda ve gazetelerde boy gösteren kıymeti kendinden menkul sözde siyasetçi ve gazeteciler türedi. Bazı medya patronları rahatsız oldukları gazetecileri kendi gazetelerinde işe alıyor, onları kullanıyorlar. Bir kısım siyasetçiler de şerrinden çekindikleri isimleri başını ağrıtacak endişesiyle kendi çevrelerinde tutuyorlar. Bunun örneklerini her zaman görmek mümkün. Her devrin adamı ve her devrin kalıbına girme becerisini gösteren omurgasızlardan korkmam. Yetersiz nitelikleri sebebiyle siyasette ve toplumun gönlünde yer edemeyen bazılarının ismim üzerinden polemik yaratarak birilerine veya bazı makamlara yaranma çabası, beni doğru bildiklerimi ifade etmekten alıkoymaz. Birileri tarafından maaşa bağlanan siyasetçi tiplerden olmadığım gibi kalemini ve kelâmını para için satan bukalemun tiplerden de olmadım.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur. pic.twitter.com/4jiPGhT7zv
— Bülent Arınç (@bulent_arinc) October 21, 2021
‘AK PARTİLİLERİN GOCUNMASINI GEREKTİRECEK DURUM YOK’
Program içerisinden kamuoyunun dikkatini çeken diğer bir ifade ise ‘CHP’nin oyları artıyor’ cümlesi. CHP’nin oyları artıyor demek bir hüküm cümlesi değildir, bir tespittir. Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu dönemi CHP’sini laiklik, laikçilik ve Kemalizm kavramları üzerinden mukayese ettim. Günümüz CHP’sindeki dine saygılı ve özgürlükçü laiklik anlayışının Baykal CHP’sinden farklı olduğunu ve bu durumun halk ile CHP arasındaki buzları eritmeye başladığına işaret ettim. Bu tespitte AK Partililerin gocunmasını gerektirecek bir durum yoktur. Bu CHP’ye ait bir tespittir ve bunu CHP’liler pek tabii tartışabilir. Bir kısım ‘Hayır biz değişmedik’ derken diğer bir kısım bu tespiti haklı bulabilir. Bu tespitin doğruluğu; oyların arttığı ya da azaldığı konusu ise kamuoyu araştırmacılarının gündemidir. Benim sade ve anlaşılır açıklamalarımda AK Parti’nin ya da başka bir partinin oylarının düştüğüne dair bir ifade yok. Ancak buradan bu anlamı çıkarabilme başarısını göstererek akıl ve izan dışı cümleler sarf edenlere de değer vermiyorum.”