Erdoğan’a, Saadet ve İsmailağa tarikatı ziyaretlerinde seçim ittifakı için sunulan tek şart İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıydı. Peki bu süreçte neler yaşandı?
Yaz aylarından beri iktidarın hedefindeki İstanbul Sözleşmesi, gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’yla kaldırıldı. Peki ama Sözleşme’nin kaldırılması için neden bu kadar diretildi, iktidar Sözleşme’yi aslında neden hedef aldı? Erdoğan’a, Saadet ve İsmailağa tarikatı ziyaretlerinde seçim ittifakı için sunulan tek şart neydi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Ocak’ta da MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi evinde ziyaret etmişti. Bu görüşme, ikilinin 6 günde 3’üncü teması olmuştu. 7 Ocak’ta ise Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret etti.
Aynı zamanda Milli Görüş Vakfı Başkanı Asiltürk, partisinin gelecekte hangi ittifak içerisinde bulunacağı sorusuna, “Seçime bir hafta kala buna karar verilir” diye yanıt verdi ancak tartışmalar büyüdü.
İTTİFAK İÇİN TEK ŞART: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Parti içerisinden tepkiler yükselirken Asiltürk bambaşka bir açıklama yaptı: “Erdoğan, ‘İstanbul Sözleşmesi kaldırılacak’ dedi.”
Asiltürk’e göre, partililer İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması için Erdoğan’la kendisinin görüşmesini istedi. Katıldığı televizyon programında şöyle dedi:
“AK Parti’nin yetkilileri bana geldi ve bu sözleşmenin (İstanbul Sözleşmesi) kesinlikle kalkacağını söyledi. ‘Lütfen siz bizi destekleyecek şekilde konuşun da bize yardımcı olun.’ Sayın Cumhurbaşkanının da görüşü kalkması yönünde. Ben de biliyorum ifade ettiğini, kesinlikle kalkacak.”
BU KEZ GİZLİ GÖRÜŞME
Saadet Partili Ali Aktaş, Oğuzhan Asiltürk’ü yeğenine ait siyah pasat arabayla Beştepe Sarayı’na arka kapıdan girerek ittifak pazarlığı yapmakla suçladı ve “Saadet Partisi iktidarın devamı için pazarlanacak bir parti değildir” dedi.
Erdoğan’ın Asiltürk ziyaretinden sonra daha önce randevu aldığı, ancak zaman bulup gidemediği Saadet Partisi’nin eski genel başkanı Recai Kutan ziyaretini de gerçekleştirmesi bekleniyor.
ERDOĞAN’IN “1994 RUHU” VURGUSU İTTİFAK İÇİN Mİ?
Erdoğan katıldığı İstanbul İl Kongresi’nde Saadet Partisi’ne yönelik çok önemli bir mesaj vererek, 2023 vizyonuna 1994 ruhu ile gideceklerini belirtti. Refah Partisi’nin adayı olarak girdiği 1994 Mahalli İdareler Genel Seçimi’nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen Erdoğan, “İstanbul emin ellerde” sloganını kullanmıştı.
ERDOĞAN: HALK İSTİYORSA KALDIRIN
Temmuz ayında Hürriyet gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, partisinin Merkez Yürütme Kurulu’nda İstanbul Sözleşmesi ile ilgili “Halk istiyorsa kaldırın” dediğini iddia etti.
RAPORU HAZIRLAYAN PLATFORM: MAYINLI ALANA GİRDİK
Onursal başkanlığını Hayrettin Karaman’ın yaptığı, yöneticileri arasında Abdurrahman Dilipak’ın da bulunduğu Türkiye Düşünce Platformu, Mayıs 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a İstanbul Sözleşmesi’nden neden çıkılması gerektiğini anlatmak için 10 sayfalık rapor sundu. Raporu hazırlayan platform yönetimi “Mayınlı alana girdiğimizi fark ettik” diyerek İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili tartışmanın artık parçası olmayacaklarını açıkladı.
CÜBBELİ DE HEDEF ALDI
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de İstanbul Sözleşmesi’i hedef göstererek, insanların tepki göstermesi için çağrı yaptı. Aralarında Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da olduğu KADEM’in açıklamasına Cübbeli Ahmet’ten geldi.
TÜGVA tarafından yapılan açıklamayı alıntılayarak çağrı yapan Cübbeli, “Ey Müslümanlar! Bayramdır, yazdır, tâtildir demeyelim. Bugün bu “İstanbul Sözleşmesi”ne gereken tepkiyi vermezsek yarın çoluk çocuğumuzu eşcinsellikten kurtaramayız ve bunun vebâlinin altından kalkamayız. Bu hususta TÜGVA’nın şu açıklamasını da çok önemli buluyorum” dedi.
İSMAİLAĞA: KALDIRIN
İsmailağa tarikatı ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “halkımız isterse” çıkarız demesinin ardından “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi” için İstanbul sözleşmesinden çıkılmasını resmen talep etti.
İsmailağa’nın resmi internet sitesinde 6 Temmuz günü yayınlanan bildiride, Sözleşmenin İslâmi değerlere “savaş açma hüviyeti” taşıdığı yazıldı ve “ahlâki yapımızı ve ecdadımızdan bize intikal eden aile medeniyetimizi yıkmayı hedeflediği” ifadesine yer verildi.
İsmailağa tarafından yayınlanan bildiride şöyle denildi:
– “Bugünlerde gündemimizi bir hayli meşgul eden İstanbul Sözleşmesi ise İslâm’ın himaye etmeyi hedeflediği değerlerimize savaş açma hüviyetini taşımaktadır. Zira ilgili sözleşme içeriği bakımından Rabbimizin bize emir buyurduğu aileye yönelik düsturlar, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in aile yapımıza dair öğretileri ve İslâm tarihi boyunca Müslümanların kökleşmiş aile medeniyetini tarumar edecek bir keyfiyeti haizdir.”
– “Bu sözleşme muhtevası açısından eşcinsellik gibi, Allah (Celle Celâluhû) ve Resûlü (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in lânetlediği işlerin önünü açması, kadına yaratılış amacının aksine misyonlar yüklemesi gibi yönleriyle ahlâkî yapımızı ve ecdadımızdan bize intikal eden aile medeniyetimizi yıkmayı hedeflemektedir.”
– “Bu anlamda ilgili sözleşme evlâdu ahfâdımızın din, iman, takva, iffet, hayâ ve medeniyet gibi olmazsa olmaz değerlerimizi muhafaza ederek yaşayabilmesine potansiyel bir engeldir. Emr-i bi’l-Ma‘rûf ve nehy-i ani’l-Münkeri [Şeriata uygun olanı emredip, yasakladığından alıkoyma] esas edinmiş bir camia olarak böyle bir yanlıştan dönülmesini ve sözleşmenin feshedilmesini talep ediyoruz. Yetkili makamların bu minvalde gereken adımları atacağına inanıyoruz.”
