Gazeteciler Barış Pehlivan ve Murat Ağırel, dün öğlen girdikleri Silivri Cezaevi’nden akşam çıktı. İki gazetecinin bir günlük cezaevine girişi muhalif kesimin iki yüzlülüğünü ortaya koydu.
Gazeteciler Barış Pehlivan ve Murat Ağırel, dün öğlen girdikleri Silivri Cezaevi’nden akşam çıktı. İki gazetecinin bir günlük cezaevine girişi muhalif kesimin iki yüzlülüğünü ortaya koydu. Pehlivan ve Ağırel’in çıkışını kutlayan medya ve muhalefet milletvekilleri, yıllardır hücrede tutuklu bulunan gazeteciler Hidayet Karaca, Mehmet Baransu ile Gültekin Avcı’nın tutukluluğuna, 85 yaşındaki Nusret Muğla’nın cezaevinde ölümüne sağır ve dilsiz oldular.
AKP Türkiye’si toplumsal iki yüzlülüğün her geçen gün derinleştiği bir ülke haline geldi. Kendi mahallesindekilere yapılan hukuksuzluğa sesini yükseltenler, karşı mahalleden kabul ettiklerinin işkence görmesini bile duymazdan geliyor. Ankara TEM polislerinin yaptığı işkencenin raporunu gizleyen Ankara Barosu kılını kıpırdatmıyor.
SELFİLER EŞLİĞİNDE CEZAEVİNE GİRİP ÇIKTILAR
Son örnek Libya’da şehit olan MİT mensubunun cenaze haberi nedeniyle aldıkları ceza onanan gazeteciler Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in hapse girip çıkmasında yaşandı. 4,8 yıl ve 3,9 yıl cezaları kesinleşen iki gazeteci basın toplantısı ve selfiler eşliğinde cezaevine gitti. Akşam saatlerinde de Covid-19 gerekçesiyle serbest bırakıldı. CHP Milletvekilleri sabahtan akşama kadar Pehlivan ve Ağırel’in yanında durdu. Yılların gazetecileri Uğur Dündar da iki gazetecinin cezaevine gönderilmesini “Karanlık Türkiye aydınlığa çıkacak” etiketi altında paylaştı.
Gazeteci Mehmet Baransu, 7 yıldır Silivri Cezaevinde tutuklu.
DOĞUMHANE ÖNÜNDE BEKLEYEN POLİSE SES ÇIKARMAYANLAR
Muhalefet partileri ve AKP’nin karşısında konumlanan kişiler iki gazetecinin ifade özgürlüğünün ihlal edilerek cezaevine konulmasına haklı olarak tepki gösterdi. Hukuksuzluğa karşı birlikte ses yükseltmenin karşılığı alındı ve iki gazeteci 5,5 saat kaldıkları cezaevinden özgürlüklerine kavuştu. Kendilerine muhalif diyenler aynı duyarlılığı bebekli kadınların cezaevine atılmasına karşı göstermedi. Doğumhanenin önünde anne ve bebeğini gözaltına almak için bekleyen polislere sesini çıkarmadı. Gülen Hareketine mensup oldukları için ya da Kürt kimlikleri nedeniyle ağır hastaların cezaevinden cenazesinin çıkmasına göz yumanlar, adaletsizlik kendilerine uğrayınca bağırdılar.
Nusret Muğla, 85 yaşında olmasına rağmen konulduğu cezaevinde hayatını kaybetti.
YATARI BİTTİĞİ HALDE CEZAEVİNDEKİ GAZETECİLER
Oda TV ve Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazan Barış Pehlivan ve Murat Ağırel demokrasi kahramanı olarak sunulurken, cezasını bitirdiği halde tahliye edilmeyen ve mahpusta tutulan gazetecilerin sesini duymadı. 7 yıldır hücrede kalan Mehmet Baransu’ya uygulanan insanlık dışı muameleler bırakın haber olmayı sosyal medyadan mesaj olarak dahi paylaşılmadı. Gülen Hareketi medyasında görev yaptıkları için cezaevine konulan Hidayet Karaca ve Gültekin Avcı’nın ailesinin çektiği sıkıntılar da Türkiye’deki muhaliflerin umurunda olmadı.
ERDOĞAN’IN TEK ADAMLIĞINA HİZMET
17-25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda ortaya saçılan Erdoğan ve bakanlarının yolsuzluklarıyla politika yapan muhalifler, operasyonu yapan polis şeflerinin cezaevlerinde çürümesine ses çıkarmıyor. Bu tablo en çok toplumsal iki yüzlülüğün omuzlarında 20 yıldır iktidarını sürdüren AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yarıyor. İnsan hakları ihlalleri, işkenceler ve hukuksuz tutuklamalar konusunda bile bir araya gelemeyen Erdoğan muhalifleri, Türkiye’deki tek adam rejiminin kökleşmesine hizmet ediyor. Erdoğan, Saray’ında 2023 yılının planlarını yaparken kendini ‘demokrat’ diye tanımlayanlar Erdoğan’ın Fet. iftirasıyla günlerini geçiriyor.
Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in canlı yayında sloganlar eşliğinde cezaevine gönderilip akşam çıkmasıyla büyük iş başardığını düşünen gazeteciler ve siyasiler, gazeteci Zeynep Durgut’un gözaltında olduğundan haberdar mı acaba?
Gazeteci Zeynep Durgut 2 gündür gözaltında. Aynı duyarlılığı onun için göstermek çok mu zor… #ZeynepDurgutuSerbestBırakın pic.twitter.com/yCPFj3zceK
— Seda Taşkın (@sedaa_tskn) February 15, 2022
