Paradise belgelerini yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi’ne dava açtı…
Yıldırım, avukatı aracılığıyla Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dilekçesinde, Cumhuriyet gazetesi ve www.cumhuriyet.com.tr internet sitesinde 6 Kasım’da sürmanşetten “Yerli ve milli değil”, 7 Kasım’da “Hükümetin başı vergiden kaçıyor” ve 8 Kasım’da “Bir yalan var ama…” başlıklı haber yapıldığı aktarıldı.
“Toplumda yanlış ve yanlı algı oluşturmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan sözde haberlerin özel vurgular kullanılmak suretiyle açık tahkir ve tezyif kastıyla hazırlandığı” iddia edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Sayın Binali Yıldırım Türkiye Cumhuriyeti 65. Hükümeti Başbakanıdır. Başbakan olarak görevlendirildiği 24 Mayıs 2016 tarihinden önce de Türkiye Cumhuriyeti’nin Ulaştırma Bakanı olarak görev yapmıştır. Cumhuriyet tarihinin en uzun görev yapan Ulaştırma Bakanı olmuştur. Bütün bu hizmet süreleri içinde önceliği milletine hizmet etmek olmuştur. Müvekkilimin her icraatı halkın gözleri önünde gerçekleşmiştir. Gerek Başbakan gerekse Ulaştırma Bakanı olarak ülkeye hizmet ettiği alanında ve sürede Türkiye’ye çağ atlatmış, sadece ülkemizde değil, dünyada da hayranlık uyandıran eserli ülkemize kazandırmıştır. Müvekkillerim Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım ise saygın iş adamlarıdır. Davalılarca neşredilen basılı ve sanal yayın organlarıyla sürekli ve sistemli bir şekilde Sayın Başbakınımz ve oğulları hakkında yapılan sözde haberler ile yurt içindeki ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarını yalan ve çarpıtılmış sözde haberler ile tahrik, teşvik ve sansasyonel bilgilerle kışkırtıp Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve yöneticilerinin itibarlarına zarar verilmek istenilmektedir.”
Gazetede yer alan iddialara yer verilen dilekçede, Başbakan Yıldırım’ın 7 Kasım’da yaptığı basın toplantısında kullandığı “Bu şirketler açık faaliyet gösteren şirketlerdir. Bunu her yerden araştırabilirsiniz. Bu iddialar ilk kez ortaya atılmadı. İlk kez 2008 yılında çıktı. Hepsini açıkladım. Tekrar 2017 Mayıs’ta gündeme geldi. Yine açıkladım. Beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Milletim beni bilir. Benim dokunulmazlığım var ama oğullarımın yok, her türlü araştırma ve inceleme yapılabilir. Haksız yere itham edilmeleri kabul edilemez. Biz onurumuzla varız, ülkemiz ve milletimiz için bütün ömrümüzü verdik. Bizim için en büyük servet itibarımızdır. Gerisi gelip geçicidir. Ancak itibar insanı öbür dünyaya kadar taşıyacak elde edilmesi zor bir meziyettir. Bakın vergi verilmiyor diye itham ediyorlar” ifadelere yer verildi.
‘BİR GİZLİLİK MEVCUT DEĞİL’
Haberin sunuluş tarzından ‘sanki’ bir sır perdesinin aralandığı, bir usulsüzlüğün ortaya konulduğu izlenimi verildiği belirtilen dilekçede, “Haberin sunuluşundan gizli olayların ortaya çıkartıldığı izlenimi verilirken, bilinmelidir ki iş bu kayıtlar Malta Ticaret Sicilinde aleni olarak yayımlanan kayıtlardır. Bir gizlilik, bir usulsüzlük mevcut değildir. İş bu kayıtlara isteyen herkes çok rahatlıkla internet üzerinden dahi ulaşabilmektedir. Müvekkillerimiz Sayın Erkam Yıldırım ve Sayın Bülent Yıldırım’ın veya akrabalarının Malta’da ticari şirket kaydının olmasında da yasal bir engel bulunmamaktadır. Ticaret ile uğraşmak isteyen her sıradan vatandaş gidip Malta’da bir şirket kurup ticari faaliyet gösterebilir. Aynı zamanda ihracat veya ithalat yoluyla uluslararası arenada faaliyet gösteren her şirket işlerinin takibi noktasında bu tür merkezi yerlerde acente veya irtibat ofisi açmakta, hatta merkezini buralara dahi taşımaktadır. Ancak, tüm bunların müvekkilimiz Sayın Binali Yıldırım ile bir ilgisi bulunmamakla birlikte, ifade edildiği üzere oğullarının veya akrabalarının bir şirket açmasına veya ticari faaliyette bulunmasına engel bir yasal durum da söz konusu değildir” denildi.
Dilekçede, haberlerde belirtilen hususların kasıtlı ve bilinçli olarak eksik bir şekilde ifade edildiği iddia edilerek, “Örneğin, Hawke Bay Marine adlı şirketin 2007 yılından itibaren inaktif (pasif) / kapalı olmasına rağmen sanki büyük ticari işler yapıyormuş gibi servis edilmiştir. Oysaki halkı doğru bilgilendirmek isteyen bir gazetecinin aynı şekilde iş bu şirketin 2007 yılından itibaren faaliyet göstermediği konusunda da haberinde yer vermesi beklenirdi” ifadelerine yer verildi.
Binali Yıldırım için 250 bin, Erkam Yıldırım için 125 bin ve Bülent Yıldırım için 125 bin lira manevi tazminat talep edildi.
Paradise belgelerini yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi’ne dava açtı…
Yıldırım, avukatı aracılığıyla Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dilekçesinde, Cumhuriyet gazetesi ve www.cumhuriyet.com.tr internet sitesinde 6 Kasım’da sürmanşetten “Yerli ve milli değil”, 7 Kasım’da “Hükümetin başı vergiden kaçıyor” ve 8 Kasım’da “Bir yalan var ama…” başlıklı haber yapıldığı aktarıldı.
“Toplumda yanlış ve yanlı algı oluşturmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan sözde haberlerin özel vurgular kullanılmak suretiyle açık tahkir ve tezyif kastıyla hazırlandığı” iddia edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Sayın Binali Yıldırım Türkiye Cumhuriyeti 65. Hükümeti Başbakanıdır. Başbakan olarak görevlendirildiği 24 Mayıs 2016 tarihinden önce de Türkiye Cumhuriyeti’nin Ulaştırma Bakanı olarak görev yapmıştır. Cumhuriyet tarihinin en uzun görev yapan Ulaştırma Bakanı olmuştur. Bütün bu hizmet süreleri içinde önceliği milletine hizmet etmek olmuştur. Müvekkilimin her icraatı halkın gözleri önünde gerçekleşmiştir. Gerek Başbakan gerekse Ulaştırma Bakanı olarak ülkeye hizmet ettiği alanında ve sürede Türkiye’ye çağ atlatmış, sadece ülkemizde değil, dünyada da hayranlık uyandıran eserli ülkemize kazandırmıştır. Müvekkillerim Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım ise saygın iş adamlarıdır. Davalılarca neşredilen basılı ve sanal yayın organlarıyla sürekli ve sistemli bir şekilde Sayın Başbakınımz ve oğulları hakkında yapılan sözde haberler ile yurt içindeki ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarını yalan ve çarpıtılmış sözde haberler ile tahrik, teşvik ve sansasyonel bilgilerle kışkırtıp Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve yöneticilerinin itibarlarına zarar verilmek istenilmektedir.”
Gazetede yer alan iddialara yer verilen dilekçede, Başbakan Yıldırım’ın 7 Kasım’da yaptığı basın toplantısında kullandığı “Bu şirketler açık faaliyet gösteren şirketlerdir. Bunu her yerden araştırabilirsiniz. Bu iddialar ilk kez ortaya atılmadı. İlk kez 2008 yılında çıktı. Hepsini açıkladım. Tekrar 2017 Mayıs’ta gündeme geldi. Yine açıkladım. Beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Milletim beni bilir. Benim dokunulmazlığım var ama oğullarımın yok, her türlü araştırma ve inceleme yapılabilir. Haksız yere itham edilmeleri kabul edilemez. Biz onurumuzla varız, ülkemiz ve milletimiz için bütün ömrümüzü verdik. Bizim için en büyük servet itibarımızdır. Gerisi gelip geçicidir. Ancak itibar insanı öbür dünyaya kadar taşıyacak elde edilmesi zor bir meziyettir. Bakın vergi verilmiyor diye itham ediyorlar” ifadelere yer verildi.
‘BİR GİZLİLİK MEVCUT DEĞİL’
Haberin sunuluş tarzından ‘sanki’ bir sır perdesinin aralandığı, bir usulsüzlüğün ortaya konulduğu izlenimi verildiği belirtilen dilekçede, “Haberin sunuluşundan gizli olayların ortaya çıkartıldığı izlenimi verilirken, bilinmelidir ki iş bu kayıtlar Malta Ticaret Sicilinde aleni olarak yayımlanan kayıtlardır. Bir gizlilik, bir usulsüzlük mevcut değildir. İş bu kayıtlara isteyen herkes çok rahatlıkla internet üzerinden dahi ulaşabilmektedir. Müvekkillerimiz Sayın Erkam Yıldırım ve Sayın Bülent Yıldırım’ın veya akrabalarının Malta’da ticari şirket kaydının olmasında da yasal bir engel bulunmamaktadır. Ticaret ile uğraşmak isteyen her sıradan vatandaş gidip Malta’da bir şirket kurup ticari faaliyet gösterebilir. Aynı zamanda ihracat veya ithalat yoluyla uluslararası arenada faaliyet gösteren her şirket işlerinin takibi noktasında bu tür merkezi yerlerde acente veya irtibat ofisi açmakta, hatta merkezini buralara dahi taşımaktadır. Ancak, tüm bunların müvekkilimiz Sayın Binali Yıldırım ile bir ilgisi bulunmamakla birlikte, ifade edildiği üzere oğullarının veya akrabalarının bir şirket açmasına veya ticari faaliyette bulunmasına engel bir yasal durum da söz konusu değildir” denildi.
Dilekçede, haberlerde belirtilen hususların kasıtlı ve bilinçli olarak eksik bir şekilde ifade edildiği iddia edilerek, “Örneğin, Hawke Bay Marine adlı şirketin 2007 yılından itibaren inaktif (pasif) / kapalı olmasına rağmen sanki büyük ticari işler yapıyormuş gibi servis edilmiştir. Oysaki halkı doğru bilgilendirmek isteyen bir gazetecinin aynı şekilde iş bu şirketin 2007 yılından itibaren faaliyet göstermediği konusunda da haberinde yer vermesi beklenirdi” ifadelerine yer verildi.
Binali Yıldırım için 250 bin, Erkam Yıldırım için 125 bin ve Bülent Yıldırım için 125 bin lira manevi tazminat talep edildi.
Paradise belgelerini yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi’ne dava açtı…
Yıldırım, avukatı aracılığıyla Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dilekçesinde, Cumhuriyet gazetesi ve www.cumhuriyet.com.tr internet sitesinde 6 Kasım’da sürmanşetten “Yerli ve milli değil”, 7 Kasım’da “Hükümetin başı vergiden kaçıyor” ve 8 Kasım’da “Bir yalan var ama…” başlıklı haber yapıldığı aktarıldı.
“Toplumda yanlış ve yanlı algı oluşturmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan sözde haberlerin özel vurgular kullanılmak suretiyle açık tahkir ve tezyif kastıyla hazırlandığı” iddia edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Sayın Binali Yıldırım Türkiye Cumhuriyeti 65. Hükümeti Başbakanıdır. Başbakan olarak görevlendirildiği 24 Mayıs 2016 tarihinden önce de Türkiye Cumhuriyeti’nin Ulaştırma Bakanı olarak görev yapmıştır. Cumhuriyet tarihinin en uzun görev yapan Ulaştırma Bakanı olmuştur. Bütün bu hizmet süreleri içinde önceliği milletine hizmet etmek olmuştur. Müvekkilimin her icraatı halkın gözleri önünde gerçekleşmiştir. Gerek Başbakan gerekse Ulaştırma Bakanı olarak ülkeye hizmet ettiği alanında ve sürede Türkiye’ye çağ atlatmış, sadece ülkemizde değil, dünyada da hayranlık uyandıran eserli ülkemize kazandırmıştır. Müvekkillerim Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım ise saygın iş adamlarıdır. Davalılarca neşredilen basılı ve sanal yayın organlarıyla sürekli ve sistemli bir şekilde Sayın Başbakınımz ve oğulları hakkında yapılan sözde haberler ile yurt içindeki ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarını yalan ve çarpıtılmış sözde haberler ile tahrik, teşvik ve sansasyonel bilgilerle kışkırtıp Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve yöneticilerinin itibarlarına zarar verilmek istenilmektedir.”
Gazetede yer alan iddialara yer verilen dilekçede, Başbakan Yıldırım’ın 7 Kasım’da yaptığı basın toplantısında kullandığı “Bu şirketler açık faaliyet gösteren şirketlerdir. Bunu her yerden araştırabilirsiniz. Bu iddialar ilk kez ortaya atılmadı. İlk kez 2008 yılında çıktı. Hepsini açıkladım. Tekrar 2017 Mayıs’ta gündeme geldi. Yine açıkladım. Beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Milletim beni bilir. Benim dokunulmazlığım var ama oğullarımın yok, her türlü araştırma ve inceleme yapılabilir. Haksız yere itham edilmeleri kabul edilemez. Biz onurumuzla varız, ülkemiz ve milletimiz için bütün ömrümüzü verdik. Bizim için en büyük servet itibarımızdır. Gerisi gelip geçicidir. Ancak itibar insanı öbür dünyaya kadar taşıyacak elde edilmesi zor bir meziyettir. Bakın vergi verilmiyor diye itham ediyorlar” ifadelere yer verildi.
‘BİR GİZLİLİK MEVCUT DEĞİL’
Haberin sunuluş tarzından ‘sanki’ bir sır perdesinin aralandığı, bir usulsüzlüğün ortaya konulduğu izlenimi verildiği belirtilen dilekçede, “Haberin sunuluşundan gizli olayların ortaya çıkartıldığı izlenimi verilirken, bilinmelidir ki iş bu kayıtlar Malta Ticaret Sicilinde aleni olarak yayımlanan kayıtlardır. Bir gizlilik, bir usulsüzlük mevcut değildir. İş bu kayıtlara isteyen herkes çok rahatlıkla internet üzerinden dahi ulaşabilmektedir. Müvekkillerimiz Sayın Erkam Yıldırım ve Sayın Bülent Yıldırım’ın veya akrabalarının Malta’da ticari şirket kaydının olmasında da yasal bir engel bulunmamaktadır. Ticaret ile uğraşmak isteyen her sıradan vatandaş gidip Malta’da bir şirket kurup ticari faaliyet gösterebilir. Aynı zamanda ihracat veya ithalat yoluyla uluslararası arenada faaliyet gösteren her şirket işlerinin takibi noktasında bu tür merkezi yerlerde acente veya irtibat ofisi açmakta, hatta merkezini buralara dahi taşımaktadır. Ancak, tüm bunların müvekkilimiz Sayın Binali Yıldırım ile bir ilgisi bulunmamakla birlikte, ifade edildiği üzere oğullarının veya akrabalarının bir şirket açmasına veya ticari faaliyette bulunmasına engel bir yasal durum da söz konusu değildir” denildi.
Dilekçede, haberlerde belirtilen hususların kasıtlı ve bilinçli olarak eksik bir şekilde ifade edildiği iddia edilerek, “Örneğin, Hawke Bay Marine adlı şirketin 2007 yılından itibaren inaktif (pasif) / kapalı olmasına rağmen sanki büyük ticari işler yapıyormuş gibi servis edilmiştir. Oysaki halkı doğru bilgilendirmek isteyen bir gazetecinin aynı şekilde iş bu şirketin 2007 yılından itibaren faaliyet göstermediği konusunda da haberinde yer vermesi beklenirdi” ifadelerine yer verildi.
Binali Yıldırım için 250 bin, Erkam Yıldırım için 125 bin ve Bülent Yıldırım için 125 bin lira manevi tazminat talep edildi.
Paradise belgelerini yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi’ne dava açtı…
Yıldırım, avukatı aracılığıyla Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dilekçesinde, Cumhuriyet gazetesi ve www.cumhuriyet.com.tr internet sitesinde 6 Kasım’da sürmanşetten “Yerli ve milli değil”, 7 Kasım’da “Hükümetin başı vergiden kaçıyor” ve 8 Kasım’da “Bir yalan var ama…” başlıklı haber yapıldığı aktarıldı.
“Toplumda yanlış ve yanlı algı oluşturmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan sözde haberlerin özel vurgular kullanılmak suretiyle açık tahkir ve tezyif kastıyla hazırlandığı” iddia edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Sayın Binali Yıldırım Türkiye Cumhuriyeti 65. Hükümeti Başbakanıdır. Başbakan olarak görevlendirildiği 24 Mayıs 2016 tarihinden önce de Türkiye Cumhuriyeti’nin Ulaştırma Bakanı olarak görev yapmıştır. Cumhuriyet tarihinin en uzun görev yapan Ulaştırma Bakanı olmuştur. Bütün bu hizmet süreleri içinde önceliği milletine hizmet etmek olmuştur. Müvekkilimin her icraatı halkın gözleri önünde gerçekleşmiştir. Gerek Başbakan gerekse Ulaştırma Bakanı olarak ülkeye hizmet ettiği alanında ve sürede Türkiye’ye çağ atlatmış, sadece ülkemizde değil, dünyada da hayranlık uyandıran eserli ülkemize kazandırmıştır. Müvekkillerim Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım ise saygın iş adamlarıdır. Davalılarca neşredilen basılı ve sanal yayın organlarıyla sürekli ve sistemli bir şekilde Sayın Başbakınımz ve oğulları hakkında yapılan sözde haberler ile yurt içindeki ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarını yalan ve çarpıtılmış sözde haberler ile tahrik, teşvik ve sansasyonel bilgilerle kışkırtıp Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve yöneticilerinin itibarlarına zarar verilmek istenilmektedir.”
Gazetede yer alan iddialara yer verilen dilekçede, Başbakan Yıldırım’ın 7 Kasım’da yaptığı basın toplantısında kullandığı “Bu şirketler açık faaliyet gösteren şirketlerdir. Bunu her yerden araştırabilirsiniz. Bu iddialar ilk kez ortaya atılmadı. İlk kez 2008 yılında çıktı. Hepsini açıkladım. Tekrar 2017 Mayıs’ta gündeme geldi. Yine açıkladım. Beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Milletim beni bilir. Benim dokunulmazlığım var ama oğullarımın yok, her türlü araştırma ve inceleme yapılabilir. Haksız yere itham edilmeleri kabul edilemez. Biz onurumuzla varız, ülkemiz ve milletimiz için bütün ömrümüzü verdik. Bizim için en büyük servet itibarımızdır. Gerisi gelip geçicidir. Ancak itibar insanı öbür dünyaya kadar taşıyacak elde edilmesi zor bir meziyettir. Bakın vergi verilmiyor diye itham ediyorlar” ifadelere yer verildi.
‘BİR GİZLİLİK MEVCUT DEĞİL’
Haberin sunuluş tarzından ‘sanki’ bir sır perdesinin aralandığı, bir usulsüzlüğün ortaya konulduğu izlenimi verildiği belirtilen dilekçede, “Haberin sunuluşundan gizli olayların ortaya çıkartıldığı izlenimi verilirken, bilinmelidir ki iş bu kayıtlar Malta Ticaret Sicilinde aleni olarak yayımlanan kayıtlardır. Bir gizlilik, bir usulsüzlük mevcut değildir. İş bu kayıtlara isteyen herkes çok rahatlıkla internet üzerinden dahi ulaşabilmektedir. Müvekkillerimiz Sayın Erkam Yıldırım ve Sayın Bülent Yıldırım’ın veya akrabalarının Malta’da ticari şirket kaydının olmasında da yasal bir engel bulunmamaktadır. Ticaret ile uğraşmak isteyen her sıradan vatandaş gidip Malta’da bir şirket kurup ticari faaliyet gösterebilir. Aynı zamanda ihracat veya ithalat yoluyla uluslararası arenada faaliyet gösteren her şirket işlerinin takibi noktasında bu tür merkezi yerlerde acente veya irtibat ofisi açmakta, hatta merkezini buralara dahi taşımaktadır. Ancak, tüm bunların müvekkilimiz Sayın Binali Yıldırım ile bir ilgisi bulunmamakla birlikte, ifade edildiği üzere oğullarının veya akrabalarının bir şirket açmasına veya ticari faaliyette bulunmasına engel bir yasal durum da söz konusu değildir” denildi.
Dilekçede, haberlerde belirtilen hususların kasıtlı ve bilinçli olarak eksik bir şekilde ifade edildiği iddia edilerek, “Örneğin, Hawke Bay Marine adlı şirketin 2007 yılından itibaren inaktif (pasif) / kapalı olmasına rağmen sanki büyük ticari işler yapıyormuş gibi servis edilmiştir. Oysaki halkı doğru bilgilendirmek isteyen bir gazetecinin aynı şekilde iş bu şirketin 2007 yılından itibaren faaliyet göstermediği konusunda da haberinde yer vermesi beklenirdi” ifadelerine yer verildi.
Binali Yıldırım için 250 bin, Erkam Yıldırım için 125 bin ve Bülent Yıldırım için 125 bin lira manevi tazminat talep edildi.