İYİ Parti’nin temayül yoklamasından İzmir 1’inci bölge birinci sıra için Müsavat Dervişoğlu’nun adı öne çıkmıştı. Çıray bunun ardından adaylıktan feragat ettiğini belirterek “Kriz sonrası baraj altına düşen oylarımızı yükseltmek için çok çalışacağım” demişti.
Çıray’ın bu açıklamaları parti içinde tepkilere neden olmuş; İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da Çıray’ı, “DYP’de siyaset yaptın DYP’li, ANAP’ta siyaset yaptın ANAP’lı, CHP’de siyaset yaptın CHP’li hiç olmadın. Vekillik koparabilmek için MHP ve AK Parti’de de bulunmak istedin ama beceremedin. İYİ Parti’de ise zaten en başından itibaren sadece problem oldun. Siyaset yaptığın partilerde şahsına kefil olacak beşer kişi bul sonsuza kadar susacağım” ifadeleriyle hedef almıştı.
Birgün’ün aktardığına göre Çıray, yaptığı açıklamada İYİ Parti’den istifa ettiğini duyurdu.
Çıray’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
”Amacım, ülkemizi girdiğimiz demokrasi ve hukuksuzluk krizinden çıkarmak ve bunun için de bir milli seferberlik ruhuyla, kuşatılmış muhalefete yeni bir parti ile destek olmak ve Türk milletini harekete geçirerek seçimleri kazanmaktı.
Bana göre, ülkemizi uçurumun kenarına getiren şey lâiklik karşıtı hareketler, TSK’ya yapılan yargı darbesi ve 15 Temmuz 2016 f… damgalı kanlı ihanet girişimiyle başlayan süreçti.
Türkiye’nin içine sürüklendiği girdapla birlikte sıkışan siyasetin bana göre demokratik açıdan çözümü, merkezde, Atatürk ilkelerine ve kurucu milli değerlere bağlı, bu ilkeler ışığında kuşatılmaya çalışılan CHP ile birlikte cumhuriyet için mücadele edebilecek özgürlükçü bir parti kurmaktı.
Bu duygu ve düşüncelerle kurduğumuz İYİ Parti, Sayın Kılıçdaroğlu’nun demokratik desteği ile seçimlere girerek TBMM’de gurup kurdu ve oy oranları gittikçe artan bir şekilde yükselmeye başladı.
‘Özdağ’a ve bana operasyon başlatıldı’
Tam bu esnada derinden derine işlediği anlaşılan sinsi bir anlayış ile 20 Eylül 2020 İYİ Parti Kurultay’ında söz konusu hedefe ilk darbe vuruldu. Başta bana ve Sayın Ümit Özdağ’a olmak üzere İYİ Parti’de bir tasfiye operasyonu başlatıldı.
Bu kriz Sayın Özdağ’ın ayrılıp parti kurması ile sonuçlandı ki, yarattığı etkiyi 14-28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşadık.
‘Başıma tabanca dayasalar dahi kalkmam’ denilen Millet İttifakı masasından kalkılmasıyla birlikte, Türk toplumunda ortaya çıkan şok dalgası, sonunda İYİ Parti Genel Başkanı’na karşı bir öfke seline ve onunla arasında derin bir güven bunalımına dönüştü.
Ortaya çıkan bu bunalım ne yazık ki sadece İYİ Parti’ye değil cumhurbaşkanlığı seçim sürecine, dolayısı ile demokrasimizin ve gençlerimizin geleceğine zarar verdi.
Kamuoyu bildiği için burada tekrarlamaya gerek görmediğim daha pek çok başka nedenden dolayı bugün itibarı ile kurucu Genel Sekreteri olarak yola çıktığım ve birçok görevde bulunduğum İYİ Parti’den istifa ediyorum.”