Savcı’ya “Hukuk fakültesini yeniden okusun” diyen avukat hakkında “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Daha sonra 6 bin liralık cezaya çarptırılan avukat AYM’ye başvurdu.
Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir davada 5 sanığın avukatlığını üstlenen Keleş Öztürk, 1 Nisan 2009 günü görülen duruşmada savcının sanıklar hakkında mütalaa vermesinin ardından savunma yaptı. Öztürk savunmasında, “Savcı hukuk fakültesini yeniden okusun, Hukuk Fakültesi’ni okumadı ya da mahkemenin yaptığı işleri esas almıyor, ya da değer biçmiyor” dedi. Keleş savcı hakkında bu sözleri söylemediği gerekçesiyle, duruşma tutanağına itiraz etse de mahkeme, bu sözler nedeniyle Öztürk hakkında “görevli memura görevinden dolayı hakaret, terör örgütlerine hedef gösterme” ve “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi de avukatı Mayıs 2010’da 6 bin 80 TL adli para cezasına çarptırdı, hükmün açıklanmasını da geri bıraktı. Avukat Öztürk’ün bu karara yaptığı itiraz da reddedildi.
Öztürk’ün başvurusunu, değerlendiren Anayasa Mahkemesi, avukatın cezalandırılmasının ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. Yüksek mahkeme, kararında “Somut olay bakımından savunma avukatlığı yapan başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler demokratik bir toplumda çok istisnai durumlarda gerekli olarak kabul edilebilir. Sözlerin muhatabı davanın hâkimi değil iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısıdır. Hâkimlere nazaran Cumhuriyet savcılarından kendilerine yönelik eleştiriler karşısında daha hoşgörülü olmaları beklenir. Bu nedenle kovuşturma aşamasında yargılamanın taraflarından biri olan savcılara yapılan eleştiriler hâkimlere yönelik eleştirilere kıyasla ifade özgürlüğü bağlamında daha yüksek bir korumadan yararlanır” ifadelerini kullandı.
“Abartılı da olsa…”
Avukatın sözlerinin, duruşma sırasında ortamın gergin olduğu bir anda ve Cumhuriyet savcısının esas hakkıdaki mütalaasına karşı söylendiğini belirten Yüksek Mahkeme, “Eleştiriler abartılı görülebilirse de bu konudaki eleştirilerin temel amacının Cumhuriyet savcısının mütalaada benimsediği yaklaşımı eleştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Avukatların savunma esnasındaki sözlerinden dolayı cezai takibata maruz kalmalarının müvekkillerinin çıkarlarını hararetle savunma görevi üzerinde caydırıcı etki oluşturabileceği de göz önüne alınmalıdır. Bu kapsamda avukatların mesleklerinin icrası sırasındaki ifade özgürlükleri bağlamında ceza soruşturmalarına -verilen cezalar hafif olsa da- ancak istisnai durumlarda başvurulmalıdır” dedi.
Savcı’ya “Hukuk fakültesini yeniden okusun” diyen avukat hakkında “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Daha sonra 6 bin liralık cezaya çarptırılan avukat AYM’ye başvurdu.
Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir davada 5 sanığın avukatlığını üstlenen Keleş Öztürk, 1 Nisan 2009 günü görülen duruşmada savcının sanıklar hakkında mütalaa vermesinin ardından savunma yaptı. Öztürk savunmasında, “Savcı hukuk fakültesini yeniden okusun, Hukuk Fakültesi’ni okumadı ya da mahkemenin yaptığı işleri esas almıyor, ya da değer biçmiyor” dedi. Keleş savcı hakkında bu sözleri söylemediği gerekçesiyle, duruşma tutanağına itiraz etse de mahkeme, bu sözler nedeniyle Öztürk hakkında “görevli memura görevinden dolayı hakaret, terör örgütlerine hedef gösterme” ve “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi de avukatı Mayıs 2010’da 6 bin 80 TL adli para cezasına çarptırdı, hükmün açıklanmasını da geri bıraktı. Avukat Öztürk’ün bu karara yaptığı itiraz da reddedildi.
Öztürk’ün başvurusunu, değerlendiren Anayasa Mahkemesi, avukatın cezalandırılmasının ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. Yüksek mahkeme, kararında “Somut olay bakımından savunma avukatlığı yapan başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler demokratik bir toplumda çok istisnai durumlarda gerekli olarak kabul edilebilir. Sözlerin muhatabı davanın hâkimi değil iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısıdır. Hâkimlere nazaran Cumhuriyet savcılarından kendilerine yönelik eleştiriler karşısında daha hoşgörülü olmaları beklenir. Bu nedenle kovuşturma aşamasında yargılamanın taraflarından biri olan savcılara yapılan eleştiriler hâkimlere yönelik eleştirilere kıyasla ifade özgürlüğü bağlamında daha yüksek bir korumadan yararlanır” ifadelerini kullandı.
“Abartılı da olsa…”
Avukatın sözlerinin, duruşma sırasında ortamın gergin olduğu bir anda ve Cumhuriyet savcısının esas hakkıdaki mütalaasına karşı söylendiğini belirten Yüksek Mahkeme, “Eleştiriler abartılı görülebilirse de bu konudaki eleştirilerin temel amacının Cumhuriyet savcısının mütalaada benimsediği yaklaşımı eleştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Avukatların savunma esnasındaki sözlerinden dolayı cezai takibata maruz kalmalarının müvekkillerinin çıkarlarını hararetle savunma görevi üzerinde caydırıcı etki oluşturabileceği de göz önüne alınmalıdır. Bu kapsamda avukatların mesleklerinin icrası sırasındaki ifade özgürlükleri bağlamında ceza soruşturmalarına -verilen cezalar hafif olsa da- ancak istisnai durumlarda başvurulmalıdır” dedi.
Savcı’ya “Hukuk fakültesini yeniden okusun” diyen avukat hakkında “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Daha sonra 6 bin liralık cezaya çarptırılan avukat AYM’ye başvurdu.
Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir davada 5 sanığın avukatlığını üstlenen Keleş Öztürk, 1 Nisan 2009 günü görülen duruşmada savcının sanıklar hakkında mütalaa vermesinin ardından savunma yaptı. Öztürk savunmasında, “Savcı hukuk fakültesini yeniden okusun, Hukuk Fakültesi’ni okumadı ya da mahkemenin yaptığı işleri esas almıyor, ya da değer biçmiyor” dedi. Keleş savcı hakkında bu sözleri söylemediği gerekçesiyle, duruşma tutanağına itiraz etse de mahkeme, bu sözler nedeniyle Öztürk hakkında “görevli memura görevinden dolayı hakaret, terör örgütlerine hedef gösterme” ve “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi de avukatı Mayıs 2010’da 6 bin 80 TL adli para cezasına çarptırdı, hükmün açıklanmasını da geri bıraktı. Avukat Öztürk’ün bu karara yaptığı itiraz da reddedildi.
Öztürk’ün başvurusunu, değerlendiren Anayasa Mahkemesi, avukatın cezalandırılmasının ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. Yüksek mahkeme, kararında “Somut olay bakımından savunma avukatlığı yapan başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler demokratik bir toplumda çok istisnai durumlarda gerekli olarak kabul edilebilir. Sözlerin muhatabı davanın hâkimi değil iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısıdır. Hâkimlere nazaran Cumhuriyet savcılarından kendilerine yönelik eleştiriler karşısında daha hoşgörülü olmaları beklenir. Bu nedenle kovuşturma aşamasında yargılamanın taraflarından biri olan savcılara yapılan eleştiriler hâkimlere yönelik eleştirilere kıyasla ifade özgürlüğü bağlamında daha yüksek bir korumadan yararlanır” ifadelerini kullandı.
“Abartılı da olsa…”
Avukatın sözlerinin, duruşma sırasında ortamın gergin olduğu bir anda ve Cumhuriyet savcısının esas hakkıdaki mütalaasına karşı söylendiğini belirten Yüksek Mahkeme, “Eleştiriler abartılı görülebilirse de bu konudaki eleştirilerin temel amacının Cumhuriyet savcısının mütalaada benimsediği yaklaşımı eleştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Avukatların savunma esnasındaki sözlerinden dolayı cezai takibata maruz kalmalarının müvekkillerinin çıkarlarını hararetle savunma görevi üzerinde caydırıcı etki oluşturabileceği de göz önüne alınmalıdır. Bu kapsamda avukatların mesleklerinin icrası sırasındaki ifade özgürlükleri bağlamında ceza soruşturmalarına -verilen cezalar hafif olsa da- ancak istisnai durumlarda başvurulmalıdır” dedi.
Savcı’ya “Hukuk fakültesini yeniden okusun” diyen avukat hakkında “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Daha sonra 6 bin liralık cezaya çarptırılan avukat AYM’ye başvurdu.
Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir davada 5 sanığın avukatlığını üstlenen Keleş Öztürk, 1 Nisan 2009 günü görülen duruşmada savcının sanıklar hakkında mütalaa vermesinin ardından savunma yaptı. Öztürk savunmasında, “Savcı hukuk fakültesini yeniden okusun, Hukuk Fakültesi’ni okumadı ya da mahkemenin yaptığı işleri esas almıyor, ya da değer biçmiyor” dedi. Keleş savcı hakkında bu sözleri söylemediği gerekçesiyle, duruşma tutanağına itiraz etse de mahkeme, bu sözler nedeniyle Öztürk hakkında “görevli memura görevinden dolayı hakaret, terör örgütlerine hedef gösterme” ve “adil yargılamayı etkileme” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi de avukatı Mayıs 2010’da 6 bin 80 TL adli para cezasına çarptırdı, hükmün açıklanmasını da geri bıraktı. Avukat Öztürk’ün bu karara yaptığı itiraz da reddedildi.
Öztürk’ün başvurusunu, değerlendiren Anayasa Mahkemesi, avukatın cezalandırılmasının ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. Yüksek mahkeme, kararında “Somut olay bakımından savunma avukatlığı yapan başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler demokratik bir toplumda çok istisnai durumlarda gerekli olarak kabul edilebilir. Sözlerin muhatabı davanın hâkimi değil iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısıdır. Hâkimlere nazaran Cumhuriyet savcılarından kendilerine yönelik eleştiriler karşısında daha hoşgörülü olmaları beklenir. Bu nedenle kovuşturma aşamasında yargılamanın taraflarından biri olan savcılara yapılan eleştiriler hâkimlere yönelik eleştirilere kıyasla ifade özgürlüğü bağlamında daha yüksek bir korumadan yararlanır” ifadelerini kullandı.
“Abartılı da olsa…”
Avukatın sözlerinin, duruşma sırasında ortamın gergin olduğu bir anda ve Cumhuriyet savcısının esas hakkıdaki mütalaasına karşı söylendiğini belirten Yüksek Mahkeme, “Eleştiriler abartılı görülebilirse de bu konudaki eleştirilerin temel amacının Cumhuriyet savcısının mütalaada benimsediği yaklaşımı eleştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Avukatların savunma esnasındaki sözlerinden dolayı cezai takibata maruz kalmalarının müvekkillerinin çıkarlarını hararetle savunma görevi üzerinde caydırıcı etki oluşturabileceği de göz önüne alınmalıdır. Bu kapsamda avukatların mesleklerinin icrası sırasındaki ifade özgürlükleri bağlamında ceza soruşturmalarına -verilen cezalar hafif olsa da- ancak istisnai durumlarda başvurulmalıdır” dedi.