Türk vatandaşlarının ABD ve Avrupa ülkelerinden vize alması her geçen gün zorlaşıyor. Ünlü sanatçı Volkan Konak, vize alamadığı için Almanya’daki konserini iptal ettiğini duyurdu.
“Sevgili dostlar; Dünyanın her yerinde konser veren bizler, Türkiye’ye giriş yapan, sayısı belli olmayan ne olduğu belirsiz kişilere vatandaşlık verildiğinden, artık Avrupaya bile vize alamıyoruz ve Almanya’dan iki kez vize için red aldık, dolayısıyla mayıs ayı Almanya konserimizi iptal ettik.Dinleyicilerimizden özür diliyoruz.Ne diyeyim yazıklar olsun…
Sanatçı Konak’ın paylaşımları bir kez daha gözleri vize alamayan Türkiye vatandaşlarının durumuna çevirdi. Şuanda Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, Yunanistan, İspanya, Kanada, Belçika, Polonya, ABD’den vize almak bir kenara randevu almak bile olanaksız hale geldi. Fransa randevuları Türk vatandaşlarına tamamen kapalı. Yunanistan ancak Ağustos ayının sonuna, ABD 2024 yılının Temmuz ayına, Almanya 3 ay sonraya randevu veriyor. Vize şirketi sahibi Avukat Emrah Özdemir Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada, “13 yıldır sektörde görmediğimiz bir uygulama ile karşı karşıyayız. Belgeleri elçiliklere vermek bile olanaksız hale geldi. Elçiliklerle yaptığımız görüşmelerimizde kotaların kendi ülkeleri tarafından belirlendiğini söylüyorlar. Kotanın artırılması için yaptığımız başvurulara ise Covid, personel yetersizliği gibi gerekçelerle hep olumsuz cevap veriliyor” dedi.
Öztürk’ün yazısı şöyle: Olup bitenlere, çıkarılan zorluklara bakılırsa Türk vatandaşları ABD’de ve Avrupa ülkelerinde istenmiyor. Bunun en büyük sebebi, kur krizi. Şu anda vize başvurusu yapacak kişinin öncelikle banka hesabında en az 50 bin TL, yaklaşık 2.000 Euro olması gerekiyor.”
‘BEYAZ YAKALILAR TURİSTİK VİZE YURT DIŞINA GÖÇ EDİYOR’
Türk vatandaşlarının Avrupa ve Amerika’dan oturum veya çalışma izni almasının çok zor olduğuna işaret ederek, “İnsanlar da bunu bildikleri için turistik vize alıp Avrupa’ya, ABD’ye göç ediyor. Göç eden kişiler eskiden beden gücüyle çalışan vatandaşlarımızken, şu anda durum beyaz yakalılara geçmiş.
Yıllarca okulumuzda okuyan, lisans eğitimini tamamlayan, sağlık hizmetlerimizden yararlanan, 30 yaşlarına kadar Türk vatandaşının ne ihtiyacı varsa giderdiğimiz beyaz yakalılar turistik vize alarak yurtdışına kaçıyor. Çünkü, ülkelerindeki gelişmelerden umut kesmiş durumda. Bu yolla yurtdışına turist vizesi alıp gitmek isteyenlerin o ülkelerde kalıcı olduklarının elçilikler de farkında. Gitmek isteyenlerin sayısı da az değil.”
Ülkenin içinde bulunduğu belirsizliğini vize verilmesinin önündeki en büyük engel olduğu vurgulayan Öztürk, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Avrupa ve ABD ülkeleri için vize alabilenlerin sayısı yüzde 50’den fazla azaldı. Daha önce Schengen vizesi olan vatandaşlarımıza vize uzatımında zorluk çıkarılmıyordu. Bugün, onların da vize almaları hayli zorlaştı. Daha önce Schengen vizesi almamış olan vatandaşlarımızın hemen hiçbirisine vize verilmiyor. Bunların nedeni de çalışma vizesi alamayan vatandaşlarımızın turist vizesiyle gitmeleri ve bir daha dönmemeleri etkili oluyor. Bu şekilde gidip orada kalanların sayısı için “Bir önceki yıla göre 4 kat artış var” deniliyor.
Bir dönem günde 250-300 vize başvurusu alan büyükelçilikler, bugün ancak 30-40 başvuruyu kabul ediyor. Bazı ülkelerin işi gücü vatandaşlarımıza zorluk çıkarmak. Örneğin Polonya’ya günlük başvuru 100’ü bile bulmaz. Ancak 50-60 başvuru yapılıyordu. Ama, Polonya Büyükelçiliği günde en fazla 10 vize başvurusunu kabul ediyor. Anlaşılıyor ki Avrupa ülkeleri bu konuda aldıkları bir kararı toplu olarak vatandaşlarımıza uyguluyor.
İş insanlarımız çok zorluk çekiyor. Bir an önce vize alabilmek için devreye bürokratları, siyasileri sokmak durumunda kalıyorlar. Büyükelçilik ve konsoloslukların bu tutumu kuşkusuz Dışişleri Bakanlığımızı da rahatsız ediyor. Zaman zaman ülkelerin yetkilileriyle görüşmeler yapılıyor. Bir hafta-10 gün işler normale dönüyor. Sonra, kotalarının dolduğunu, personel yetersizliğini de gerekçe gösteriyor, yine başvurular kabul edilmiyor, aylar sonrasına randevu veriyorlar.
Pasaportumuzun kıymeti kalmamış. İnsanımıza bu kadar eziyet etmeye bu ülkelerin de ilgili bürokratların da seyirci kalmaya hakları yok”…