Zulümden en çok etkilenenler, evlatlarından koparılan anneler oldu…
İşte onlardan yalnızca birkaçı…
Annesiz Geçen Anneler Günü… by aktifhaber
HUMEYRA ER
Eşimle birlikte uzun yıllar öğrenci yetiştirdik. Hem güzel ahlaka hem de güzel mesleklere sahip olsunlar diye didinip durduk 3 evladımız var. 3. çocuğum daha 6 aylıkken sütüme ilgime ihtiyacı varken bir cani gibi memleketimizde bulunduğumuz bir gün eşimle birlikte aldılar bizi. 3 çocuk hem annesiz hem babasız kalmıştı. Bulunduğumuz koğuşta tam 5 anneydik süt veren hepimizin sütü boşuna gitmişti. Evlatlarımızdan ayrı elimize çakı bile almamış biz anneleri terörle suçluyorlardı. Oysa bebeğim olduğunda öyle hayallerim vardı ki onu yetiştirebilme adına şimdi siz düşünün bir evladınız var oturuşunu göremiyorsunuz, yürümesini göremiyorsunuz, ilk gülüşlerini ilk seslerini, anne deyişini göremiyorsunuz. Bıraktığımda 6 aylık olan kızım şimdi 14 aylık ailemin yanında büyümeye çalışıyor ve bizim hakkımızda 8 ay geçmesine rağmen iddianame bile yazılmadı. Eşimle ayni hapishanede haftada bir görüşüp teselli olmaya çalışıyordum ama şimdi beni başka bir şehre naklettiler, ondan da mahrum ettiler. Artık diyecek kelime söz bulamıyorum, tek sığınağım Rabbim.
RABİA ERBAY
Hayata biraz geç atılmış biri olarak evlatlarıma çok ayrı bir düşkünlüğüm vardı. Kızım ve oğlumla birlikte mütevazi bir hayatımız vardı. Eşim ise din görevlisi idi. Bizden uzakta doğunun bir köyünde imamlık görevini üstleniyordu. Bulunduğu yerde okul imkanı olmadığı için maalesef biz ayrı yaşamak durumundaydık, evlatlarım babalarından uzakta olmalarının hüznünü yaşıyordu, ta ki 15 Temmuz neticesinde esim ihraç oldu, biz birlikte yaşamaya başladık.
Derken, bir sabah evimize polisler geldi, dernek yöneticisi olmam hasebiyle beni almaya geldiklerini söylediler. Ben çocuklara izah etmeye çalışırken eşimi de alacaklarını öğrendiğimde ikinci şokumu yaşıyordum. Sabahın 6’sı çocuklarımın elinden tutup bir komşuma emanet ettim ve geleceğim dedim, biri 9 yaşında biri 6 yaşında iki çocuk komşuda olanları anlamaya çalışıyordu. Başka bir şehirde eşi de bizden 1 ay önce tutuklanmış kız kardeşimin telefonunu verdim komşuma o gelip alsın diye ve o anki tarifi imkansız acımla birlikte arkamda iki gözü yaşlı evladımı bırakarak ellerim kelepçeli bindik polis arabasına.
Tabi aklımda da bu ülkeye hizmet etmekten başka ne yaptık diye sormadan da edemiyordum. Günler haftaları haftalar ayları kovaladı ve eşimle birlikte nerdeyse 8 aydır tutukluyuz. Kız kardeşim kendi beş çocuğu ve benim çocuklarım ile birlikte 7 çocuğa ve bu sıkıntılardan dolayı felç geçirmiş anneme bakıyor.
Zulümden en çok etkilenenler, evlatlarından koparılan anneler oldu…
İşte onlardan yalnızca birkaçı…
Annesiz Geçen Anneler Günü… by aktifhaber
HUMEYRA ER
Eşimle birlikte uzun yıllar öğrenci yetiştirdik. Hem güzel ahlaka hem de güzel mesleklere sahip olsunlar diye didinip durduk 3 evladımız var. 3. çocuğum daha 6 aylıkken sütüme ilgime ihtiyacı varken bir cani gibi memleketimizde bulunduğumuz bir gün eşimle birlikte aldılar bizi. 3 çocuk hem annesiz hem babasız kalmıştı. Bulunduğumuz koğuşta tam 5 anneydik süt veren hepimizin sütü boşuna gitmişti. Evlatlarımızdan ayrı elimize çakı bile almamış biz anneleri terörle suçluyorlardı. Oysa bebeğim olduğunda öyle hayallerim vardı ki onu yetiştirebilme adına şimdi siz düşünün bir evladınız var oturuşunu göremiyorsunuz, yürümesini göremiyorsunuz, ilk gülüşlerini ilk seslerini, anne deyişini göremiyorsunuz. Bıraktığımda 6 aylık olan kızım şimdi 14 aylık ailemin yanında büyümeye çalışıyor ve bizim hakkımızda 8 ay geçmesine rağmen iddianame bile yazılmadı. Eşimle ayni hapishanede haftada bir görüşüp teselli olmaya çalışıyordum ama şimdi beni başka bir şehre naklettiler, ondan da mahrum ettiler. Artık diyecek kelime söz bulamıyorum, tek sığınağım Rabbim.
RABİA ERBAY
Hayata biraz geç atılmış biri olarak evlatlarıma çok ayrı bir düşkünlüğüm vardı. Kızım ve oğlumla birlikte mütevazi bir hayatımız vardı. Eşim ise din görevlisi idi. Bizden uzakta doğunun bir köyünde imamlık görevini üstleniyordu. Bulunduğu yerde okul imkanı olmadığı için maalesef biz ayrı yaşamak durumundaydık, evlatlarım babalarından uzakta olmalarının hüznünü yaşıyordu, ta ki 15 Temmuz neticesinde esim ihraç oldu, biz birlikte yaşamaya başladık.
Derken, bir sabah evimize polisler geldi, dernek yöneticisi olmam hasebiyle beni almaya geldiklerini söylediler. Ben çocuklara izah etmeye çalışırken eşimi de alacaklarını öğrendiğimde ikinci şokumu yaşıyordum. Sabahın 6’sı çocuklarımın elinden tutup bir komşuma emanet ettim ve geleceğim dedim, biri 9 yaşında biri 6 yaşında iki çocuk komşuda olanları anlamaya çalışıyordu. Başka bir şehirde eşi de bizden 1 ay önce tutuklanmış kız kardeşimin telefonunu verdim komşuma o gelip alsın diye ve o anki tarifi imkansız acımla birlikte arkamda iki gözü yaşlı evladımı bırakarak ellerim kelepçeli bindik polis arabasına.
Tabi aklımda da bu ülkeye hizmet etmekten başka ne yaptık diye sormadan da edemiyordum. Günler haftaları haftalar ayları kovaladı ve eşimle birlikte nerdeyse 8 aydır tutukluyuz. Kız kardeşim kendi beş çocuğu ve benim çocuklarım ile birlikte 7 çocuğa ve bu sıkıntılardan dolayı felç geçirmiş anneme bakıyor.