İki kayıptan 10 gündür haber yok. Kaçırılan ilk kişi başına gelenleri anlatıyor..
Kaçırma olaylarının ilki Özgür Gündem çalışanı Barış Boyraz’ın başına gelmişti. Sivil giyimli ve “seni polisin elinden kim alabiliyorsa biz oyuz” diyerek kendilerini tanıtan kişilerce kaçırılan Boyraz’ın ardından Turgut Çapan ve Öder Asan da günlerdir kayıt dışı biçimde gözaltında tutuluyorlar. Önder Asan hakkında ortaya çıkan ilk ipuçları, kaçırılma olayının bir ekip tarafından planlandığını gösteriyor.
AYRINTILAR ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI
Turgut Çapan’ın kayıt dışı biçimde gözaltına alınmasının üzerinden 10 gün geçti. Çapan’dan haber alamayan ailesinin, @CapanAilesi twitter hesabından feryatları gelmeye devam ediyor. Ankara Valisi’nin “konuyla ilgileneceği” yönündeki twitinin üzerinden ise 3 gün geçti.
Bu arada Ankara’da ikinci bir benzer olay patlak verdi. Önder Asan isimli kişi de 10 gün önce benzer biçimde kaçırıldı. @fatma_asan1905 twitter hesabından kocasıyla ilgili detayları paylaşan Fatma Asan’ın verdiği bilgiler, olayın organizasyon boyutunu gözler önüne seriyor.
Önder Asan 1 Nisan günü 13.30 sıralarında Ankara Yenimahalle Şentepe otobüs son durukları civarında ortadan kaybolmuş. Ailesi Asan’ın arabasının otobüs duraklarının bir arka sokağında bulunduğunu ve sol ön tekerinin bıçakla kesilmiş olarak park halinde olduğunu söylüyor.
POLİS AİLEYİ UZAKTAN İZLİYOR
Aileye yönelik takip ise Önder Asan’ın babası Muzaffer Asan 6 Nisanda Amasya’da oğlu için avukat tutmak üzere gittiği Noter’de ortaya çıktı. Baba Muzaffer Asan’ın bulunduğu noter 5 sivil Polis tarafından baskına uğradı
Polislerin, Önder Asan’ın, babası Muzaffer Asan’a daha önce avukat tutabilmesi için verdiği vekâlete zorla el koydukları öğrenildi.
Böylece oğluna avukat tutamayan baba Muzaffer Asan, oğlunu kimlerin kaçırdığı, kimin elinde bulunduğuna ilişkin etkin mücadele şansını da kaybetmiş oldu.
ORTAK NOKTA
Kaçırılan iki kişinin ortak noktası ise ikisinin de daha önce KHK ile kapatılan eğitim kurumlarında çalışıyor olmaları. Ancak Çapan ailesi, emniyet ve adliyeye yaptıkları müracaatlarda, Turgut Çapan hakkında hiçbir soruşturma, gözaltı ya da yakalama kararı bulunmadığının kendilerine söylendiğini belirtiyorlar.
İLK OLAY KIZILAY’IN GÖBEĞİNDE YAŞANMIŞTI
Ankara’da 90’lı yılları anımsatan kayıt dışı gözaltı uygulamalarının ilk kurbanı Barış Boyraz’dı. Boyraz Ankara’nın kalbi olan Kızılay Güvenpark’ta kaçırılmış, darp edilmiş ve sonra yol kenarına atılmıştı.
19 Ocak 2017’de yaşanan olayda Barış Boyraz saat 15.00 sıralarında Güvenpark Metro çıkışında 25-30 yaşları arasında iki kişi tarafından kaçırılmıştı. Boyraz, Güvenpark’ta sivil araçların girmediği alanda beyaz renkli bir araca bindirilerek şehir dışına yakın tenha bir alana götürülmüştü.
Boyraz, kaçırılma olayını şöyle anlatmıştı: “Beni kaçıranlardan biri orta boylu beyaz tenli, diğeri esmer biriydi. 25-30 yaşlarında iki kişi yanıma gelip kollarımı tuttular, burada bomba mı patlatacaksın dediler. Benim kollarımı arkaya doğru kıvırarak etkisiz hale getirdikten sonra telefonumu cebimden çıkarıp, Güvenpark’ta banklarda oturan alakasız gibi gözüken bir başka şahsa telefonumu verdiler. Güvenpark’ta sivil araçların giremediği bir alanda park halindeki beyaz hatchback (hecbek) tipi bir arabaya beni bindirdiler. Arabada benim dışımda 4 kişi daha vardı. Kimliklerini, gözaltı kararlarını ve beni nereye götürdüklerini sordum. Beni zorla arabaya bindirdiler. Hakaret ve küfür savuruyorlardı. Beni araç içerisinde darp ettiler. Atatürk Bulvarı tarafından araç Eskişehir yönüne ilerledi. Yolda sağ tarafımdaki şahıs beni hırpalamaya ve vurmaya başladı, biri sürekli küfür ediyordu. Biri telefonla arayarak ‘hücreyi Filistin askısını hazırlayın malum şahsı aldık’, diyerek baskı oluşturmaya başladı. Yakalarında mikrofon kulaklarında kulaklık vardı. Araç biraz ilerledikten sonra montumu çıkarıp başıma bağladılar. Başkan bunun yüzünü açın son kez etrafı görsün dedi bir başkası. Her seferinde de dövüyorlardı.”
Bir birine silah çektiler
Daha sonra araçtakilerin, “peşimize bir araç takılmış. Kimi taktın lan… bizim peşimize sen kimsin” diyerek küfür ve hakaret etmeye başladıklarını söyleyen Boyraz, “O zaman beni daha fazla hırpalamaya başladılar” dedi. Cepa’yı geçtikten sonra araçların ikisinin de durduğunu ve her iki araçta bulunanların da bir birine silah çektiğini aktaran Boyraz, “Çatışacaklarmış gibi bir hava yarattılar. Bir birlerine bağırdılar. Daha sonra beni alanlar araçtan indirerek arkadan gelen arabadakilere teslim ettiler” dedi. Kendisinin o anda bağırdığı yoldan geçen araçlara sesini duyurmaya ve kaçırıldığını iletmeye çalıştığını belirten Boyraz, “Eğer imkan bulsaydım kendimi yola atacaktım. Amacım herhangi bir aracın bana çarpmasını sağlayarak yaralanıp hastaneye kaldırılmaktı. O anda başka bir şey düşünemedim. Ama buna izin vermediler” dedi.
İŞBİRLİKÇİLİĞE ZORLADILAR
Daha sonra ikinci araca zorla bindirildiğini, ancak ikinci araçtakilerin tavrının tam tersi yönde değiştiğini ve kendisine “iyi davranmaya” başladıklarını aktaran Boyraz, gelenlerin, “seni cellatların elinden aldık, bizimle iyi geçin” dediklerini ve işbirliğine zorladıklarını söyledi. Kendisi ile ilgili “hazırlandığı” ileri sürülen bir dosyanın kendisine gösterildiğini ve “bunu polise verirsek seni bitiririz” diye tehdit edildiğini aktaran Boyraz, “Onlarla konuşmak istemediğimi onlarla işbirliği yapmayacağımı söylediğimde, ‘neden bu kadar katısın’ diyerek kızdılar. Telefonumu sordum, onlarda tamam dediler, Gölbaşı Kepekli yokuşunda beni ilk alanlar telefonumu getirip yanımdaki kişilere verdiler.”
SENİ POLİSİN ELİNDEN KİM ALABİLİYORSA
“İki ekip bir birini tanıyorlardı ve bir mizansen yaptılar. Aynı ekibin değişik versiyonlarıydı” diyen Boyraz, ikinci ekibe “siz kimsiniz” diye sorduğunda, “Seni polisin elinden kim alabiliyorsa biz oyuz” dediklerini aktardı. Hırpalanmış, üstü başı yırtılmış bir şekilde Gölbaşı’nda yol kenarına atılan Boyraz’a bazı kimlik bilgileri verilerek “kimi bilgiler” verilerek, herkesi takip ettiklerini iletiler.
Aktifhaber…