Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı idi. Ömer Halisdemir’in Ankara’da başından vurduğu ve hastanede hayatını kaybeden Tuğgeneral Semih Terzi’nin infaz emrini veren Aksakallı’nın, Terzi’yi defalarca telefonla arayarak Diyarbakır’dan Ankara’ya çağırdığı ortaya çıkmıştı. Aksakallı, darbe girişiminden sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile yaşadığı bazı sorunlar üzerine emekli olmak zorunda kalmıştı.
TR724’ten Tuna Yıldız eski Korgeneral Zekai Aksakallı ile ilgili önemli bir belgeye ulaştı. Kurmay Binbaşı Veysel Özmen’e ait olan ifade metninde, darbe sonrasında askeri personelin yaşadığı insanlık dışı bütün eylemlere ışık tutuluyor. Darbeden üç hafta sonra Genelkurmay Başkanlığı’nda görevi başındayken Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Piyade Binbaşı Turan Yıldırım ve iki astsubay tarafından gözaltına alındığını kaydeden Binbaşı Özmen, ardından Genelkurmay Başkanlığı içerisinde yer alan kapalı atış poligonuna götürüldüğünün altını çizdi. Kapıdan içeri girdiğinde yerde yatan kişilerin hepsinin ellerinin arkadan kelepçeli ve gözlerinin kapalı olduğunu vurguladı. Kendisinin gözlerinin açık olduğu için sivil giyimli şahsın Binbaşı Yıldırım’a sert bir tepki gösterdiğini belirten Binbaşı Özmen, bunun sebebinin de işkencecilerinin yüzlerini görmüş olduğuna bağlıyor.
SUBAYLARA İŞKENCE
Ardından üzerindeki üniforma ve değerli eşyalarının alınarak gözlerinin bağlandığını ve ellerinin arkadan kelepçelendiğini vurgulayan Kurmay Binbaşı Özmen, şunları anlatıyor: “Hiçbir tepki göstermedim. Çünkü bu ekip tarafından Merkez Komutanlığı ekibine teslim edileceğimi düşündüm. Ancak bir ekip gelerek beni aldı. Karanlık olduğunu düşündüğüm bir odaya götürüldüm. Sandalyeye bağlandım. Ayaklarım da sıkıca bağlandı. Bu esnada devre arkadaşım Binbaşı Yıldırım gelerek bildiğim her şeyi anlatmamı aksi halde gelecek ekibin kendisini zorla konuşturacağını söyledi. Bende biraz önce anlattığım konuların dışında bildiğim bir şeyin olmadığını kaydettim. Ardından odaya sesiyle ve konuşmasıyla Korgeneral Zekai Aksakallı olduğunu bildiğim kişi geldi. Benim Hizmet Hareketi’ne ne zaman katıldığımı sordu. Bende bu yapıyla hiçbir bağım olmadığını kendisine söyledim.”
‘ABİN KİM?’
Devamını yine Binbaşı Özmen’den dinleyelim. Korgeneral Aksakallı olduğunu düşündüğü şahıs vücuduna tekme ve yumruklarla vurmaya başladı. Özmen’in bir anda nefesi kesildi. Ardından yüzünü kapatacak şekilde ıslak bir havlu kafasına geçirildi. Sonra kafasından aşağıya su dökülmeye başlandı. Nefes almaya her çalıştığında su yutmaya başladı. Bu yüzden boğulma hissi yaşamaya başladı. Aksakallı olduğunu düşündüğü şahsın bulunduğu bir ortamda yaklaşık iki saat işkence edilerek sorgulandı.
Bu sorguda, “Abin kim? Cemaate ne zaman katıldın? Kimleri tanıyorsun” diyerek ağır küfürler eşliğinde sorgusu devam etti. Bu işkenceler neticesinde Kurmay Binbaşı bilincini kaybetti. Her bilincini kaybettiğinde Aksakallı olduğunu düşündüğü kişi elektro şok cihazıyla vücuduna elektrik verilmesi talimatını verdi. İki saatin ardından Binbaşı, üzerinde sadece iç çamaşırı kalacak şekilde odadan çıkarılarak poligona götürüldü. Orada ilk girişte gördüğü kişi tarafından yine boş bir sandalyeye bağlandı. Yine başına bir havlu geçirilerek kafasından aşağı su dökülmeye başlandı. Bu işkence dakikalarca devam etti. Bir gün sonra da Genelkurmay Başkanlığı’nda sorguya alınan TSK mensupları, Emniyet mensuplarına teslim edildi. Emniyette de benzer bir sorguya tabii tutuldular. Mahkeme huzurunda ise emniyette ve Genelkurmay Başkanlığı’nda işkence altında verdikleri ifadeleri reddettiler. Ancak mahkeme heyeti ise verilen ifadeleri dikkate almayarak, darbe kapsamında ceza verdi.”